Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/634 E. 2021/1202 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/634 Esas
KARAR NO : 2021/1202

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 07/04/2015 ve 22/04/2015 tarihli …. sözleşmesinin akdedildiğini, anılan sözleşme uyarıncaya davalıya tebliğ edilen fakat iade edilen ve ödenmeyen faturalara dayalı alacağın tahsili maksadı ile davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafından söz konusu icra takibinde gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, davacının sözleşme kapsamında davalıya servis bakım hizmetini sağladığını, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, huzurdaki davada mahkememizin yetkisiz olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre taraflar arasınndaki ihtilaf halinde sözleşmede gösterilen mahkemede davanın ikame edilmesinin gerektiğini, sözleşmeye göre ihtilaf halinde yetkili mahkemelerin ….’nın yetkili merkezinin bulunduğu bölgedeki ticari mahkemeler olduğunu, buna göre davalının yerleşim yeri olan Esenler ilinin bağlı bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davalı şirketin davöacıdan 27/12/2016 tarihinden sonra hizmet almadığını, davalı tarafıdan 07/04/2015,22/04/2015 ve 10/08/2015 tarihli davacı şirketle aralarında ihdas edilen sözleşmeler gereği davacı şirketten ürün ve bu ürüne bağlı hizmet satın aldığını, alınan tüm ürünlerin ücretinin ödendiğini, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas, … karar, 23/06/2020 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş olmakla, dosya ele alınmış ve incelenmiştir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, faturalar, sözleşme sureti, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı aleyhine 27.384,29-TL asıl alacak ve 926,05-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.310,34- TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 avans ticari faizi ile icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle takip tarihi itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve düzenlenmiş olan faturalar ile ilgili borcun bulunup bulunmadığı davaya konu hizmetin verilip verilmediği ve alacak miktarının tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi Bilgisayar Yüksek Mühendisi … ve bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 05/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın fatura ve cari hesap bakiyesi alacağı konusu olduğunu, davanın temelini oluşturan icra takibine konu edilen 2 adet faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığını, davalının, davacıdan mal almadığını savunduğuna göre davalı defterinde kayıtlı olmayan ve dava konusu edilen 2 adet fatura kapsamındaki malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, tarafların daha fazla delil sunması durumunda teknik incelemenin tekrar yapılabileceğini, davacı tarafın davalı taraftan 27.384,29-TL tutarında alacaklı olduğunun davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirtmiştir.
Celp edilen evraklar ile tarafların itirazlarının değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş olmakla, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişi Bilgisayar Yüksek Mühendisi …. ve bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 03/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası ve ekinde yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller, davacı ve davalı tarafın itirazları üzerine ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; dava Konusunun; Dava konusunun, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının 27.384,29 TL tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davalı şirketin BA formalarında dava Konusu Faturalara ilişkin 2 adet fatura karşılığı 23.207,00-TL tutarında hizmet satımında bulunduğunu beyan ettiği, bu nedenlerle Davacı şirketin Davalı şirketten 123.900,00- TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görüş ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, uyuşmazlık konusu alacağın davacı defterlerine kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılması üzerine uyuşmazlık konusu faturalar ile alakalı tarafların bağlı oldukları ilgili vergi dairesinden BA-BS formları celbedilmiş, yapılan ek incelemede uyuşmazlık konusu iki faturanın da iki tarafça vergi dairesine bildirildiği, davalı tarafında faturaların teslim alındığı ve davacı tarafça hizmetin verildiği kanaatine varılmıştır.
Gelinen aşamada artık ispat yükü davalıya geçmiş olup, davalının, uyuşmazlık konusu bedeli ödediğini yasal delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Dava dosyamızda davalının ödemeye dair yasal delil sunamadığı, borcun varlığını devam ettirdiği dikkate alınarak vergi dairesine bildirilen 23.207,00 TL üzerinden davanın kısmen ispat edildiği, bakiye bedel yönünden ise davacı tarafından ispat edilemediği, tespit edilen alacağın likit olduğu, reddedilen kısma dair ise davacının kötü niyetli takip yaptığı hususunun ispatlanamadığı dikkate alınarak tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 23.207,00-TL üzerinden DEVAMINA,
-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren ticari avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Reddedilen kısma ilişkin davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.585,27- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 483,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.101,8-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.082,00-TL’sinin davalıdan tahsili ile, geri kalan 238-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL başvurma harcı, 483,47-TL peşin harç, 1.622,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.141,87-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.755,69-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza