Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/633 E. 2020/722 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/633 Esas
KARAR NO : 2020/722

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 28/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının …vaklı Mah. .. Ada, … Parsel, … Kat, … numaralı bağımsız bölümün satış için anlaştıklarını, kalan kısmının ise davalının ilgili taşınmazı ipotek göstererek kullandığı kredinin taksitlerini ödemek suretiyle yapması konusunda anlaştıklarını, taşınmazın satışının davalı tarafından vekalet verilmiş … ile müvekkili tarafından tapuda gerçekleştirildiğini, müvekkilinin ilgili kredinin ödenmemesi durumunda teminat olmak üzere 16/10/2018 düzenleme, 31/03/2019 ödeme tarihli, 200.000 TL bedelli davalı lehine senet düzenlendiğini, senedin vekalet ile taşınmaz satışını gerçekleştiren ….’a verildiği ve aralarında senedin teminat senedi olduğuna dair sözleşme imzalandığını, müvekkilinin krediye teminat olarak verilen senedin bedelini davalıya ödediğini, daha sonra müvekkilinin …. Bankasındaki … adına çekilen kredinin bazı taksitlerini ödemekte gecikmeler yaşadığını, kredi taksitlerinde gecikmeler yaşanması üzerine borcun tamamının muaccel olduğunu ve borcun ödenmesi için …. Bankası tarafından …’ya ve müvekkiline ihtarname gönderildiğini, borcun tamamının muaccel olmasıyla birlikte davalının, müvekkilinin teminat olarak verdiği Senedi Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiğini ve müvekkilinin taşınmazları ve banka hesapları üzerine haciz konulduğunu, hacizden sonra ilgili kredinin kapatılmasına rağmen davalının kredinin ödenmesine ilişkin teminat olarak verilen 16/10/2018 düzenleme, 31/03/2019 ödeme tarihli, 200.000 TL bedelli senedin takibine köyü niyetli olarak devam etmekte olduğunu bildirerek müvekkilinin haksız hacizlerden uğramış olduğu zararı isteme hakkı ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle müvekkili hakkında başlatılan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte taşınmaz satışlarının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin ödeme yapmış olması nedeniyle davalıya teminat olarak verdiği senetten dolayı herhangi bir borcun bulunmadığının tespitini, Küçükçekmece…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin iptalini, kötü niyetli olarak takibe devam eden davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yapılan 1 adet daire satış bedeli gereğince verilen senedin bedelsizliğine ilişkin icra takibinden sonra açılmış bulunan menfi tespit davasıdır.
Somut olayda dava konusu edilen bononun taraflar arasındaki daire satış sözleşmesine ilişkin olarak verildiği ve senedin amacının kredi ödemesi olduğu bu nedenle teminat olduğuna ilişkin sözleşme olduğu ve kredi kapatılmakla bedelsiz kaldığı iddia edilmektedir. Dava konusu bononun, karşılığı verildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Somut olayda uyuşmazlığın bonodan kaynaklandığı, bono hakkındaki düzenlemenin de TTK’da yer aldığından TTK 4.maddesi kapsamında mutlak ticari dava olarak görülmesi gerektiği görüşü, ancak taraflar arasında temel bir hukuki ilişkinin olmaması hali için doğrudur. Çünkü taraflar arasında temel bir hukuki ilişki bulunmadığı durumlarda uyuşmazlığın sırf bonodan kaynaklandığı söylenebilir. Eğer taraflar arasında başka bir hukuki ilişki mevcut ise ve dava konusu bono da bu hukuki ilişki kapsamında verilmiş ise artık uyuşmazlığın sırf bu bonodan kaynaklandığını söylemenin hukuken imkanı yoktur. Bu durumda uyuşmazlık hakkında ilk olarak temel hukuki ilişkiye ilişkin hükümler uygunlanacaktır. Bu hükümleri uygulayacak olan mahkemede de temel hukuki ilişkinin tabi olduğu uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme olmalıdır.
Nitekim bir kira ilişkisinde kiracı tarafından kiralayana verilen teminat amaçlı bonodan kaynaklanan uyuşmazlıkta, taraflar arasında kira sözleşmesi ilişkisi bulunması nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. ( Bkz. Yargıtay 19.HD’nin 05/11/2015 gün ve 2015/4118 E. 2015/14135 K sayılı kararı) Aynı durum bir tüketici tarafından satın alınan bir ürün için verilen bono için de söz konusudur. Bu kez de görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olacaktır. Aynı durum işçi tarafından işverene verilen teminat bonoları için de söz konusudur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında dava konusu bononun olmasına rağmen taraflar arasındaki 1 adet daire satış sözleşmesine ilişkin olarak verildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacı 1. Sınıf tacir ise de davalı potansiyel vergi mükellefi olup tacir sayılmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın bu niteliği ile de mutlak ticari dava niteliği bulunmadığı gibi, tarafların her ikisinin de ticari işletmeleriyle ilgili olmaması nedeniyle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu kabule imkan bulunmamaktadır. (İstanbul BAM 37.HD’nin 2017/581 E. 2017/592 K ve 2017/623 E. 2017/649 K sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Hal böyle olunca somut uyuşmazlığı daire satış sözleşmesinden kaynaklanması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması ve mutlak ticari dava olarak sayılan hususlardan da olmaması karşısında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 13/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza