Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/624 Esas
KARAR NO : 2022/316
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeni ile cari hesap alacakları bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi Üzerine Bursa …. İcra Dairesinden takip yapıldığını, tiraz üzerine icra dosyasının yetkili Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dasyasında takibine devam edildiğini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın Iptaline, bordunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra İnkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirkete borçlu bulunmadıklarını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının kötü niyetli icra takibinden dolayı %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan kök raporda ; davacı şirkete ait 2019 yılına ait ticari defterlerinin e defter olarak tutulduğu ve ilgili tebliğe uygun olarak Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde verildiği, 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalı şirkete ait 2018-2019 yılları ticari defterlerinin TTK’ya göre açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, 2019 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son ve 72/3 ve V.U.K. Madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırılmadığı, 2018-2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davalı şirketten 13.976,51 TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davacı şirkete borçları bulunmadığı, davacı şirkete ilişkin herhangi bir hesap kayıtları bulunmadığı, davacı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğu yönünde bir tespit yapılamadığı, davacı şirket tarafından dosyaya ibraz edilen iş emirlerinde plaka numarası yazmayan ve şase numarasından davalı şirkete ait olup olmadığı tespit edilemeyen 02/05/2019 tarihli …. iş emir numaralı 212,40 TL tutarlı fatura + 02/04/2019 tarihli … iş emir numaralı 6.286,04 TL tutarlı fatura + 28/03/2019 tarihli … iş emir numaralı 6.153,58 TL tutarlı fatura olmak üzere toplam 12.652,02 TL tutarlı faturanın dışlanması halinde; 13.976,51 TL – 12.652,02 TL = 1.324,49 TL tutarında 09/09/2019 takip tarihi itibari ile davalı şirketten alacaklı olacağı, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeniyle miktarı infaz aşamasında değişecek oranlarda davacının talebi gibi yasal faiz işletilmesinin uygun olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan ek raporda; trafik bilgilerine göre … ve …. şase numaralı araçların davalı şirket adına tescilli olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin davalı şirketten icra dosyasından takip tarihi itibari ile alacak tutarının 13.976,51 TL olacağının hesap ve mütalaa edildiği, davalı şirket yevmiye defterinde davacı şirkete ilişkin hesap kaydı bulunmadığı için uyuşmazlık konusu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, açıklanan nedenlerle davalı şirketin 2018-2019 yılları defter-i kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinden yevmiye defter kayıtlarına göre değerlendirme yapıldığı, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeniyle infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi yasal faiz işletilmesinin uygun olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki servis hizmeti ilişki nedeniyle alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalıdan 13.976,51 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Dava konusu miktar 13.976,51 TL’ dir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Tarafların ticari defterler ve kayıtları ile Bilirkişi ….’ ın hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının bakım onarım hizmeti verdiği,
– Davalının kendisine ait …. plakalı, … şase numaralı ve …. şase numaralı araçların bakım ve onarımını davacıya yaptırttığını; bu bakım ve onarımlara ilişkin 4 adet (448,40+212,40+6.286,04+6.153,58) 13.100,42 TL toplam miktarlı iş emri düzenlendiği; araçların bakım ve onarımı sonrasında, davalı tarafça teslim alındığı;
– Yine davalının temsilen … plakalı aracın bakım ve onarımını davacıya yaptırttığını; bu bakım ve onarımlara ilişkin 2 adet (128,95+747,14) 876,12 TL toplam miktarlı iş emri düzenlendiği; araçların bakım ve onarımı sonrasında, davalı tarafça teslim alındığı anlaşılmıştır.
– 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
– Davalının defteri kebir ve envanter defterinin, kendilerine vergi dairesince teslim edilmesine rağmen incelemeye sunmadıkları, bu haliyle artık ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiştir.
– Davalının, toplam 13.976,51 TL davacı alacağını ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, hizmet olgusunun artık ispatının davacı yönünden gerekmeyeceği görülerek, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
-Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Alacağın %20 si olan 2.795,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 954,73 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 238,69 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 716,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 300,89 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen toplam 895,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karar verildi.22/03/2022
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza