Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/591 E. 2020/583 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/591 Esas
KARAR NO : 2020/583

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/09/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde;…. Mahallesi … Cad. No:…. …./…. adresindeki … ünvanlı …. ticaret sicil numaralı şirketine ait karar defterinin kayıp olduğunu, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri Başkanlığı’na 10/06/2020 tarihinde yaptığı müracaatta durumu bildirdiklerini, zayi belge yazısı talep ettiklerini, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesince alınan kararda zayi belge talebinin reddedildiğini, şirketin ticari faaliyetlerini sonlandırmak amaçlı tasfiyeye girmesine karar verilmesinden ve karar defteri kayıp olduğundan gereğinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK 636/2 ve 3.bendi kapsamında fesih ve tasfiye istemine ilişkindir.

Fesih davasında davacı sıfatı haklı sebeple şirketin feshini isteme hakkı sadece ortağa tanınmıştır. Ortak şirket pay defterinde yazılı olan kişidir (Yargıtay 11.HD. T.10.1.1987, E.1986/7332, K.1987/672). Payın devran kazanıldığı durumlarda, payı devralan kişinin şirkete karşı ortaklık haklarını kazanabilmesi için, devrin pay defterine kaydedilmesi gereklidir. (TTk.524/II, 520/I). Ortaklar kurulunca devir kabul edilmiş olsa bilse henüz devralanın kaydı pay defterine yapılmamışsa TTK.m.520 gereğince ortak sıfatını kazanmayacak ve TTK’nın 549/I b.4.maddesinde düzenlenen fesih davasında davacı sıfatı kabul edilmeyecektir. Yargıtay 11.HD. 08/01/1971 tarih 1426 Esas ve 6819 Karar sayılı kararında şirketin feshini isteyen ortağın açtığı dava sonuçlanıncaya kadar ortak sıfatını koruması gerektiğini belirtmiştir. Dava açıldıktan sonra davacı, herhangi bir sebeple ortak sıfatını kaybederse, taraf sıfatını da kaybedecektir (Yargıtay 11 HD. 27/02/1984 – E.990/K.1056, Eriş, c, 2007; 2798). Böyle bir durumda hakim davayı husumetten reddedecektir. (Pekcanıtez, 2005; 172.). Taraf sıfatının yokluğu davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından anlaşıldığı taktirde re’sen dikkate alınmalıdır.
Davacının bu şekilde mahkememizden tasfiye talebinde bulunmasında hukuki yararı olmadığı kendi alacağı kararla da bunu sağlayabileceği anlaşıldığından hukuki yararı bulunamamaktadır. Kaldı ki böyle bir davanın ortak tarafından şirkete karşı açılacak davada ileri sürme imkanı söz konusu olup iş bu davada davacı şirket dava açmıştır. Limited şirketlerde bütün payların temsil edildiği organ, genel kuruldur. Bu şirketlerin irade ve karar organı olan genel kurul, gerekli görmesi halinde şirketin sona ermesi yönünde karar almaya her zaman yetkilidir. Genel kurulun bu kararı alabilmesi için mutlaka belli bir hal veya durumun mevcut olması veya gerçekleşmesi gerekmez.TTK’da genel kurulca alınacak fesih kararları için ağırlaştırılmış nisap öngörülmüştür. Genel kurul fesih kararını ancak, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alabilir (TTK md. 621). Şirket sözleşmesinde yer verilecek bir hükümle bu nisap ağırlaştırılabilir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’da hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiş olup, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar, gerek dava açıldığı sırada ve gerekse de yargılama süresince mevcut olmalıdır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirket, işbu davaya gerek olmaksızın fesih ve tasfiyesini ortak tarafından alınacak kararla sağlayabileceğinden öncelikle usul hükümleri bakımından işbu dava hukuksal yarardan yoksun olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114. ve 115. madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan harçtan mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle karar verildi.17/09/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸