Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2021/1118 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/528 Esas
KARAR NO : 2021/1118

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu hakkında; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayı dosyası ile 2.950,00 TL’ lik ilamsız icra takibi başlatıldığını, bunun üzerine davalı borçlunun, takip konusu “icra takibine, asıl alacağa, borca, faiz oranına ve işlemiş faize” itirazda bulunduğunu, davalının itirazlarının haksız olduğunu, müvekkili şirket sahibi olduğu … Radyo’ da, davalının müşterilerine ait tanıtım ve reklamlarını eksizsiz olarak gerçekleştirdiğini, davalıya, verilen hizmet karşılığında tahakkuk eden borç için, 30.04.2016 tarihli … numaralı ve 2.950,00 TL bedelli fatura keşide edilmiş olduğunu, davalının müvekkili şirkete borcunun devam ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca, %20’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, her türlü harç ve yargılama giderlerinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı, herhangi bir savunmada bulunmadığı ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı aleyhine 2.950,00-TL asıl ve toplam alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %8,75 reeskont avans faizi, masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ….’ın 19/03/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say, TTK. m. 64,65,66 ve 82. Mad. VUK. m. 220-226,229 230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222 sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı, davalı Şirketin Ticari Defter Belgelerinin TUK ve VUK hükümlerine uygunluğunun incelenmesi, 12.03.2020 günü saat 14:00’de mahkemeniz duruşma salonunda yapılan incelemeye davalının katılmadığı, ticari defter belgelerini sunmadığı, davalı yanın ticari defterlerinin incelenemediği, dava konusu olan 30.04.2016 tarihli … numaralı faturada teslim eden ve teslim alan imzası olmadığı tespit edildiği, celp Edilen Vergi Dairesi BA/BS formları incelendiği, dava konusu faturanın KDV Hariç 5.000,00 TL sınırın altında kaldığı bu nedenle BA — BS Beyannamelerinde beyan edilme zorunluluğu olmadığı ve beyan edilmediğinin tespit edildiği, davacı tarafından kesilen ve davalı tarafa gönderilen faturaya TTK m. 21/2’ye göre 8 günlük kanuni itiraz süresinde itiraz olunmadığı tespit edildiğini, davalı tarafından faturaya itiraz edilmemesi; hizmet tesliminin yapılıp yapıldığı takdirin mahkemede olduğunu, davacının, 04.04,2017 tarihinde T.C. Küçükçekmece …. İcra Dairesi …. Esas Sayılı İera takibinde asıl alacak talep edilmiş otup, faiz talebinde bulunulmadığından dolayı temerrüt ve işlemiş faiz yönlerinden değerlendirme yapılmadığı, davacı alacağının kabulü halinde, Davacının 04.04.2017 Takip ve Dava tarihi olan 24.08.2020 tarihi itibariyle, davalıdan 2.950,00 TL Asıl Alacak alacağı olduğu, Davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, taleple bağlı kalınarak asıl alacağa 04.04.2017 takip tarihinden itibaren yıllık 8,75 (ticari değişen oranlarda) faiz talep ettiği, 3095 sayılı Kan. Tacirler arasında faiz oranı olması nedeniyle uygun olduğu, değişen oranlarda uygulanması gerektiğin sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerinin incelenmesi için defterlerin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılmasına ve mahkemece tebligat çıkarılmasına rağmen incelemeye esas olacak şekilde davalı tarafından defterler ibraz edilmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 2.950,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 201,51-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 147,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.950,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 2.656,10-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.764,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; MİKTAR YÖNÜNDEN KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza