Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/523 E. 2022/163 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/523 Esas
KARAR NO : 2022/163 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde 31/12/2017-31/12/2018 tarihlerini kapsar …. poliçe numaralı Yangın Sigorta poliçesi ile sigortalı …. Klima Pazarlama ve Taahhüt A.Ş’ne ait …. Mah. …. Sitesi … Cad. No: …. Zeytinburnu/İstanbul riziko adresinde 02/02/2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde hasar meydana geldiğini, 02/02/2018 tarihli tutanak, kamera kayıtları, eksper raporu ve kira sözleşmesinin olayın hırsızlık olduğunu ve sigorta poliçesi kapsamında kaldığını açıkça ortaya koyduğunu, davalı …. Grup Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş’nin, sigortalının riziko adresi olan …. Sitesinde “Özel Güvenlik Hizmeti” sunmakta olup, güvenlik hizmetini layığıyla yerine getirememesi nedeniyle hırsızlık olayının gerçekleşip hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar sonrası hasar ihbarını alan müvekkili şirketin riziko adresinde ekspertiz çalışması yaptırdığını, 26/02/2018 tarihli ekspertiz raporuyla hasarın miktarının, boyutunun tespit ettirildiğini ve talebin poliçe kapsamında kaldığına kanaat getirilerek sigortalısının zararını karşıladığını, müvekkili şirketin ödediği miktar tutarında teslim ve temlik beyannamesine istinaden Türk Ticaret Kanunu halefiyet hükümleri gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu bildirerek, davalının tespit edilecek menkul ve gayrimenkullerin kaydına ihtiyati tedbir/haciz konulmasına, borca karşı yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı aleyhine yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili UYAP sistemi üzerinden gönderilen 08/06/2021 tarihli davanın alacak davası olarak ıslahı talebini içerir dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davalarının açılan icra takibine bağlılığı nedeniyle itirazın iptali davası olarak açılan davalarını alacak davası olarak ıslah ettiklerini belirterek HMK madde 180 uyarınca davayı tamamen ıslah taleplerinin kabulü ile dava türünün alacak davası olarak değiştirilmesine, 43.151,79-TL tazminatın, ödeme tarihi olan 27.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …. Sitesinin 10 adet yoldan oluştuğunu, her bir yol başının açık olup kapı bulunmadığını ve bu nedenle siteye giriş çıkışların kontrol edilemediğini, her bir yol uzunluğunun 700 metre olup yolların toplam uzunluğunun 7 km olduğunu, güvenlik hizmeti veren firma elemanlarının araç ile devriyeyi tamamlamasının 20-30 km hız ile 15-20 dakikayı bulacağını, site yönetiminden öğrenildiği kadarı ile hırsızlık olayının 2-3 dakika içerisinde vuku bulduğunu, her bir yolun kontrolsüz şekilde kapısız ve açık olmasının hırsızlığı önleme ve yakalama ihtimalini çok çok azalttığını, ….. Sitesi içerisinde 780 adet iş yeri bulunduğunu, hem siteye giriş çıkışların belli bir kontrol noktasından olmaması ve hem de yolların uzunluğu nazara alındığında güvenlik şirketinin hırsızlıktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, giriş çıkışların kontrol edilemediği alana giren her aracın şüpheli olarak görülmesi ya da durdurulmasının hayata olağan akışına aykırı olduğunu, olayın meydana geldiği yerde kamera da bulunmadığını, sitede 1,2,3,4. Yollarda güvenlik kamerası bulunmakta iken 6,7,8,9 ve 10. yollarda kamera bulunmadığını, davalının iş yerinin bulunduğu sokakta da güvenlik kamerasının mevcut olmadığını, bu yollarda kamera bulanmamasının sorumluluğunun tamamen site yönetimine ait bir durum olduğunu, davalı müvekkilinin site içerisinde yaptığı araştırmaya göre, hırsızlık olayının meydana geldiği davacının sigortalısının iş yerine ait güvenlik kamerasının da olmadığını, ayrıca, hırsızlığı önlemeye yönelik alarma sahip olmalarına rağmen olay anında aktif duruma getirilmediğini, söz konusu alarm sisteminin güvenlik şirketleri ile de bağlı olmadığını, ayrıca ….. Sitesinde gündüz güvenlik hizmeti bulunmadığını, hırsızlık mağduru dava dışı şirket ile müvekkili şirket arasında güvenlik hizmeti sözleşmesi bulunmadığını bildirerek öncelikle davanın husumet yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esas yönden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
08/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi davalı vekiline 09/06/2021 tarihli duruşmada elden tebliğ edilmiş, davalı vekili ıslaha karşı beyanda bulunmamış, yazılı dilekçe ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen zarar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı vekili tarafından dava ve delil dilekçeleri ekinde; 31/12/2017 tanzim tarihli Yangın Sigorta Poliçesi, 02/02/2018 tarihli Olay Tutanağı, Kira Sözleşmeleri, Ekspertiz Raporu, ödeme dekontu, hasar fotoğrafları ve kamera kayıtları dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından 26/04/2021 havale tarihli dilekçesi ekinde; Müvekkili şirkete ait Özel Güvenlik Faaliyet İzin Belgesi, Koruma Planı, Hırsızlık tarihinde görevli personele ait aylık puantaj çizelgesi ve Güvenlik Sözleşmesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı aleyhine hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusuru olduğu iddiası ile ödenen tazminatın rücuen tahsili amacı 43.151,79-TL asıl alacak, 776,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 43.928,52-TL alacağın rücuen tazmini için ilamsız takip başlattığı, davalı vekilinin ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya kapsamı belgeler incelenmek sureti ile rücu koşullarının oluşup oluşmadığı, rücu edilebilecek miktarın tespiti hususlarında rapor düzenlenmek üzere güvenlik uzmanı bilirkişi …., sigorta uzmanı bilirkişi ….’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 13/10/2021 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş,
13/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Dava dışı sigortalının …. Mah. ….. ….. Sitesi …. Cadde No:…. adresindeki iş yerinde, hırsızlık olaylarına karşı demir kapılarını asma kilit, kapı kilidi ve zincirle kilitlediği, iş yerinde kamera sistemi kurduğu, hırsızlık olaylarına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, davalının dava dışı ” …… Derneği”nin hizmet alanı olan ….. Sitesini, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile Yasanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre korunması yönünde, sözleşme kapsamı dahilindeki personel kadrosu ile korumayı taahhüt etmiş olup, sitenin korunmasında, risk teşkil eden unsurların bertaraf edilmesi açısından site yönetimine önerilerde bulunmadığı, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamadığı, davacının dava dışı sigortalısının iş yerinde 02/02/2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayını önleyemediği, bu nedenlerle %50 oranında kusurlu sayılabileceği, işveren konumundaki dava dışı ….. Derneğinin ….. Sitesi yönetimi olarak yüklenici olan davalı şirketin verdiği güvenlik hizmetini denetleme ve kontrol etme yükümlülüğü bulunduğunu, Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesinin 2. Bendinde, işverenin talimat verme, gözetim ve denetim görevinin belirtildiği, Valilik Özel Güvenlik Komisyonu tarafından tahsis edilen sayı kadar özel güvenlik görevlisi çalıştırma mecburiyeti olmamakla beraber, özel güvenlik hizmeti satın alan Site Yönetimi ile hizmeti veren şirket arasında makul sayının belirlenerek, verilen hizmeti aksatmayacak ve verilen özel güvenlik hizmetine yetecek sayıda özel güvenlik personelinin çalıştırılmasının zorunlu olduğu, ayrıca 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 8. Maddesinin 2. Bendinde, “Koruma ve güvenlik hizmetinde kullanılacak (…) ve teçhizat, ilgili kişi veya kuruluş tarafından temin edilir” hükmüne istinaden özel güvenlik hizmetinin ifası sırasında, gerekli alt yapı sistemlerinin, ekipmanların, araç ve gereçlerin Site Yönetimi tarafından görev mahallinin özelliğine uygun olarak sağlanması ve aktif-çalışır şekilde bulundurulması gerektiği, işveren olarak, satın alınan ve denetlenmek zorunda olunan özel güvenlik hizmetlerinin gerekliliklerinin yapılmamış olmasından kaynaklanan güvenlik zafiyetleri ile incelenen hırsızlık olayı arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşıldığından, %50 oranında kusurlu sayılacağı, davaya konu olayda poliçe teminatı kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminat tutarının 10.875,22 USD olduğu ve bu tutarın asıl alacak tutarı olacağı, davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde rücu şartlarının kusur nispetinde oluşacağı, davacı tarafından 27/03/2018 tarihinde hasar tazminatı ödendiği, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 13/10/2021 tarihli bilirkişi raporu dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162. Maddesinde; “Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hallerde doğar”
Aynı Kanunun167. Maddesinde ise; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yapılan yargılama, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, iddia, savunma, sunulan deliller, 13/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı …. Klima … Şirketi arasında … Mah. ….. Sitesi …. Cad. No:… Zeytinburnu/İstanbul adresinde bulunan işyerinde başlangıç tarihi 31/12/2017, bitiş tarihi 31/12/2018 olan, hırsızlık teminatlı “Yangın Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, 02/02/2018 tarihinde sigortalının kiracı olduğu işyerinde hırsızlık olayı meydana geldiği, hırsızlık sonucunda oluşan zarar nedeniyle davacı sigorta şirketince sigortalısına 27/03/2018 tarihinde 10.875,22 USD hasar tazminatı ödendiği, hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketinin halefiyet ilkesi gereğince sigortalı iş yerinin bulunduğu ….. sitesinin güvenlik hizmetini üstlenen davalı şirket tarafından gerekli güvenlik tedbirleri alınmadığı, hırsızlık olayının meydana gelmesinde kusuru olduğu iddiası ile iş bu hasarın rücuen tahsili talepli davanın açıldığı, dava dışı sigortalının iş yerinin bulunduğu sitenin güvenliğinin sağlanması amacıyla, davalı şirket ile dava dışı site yönetimi arasında 03/07/2017 tarihli bir yıl süreli özel güvenlik hizmeti sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme gereğince, site içindeki bütün mal, alet, edavat, ekipmanlarının korunması ve hırsızlıkların önlenmesi, site dahilinde meydana gelebilecek olayların site yönetimine ve güvenlik kuvvetlerine zamanında bildirilmesi ile gereken önlemlerin alınacağının kararlaştırıldığı, Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi heyetinin 13/10/2021 tarihli raporuna göre davalının dava dışı ” ….. Derneği”nin hizmet alanı olan ….. Sitesini, 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile Yasanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre korunması yönünde, sözleşme kapsamı dahilindeki personel kadrosu ile korumayı taahhüt etmiş olup, sitenin korunmasında, risk teşkil eden unsurların bertaraf edilmesi açısından site yönetimine önerilerde bulunmadığı, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamadığı, davacının dava dışı sigortalısının iş yerinde 02/02/2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayını önleyemediği, bu nedenlerle %50 oranında kusurlu sayılabileceği, işveren konumundaki dava dışı ….. Derneğinin ….. Sitesi yönetimi olarak yüklenici olan davalı şirketin verdiği güvenlik hizmetini denetleme ve kontrol etme yükümlülüğü bulunduğu, Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesinin 2. Bendinde, işverenin talimat verme, gözetim ve denetim görevinin belirtildiği, Valilik Özel Güvenlik Komisyonu tarafından tahsis edilen sayı kadar özel güvenlik görevlisi çalıştırma mecburiyeti olmamakla beraber, özel güvenlik hizmeti satın alan Site Yönetimi ile hizmeti veren şirket arasında makul sayının belirlenerek, verilen hizmeti aksatmayacak ve verilen özel güvenlik hizmetine yetecek sayıda özel güvenlik personelinin çalıştırılmasının zorunlu olduğu, ayrıca 5188 Sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 8. Maddesinin 2. Bendinde, “Koruma ve güvenlik hizmetinde kullanılacak (…) ve teçhizat, ilgili kişi veya kuruluş tarafından temin edilir” hükmüne istinaden özel güvenlik hizmetinin ifası sırasında, gerekli alt yapı sistemlerinin, ekipmanların, araç ve gereçlerin Site Yönetimi tarafından görev mahallinin özelliğine uygun olarak sağlanması ve aktif-çalışır şekilde bulundurulması gerektiği, işveren olarak, satın alınan ve denetlenmek zorunda olunan özel güvenlik hizmetlerinin gerekliliklerinin yapılmamış olmasından kaynaklanan güvenlik zafiyetleri ile incelenen hırsızlık olayı arasında illiyet bağı bulunduğu anlaşıldığından, %50 oranında kusurlu sayılacağı, dava dışı sigortalının iş yerinde, hırsızlık olaylarına karşı demir kapılarını asma kilit, kapı kilidi ve zincirle kilitlediği, iş yerinde kamera sistemi kurduğu, hırsızlık olaylarına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, davaya konu olayda poliçe teminatı kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminat tutarının 10.875,22 USD olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; dava dışı sigortalının iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayında davalı güvenlik şirketi ile dava dışı site yönetiminin yüzde 50 er oranda ayrı ayrı kusurlu oldukları kanaatine varılarak davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödemeyi halefiyet ilkesi uyarınca sorumlulardan rücuan talep edebileceği, davalı ve dava dışı site yönetiminin müteselsilen sorumlu bulundukları, yapılan ödemenin haklı olup gerçek zararı yansıttığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
43.151,79-TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihi olan 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.947,69-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 530,55-TL harcın mahsubuna, bakiye 2.417,14-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 530,55-TL peşin harç, 145,50-TL posta gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.130,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 6.410,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2022
Katip …
¸

Hakim …..
¸