Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/520 E. 2020/853 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/520 Esas
KARAR NO : 2020/853

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-Borçluya ait ……. plakalı araç ile 02.10.2016-26.05.2017 tarihleri arasında ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yaptığını, geçiş ücretinin tahsili amacıyla borçlu hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …… E. numarası ile ilamsız takibe girişildiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; davalı-borçlunun Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası kapsamında 694,45 TL geçiş ücreti, 2.737,80 TL ceza tutarı, 211,00 TL işlemiş faiz ve 37,98 TL KDV olmak üzere toplam 3.681,23 TL üzerinden yapılan itirazın iptaline, takibin “7144 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi ile 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrasında geçiş ücretine uygulanan “on katı tutarındört katına indirilmesi” ile avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler uyarınca faizin değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanması gerektiği göz önünde bulundurularak dava konusu edilen tutar üzerinden devamına karar verilmesini, davalı-Borçlu tarafın İİK.m.67/2.maddesi uyarınca takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK’nın 67. Maddesine göre itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerektiğini, bu nedenle davanın reddini, Yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı yanın mahkeme yetkisine itirazı incelenmiştir.
HMK hükümlerine göre, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartıdır (md. 114.1/ç). Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde ise yetki itirazı ilk itirazdır (md.116.1/a). Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak kanunla öngörülmüş kesin yetki kuralı bulunmadığından davalının yetki itirazı “ilk itiraz” niteliğindedir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir (md. 19/2). Cevap dilekçesinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde ya da mahkemece verilmiş ek süre içinde verilmesi gerekir (md.127). Somut olayda davalı şirketçe yetki ilk itirazı süresinde yapılmıştır. HMK’daki yetkiye ilişkin hükümler incelendiğinde, HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başkaca bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olarak tanımlanmıştır.
HMK’nın 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de görülebilir. Sözleşmenin ifa yeri, sözleşmede açıkça veya zımnen gösterilmişse gösterilen yerdir. Sözleşmeden ifa yeri açıkça veya zımnen anlaşılamıyorsa ifa yerinin tayini için sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 73. maddesine başvurulur. Maddedeki düzenlemeye göre, borç bir miktar paradan ibaretse alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yer sözleşmenin ifa yeri sayılır (BK. m. 73/1). Borç muayyen bir şeye (parça borcuna) taalluk ediyorsa sözleşmenin yapıldığı tarihte o şeyin bulunduğu yer sözleşmenin ifa yeri sayılır (BK.m. 73/2). Bunların dışında sözleşmenin ifa yerini tayinde kural, borcun doğumu zamanında borçlunun bulunduğu yerin ifa yeri olduğudur (BK. m. 73/3). Somut olayda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönecek olur isek, davacının yerleşim yerinin yargı sınırlarımız dışında İstanbul Adliyesi yargı sınırları içerisinde olduğu, davalının ise yerleşim yerinin Derince/Kocaeli olduğu, uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olduğu bu haliyle her ne kadar davacının yerleşim yeri mahkemesi de uyuşmazlığı çözmeye yetkili olsa da belirtildiği gibi davacının seçimlik hakkını doğru yerde kullanmadığı anlaşılmakla seçimlik hak davalıya geçmiştir. Davalı yetki itirazında kendi yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiş olup, itirazın yerinde olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİ İLE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Kocaeli Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davacının ödeme yasağı kararı verilmesi talebinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar verildi.02/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza