Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2022/373 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/491
KARAR NO : 2022/373

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin uzun yıllar davalı … Kolejinin gerek öğrenci, gerek idari ve akademik personeline yemek temin etmek amacı ile yemekhane hizmetlerinin yürütülmesi, bu doğrultuda yemek yapımı, pişirilmesi, servis ve yemekhanenin temizliği hizmetini yürüttüğünü, davalı okulun yeniden inşa edilmesi sırasında, okulun yemekhane, mutfak, çayocakları ve iki adet kantin natamam şekilde müvekkiline verildiğini, müvekkilinin kendisine tahsis edilen yerlerin; yer döşemeleri, ısıtma sistemi, havalandırma tesisatı, yerlerin ve duvarların kaplanması ve hizmet verilmesi için gerekli olan tüm alet ve edavat, eşya ve donatılar ( fırınlar, soğutucu üniteleri ve ilgili tüm masa, sandalye, koltuk, çatal bıçak, tabldot vs her türlü malzeme ) demirbaşlar ile bunların yapım ve kurulumundaki işçilikleri müvekkil şirket tarafından yapıldığını, işbu alınan ve yapılan işlerin faturaları müvekkil ticari defter ve envanterinde açıkça görülmekte olduğunu, davalı taraf uzun yıllardır devam eden iş ilişkisini Beyoğlu …. Noterliği 11 Haziran 2019 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile tek taraflı ve haksız olarak fesh ettiğini, ihtarnamede belirtilen süre sonu olan 14.06.2019 tarihi itibari ile de müvekkil şirketin kendisine ait olan mallarını almasına engel olup, tüm çalışanları ile birlikte adeta kapı dışarı ettiğini, müvekkili şirketin tüm mallarına, davalı tarafından haksız olarak el koyduğunu ve bunun üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına …. Sor. No ile şikayetçi olunduğunu, davalıya gönderilen Bakırköy …. Noterliği 14 Haziran 2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile yapılan feshin haksız olduğu ve malların taraflarına ait olduğu, uğranılan zararların taraflarından tahsil edileceği ihtar edildiğini, davalı tarafın, müvekkile ait malları dava dışı başka bir firmaya kullandırdığı bilgisi edinildiğini ve işbu firmaya da malların müvekkile ait olduğu ve kullanılmasına muvafakatlarının olmadığını, uğranılan ve uğranılacak zararın tazmini talep edileceği hususu Bakırköy …. Noterliği 27 Haziran 2019 tarih … yevmiye nolu ihtarı ile bildirildiğini, davalı tarafın, müvekkilin ait mallarını ortadan yok etmesi ihtimaline karşı da Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İŞ sayılı dosyası tespit yapıldığını, yapılan tespitte müvekkil şirketin ticari defter ve envanterinde kayıtlı malların hepsinin davalının uhdesinde bulunduğu ve davalının bu malları kullandığı, tek tek adet olarak belirtilen mallar dışında da kantinler, mutfak, yemekhane ve çayocağı mahallerinin tüm mekanik tesisat, inlai işler, elektrik işleri gibi yapısal yatırımların ve tadilat işlerinin de yapılmış olduğu görüldüğü hususu da tespit edildiğini, davalı okul ile arabuluculuk yolu ile uzlaşılması için başvurulmuş ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek müvekkile ait olan ancak davalı tarafta bulunan ve her türlü mal, eşya, alet, edavat, donatı, demirbaş vs her türlü mal ve eşyalar ile işbu eşyaların montajında yaptığı işçilik masraflarının rayiç bedellerinin belirlenmesi ile HMK 107 maddesi kapsamında alacağın belirli hale gelmesi halinde talep artırım haklarımız ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 10.000 TL lik alacağımıza 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, Bakırköy … sulh hukuk Mahkemesi …. D.iş dosyasından yapılan 1.299,90 TL tespit masrafının dava tarihinden itibaren yasal ile birlikte davalıdan tahsil edilmesi, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Belirsiz alacak davası şeklinde açılan işbu davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesini konu kısmında açıkça bütün taleplerini belirsiz alacak olarak belirttiğini, bu taleplerin davacı tarafça belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesine göre; belirsiz alacak davası talep sonucunda istenen alacağın tam olarak belirlenemediği, alacaklının dava açarken miktarını belirleyemediği alacağın tahsilini talep ettiği bir tür eda davası olduğunu, dava dilekçesinde davacı tarafın , tarafınca alındığı ve yapıldığı iddia edilen işlerin faturalarının davacı yanın ticari defter ve envanterinde açıkça görüldüğü ifade ettiğini, mahkeme huzurunda açmış olduğu işbu dava ile talep ettiği alacak kalemlerini belirleyebilecek durumda olduğunu, bu nedenle işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkil şirket ile davalı arasında 01.09.2012 yürürlük tarihli yemekhane hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davacı yan ve müvekkil şirket arasında akdedilen 01.09.2012 yürürlük tarihli Yemekhane Hizmet Sözleşmesi ile kurumun öğrenci, idari ve akademik personeline yemek temin etmek amacıyla yemekhane hizmetlerinin yürütülmesi, bu doğrultuda yemek yapımı, pişirilmesi, servisi ve yemekhane temizliği konusunda anlaşıldığını, davacı yanın son zamanlarda yapmış olduğu birtakım haksız ve mesnetsiz talepleri ve girişimleri sebebiyle, davacı yan ile çalışmanın müvekkil kurum tarafından artık verimsiz olacağı kanaati taşınması sebebiyle taraflar arasında akdedilen işbu sözleşmenin 10. maddesi uyarınca; işbu sözleşme, müvekkil kurum tarafından keşide edilen Beyoğlu …. Noterliğinin 11.06.2019 Tarih ve …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı tarafın sözleşmenin feshine sebep olan davranışlarını sürdürmeye devam ederek müvekkil kurum aleyhine haksız ve mesnetsiz şekilde çeşitli davalar açmaya başladığını, asla kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkil ile davacı yan arasındaki sözleşme müvekkil tarafından haklı bir şekilde feshedildiğini dava dilekçesinde yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın son zamanlarda yapmış olduğu birtakım haksız ve mesnetsiz talepleri ve girişimleri sebebiyle, davacı yan ile çalışmanın müvekkil kurum tarafından artık verimsiz olacağı kanaati taşınması sebebiyle taraflar arasında akdedilen işbu sözleşmenin 10. maddesi uyarınca; işbu sözleşme, müvekkil kurum tarafından keşide edilen Beyoğlu …. Noterliğinin 11.06.2019 Tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshedilmiştir. İşbu …. yevmiye numaralı ihtarnamede davacı yandan ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde hizmet verilen yemekhaneleri ve kantinleri, demirbaşları eksiksiz bir şekilde müvekkil kuruma teslim edilmesi ve sözleşmeye uygun olarak anılan mekanları boşaltması istenilmişse de davacı yan bu teslim ve anılan mekanları sözleşmeye uygun şekilde boşaltma istemlerini yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı davranmaya devam ettiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak ikame edilen işbu davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaat taşıması halinde; davanın tüm talepler yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşme kapsamında yapılan işler sebebiyle alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın; taraflar arasında atfedilen sözleşmenin tek taraflı fesih sonrasında davalı tarafta bulunan her türlü mal eşya alet edavat donatı, demirbaş vesair her türlü mal ve eşyalar ile bu eşyaların montajında yapılan işçilik masraflarının rayiç bedellerinin belirlenerek davacıdan talep edip edemeyeceği noktasındadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının dava tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti sunmuş olduğu 15/03/2021 tarihli raporlarında özetle; ” tarafların cari hesap ekstrelerinin karşılaştırıldığında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davalı taraf ile 11/10/2018 tarihinde 34.600,00 TL tutarlı ” … Kolejinden … banka Yatan ” açıklamalı kayıt işlemi ile hesabın sıfırlandığı, tarafların BA-BS formları incelendiğinde; davacı tarafın 31/05/2019 tarihi itibariyle oluşan 602.617,81 TL tutarlı alacağına ilişkin düzenlediği faturaları 2019 yılındaki Ocak ayına ait 1 adet fatura hariç diğer bütün faturaları BS formları ile beyan etmediği, davacı tarafın 31/05/2019 tarihi itibariyle oluşan 602.617,81 TL tutarlı alacağına ilişkin bütün faturaları incelemeye sunmadığını, incelemeye sunduğu faturaların davalı tarafa tebliğ/ teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alan alacağın ispat etmesi gerektiği, inşaat masraflarının yapıldıkları tarih itibari ile KDV dahil 141.995,97 TL, dava tarihi itibariyle 259.600,00 TL olacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenlerle feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesi hükmü dikkate alındığında davacının tespit edilen demirbaş bedelini talep edebileceği dolayısıyla davacının talep edebileceği demirbaş bedelinin toplam 918.767, 16 TL olarak hesaplanabileceği, tespit tarihinden itibaren bu alacağa ticari faiz işletilebileceği taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesi uyarınca davacının sabit yatırımlara ilişkin bedelleri talep edemeyeceği ” sonuç ve kaanatinde olduklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 10/11/2021 tarihli ek raporlarında özetle; kök raporlarındaki tespitlerinin korunduğu kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Mahkememizin 02/02/2022 tarihli ara kararında “davacı tarafın dava konusu miktarın bu aşamada 10.000,00 TL’ lik dava değeri + 908.767,16 TL daha arttırılarak = 918.767,16 TL’ lik alacaklarının 14.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ettikleri anlaşılmakla; dava değeri 918.767,16 TL olduğu görülmekle dosyanın mahkememiz heyetine tevdi edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili UYAP sisteminden göndermiş olduğu 11/06/2021 tarihli dilekçesi ile ) 10.000 TL lik dava değerlerini 908.767,16 TL daha arttırarak 918.767,16 TL’ye çıkartarak tamamlama harcını yatırdıkları anlaşılmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi kök ve ek raporu, uyuşmazlık konusu,ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 31.08.2011 tarihinde Eğitim Kurumları Yemekhane Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin U1.09 2012 tarihinde yürürlüğe gireceğinin ve 31.08.2013 tarıhinde soma ereceğinin kararlaştırıldığı ancak sözleşmenin 10. Maddesinde sözleşmenin 31 082011 tarıhinden itibaren sürçsinin bitiminden hir hafta önce fesih ihbarının yapılmaması halinde sözleşmenin bir sonraki dönemde devam edeceğinin kararlaştırıldığı davalının göndermiş olduğu 14.06.2019 tarihli fesih ihbarıyla sezleşmenin sona erdirildiği hususlarında bir uyuşmazlık yoktur. Davacının iddiası, sözleşmenin haksız olarak tesh edilmiş olduğu, bu nedenle yapmış olduğunu yatırını maliyetlerinin ve demitbaşların iade edilmesi gerektiği yönündedir.
Davalının iddiası ise davacının birtakım baksız taleplerde bulundüğü, bu haksız taleplere karşılık taraflar arasındaki sözleşmenin uyarınca sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği, yine sözleşmemi 12. maddesi uyarınca 31.12 2018 tarihinden itibaren kira ödenmesi gerekirken kıranın ödenmediği, ayrıca ayrı madde hükmü uyarınca yatırım ve demirbaş bedellerini iadesinin talep cdilemeyeceği yönündedir
Bu durumda taraflar arasında ihtilaf konusu davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin haklı nedene dayanmış olup otmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 12, maddesi uyarınca davacının yapmış olduğu yatırım ve demirbaş bedelini talep edebilip edemeye noktalarında toplanmaktadır. Her ne kadar davalı tarafından, tesih bildiriminin tarallar arasındaki sözleşmenin 10. Maddesi hükmüne göre yapıldığı iddta cdlmiş ise de sözkonusu hüküm sözleşme süresinin bitiminden bir hafta önce yapılacak yenilememe bildirimini düzenlediği, ancak davalırın yapnış olduğu fesih bildiriminin sözleşmenin bitim süresinden çok önce ve sözleşmenin derhal sona erdirilmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla vapılan fesihi bildiriminin anılan hüküm kapsamında değerlendirilmesine olanak yoktur. Ayrıca davalının fesih bildiriminde ayrıca kira bedellerinin ödenmediği de ifade edilmiştir.
Öte yandan taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi uyarınca “sözleşme konusu hizmet verilen alanlar … Kolejinde yapılan yatırım masrafları karşılığında 31.12.2013 tarıhine kadar yüklenici firmaya kira bedeli alınmaksızın tahsih edilmiştir . Söz konusu hüküm dikkate alındığında davacının bu tarihten itibaren kira bedeli ödemesi gerektiği açıktır. Dosya kapsamında davacının bu tarihlen sonra bir kira ödemesi yapığına ilişkin herhangı bir somut delile rasılanmadığı gibi davacının bu yönde herhangi bit iddiası da bulunmamaktadır. Sonuç davalıca yapılmış olan fesih bildirimini haklı nedene dayandığı kabul etmek gerekir.
Bu noktadan sonra davacı hizmet verdiği alanla ilgili yatırım masraflarını talep edebilir mi esas sorun bu noktadır. Mahkememizce alınan teknik bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan iş ve masraflar ve alınan taşınır malların değeri tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 01.09.2012 yürürlük tarihli Yemekhane Hizmet Sözleşmesi ile kurumun öğrenci, idari ve akademik personeline yemek temin etmek amacıyla yemekhane hizmetlerinin yürütülmesi, bu doğrultuda yemek yapımı, pişirilmesi, servisi ve yemekhane temizliği konusunda anlaşıldığı görülmüştür.
Ancak sözleşmenin 12. Maddesinde, sözleşme özgürlüğü-irade serbestisi kapsamında, davacı yanın davalı kurumda yapılan yatırım masraflarını karşılaması karşılığında davalı kurumun kendisinden herhangi bir kira alacağı tahsil etmeyeceği başka bir deyişle davalı kurumun kira alacağının davacı yan tarafından yapılacak yatırım masraflarıyla takas edileceği kararlaştırılmıştır.
Sözleşme hükmü şöyledir; Madde 12- Kira Bedeli ‘’Sözleşme konusu hizmet verilen alanlar 2013 yılında … Kolejinde yapılan yatırım masrafları karşılığında 31.12.2018 tarihine kadar yüklenici firmaya kira bedeli alınmaksızın tahsis edilmiştir. ‘düzenlemesi mevcuttur.
Davacının yatırım adı altında yaptığı masrafların iadesi konusunda taraflar bu madde hükmünün yorumunda anlaşmazlık içindedirler. Bu durumda sözleşmede yer alan kayıtların anlamını ve bu kayıtların hangi hukuki sonuçlara yöneldiğini tayin etmek zorunludur. Yorum herşeyden önce mantık ve gramer kurallarına göre yapılacaktır. ( Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler s. 148 )
Ayrıca sözleşmelerin yorumunda da kabul edilen teori güven prensibidir. Beyan muhatabının fiilen o beyanı nasıl anladığına ya da kendisince bilinebilen bütün hal ve şartları objektif iyiniyet kurallarınca değerlendirerek nasıl anlaması gerektiğine bakılması icap eder ki, bu güven ilkesinin bir sonucudur.
Bu tespitle ışığında yatırım masraflarından kasıt ne olduğu hususu bakımından sonuç olarak davalı kurumda yapılan yatırım masraflarını karşılaması karşılığında davalı kurumun kendisinden herhangi bir kira alacağı tahsil etmeyeceği, başka bir deyişle müvekkil kurumun kira alacağının davacı yan tarafından yapılacak yatırım masraflarıyla takas edileceği kararlaştırılmıştır. Bu noktada, ilgili sözleşme düzenlemesinde “sabit yatırım” ifadesinin değil, “yatırım masrafları” ifadesinin kullanılmış olduğun açık olup farklı anlam ve yorum gelecek bir durum söz konusu değildir. Davacı tarafından, sözleşme ile üstlenilen hizmetin ifası için gerekli olan her neviden ihtiyacın temini için yapılan yatırım masraflarının kira bedeline karşılık olarak kabul edileceği, işbu sözleşme düzenlemesi ile imza altına alınmış olup bu noktada, sözleşmedeki ilgili düzenleme aksine farklı yorum yapılarak “sabit yatırım” giderlerinin kira bedeli karşılığı olduğuna ilişkin bir kabul ile rapor düzenlenmesine hukuki yorum ve tespit sonuç mahkemeye ait olduğundan mahkememizce buna itibar edilmemiştir.
Yine taraflar arasındaki sözleşme kapsamında hizmet verilen alanlar, davalı … Kolejinde yapılan inşaat-inşaata ilişkin her türlü harcamayı kapsayan yatırım masrafları karşılığında yüklenici firma olduğunu başka bir deyişle inşaat vesair edimleri yerine getirdiğini iddia eden davacı yana kira bedeli alınmaksızın yani normalde alınması gereken kira bedeli tutarına mahsup edilmek üzere tahsis edildiği dikkate alınarak sürenin bitimi sonunda sözleşmenin 12.maddesi uyarınca yaptığı yatırımların davalı uhdesinde kalacağı açık olduğundan ve kira bitimine rağmen dahi davacının kira bedeli ödemediği de dikkate alınarak davacının yatırım kapsamına giren davalı tarafta bulunan her türlü mal eşya alet edavat donatı, demirbaş vesair her türlü mal ve eşyalar ile bu eşyaların montajında yapılan işçilik masraflarının talep edemeyeceği sonucunda ulaşıldığından yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 15.712,98 TL harçtan mahsubuna, artan 15.632,28 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 62.988,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza