Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2022/39 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/487 Esas
KARAR NO : 2022/39

DAVA :İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas
(İİK 156))
DAVA TARİHİ : 05/08/2020

KARAR TARİHİ : 13/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11.02.2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile iflasına karar verilmeis talep olunan davalı ….. şirketi arasındaki ticari ilişkinden kaynaklanan ve takip tarihi olan 10/07/2020 tarihi itibariyle 1.021.912,90-USD asıl alacak ve 10.410,92-USD işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.032.323,82-USD alacağın tahsili amacıyla borçlu şirket hakkında 10/07/2020 tarihinde Bakırköy ….. İcra Dairesi’nde ….. Esas sayılı dosyası ile İflas yolu ile Adi İlamsız takip başlatıldığını, Türk Lirası karşlığının 7.097.948,89-TL olduğunu, ödeme emrinin ve takip dayanaklarının 22/07/2020 tarihinde borçlu şirketin ticaret merkez adresine tebliğ edildiğini, ödeme emrine herhangi bir itirazda bulunulmadığını, iflas takibinin itirazsız olarak kesinleştiğini, borcun bugüne dek ödenmediğini, bu durum karşısında borçlu şirket hakkında İİK 156/1 maddesi uyarınca iflasını talep ettiğini, yargılama süresince ve iflasın açılacağı tarihe kadar borçlu şirketin alacaklıların alacaklarına kavuşmasına mani olma maksadıyla şirket malvarlığı ve aktiflerini elden çıkarmaya yönelik bazı eylem ve işlemlerde bulunmasının muhtemel olduğunu, bu nedenle İİK 159. maddesi gereği alacaklıların menfaati için zaruri görülen muhafaza önlemlerinin alınmasını, iflas takibinin itirazsız kesinleşmiş olması halinde bu önlemlerin alınmasını mahkeme açısından mecburi kıldığını, iflas takibinin itirazsız kesinleşmiş olması nedeniyle teminat aranmayacağını, tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirketin İİK 161’inci uyarınca ve orada belirtilen usule göre tüm malvarlıklarının defterinin tutulmasını, şirket aktifleri üzerinde alacaklıların zararına gerçekleştirmesi muhtemel borçlandırıcı ve tasarrufi işlemlerinin İİK 159. Madde kapsamında durdurulmasını ve ihtiyati tedbir kararının borçlu şirket ve yönetim kuruluna bildirilmesini, borçlu şirketin alacaklılar zararına işlem ve eylemlerinin önlenmesi, faaliyetlerinin gözetim ve denetiminin sağlanması bakımından sayısı ve yetki çerçevesi belirlenecek yeterli sayıda Denetim Kayyımı atanmısını , muhafaza tedbirlerinin alınmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihtiyati tedbir kararı üzerine müvekkil şirket büyük bir mağduriyet yaşadığını, İİK 159/I gereği mahkemenin muhafaza tedbiri alma zorunluluğu ortadan kalktığını, işbu davada usulen dinlenme imkanı bulunmadığından davacının alacak talebi yönünden esasa ilişkin tüm savunma ve delil sunma hakkımızı daha sonra sunulmak üzere saklı tutmakla birlikte Bakırköy … İcra Müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde de belirtilen müvekkilin davacıya gerçekleştirilmiş ticari faaliyetler kapsamında herhangi bir borcu ve kendisine karşı bir sorumluluğu bulunmadığını, olayda pasif husumet ehliyeti bulunmadığından müvekkil şirkete, husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkilinden, üretmediği ürünlerin bedelini talep ettiğini, davacnın çalışan ayartma, sahte irsaliye düzenleme gibi aynı zamanda haksız rekabet ve suç teşkil eden kötü niyetli işlemlerle müvekkilinden haksız menfaat elde etme gayreti içinde olduğunu, İİK 173/2 uyarınca ilan yapılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; iflas yoluyla adi takipte itirazın kaldırılması suretiyle iflas istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; birleşen dosya yönünden İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı iflas yoluyla adi takibe dayalı takipte davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, İİK.156.maddesine dayalı iflas koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça iflas avansının yatırıldığı, şirketin muamele merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.

Davacı tarafça iflas avansının yatırıldığı , Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası yönünden dosyanın tefrik edildiği, mahkememizin yukarıdaki esasına (… Esas) kaydının yapıldığı, işbu davanın reddine karar verildiği, iflas avansının …. Esas sayılı dosyaya aktarıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtlarının incelenmesinde; …. sicil nolu ….. Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin …. Mahallesi … Cad. …. Sokak ….. İş Merkezi No:…. Yenibosna-Bahçelievler/İstanbul adresinde sicilde kayıtlı olduğu, şirketin son tescilini 05/02/2020 tarihinde yaptırdığı, şirket yönetim kurulu üyelerinin …,…,…,….,….. şirket yetkililerinin …,…,…,…,…,…. oldukları görülmüştür.
Bakırköy ….. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu şirket aleyhine 1.021.912,90-USD asıl alacak ve 10.410,92-USD işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.032.323,82-USD alacağın tahsili alacağın tahsili için 10/07/2020 tarihinde iflas yoluyla adi takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçlu şirkete 22/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketçe herhangi bir itirazda bulunulmadığı, işbu iflas davasının ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yasal 1 yıllık sürede açıldığı görülmüştür.
12/08/2020 tarihli heyet ara kararı ile; davacı yanın ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulüne, İİK.nun 159 ve devam eden maddeleri kapsamında muhafaza tedbiri niteliğinde olmak üzere İİK.nun 161.maddesinde belirtildiği şekilde gerektiğinde İİK.80 ve 81.madde hükümleri uygulanmak suretiyle bizzat davalıya ait işyerinde davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde gerektiğinde bilirkişi yardımı almak suretiyle davalı şirketin mevcut mal varlığının defterinin tutulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının tüm mal varlığının ve bu bağlamda tüm gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlar ile kendi nezdinde bulunan para, menkul kıymet, kıymetli evrak ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarıyla teminatlarının, taşınır ve taşınmaz mallarının defterinin tutulması şeklinde defter tutma işleminin gerçekleştirilmesine, İİK.nun 163/2.maddesi hükmü gereğince tedbir kararının 2 ay süre ile devamına, tedbirin infazının Bakırköy İflas Müdürlüğünce gerçekleştirilmesine, davacı tarafça talepte bulunulduğunda ihtiyati tedbir kararından bir suretin infaz için Bakırköy İflas Müdürlüğüne gönderilmesine, defter tutma işlemi için gerekli olan masrafların davacı tarafça Bakırköy İflas Müdürlüğüne yatırılmasına karar verildiği, iflas müdürlüğüne bu hususta müzekkere yazıldığı anlaşılmıştır.
10/09/2020 tarihli ihtiyati tedbire itiraz duruşmasında davalının tedbire itirazının kabulü ile mahkememizce verilen 12/08/2020 tarihli ara karar ile davalı şirketin malvarlığının defterinin tutulmasına ilişkin tedbir kararının Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası kararı kesinleşinceye kadar durdurulmasına karar verildiği, kararın icra müdürlüğüne bildirildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, uyuşmazlık konusu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava İİK 156. Maddesi uyarınca açılmış itirazın kaldırılması ve iflas talebine dayanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ; birleşen dosya yönünden İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı iflas yoluyla adi takibe dayalı takipte davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, İİK.156.maddesine dayalı iflas koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklanmaktadır.
Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasının Birleşen Bakırköy Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası yönünden dosyanın tefrikine karar verildiğinden bu dosyadan HMK.167 maddesi uyarınca ayrılmasına, ayrılan dosyanın mahkememizin ayrı esasına kaydının yapılmasına, ayırma kararından bir örneğin tefrik edilen …. Esas sayılı dosyası ile yeni esas numarası alan tefrik olunan dosyaya konulmasına, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyanın tefrik olunan dosya olarak devamına, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası aslının tefrik olunan … Esas sayılı dosya içerisine alınmasına, fotokopisinin davacı vekilince çektirilerek karara bağlanan ve tefrik olunan mahkememizin … Esas, … Karar sayılı dosya içerisine alınmasına, yeni esasa kayıt sonrası mahkememizin … Esasına kaydı yapılan dosyada yargılamanın İİK.156.maddesi yönünden devamına dair tefrik kararının 18/01/2022 tarihinde yazıldığı, tefrik edilen dosyanın mahkememizin … Esasına kaydedildiği, duruşmasının 31/03/2022 tarihine talik edildiği anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası incelendiğinde, ödeme emrinin, 22.07.2020 tarihinde, şirkette … isimli şahsa tebliğ edildiği görülmüş ve takibe şekle itiraz edilmeden takibin kesimleştiği anlaşılmıştır. Dosya mahkememizde bu şekilde açılmış ve yargılama başlamıştır.
Ancak Bakırköy … İcra Hukuk Hâkimliği’nin … Esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğin iptali ve öğrenme tarihinin 17.08.2020 olduğunun tespiti için dava açılmış ve söz konusu dava kabul edilerek icra takibi durmuştur. Bakırköy …. İcra Hukuk Hâkimliği’nin …. Esas sayılı dava dosyası kesinleşmiştir.
Öncelikle mahkememizce dava şartları açısından dosyanın incelenmesi gerekmiştir.
Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi Devletin mahkemelerini gereksiz yere uğraştıramaz. Bu, hukuki korunma (himaye) ihtiyacı olarak da adlandırılmaktadır. Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korunmaya değer bir yararı olmalıdır.
Dava şartları, medeni usul hukukuna ait bir kurum olup, amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi).
Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
Somut olay bakımından Davacı alacaklı davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından iflas yolu ile icra takibi başlatmış ve tebligat neticesinde şekli olarak icra takibi kesinleşiği tespit edilmiştir. Başlangıçtaki bu kesinleşmeye istinaden davacı vekilin talebiyle mahkememizce davalı aleyhine İİK 159.madde kapsamında defter tutma ve malların muhafazası yönünde tedbir kararı verilmesi zaruri olmuştur. Daha sonra verilen tedbir kararı çerçevesinde iflas masasına müzekkere yazılarak ilgili işlemlere başlanmıştır Davalı tarafın sunduğu belgelerden müzekker cevaplarından ve itirazlardan Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi … Sayılı dosyası ile usulsüz tebligat davası açılmış ve işbu dosya karara çıkarak tebligatın usulsüz tebligat olduğuna dair mahkemece karar verildiği anlaşılmış ve davalının iflasta ödeme emrini öğrenme tarihi 17.08.2020 olarak tespit edildiğinden süresi içerisinde ilgili icra dosyasına itirazlarını 18.08.2020 tarihinde sunduğu anlaşılmıştır.
Konuyu düzenleyen prosedür ve yasal mevzuat şöyledir.;
İİK m.156/3.fıkrasında; “Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir.” şeklinde kesin hüküm mevcuttur. Süresinde yapmış olduğumuz itirazla birlikte dava konusu icra takibi durmuştur. Bu sebeple yukarıda sunulan madde gereği davacı itirazının kaldırılması ile birlikte iflas talep edebilecektir. denmiştir.
İflas yoluyla takipte ödeme emrinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde takip konusu borcun ödenmesi, aksi hâlde alacaklının mahkemeye başvurup borçlunun iflasının talep edebileceği belirtilir. Borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerekse kendisinin iflasa tabi kişilerden bulunmadığına dair bir itirazı varsa, bu itirazın da ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine bildirilmesi lüzumu da ödeme emrinde yer alır (Muşul T.: İcra ve İflas Hukuku Esasları, Ankara 2015, s. 684).Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi içinde ödeme emrine itiraz edebilir. Borçlu anılan süre içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, borcunu ve iflas takibinin harç ile giderlerini öderse iflas takibi son bulur; ödemezse alacaklı ticaret mahkemesinde borçluya karşı iflas davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 950).
Adi iflas yoluyla takipte borçlu, ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine başvurup takip konusu borca itiraz ettiği takdirde, takip durur (m. 155, m. 156/3) Alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde (m.156/son f.) borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesine bir dilekçe ile başvurup, itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini talep edebilir (Muşul T., s. 691).

Adi iflas yoluyla takipte gönderilen ödeme emrine karşı yedi günlük süre içinde itiraz etmiş olan borçlu, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde ileri sürmediği diğer itiraz sebeplerini, iflas dava dilekçesinin tebliği üzerine vereceği cevap dilekçesinde ilk defa ileri sürebilir.
Ön inceleme duruşması tarihi itibariyle ortada artık itirazen durmuş adi takipte iflas davası olduğu anlaşılmıştır. Ancak dava kesinleşmiş takibe dayanak olarak açıldığı aşikardır.
Öte yandan davalıya takipte yapılan tebligatın mahkememizce de incelemesinde, açıklama olarak; “Muhatap adreste patron veya müdürün takibinde olduğunu beyan eden Yaşam Şahingiray tebliğ edildi” şeklinde tebligat 05.11.2021 tarihi olarak belirtilmiştir. Ödeme emrini tebliğ alan kişinin imzasının altında Medilife İnsan Kaynakları yazdığı anlaşılmıştır. Konuyla ilgili emsal İstanbul BAM …. Hukuk Dairesinin …. esas …. Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında, iflas ödeme emrinin tebliğinde, şirket yetkilisinin iş takibinde olduğu belirtilmişse de, daimi işçi olduğundan bahisle kendisine tebliğ yapılan V. U.’ın, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibarıyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olup olmadığı konusundaki araştırmanın tebligat parçasında bulunmadığı, bu sebeple usulüne uygun olmadığı, yine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı takip dosyasında iflas ödeme emrinin ve de mahkemece depo emrine esas tebligatın tebliğinde, yukarıdaki açıklamalara uygun bir araştırma yapılmadan ödeme emrinin V. ve depo emrinin R. imzasına tebliğ edildiği, bu tebligatlarında usulüne uygun olmadığı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyalarının usulüne uygun kesinleşmediğinden bahisle yerel mahkeme kararın kaldırılmasın vermiştir.
Kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibarıyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerinde bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer memur ve müstahdeme yapılır. HGK’nun 14.12.2011 tarih, 2011/21-882 Esas, 2011/767 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunun 13. maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Tebligat Kanunu ve bu Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hakimin doğrudan, kendiliğinden denetlemesi gerekmektedir. ( Emsal , Yargıtay 21.HD’nin 19.02.2018 tarih, 2018/58 Esas, 2018/1447 Karar sayılı ilamı). Mahkememize de yapılan incelemede tebligatın usulüne uygun olmadığı ve kesinleşmenin hatalı yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu belirlemeler ışığında, her ne kadar davacı tarafından, eldeki dava dosyasına sunulan dava dilekçesi dikkate alındığında, davacı 2004 sayılı İİK’nın 156/1. maddesi uyarınca davalı şirkete öncelikle depo kararı çıkarılarak depo kararına rağmen borcun ödenmemesi durumunda davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiş ise de, anılan madde uyarınca eldeki dava için icra takibinin kesinleşmesi dava şartıdır. Davalının icra takibine İcra Hukuk mahkemesinin kararına göre ve icra dosyasına göre de artık bir itirazının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, yargılama sırasında talebini ıslah ederek davasını itirazın kaldırılması ve iflas talebine de dönüştürmemiş bu nedenle iflas davasının görülmesi şartları da gerçekleşmemiştir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No : 2017/23-852 Karar No: 2020/866 emsal içtihadında itirazlı takipte ıslah ile itirazın kaldırılmasına dönüştürülmediği sürece bu şekilde davanın görülme olanağının olmadığına karar vermiş 2004 sayılı İİK’nın 156/1. maddesinde düzenlenen iflas davasının görülmesi koşullarının oluşmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak mahkemece verilen direnme kararı açıklanan gerekçeler karşısında yerindedir. denilerek yerel mahkeme kararını onamıştır. Tüm bu nedenlerle yargılama sırasında usulüne uygun ıslah dilekçesi vererek davayı itirazın iptali ve iflas talebine de dönüştürmediği, bu durumda dinlenebilir bir davanın söz konusu olmadığından davacının bekletici mesele yapılması yönündeki talebi de yerinde görülmeyerek eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine
Tüm bu nedenlerle; asıl dosya yönünden anılan gerekçelerle davanın reddine, birleşen dosya yönünden davanın bu dosyadan tefrikine, karşı davanın yeni esas numarasında değerlendirilmesine, mahkememizin ayrı bir esas numarasına kaydını yapılarak karşı davanın tefrik edilen dosya üzerinden yürütülmesine, asıl dosya üzerinden tefrik ara kararı yazılmasına, bilirkişi incelemesinin tefrik kararı verilen dosyada oluşturulmasına, taraflara duruşma günü ile birlikte tebliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dosya yönünden davanın REDDİNE,
2-Birleşen dosya yönünden davanın bu dosyadan TEFRİKİNE, karşı davanın yeni esas numarasında değerlendirilmesine, mahkememizin ayrı bir esas numarasına kaydını yapılarak karşı davanın tefrik edilen dosya üzerinden yürütülmesine, asıl dosya üzerinden tefrik ara kararı yazılmasına, bilirkişi incelemesinin tefrik kararı verilen dosyada oluşturulmasına, taraflara duruşma günü ile birlikte tebliğine,
Asıl Dava Yönünden;
1.1-)Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubuna, bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
1.2-)Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1.3-)Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
1.4-)İİK.nun 164/1 maddesi uyarınca kararın re’sen taraflara/vekillerine tebliğine,
1.5-)Kullanılmayan gider ve bakiye iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
2.1-)Birleşen dava yönünden harç ve yargılama giderlerinin tefrik edilen 2022/49 Esas sayılı dosyada karara bağlanmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Başkan ….
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza