Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/479 E. 2020/472 K. 29.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/479
KARAR NO : 2020/472

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/07/2016
KARAR TARİHİ : 29/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …. Otomotiv Nakliye Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araç davalı … sevk ve idaresinde iken 01.04.2016 tarihinde …. İli, …. İlçesi, …. Mahallesi … Sokak … Camisi istikametinde çift yönlü ve sadece iki şeridi bulunan güzergahta ilerlediği sırada, trafik ışıklarının yoğunluğu nedeni ile davalı … beklemek istememiş, önünde bulunan ve o esnada otobüs durağında durmuş bulunan halk otobüsünü sollayarak ters yön şeridine geçtiğini, tam bu sırada halk otobüsünün durması fırsatıyla karşıya geçmeye çalışan müvekkili diğer şeridi kontrol ederek yola çıkmış; ancak davalı … karşı şeride kontrolsüz ve kurallara aykırı şekilde geçmesi nedeniyle müvekkiline çarpmış ve müvekkilinin yaralanmasına sebep olduğunu, Gerçekleşen kaza nedeniyle müvekkilinin omurgasında akciğer lezyonlarına sebep olacak mahiyette kırıkları ve sol ayağında muhtelif kırıklar meydana geldiğini, bundan dolayı müvekkilinin uzun bir tedavi süreci geçirdiğini, bunun yanında müvekkilinin sol ayağındaki kırıklar nedeniyle müvekkilinin sol ayağına platin takıldığı, müvekkilinin hayatının geri kalanında bu platinle yaşamaya mahkum edildiğini, ayrıca Adli Tıp Kurumu Bakırköy İç Muhabere Masası’nın 16.05.2016 tarihli … sayılı raporunda gerçekleşen kaza nedeniyle müvekkilinde meydana gelen kırıkların müvekkilin hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğu değerlendirmesi yapıldığını, Müvekkilinin, davalı …’nin karşı şeride kontrolsüz ve kurallara aykırı şekilde geçmesi sonucu sebep olduğu kazadan dolayı yaşadığı acı ve devam etmek zorunda kaldığı tedavi süreci ile bu süreçte çalışamamasının oluşturduğu sıkıntı nedeniyle maddi kayıplarının yanında ayrıca manevi elem ve ıstırap da yaşadığını, bu nedenlerden dolayı 25.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 01.04.2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, …. karar birleştirme kararı üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizce 20/07/2020 tarihli müzekkere ile ” mahkememizin sıfatının asliye ticaret mahkemesi olması 2 farklı mahkemede görülen dava dosyalarının kanun gereği birleşemeyeceğinden ” bahisle Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesine iade edildiği, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi 23/07/2020 tarih ve …. Esas sayılı yazısıyla dosyayı tekrar mahkememize gönderilmiş olup, mahkememizle birleşen Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının mahkememizin …. Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek mahkememizin …. Esasına kaydı yapılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek davacının açtığı dava neticesinde somut uyuşmazlığın; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması ve mutlak ticari dava olarak sayılan hususlardan da olmaması karşısında uyuşmazlığın esasını çözmede görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 29/07/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza