Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/467 E. 2020/891 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/467 Esas
KARAR NO : 2020/891

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 07/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2020

Mahkememizden verilen 03/10/2019 tarih ve …. Esas …. sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 03/07/2020 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı ile kaldırılmakla dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılan dava dosyasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;davalı …. Tesisleri Sanayi Tic. Ltd Şti’ne ait hisselerden % 95 i tarafına ait olduğunu, 30/03/2009 tarihinde davalı …’a emanetçi olarak hisse devri yapıldığını, daha sonra %50 hisse 09/12/2009 tarihinde sözleşme ile …’ye devrederek satıldığını, 30/01/2011 tarihinde % 45 hisse hususunda ….’ye hisse verilmesi konusunda karar alındığını, emanetçi olarak hisselerim davalı … …’a devredildiğini, bu devire ilişkin hak edişlerim hususunda herhangi bir bedel alınmadığını ve daha sonra davalı yanın ailesi, kardeşleri ve …’in de dahil olduğu yıllar boyu süren ticari çekişmeler davaya konu taşınmaz protokolle … …’a satılarak devredildiğini, protokol gereği şirketin toplam değerinin ¨4.655.238 olduğunu, tehdit ve oyalamalar nedeniyle satış ve devir bedelinin bugüne kadar tahsil edilemediğini, davalılar tarafından gerçekleştirilen hileli işlemler ile alacak hakkına ulaşım imkansızlaştırıldığını, davalılardan … … ve …. aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde derdest olunan davada verilen kararda davamızın reddine karar verilmiş ise de anılan davaya ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulması ile İstanbul Bölge Adliyesi …. Hukuk Dairesi tarafından verilen … Esas … Karar numaralı ilamı ile dosyanın yeniden görüşülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, davalı yanın ayrı ayrı ileri sürdükleri zaman aşımı def’i konusunda zaman aşımının dolmadığı hususu sübut ettiğini ve dosyaya ilişkin verilen hükmün kaldırılması kararı verildiğini, her ne kadar hukuk yargılamasında her bir davanın kural olarak ayrı şekilde görülmesi benimsenmiş ise de bazı davaların birlikte görülmesinin yargılama hukuku bakımında daha faydalı olacağı aşikar olduğunu, usul ekonomisi gereğince aralarında bağlantı bulunan davaların birlikte görülmesi gerektiğini, benzer konuların görüldüğü davalarda verilecek olan farklı kararlar hukuk güvenliğini tehdit edeceğini, HMK madde 166 ile anılan duruma ilişkin olumsuzlukların bertaraf edilmesi maksadı ile davaların birleştirilerek görülmesi hususuna yer verildiğini, mahkemece huzurdaki davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesi sonucu davaların tahkikat aşamaları birlikte yürütüleceğini, böylece zamandan tasarruf edilecek ve gereksiz dava masraflarından kaçınılmış olacağını, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin harç ve masraflar ile birlikte davalılar üzerinde tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … İnşaat Pet.Kuy.Gıda San.ve Tic.Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde; davacının işbu iflas davasına dayanak yaptığı alacak iddiası, davacı ile dava dışı müvekkili şirketin ortağı … arasında akdedilen Büyükçekmece .. Noterliğinin … yevmiye nolu 23.03.2009 tarihli hisse devir sözleşmesine dayandığını, kabul anlamına gelmemek üzere belirtelim ki davacı taraf sahibi olduğu şirket hissesini dava dışı … …’a devretmesine rağmen hisse bedelinin gerek hileli işlemler gerekse mal kaçırmak suretiyle müvekkil şirkete aktarıldığı iddiası eldeki işbu davayı ikame ettiğine göre işbu davadaki doğrudan iflas istemini hisse devri yaparak hukuki ilişkide bulunduğu dava dışı … …’a karşı ileri sürmesi gerektiğini, işbu doğrudan iflas davasında çözümü gereken diğer bir hususun ise, davacının dayandığı doğrudan iflas sebebinin (İİK’nun 177/1-4) somut davada bulunup bulunmadığının tespiti olduğunu, davacının iflas davasına dayanak yaptığı Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. (yeni esas ….) E sayılı davasına konu sözde alacağı BAM’nin kesin kararı ile zamanaşımına uğramış olup, davacının iddiasının aksine BAM’nin davacıyı haklı bulması veya davacı lehine bir alacağı hükmetmesi söz konusu olmadığını, gerek işbu doğrudan iflas davası gerekse iflas davasına dayanak yapılan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı davasına konu alacak talebi zamanaşımına uğradığından, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı iflas davasının ilan edilmesini talep ettiğini, dava şartlarının noksanlığı nedeniyle davanın usulden redde mahkum olduğu, davacının genel iflas sebebi ile (iddia ettiği alacağını) doğrudan iflas sebeplerini (177/1-4) kanıtlayamadığı gerekse müvekkil şirketin davacı tarafa ne ad altında olursa olsun hiç bir borcunun bulunmadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde dayanaksız haksız kurgu davada verilecek muhtemel bir iflas ilanının müvekkilin şirketin ticari itibarını ağır şekilde zedeleyeceği, böyle bir durumda müvekkil şirket için telafisi imkansız zararların meydana geleceğinin sabit olduğunu, davacının iflas talebinin ilanına ilişkin talebinin reddine, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Gıda Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili firmadan alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, eski ortaklar arasındaki borcun zaman aşımına uğradığını, açılan işbu davanın müvekkili şirketi mağdur etmekten başka hiçbir dayanağı olmayan mesnetsiz bir dava olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK madde 37 ile İİK madde 177 ve devamı maddeleri uyarınca davalıların iflaslarına karar verilmesini istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmiş, istenilen bilgi ve belgelerin gönderilmiş incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı davalı ….Tesisleri Petrol Gıda Ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 06/06/2005 tarihinde kurulduğu, sicil adresinin …. Mah. …. Cad. No:… …/…. olduğu,İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nosunda kayıtlı davalı …. İnşaat Petrol Kuyumculuk Otomotiv Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 27/05/2011 tarihinde kurulduğu, sicil adresinin … Mah. …. Bulvarı, … Blok No:…. Böl:… …/… olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, İİK 178.maddeye göre doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli …Esas …. Karar sayılı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasının HMK’nun 166. md gereğince birleştirilmesine karar verilmiş, mahkememizin …. Esas sayılı dosyasının 26/02/2019 tarihli duruşmasında iflas istemine ilişkin olarak açılan ve mahkememiz dosyası ile birleştirilen Bakırköy…Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bu dosyadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydının yapılmasına, davanın niteliği gereği mahkememiz heyetine tevdine, davanın akıbeti hakkında heyet tarafından değerlendirme yapılmasına karar verilmiş, mahkememiz heyetine gönderilen dava dilekçesi mahkememizin … Esas numarasına kaydedilmiş, mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davalıların bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkere yazılarak; yıllık beyan edilen gelirleri, son yıllık beyan edilen gelirlerinin ne olduğu, son gelir beyanlarının , VUK 176-177 maddesi çerçevesinde 1.sınıf tacir olup olmadıkları, esnaf olup olmadıkları, hangi ticari defteri tuttukları, vergi mükellefi olup olmadıkları, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttukları hususlarının bildirilmesi istenilmiş, Iğdır Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazısında … vergi kimlik numaralı mükellef … …’ın en son 2009 dönemine ait gelir vergisi beyanında bulunduğu, mükellefin faal olduğu dönemde 1.sınıf tüccar olduğu, bilanço usulüne göre defter tuttuğu, mükellefin 31/08/2009 yılında terk ettiği bildirilmiştir.
Bakırköy … asliye Ticaret Mahkemesinin 08/04/2019 tarih … Esas …Karar sayılı kararı ile davanın taraflarının ve konusunun mahkememizin … Esas sayılı dosyasının tarafları ve dava konusu ile aynı olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle TTK’nun 448/2 maddesi uyarınca davaların birleştirildiği, mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında 24/05/2019 tarihli tefrik kararı ile birleşen dosyanın tefrikine, mahkememizde ayrı esasa kaydına karar verildiği anlaşılmakla … Esasa kaydı yapılan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) dava dosyasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda davanın iflas davası olduğu gözetilerek mevcut yasal düzenlemeler ve yerleşik Yargıtay kararları uyarınca iflas davaları hakkında birleştirme kararı verilemeyeceğinden davanın birleştirme kararı verilen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar verildiği ve dosyanın Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2019 tarih … Esas … Karar sayılı iade kararı ile dosya mahkememize tevzi edildiği, dosyanın mahkememizin … Esas sayısına kaydeldiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/09/2019 tarihli, … Esas, .. Karar sayılı kararıyla; davalı … … aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari avans faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 03/10/2019 tarih ve … Esas …sayılı kararı ile, 1-Doğrudan iflas koşulları oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 03/07/2020 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı ile; “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 177. maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri“ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1. fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla,”1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308. maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Yasanın 181. maddesinde, 159,160,164,165 ve 166. maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslarada tatbik olunacağına yer verilmiştir. Uygulanması gerektiği belirtilen 160. maddede ise “masrafların peşin verilmesi“ üst başlığı ile iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğu, mahkemenin, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini isteyeceği düzenlenmiştir. İİK’nun 160.maddesi kamu düzenindedir. İflas isteyen alacaklının, alacaklılar toplantısına kadar gerekli giderleri ödemek zorundadır. Mahkemenin, bu masrafların peşin verilmesini ara kararıyla istemesi, bu yükümlülük yerine getirildikten sonra ancak davaya devam edilmesi gerekecektir. Çünkü, yasanın öngördüğü bu yükümlülük davanın görülebilmesi şartıdır. Bir diğer anlamıyla dava şartıdır. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece İİK’nun 160. maddesi gereğince gerekli masrafların peşin alınması konusundaki usulü işlemleri yerine getirmediği anlaşılmakla diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne,
mahkeme kararının kaldırılmasına” karar verilmiş, SONRASINDA YAPILAN YARGILAMADA;
İİK.nun 160 maddesi uyarınca iflas isteyen davacı tarafça ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masrafları nedeniyle her bir davalı için ayrı ayrı 15.000,00’er -TL’den toplam 30.000,00 TL iflas avansını yatırmak üzere davacı vekiline 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi taktirde iflas avansı özel dava şartı olduğundan HMK.114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı tarafça yasal süresi içerisinde iflas avansı yatırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK. nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır.
Türk Ticaret Kanununda ve özel kanunlarda tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi tutulan gerçek ve tüzel kişiler hakkında iflâs takibi yapılabilir. İflâs takibi yapılabilmesi için gerekli olan bu şart resen gözetilir ve araştırılır.
İflâsa tâbi bir borçluya karşı İİK m. 155 vd. maddelerine göre iflâs yollarından herhangi biri ile (genel iflâs yolu, kambiyo senetlerine ait iflâs yolu veya doğrudan doğruya iflâs yolu) takip yapılması mümkündür.
Doğrudan doğruya iflas davalarında, iflasın açılmasından önce iflas yolu ile icra takibi yapılması söz konusu olmadığından davacının alacaklı sıfatının kanıtlanması zorunludur. (Sümer Altay, Türk İflas Hukuku, Cilt: 1, Sayfa: 477, İstanbul, 2004) Bu durumda İİK. nun 179. maddesi çerçevesinde borca batık olduğu ileri sürülen şirketin iflasını, şirket yetkilisi ve tasfiye memurları dışında alacaklı isteyebilir ise de belirtildiği üzere iflas isteyen kişinin öncelikle alacaklı olup olmadığı tespit edilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra davanın alacak bakımından dayanağı olan mahkememizin … esas sayılı dosyasında İstanbul BAM …. Hukuk Dairesinin … E sayılı dosyasından verilen kararda “…Davalı … … yönünden yapılan incelemede ; 23.3.2009 tarihli hisse devrinin 27.3.2009 tarihinde ortaklar kurulu kararı ile kabul edilerek 3.4.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, hisse devir alacağına ilişkin 5 yıllık zamanaşımının 27.3.2009 tarihinde işlemeye başladığı… davanın açıldığı tarih itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır…” şeklindeki karar ile davalı şirketlerin ortağı olan dava dışı … … hakkında açılan alacak davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına hükmederek kararın bu kişi yönünden kısmen kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacının işbu iflas davasına dayanak yaptığı alacak iddiası, davacı ile dava dışı … Akyıldım arasında akdedilen Büyükçekmece … Noterliğinin … yevmiye nolu 23.03.2009 tarihli hisse devir sözleşmesine dayanmaktadır. Davalılar davacı ile dava dışı … … arasında … yevmiye no ile 23.03.2009 tarihinde akdedilen hisse devri sözleşmesine taraf olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının bu şartlar altında kanunda belirtilen şekilde ve mevcut durum itibari ile ve halihazırda hukuken alacaklı konumunda bulunmadığı sabit iken iflas davası açması olanaklı değildir.
Davacının diğer talebi ise dayandığı doğrudan iflas sebebinin (İİK’nun 177/1-4) somut davada bulunup bulunmadığı noktasında olup Davacı dava dışı ortak … …’ın hisse devrine ilişkin satış bedellerini kendisine ödememek için gerek hileli işlemler yaparak gerekse mal kaçırarak kendisine ödenmesi gereken bedelleri ortağı ve yetkilisi bulunduğu davalı .. İnşaat.a aktardığını iddia ettiğine göre İİK’nun 177/1 ifade edilen aynen “Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa” şeklindeki doğrudan iflas sebebine dayandığı görülmüş olup hem sözleşmenin tarafının şirketler olmaması hem de hileli işlemlere ve mal kaçırmaya dair davacı delil sunamadığından bu iddiası da yerinde görülememiştir.
Yargılama aşamasında Mahkememizin … esas sayılı dava dosya içeriği ayrıntılı olarak incelenmiş ancak adı geçen dosyadaki talepler ile dava dosyamızdaki talepler arasında birleşme veya bekletici mesele yapılmasını gerektirir durum olmamakla esasen bu konuda talep de bulunmamakla davacının dinlenme hakkının kısıtlanmaması açısından , adı geçen dosya sadece incelenmiş ve bu hususla yetinilmiştir. Sonuç olarak İflas davalarının temel unsurlarından biri, davacının alacaklılık sıfatını ispatlamasıdır. Yukarıda anılan gerekçelerle davacı alacaklı olduğunu ispat edemediği gibi İİK 177/4 maddesi uyarınca da ilama bağlı bir alacak da dava tarihi itibari ortada olmadığı sabittir. Zira İİK’nın 177/4 hükmü uyarınca, “İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse” borçlu hakkında takip yapılmaksızın doğrudan iflası istenebilir. Dolayısıyla borçlunun doğrudan iflasının istenebilmesi için ilama bağlı alacağın icra emri ile talep edilmesi zorunludur. Davacı bu şartı da yerine getirmemiştir. Davanın bir nevi ön şartı olması nedeniyle davacının tedbir ve iflas ilanı talepleri yerinde görülememiştir. Bu ana şart dikkate alınarak davalıların doğrundan iflasları talep edilemeyeceğinden davacının davalılar hakkındaki doğrudan doğruya iflas talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Doğrudan iflas koşulları oluşmaması nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red sebebi ortak olduğundan davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş ve davalılar yararına tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸