Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/464 E. 2021/650 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/464 Esas
KARAR NO : 2021/650

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’in , müvekkil davacı … Danışmanlık Limited Şti.’nde 23/10/2017 tarihi itibariyle bilişim ve yönetim danışmalığı hizmeti vermek üzere işe başladığını, 2018 yılının sonunda işten ayrılan …’in işten ayrılmasının hemen akabinde müvekkilinin piyasada rakibi konumunda bulunan … Danışmanlık Limited Şirketinde çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki 19.10.2017 tarihli iş akdi rekabet yasağı kaydı içerdiğini, iş bu anlaşma uyarınca davalı tarafın işten ayrıldıktan sonraki 2 yıl boyunca … Bölgesi’nde benzer iş kolunda çalışmaması hükmü içerdiğini, rekabet etmeme kaydının ihlali halinde sözleşmeye cezai şart yükümlülüğü konulduğunu, davalının müvekkili şirket nezdinde müdür konumunda çalışmış olması sebebiyle ticari sırlarına vakıf olduğunu, müvekkilini her açıdan oldukça mağdur ettiğini, akdin şartlarına uymayan davalıya karşı Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile cezai şart alacağı 09.08.2019 tarihinde takibe konulduğunu, 20.08.2019 tarihinde karşı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, karşı tarafın kötü niyetli olarak yaptığı itirazlar haksız ve soyut iddialardan ibaret olduğunu, davalının rekabet yasağı kaydına uymaması halinde akitte bulunan cezai şartı ödeme yükümlülüğü bulunduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, 19.10.2017 tarihli düzenlenen iş akdinin Özel Şartlar kısmındaki Md.6’da; “Personel 4.maddenin a,b,c ile 5.Maddenin a,b,c maddelerinde belirtilen taahhütlere uymadığı takdirde, rekabet yasağına ve sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranmış olacağından işverenin maruz kaldığı her türlü maddi ve/veya manevi zararını tazmin etmeyi kabul ve taahhüt eder. Ayrıca işveren şirketin tazminat hakkı saklı kalmak üzere, şirkete son aylık brüt ücretinin 20 katı tutarında bir cezai şartı, ilk talepte, herhangi bir itirazda bulunmaksızın ve icra talebine gerek olmaksızın ödemeyi peşinen kabul eder.” denildiğini, davalının rekabet yasağı kaydına aykırı davranması halinde son aylık brüt ücretinin 20 katı tutarında cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini ileri sürerek borçlunun ödeme emrine yapmış olduğu itirazın iptaline ve icra takibinin devamına ve kötü niyetli olarak itirazda bulunan borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca Rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklı cezai şart alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme gereği yapılan 19/10/2017 tarihli Rekabet Yasaklı İş Sözleşmesi gereğince takibe konu alacak kalemlerinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti, davacının cezai şart bedeline hak kazanıp kazanmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
SGK’na yazılan müzekkereye, Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi’nce cevap verilmiş olup, … ’e ait hizmet döküm cetveli ve çalıştığı işyerlerine ait unvan bilgileri cevabi yazının ekinde dosyaya sunulmuştur.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtlarının celp edildiği, incelenmesinde ; … sicil nolu …. Danışmanlık Limited Şirketi’nin … Mahallesi … Caddesi … Blokları … Blok … …/… adresinde sicilde kayıtlı olduğu, şirket yetkilisinin … olduğu, şirketin son tescilini 24/01/2017 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 09/08/2019 tarihinde 575.460,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 19/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili vasıtasıyla yasal süresi içerisinde 20/08/2019 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı … tarafından davalı …. Danışmanlık Ltd. Şti.aleyhine işe iade davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı iş yerinde işe iadesine, davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak taktiren dava tarihindeki davacının 4 aylık brüt ücret tutarı olan toplam 76.785,08 TL olarak belirlenmesine, davacının işe iade için süresi içinde işverene başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık giydirilmiş ücret ve diğer hakları toplamı net 46.208,84 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 12/10/2020 tarihli dilekçesi ekinde Beyoğlu ….Noterliğinden talep edilen istifanamenin bir örneği ibraz edilmiştir.
Dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek; davacının iddiası, davalının savunması, icra dosya, , dosyadaki bütün belge ve kayıtlar bilirkişilerce incelenerek … şirketinin bütün fatura ve kayıtları ve tüm defterleri incelenerek ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı, … şirketine davalının hizmet bedelleri ile ilgili fatura kesilip kesilmediği, bu kapsamda ödeme olup olmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme gereği yapılan 19/10/2017 tarihli Rekabet Yasaklı İş Sözleşmesi gereğince takibe konu alacak kalemlerinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti, ayrıca rekabet yasağı koşullarının oluşup oluşmadığı tespiti hususlarında hükme ve denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 25/05/2021 tarihli raporda; davacının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin, usulüne uygun bir şekilde tutulmuş olduğu, davacı şirketin hissedarı olan …’in, aynı zamanda davacı tarafından rakip firma olarak zikredilen … Danışmanlık Ltd.Şti.’nde (Kurucusu: …) 12.12.2018 tarihine kadar Tüzel Kişi Adına Hareket Edecek Gerçek Kişi olarak görev aldığı, davacı şirketin 2017 Nisan döneminden 2018 yılı sonuna kadar düzenlediği faturalar örnekleme yöntemiyle incelendiğinde, tamamına yakının … Danışmanlık Ltd.Şti.’ne düzenlendiği, bedellerinin tahsil edildiği, hizmet verdiği başkaca firmalara rastlanmadığı, dava dosyasının tamamı dikkate alındığında, 12.12.2018 tarihine kadar davacı şirket ortakları ve davalı …’in dava dışı … Danışmanlık Ltd.Şti. ile ilişkileri bağlamında ticari bir rekabetten söz edilemeyeceği, aksine12.12.2018 tarihine kadar sıkı bir ilişki halinin mevcut olduğu, davalının istifa sürecini ve yeni işe giriş işlemlerini fiili durumun bir nevi resmileşmesi olarak kabul edilebileceği, Rekabet Yasaklı Sözleşme hükümleri ve yaptırımları konularının hukuki yönü dikkate alındığında, görev alanı dışında bulunan bu hususun Mahkemenin takdirlerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, icra dosyası, İstanbul …. İş Mahkemesi dosyası, alınan bilirkişi raporu, toplanan ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme gereği yapılan 19/10/2017 tarihli Rekabet Yasaklı İş Sözleşmesi gereğince takibe konu alacak kalemlerinden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti, davacının cezai şart bedeline hak kazanıp kazanmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 444/2. maddesi hükmüne göre, rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir. denmiştir.
Yukarıdaki ispat ilkeleri ışığında uyuşmazlık değerlendirilmiş olup davacının rekabet yasağı ihlalinedir iddiaları rekabet yasağına ilişkin sözleşme incelenmiş ve bunun yanında davacı şirketin sicil kayıtları ve ticari defter kayıtları da göz önünde bulundurularak uyuşmazlığın çözümüne gidilmiştir. Buna göre davalı savunmasında aslında davalının fiilen davada dışı … şirketinde çalıştığını bünyesinde çalıştığını sadece resmi olarak davacı şirkette göründüğü savunması tanık beyanları ve gelen bilirkişi raporuyla birlikte değerlendirildiğindedosya kapsamında incelenen faturalarda davacı tarafından davalı çalışana ilişkin yapılan harcamaların müşteri firmaya fatura edilerek bedellerinin tahsil edildiği, bu hususun ise davalının istihdam durumunu davacı şirkete salt resmi anlamda bir istihdamdan ibaret olduğu kanaati oluşmuştur. Öte yandan her iki şirketin de aynı alanda iştigal ettiği danışmanlık hizmetinin birbirlerine vermesi de olağan karşılanmamıştır. dava dışı … şirketi zaten teknoloji ve yazılım alanında hizmet veren bir şirkettir. Aynı konu da başka bir şirketten danışmanlık hizmeti alması beklenmez. İncelenen defterlerde davacının kestiği faturaların içeriğine göre davalının maaşına denk felecek şekilde her ayın 15.günü dava dışlı şirkete fatura kesildiği onun dışında en öndemlisi davalıya tahsis edilen araç yıllık kiralama bedeli davalının sair masraf ve giderleri ,sağlık sigortası, HGS gibi karayolları ücretleri ve davalının trafik parar cexzlarının dahi Real şirkeitne fatura edilerek tahsil edildiğ dikkate alndığında davacı şirketin kendi çalışanının masraflarının başka bir şirketten karılnması hayatın olağan akşınına aykırı bulunmuştur. ÖTe yandan davacı şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı ve sadece davalıya kesinlen faturalardan başka defter ve kayıt gelir hareketinin olmadığı da dikkate alındığında davalının gerçek anlamda davacı şirket bünyesinde çalışan olduğunu davacı ispat edememiştir. Kaldı ki her iki şirket yetkilisi de ortak olup … şirket merkezi … olup sonradan …’de şirket kurmuş ve davacı şirket yetkilisi istifa ederek diğer şirkete yetkili olarak geçtiğinde her iki şirket arasındaki organik bağ olduğu da anlaşılmıştır.
Öte yandan dosya kapsamında incelenen faturalarda davacı tarafından davalı çalışana ilişkin yapılan harcamaların müşteri firmaya fatura edilerek bedellerinin tahsil edildiği, bu hususun ise davalının istihdam durumunu davacı şirkete salt resmi anlamda bir istihdamdan ibaret olduğu kanaati oluşmuştur. Öte yandan her iki şirketin de aynı alanda iştigal ettiği danışmanlık hizmetinin birbirlerine vermesi de olağan karşılanmamıştır. dava dışı … şirketi zaten teknoloji ve yazılım alanında hizmet veren bir şirkettir. Aynı konu da başka bir şirketten danışmanlık hizmeti alması beklenmez. İncelenen defterlerde davacının kestiği faturaların içeriğine göre davalının maaşına denk gelecek şekilde her ayın 15.günü dava dışlı şirkete fatura kesildiği onun dışında en önemlisi davalıya tahsis edilen araç yıllık kiralama bedeli davalının sair masraf ve giderleri ,sağlık sigortası, HGS gibi karayolları ücretleri ve davalının trafik para cezlarının dahi … şirketine fatura edilerek tahsil edildiği dikkate alındığında davacı şirketin kendi çalışanının masraflarının başka bir şirketten karşılanması hayatın olağan akşınına aykırı bulunmuştur. ÖTe yandan davacı şirketin herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığı ve sadece davalıya kesinlen faturalardan başka defter ve kayıt gelir hareketinin olmadığı da dikkate alındığında davalının gerçek anlamda davacı şirket bünyesinde çalışan olduğunu davacı ispat edememiştir. Kaldı ki her iki şirket yetkilisi de ortak olup … şirket merkezi … olup sonradan …’de şirket kurmuş ve davacı şirket yetkilisi istifa ederek diğer şirkete yetkili olarak geçtiğinde her iki şirket arasındaki organik bağ olduğu da anlaşılmıştır. Öte yandan iki şirket arasındaki ilişki biçiminin gerçek anlamda bir ticari/hizmet ilişkisi olmadığı bilirkişi raporu ile de sabit olmuştur. … şirketinin hissedarının aynı zamanda … şirketinde 2018 Aralık ayına kadar fiilen yetkilisi olduğu da gözetildiğinde 2017 ve 2018 yıllarında kayda değer hiçbir müşterisi bulunmayan davacı … şirketinin sadece … şirketine fatura düzenlediği de bilirkişi raporu ile sabit olduğundan davacı şirketin … şirketinin faaliyetleri için varlığını sürdürdüğü anlaşılmıştır. Bu doğrultuda davalının istifa sürecinin ve yeni işe giriş işlemlerinin fiili durumunun resmileşmesi niteliğinde olduğu kanaati oluşmuştur.. İşbu nedenle hukuki nitelendirme hakime ait olduğu dikkate alınarak dosyanın rekabet hukuku hususunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilmesi yönündeki davacı taraf talebinin reddine karar verilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde de davalı …’in davacı şirketle akdettiği iddia edilen sözleşmesinin şeklen var olduğu görülmüş ve gerçek anlamda davacı şirket çalışanı olmadığının anlaşılması nedeniyle davalıya haksız rekabetten kaynaklanan bir dava açılabilmesinin mümkün olamayacağı kanaati hasıl olmuştur.
Tüm bu nedenlerle; davanın reddine, şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmaması nedeniyle davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 9.827,42 TL harçtan mahsubuna, artan 9.768,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 Sayılı Kanun madde 18/A-11 uyarınca davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 4080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE, uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza