Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/453 E. 2021/504 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/453 Esas
KARAR NO : 2021/504

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. genelinde otel vb. İşletmelere havlu, şampuan, otel ve spa terliği, sıva ve katı tuz vb. Ürünleri üretmekte ve toptan satmakta olduğunu, süre gelen ticari ilişki içerisinde müvekkilinin davalı tarafa değişik tarihlerde ve miktarlarda sıvı, damlalık ve sprey olarak kullanılabilen tuz sattığını, bu satışlara ilişkin fatura ve cari hesap dökümlerinin sunulduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin borca itiraz dilekçesinde de ticari ilişkiyi, cari hesap ve faturaları inkar etmediğini, Büyükçekmece … . İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrini 10/10/2019 tarihinde borçlunun tebliğ aldığını, davalı borçlunun yetkiye, icra takibine, borca, faize, faiz oranlarına ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalının kötü niyetle borcunu ödemediğini, işi sürüncemede bırakmak, alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğini, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak miktarı üzerinden devamına, borçlu aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, yetkili icranın ve yetkili mahkemenin Anadolu İcra Daireleri ve Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, açılan davanın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, davacı taraftan alınan ürünlerde büyük problemlerle karşılaştıklarını, takipte faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Büçükçekmece … . İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 5.835,51- TL asıl alacak ve 3.623,34-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.458,85-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans (%19,5) faizi ile masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi …’in 16/03/2021 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun; davacının, davalı ile olan uyuşmazlığının, taraflar arasındaki faturalardan kaynaklandığı, cari hesaptaki fatura alacağının tahsili amacı ile yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile birlikte alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebinden ibaret olduğu, davacı; defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2014 yılına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2014 yılına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. Ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle davacının 2014 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davacının 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarında envanter defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle davacının 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarında ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı; defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle davalının 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dosya kapsamında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasında faturanın ödeme gün ve vadesinin açıkça belirtildiği ve taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, davalı savunmasında yer alan; ‘‘tarafların anlaşmasının; davacıdan alınan malların satılacağını, satılmayan ya da müşteriden iade gelen malların davacı tarafından teslim alınarak iade faturası düzenleneceği, ancak; davacı yanın anlaşmaya aykırı davrandığını, müvekkilinin uhdesinde bulunan takip konusu faturaya ilişkin malları teslim almadığı’’ hususunun irdelenmesinde; dosya münderecatında ve yasal defter kayıtlarında bu iddialara istinaden somut bir veriye rastlanamadığı bu nedenle ispata muhtaç olduğu, davalı tarafça davacı aleyhine kayıtlanan icra takip dosyasında incelemeye ve dosyaya herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belgenin sunulmadığı, davacının bağlı olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Fatih Uygulama Grup Müdürlüğü, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün dosyaya mübrez 04.09.2020 tarihli yazısında belirtilen davacının BA/BS dökümlerinin dosyaya celp geldiği, BA/BS bildirim limitinin 5.000,00 TL olduğu ve davacının 2014 yılında davalı tarafa düzenlenen 1 adet toplamda 11.238,00 TL(KDV Hariç) fatura bildiriminde bulunduğu, davalının; bağlı olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Pendik Uygulama Grup Müdürlüğü, Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün dosyaya mübrez 04.11.2020 tarihli yazısında belirtilen davalının BA/BS dökümlerinin dosyaya celp geldiği, BA/BS bildirim limitinin 5.000,00 TL olduğu ve davalının 2014 yılında davacı tarafından düzenlenen 1 adet toplamda 11.238,00 TL(KDV Hariç) fatura bildiriminde bulunduğu, davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde; davacının davalıdan 5.835,55 TL alacaklı olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde; davalının davacıya 5.835,55 TL borçlu olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu, davacının takip tarihinden itibaren % 19,50 Reeskont Avans Faizi talep edebileceği, sonuç olarak; Esas İtirazın İptali dosyası yönünden; Takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle taleple bağlılık ilkesi gereği talep edebileceği 5.835,51 TL Asıl Alacak talep edebileceği, davacı tarafça icra takibinde 3.623,34 TL İşlemiş Faiz talep edildiği, davacı tarafça düzenlenen faturaların üzerinde ödeme gün ve vadesi açıkça belirtildiği, taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, ancak; davacının dosya münderecatında davalıya ihtarname göndermediği, davacı tarafından borcun muaccel hale getirilmediği tespit edilmiş olup temerrüde düşmediğinden işlemiş faiz hesaplanmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş ve taraf defterleri incelenmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde, taraf ticari defterlerinin alacak borç ilişkisi kapsamında birbirini teyit ettiği, söz konusu alacağın davacı defterlerinde 5.835,55 TL olarak göründüğü, aynı miktarın davalı defterlerinde borç kaydı olarak göründüğü gelinen aşamada davalının davacıya borçlu olduğu, söz konusu borcu ödemediği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından her ne kadar rapora itiraz edilmişse de raporun yeterli olduğu ve hüküm kurmaya elverişli olduğu dikkate alınarak bu itirazlara itibar edilmemiştir. Gelinen aşamada artık bu haliyle ispat yükü davalı üzerine geçerek, borcu ödediğine dair kanuni delil sunması gerekmekte olup, davalının yargılama sırasında borcu ödediğine dair kanuni delil ileri süremediği ve söz konusu alacağın likit olduğu, aynı zamanda davalının icra takibiyle beraber temerrüde düşürüldüğü dikkate alınarak faiz talebine ilişkin talebin ayrıca reddedilen kısma ilişkin davacının kötü niyetinin ispatlanmaması nedeniyle bu kısma ilişkin kötü niyet tazminatı taleplerin ayrı ayrı reddine fakat bilirkişi raporu neticesinde belirlenen asıl alacak üzerinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 5.835,55-TL üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren Yıllık değişen oranlarda avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Reddedilen kısma ilişkin davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 398,63-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 114,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 284,38-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 814,30-TL’sinin davalıdan tahsili, kalan 505,70-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 3.623,30-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 114,25-TL peşin harç, 920,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.089,15-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 671,89-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2021
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza