Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/435 E. 2020/1083 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/435 Esas
KARAR NO : 2020/1083

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 45 yıl önce ” … ” markası ile Türkiye’de kurulduğunu, 2008 yılı itibariyle Ortadoğu, Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika, Uzakdoğu bölgelerini kapsayan çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren çok uluslu …. Gıda şirketin parçası haline geldiğini, müvekkili şirket ile davalı market zinciri şirket arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkili şirketin davalıya Ayçiçek yağı ve zeytinyağı sattığını, satılan ürün tutarına karşılık fatura düzenlemekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya satılan ürünlerin bedelinin davalı tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, bu hususun ticari defter incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, davalının müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi sebebiyle Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalıya icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıdan olan alacağını tahsil edemeyince aralarındaki ticari ilişkinin zedelenmemesi adına tüm iyi niyetiyle Beşiktaş … Noterliğinin 17/09/2019 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesini çektiğini, davalı tarafından Bakırköy …. Noterliğinin 01/10/2019 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ” davalının müvekkili şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının” ileri sürüldüğünü belirterek davalarının kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz sebebiyle alacaklarının % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket ile müvekkili arasında akdedilen Metro Tedarik Sistemi Çerçeve Tedarik Sözleşmesinin 19.9 maddesi uyarınca İstanbul Mahkemeleri ile icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, yetkisiz icra takibine dayanan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından tesis edilen 20/07/2020 tarihli 3 nolu ara karar doğrultusunda davacı tarafın kesin süreye riayet etmeyerek gerekli harç ikmalini sağlamadığını, dosyanın işlemden kaldırılması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesi içeriği ile netice-i talep kısmının uyuşmadığını, davacı tarafından talep sonucunun açıklanması gerektiğini, mevzuat ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda iddiasını ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, gerçekle bağdaşmayan iddialar kapsamında huzurdaki davanın ikame edildiğini belirterek icra takibinin yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü yerine Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatılmış olması sebebiyle yetkisiz icra takibine dayanan itirazın iptali davasının reddine, dosyanın yetkili İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK.67.maddesi gereği iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının davalıdan icra takibinde talep ettiği alacağının olup olmadığı, var ise miktarının tesipi noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Şirket merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 21.469.351,25 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulya 10/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun vekili vasıtasıyla yasal süresi içerisinde takibe, borca ve fer’ilerine itiraz ettikleri, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Dava dosyasına göre itirazın iptali davasının dayanağı olan icra dosyasının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ne ait olduğu, takibe süresi içinde itiraz olduğu, itiraz üzerine takibin durduğu, davalının gerek icra dosyasına gerekse dava dosyasına göre icra müdürlüğünün yetkisiz olduğuna dair süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu, yetkili icra müdürlüğünü bu suretle açıkladığı, ayrıca davalı vekilinin süresi içinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile de dava dosyası yönünden mahkememizin yetkili bulunmadığını ve bu nedenle dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği açıktır.
Bu çerçevede öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın, itirazın iptali davası çerçevesinde ele alınması gerekir. O halde mahkemece açıklandığı üzere öncelikle bu itiraz hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Zira borca yönelik itirazın iptâli davasının incelenebilmesi için evvela ortada yetkili bir icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin varlığı şarttır. İİK’nın 50. maddesi hükmüne göre para veya teminat borcu için takip hususunda HMK (eski HUMK.) daki yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla tatbik olunur.
Yerleşik Yargıtay uygulaması gereği itirazın iptali davasında, mahkememiz, icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı tetkik merci yerine geçerek çözümlemek durumundadır. Bu nedenle öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir. (Yargıtay 19. HD. 01/10/1998 T. -1998/4665 E. 1998/50704 K. ) Nitekim Mahkememizce Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesinin adeta yerine geçerek ve Yargıtay uygulamasına da uygun olarak icra dairesinin yetki durumu ele alınmıştır. Zira bu husus özel dava şartı olmakla her aşamada da HMK. m.115/f.1 gereği gözetilmelidir.
Davacının adresinin … Mah. … Sokak No:… Kat:… D:… … …/… olduğu tespit edilmiş olmakla takip tarihi itibari ile davacının adresi … ilçesidir.
İtirazın iptali davalarında, yetkili icra müdürlüğünde icra takibi yapılmış olması bu davaya özgü dava şartıdır.
Hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz incelenerek ,itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerektiği ve bu hususun HMK 114/2 maddesi uyarınca dava şartı olduğu dikkate alınmalı , yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmaması halinde , itirazın iptali davasının yetkili icra dairesinde takip yapılmış olması dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereği reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HMK 19/2 maddesi “…yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü haiz olup,İİK’nın 50. maddesinin 1/1. cümlesinde icra dairelerinin yetkisinin tayininde HMK’daki yetki kurallarının kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda yapılan açıklamalar gözetildiğinde,Metro Tedarik Sistemi Çerçeve Tedarik Sözleşmesi’nin 19.9. maddesi uyarınca;”İşbu Sözleşme, Türk yasalarına tabi olacaktır. İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri münhasır yargı yetkisine sahiptir.” denmiştir.
HMK 17.maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü haizdir. Somut olayda, Metro Tedarik Sistemi Çerçeve Tedarik Sözleşmesi incelendiğinde sözleşemnim 19.9 maddesi uyarınca İstanbul Mahkemeleri ile icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu yetki sözleşmesinde kanunen yetkili mahkemelerin yetkisinin saklı tutulmadığı, İstanbul Mahkemelerinin münhasıran yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf sözleşmenin imzalı örneğini mahkememize sunmuş her iki tarafça da sözleşmenim imzalandığı anlaşılmıştır.Her iki tarafın da tacir olduğu mevcut durumda üzerinde anlaşma sağlandığı açık olup Tedarik Sistemi Çerçeve Tedarik Sözleşmesi uyarınca belirlenen yetki kesin mahiyettedir. Düzenlenen faturalar ve süregelen ticari ilişki dikkate alındığından Davacı tarafın bu aşamada imza usulsüzlüğünü ileri sürmesi iyiniyet kurallarına aykırı bulunmuştur. HMK 17.madde uyarınca geçerli bulunan yetki sözleşmesi nedeniyle, kanunen yetkili bulunan yerlerin yetkisi kalktığından bir başka deyişle yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yetkili yer, davacı vekilinin ileri sürdüğü gibi kesin yetkili olmasa da ;münhasır yetkiye ilişkin olduğundan,yetki sözleşmesinde kararlaştırılan yer dışında takip ve dava açılamaz.Davalının yerleşim yeri İcra Dairesinin yetkisi ,yetki sözleşmesi ile ortadan kalktığından icra dairesinin yetkisine itirazda bildirilen İstanbul İcra Dairesinin yetkili olmadığı, bu bağlamda borçlu yetkili icra dairesini doğru göstermediğinden sonuç itibariyle icra dairesinin yetkisine itirazı yerindedir.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli şartlardan birisi de yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasıdır. Oysaki takip tarihi itibari ile yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılan açıklamalar karşısında, Bakırköy İcra Dairesinin takip tarihi itibari ile davacı ve sözleşmede belirlenen yetki şartına göre icra müdürlüğü olmadığı gibi icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile davacının davasının HMK’nun 114/2 .maddesi uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın HMK 114. ve 115. Maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 107.346,76 TL harcın mahsubuna, artan 107.346,76 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben karar verildi.
24/12/2020

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip … ¸e-imza