Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/399 E. 2021/29 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/399 Esas
KARAR NO : 2021/29

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021

Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/03/2020 tarihli, …. Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararının davacı vekilinin yasal süresinde gönderme talebi üzerine mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın 17.06.2014 tarihinde davalılardan …. Otomotiv San.ve Tic. A.Ş. (… bayii) fırmasından 336.652,77-TL bedelle … plakalı aracı satın aldığını, müvekkili firmada bu araç haricinde muhtelif markalarda aynı yaşta bir çok araç bulunduğunu, ….. plakalı aracın kaportası ve bazı muhtelif yerlerinde boya üzerinde cilasının kalkması sebebiyle aracın … Tic. A.Ş ‘nin bayii ….’e ait yetkili servise götürüldüğünü, yapılan inceleme sonucunda yazılı olarak bilgi veremeyeceklerini ancak bu durumun iklim sebebi ile oluştuğunu sözlü olarak beyan ettiklerini, bu durum üzerine Ordu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş nolu dosyasından araç üzerinde bilirkişi tespiti yaptırıldığını, bilirkişi raporunda; aracın kaportasının değişik ve muhtelif kısımlarında boya üzerindeki vernik (cila) kabarma ve dökülmelerinin mevcut olduğunun, bu hasarlara sebep olabilecek kaza, darbe, dış etken ve kullanım hatası tespit edilemediğinin, mevcut olan hasarın aracın üretiminden kaynaklanan ”üretim hatası” olduğunun bildirildiğini, bu durumun davalılara noter kanalıyla ihtar edildiğini ancak davalılar tarafından dönüş yapılmadığını beyanla davanın kabulü ile aracın misli ile değişimini, mümkün olmadığı taktirde araç üretilse idi dava tarihinde kaç lira bedel ile satılabileceğinin tespiti ve bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı …. Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini, somut uyuşmazlık kapsamında müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, itiraz edilmiş tespit dosyasının hükme esas alınamayacağını, dava konusu aracın müvekkili şirketin yetkili servisine getirilmediğini, aracın misli ile değişimi talebinin orantısız olduğunu, belirterek öncelikle hak düşürücü süre itirazlarımız dikkate alınarak davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise husumet yokluğu, zamanaşımı itirazları ve araçta hile ile gizlenmiş herhangi bir gizli ayıp mevcut olmadığı gözetilerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davada müvekkili şirket …. A.Ş.’nin Pasif Husumet Ehliyeti Bulunmadığını, Huzurdaki davanın Bir Tüketici Davası olmadığını, Dava Konusu Aracın İthalatçısı Olan Müvekkil Şirket İle Davacı Şirket Arasında Bir Sözleşme İlişkisi Bulunmadığını, 2014 yılında satılan aracın garanti süresi 2016 yılında dolduğunu, esasen Müvekkili Şirket MBT’nin Pasif Husumet Ehliyeti Bulunmamakla Birlikte, Huzurdaki Dava Konusu Olayda Müvekkil Şirkete Süresi İçerisinde Ayıp İhbarında Da Bulunulmadığını, davacı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca sekiz günlük süre içerisinde muayene külfetini yerine getirdiğine dair dosya içerisinde bir bilgi veya belge bulunmadığını, bununla birlikte, davacı tarafın, dava konusu olayı müteakip hemen (derhal) aracı aldığı davacısına bir bildirimi bulunup bulunmadığı bilinmediği gibi, müvekkil şirkete de bir ayıp bildiriminde bulunmadığını, dava konusu araç ilk olarak 16/07/2019 tarihinde 149.704 km’de iken, “aracın muhtelif yerlerinde vernik atması” şikayeti ile yetkili servise giriş yapmıştır. Diğer bir deyişle, satın alındığı tarihten itibaren 5 yılı aşkın süre böyle bir şikayet olmadığını, 16/07/2019 tarihinde götürülen serviste yapılan inceleme neticesinde bu hasarın üretimden kaynaklanmadığı, başka bir dış etken sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, Ordu …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasından alınan rapor, müvekkili şirket bakımından bağlayıcı olmadığını, bu raporun denetime elverişli, somut ve bilimsel hiçbir veri içermediğini, eksik ve yetersiz incelemeye dayandığını, dava konusu aracın boyasında üretimden kaynaklanan hiçbir ayıp olmadığını, tüm bunların yanında, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an olsun aracın boyasında imalat hatası bulunduğu farz edilse dahi, aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi menfaatler dengesine açıkça aykırı olduğunu belirterek müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti olmadığından, şirkete TBK’nın 223. Ve TTK’nın 18. Maddesi uyarınca yasal süresi içerisinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığından, dava konusu araçta hiçbir ayıp bulunmadığından huzurdaki davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava;ticari satımda gizli ayıp sebebiyle ayıplı arabanın misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın ticari satımda gizli ayıp sebebiyle ayıplı arabanın misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Tensip zaptının 2.maddesi gereği 17/07/2020 tarihli dilekçe ekinde Arabuluculuk Tutanak aslının ibraz edildiği, 3.maddesi gereği yasal süresi içinde eksik harcın tamamlandığı görülmüştür.
Ordu İl Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye olumsuz cevap verildiği, Uyap’tan yapılan sorgulamada aracın davacı şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Ordu … Sulh Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkereye cevap verildiği, … Değişik iş sayılı dosyasının Uyap üzerinden yapılan incelenmesinde; 25/10/2019 tarihli …. değişik iş esas, … değişik iş karar sayılı kararı ile … Yağ Su Ve Tarım Ürünleri Gıda İnşaat Otomotiv Nakliyat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Tarafından Karşı Taraflar … Otomotiv Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi Ve …. A.Ş.aleyhine araçta oluşan zararın tespiti istemiyle talepte bulunulduğu görülmüştür.
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacının n 17.06.2014 tarihinde davalılardan … Otomotiv San.ve Tic. A.Ş. (… bayii) fırmasından 336.652,77-TL bedelle ….. plakalı aracı satın aldığı, davacının isteminin ticari satımda gizli ayıp sebebiyle ayıplı arabanın misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında 17.06.2014 tarihinde fatura karşılığında dava konusu aracın teslim alındığı, tarih hususunda tarafların mutabık olup, davacı tarafın dava dilekçesinde bu hususu belirttiği, davacı tarafından 17.06.2014 tarihinde teslim alınan araçta ayıplı maldan sorumluluk hususunda belirlenmiş 2 yıllık kanuni zamanaşımı geçmiş bulunduğu, davacı tarafın ayıp iddiasından ötürü ayıpsız misli ile değişim talebi ve bedel iadesi talebinin zamanaşımına uğramış bulunduğu açıktır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun “Zamanaşımı” kenar başlıklı 231 nci maddesi ile hüküm altına alındığı üzere; “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2005 tarih ve E: 2005/4-487 , K: 2005/553 ilamında da “…Açıkça yasa daha uzun bir süre garanti verilmemişse malın ayıplı olması nedeniyle açılacak davalar, -ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile- iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu durum karşısında zamanaşımı süresi davacının teslim aldığı tarih göz önüne alındığında kesinlikle dolmaktadır…” denmekle ayıp iddialarının hukuken iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu vurgulanmıştır.
Somut olayda davacı tarafın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca sekiz günlük süre içerisinde muayene külfetini yerine getirdiğine dair dosya içerisinde bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi bununla birlikte, davacı tarafın, dava konusu olayı müteakip hemen (derhal) aracı aldığı davacısına bir bildirimi bulunup bulunmadığını ispat edilmediği görülmüş ve davalı şirkete de bir ayıp bildiriminde bulunmadığı, anlaşılmış olup dava konusu araç ilk olarak 16/07/2019 tarihinde 149.704 km’de iken, “aracın muhtelif yerlerinde vernik atması” şikayeti ile yetkili servise giriş yaptığı anlaşılmıştır. Gelen kayıtlara göre , davacının aracı satın alındığı tarihten itibaren 5 yılı aşkın süre bu yönde bir şikayet olmadığı görülmüş Ordu … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ilk defa … D. İş sayılı rapor alınmış olup talebin içeriği de dikkate alınarak iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, davalı yanın süresinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 5.749,20 TL harçtan mahsubuna, artan 5.689,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya VERİLMESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye ….
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza