Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2020/1067 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/360 Esas
KARAR NO : 2020/1067

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/08/2017 tarihinde … ilçesi, … mah. … sok. No:.. önü adresinde davacı şirkete ait KPDF-APA 100/0.5 MM Kablonun davalının yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında kopartılması ve kırılması sebebiyle meydana gelen hasarın tazminini talep etme zorunluluğu doğduğunu, davacı şirketin hasarın tazmini için 26/07/2019 tarihinde Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının bu takibe haksız, mesnetsiz, usul ve esasa aykırı şekilde itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulduğunu, bu nedenle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru ve ihmalinin bulunmadığını, müvekkili idarenin Abone işleri Avrupa 2. Bölge Dairesi Başkanlığı Esenyurt Şube Müdürlüğü ile yapmış olduğu yazışmalar neticesinde hasarın meydana geldiği adreste idarenin ve müteahhitlerinin herhangi bir çalışma yapmadığına dair bilgi verdiğini, bu sebeple meydana gelen zararda idarenin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, hasar bedelinin müvekkilden talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile yine mahkememize ait … esas sayılı dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, tarafların ve dava konusunun aynı olması nedeniyle birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası ile birleşen ve yine mahkememize ait … esas sayılı dosya incelendiğinde, davacı vekili dava dilekçesinde; 20/07/2017 tarihinde … ilçesi, … Mahallesi … Sokak ile … sokak kesişimi adresinde davacı şirkete ait yer altı güzergahı, davalının yapmış olduğu altyapı kazı çalışmaları esnasında kopartılması ve kırılması sebebiyle meydana gelen hasarın tazmini talep etme zorunluluğunun doğduğunu, bu sebeple davacı şirketin hasarın tazmini için 10/07/2019 tarihinde, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının işbu icra takibine ve borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin devamına, davalının icra takibine konu asıl alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müşterek ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Büçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı/alacaklının davalı/borçlu hakkında 1.130,78-TL hasar tazmin bedeli, 330,14-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.460,92-TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile icra gideri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, davalı/borçlunun takibe 15/11/2019 tarihinde itiraz ettiği, takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
ANA DAVA VE BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Davacı ana ve birleşen davada davalının kazı çalıması yapması nedeniyle zarara uğradığını iddia etmekte olup, söz konusu iddiayı usulüne uygun delillerle ispatla mükelleftir.
Davacı delillerinin incelenmesinde, davasını kendi personeli tarafından tutulmuş tutanaklara dayandırmakta olup, söz konusu tutanaklarda davalının kazı çalışması yaptığına dair ibareler yer alsa da tutanağın usulüne uygun tutanak olduğundan söz edilemez. Zira tutanaklarda sadece davacı çalışanı …’in imzası mevcut olup, söz konusu çalışan resmi memur olmayıp, özel hukuk kurallarına tabidir. Ayrıca tuanakta bu kişinin haricinde başkaca bağımsız kişilerin imzası bulunmamaktadır. Davacı tarafından hasar tespitine ilişkin başkaca fotoğraf video kaydı veya tutanakta imzası bulunanın dışında başkaca tanık dosyaya sunulmamış olup, söz konusu tutanakta imzası bulunan davacı çalışanı ….’in tanıklığına başvurulmuş olmasına rağmen bu tanığın dinlenmesinin dosyaya bir katkısı bulunmayacağı zira dinlense bile başkaca yan delillerin bulunmaması nedeniyle tanık beyanının ispata yeterli olmadığı kanaatine varılarak tanığın dinlenmesi talebi usul ekonomisi gereği reddedilmiştir.
Davacının iddiaları doğrultusunda mahkememizce dava dışı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Alt yapı Daire Başkanlığına uyuşmazlık konusu yerlerde kazı çalışmaları olup olmadığı noktasında yazılan müzekkerelere de söz konusu tutanakların tutuldukları tarih itibariyle davacının iddia ettiği yerlerde herhangi bir kurum ve şahsa kazı izni verilmediğinin bildirildiği, davalının da davacının iddialarını inkar ettiği, dikkate alınarak tevehhüme itibar edilemez (soyut beyana geçerlilik tanınamaz-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği iddiası soyut düzeyde kalan davacının talepleri hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ana davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememize ait … esas sayılı dosyası ile birleşen davanın AYRI AYRI REDDİNE,
2-Ana dava ve birleşen dava yönünden peşin alınan harç yeterli olduğunan başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-ANA DAVA YÖNÜNDEN karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.130,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZE AİT … ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 790,70-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Ana dava ve birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair; MİKTAR YÖNÜNDEN ana dava ve birleşen dava yönünden KESİN OLMAK ÜZERE davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza