Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/352 E. 2022/583 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/352 Esas
KARAR NO : 2022/583 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden faturalara dayalı oluşmuş cari hesap alacağına dair icra takibi başlatıldığını, davalının tebliğ almış olduğu ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takip dosyasının davalı tarafın itirazı ile durduğunu, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile başlatılmış olan icra takibine devam edilebilmesi amacıyla huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı tarafça yapılmış olan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı müvekkilinin Ankara’da mukim, uzun yıllardır ticaretle uğraşan, itibar sahibi bir şahıs şirketi olduğunu, taraflar arasındaki ticaret gereği müvekkili tarafından …. markası için hazırlanan sticker ve buzdolabı etiketlerinin üretilerek davalıya satışının gerçekleştirildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki münasebetiyle taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, davacı müvekkilinin davalı şirkete … seri numaralı 30.03.2019 tarih 345.150,00 TL bedelli fatura, … seri numaralı 27.04.2019 tarih 402.675,00 TL bedelli fatura, … seri numaralı 24.05.2019 tarih 402.675,00 TL bedelli fatura, …. seri numaralı 27.04.2019 tarih 471.705,00 TL bedelli fatura ile mal ifa ettiğini, davalı şirketin davacı ile arasındaki alım-satım ile oluşan cari hesap gereği davacının kestiği faturaların bir kısmı için iade faturası düzenlediğini, bir kısmını da hiç ödemediğini, davacı müvekkiline davalı tarafça kesilen iade faturasına yasal sürede itiraz ettiklerini, davalı şirketin icra takibine konu faturalara dair bugüne kadar bir itirazı olmadığını, toplam alacaklarından ise 27.06.2019 faiz başlangıç tarihi ile, takip tarihi olan 23 Ocak 2020 tarihi itibari ile ödenmeyen kısmının 160.000,00 TL olduğunu, söz konusu cari hesap borcunun müvekkilinin vermiş olduğu mallara karşılık düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklandığını, ilgili faturaların davalıya gönderilmiş olmasına rağmen davalı tarafça ödenmediğini, iş bu hususun tarafların ticari defterleri incelendiğinde de sabit hale geleceğini, taraflar arasında bulunan cari hesap ilişkisi çerçevesinde, müvekkili tarafından davalı adına düzenlenerek gönderilmiş olan faturaların davalı tarafça ödenmemesinden kaynaklanan bir cari hesap borcunun oluştuğunu, davalı şirketin faturalara itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul ettiğinin aşikar olduğunu, neticeten, haklı davalarının kabulü ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın faizi ile tahsiline, davalı tarafça haksız ve kötü niyetle yapılmış olan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız ve mesnetsiz olup davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete sticker üretip; müvekkili şirketin revizyon merkezine, müvekkili şirketin hizmet verdiği ana şirket …. Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin bayi ve servis merkezlerine teslim etmekte olduğunu, müvekkili şirketin yaklaşık olarak 70 civarı alt taşeron ile çalışmakta olduğunu ve davacının kesmiş olduğu faturalara dayanak bazı ürünlerin teslim edilmediğini çok sonradan tespit ettiğini, bunun üzerine eksik hizmetler ile ilgili 3. Şahıs firmalardan hizmet almak zorunda kaldığını, davaya konu alacak rakamını oluşturan ürünlerin teslim edildiğini ispatlamanın davacının yükümlülüğünde olduğunu, yapılan tespit sonrası davacının kabul etmediği 30.12.2019 tarihli iade faturasını kesmek zorunda kaldığını, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsi geçen 4 adet faturanın nerede ise tamamına yakınını ödeyip sadece bu kısmına itiraz etmesinin de haklılığının göstergesi olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından cari hesap alacağının olduğu yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi durumunda, davacı tarafın iddia ettiği gibi herhangi bir hak ve alacaklarının olmadığı ortaya çıkacağından, haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, takibe konu alacağın likit olmadığını, takibe konu alacağın bulunup bulunmadığından tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, neticeten; haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, müvekkili aleyhine haksız olarak ve kötü niyetle icra takibi başlatan davacı alacaklı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap ekstresinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı vekili tarafından 08/07/2020 havale tarihli dilekçe ekinde; muavin defter dökümü, dava konusu alacağa ilişkin emtianın davalıya teslimine dair kargo teslim-tesellüm fişleri ve ürünleri kargoya teslim eden çalışanlarının SGK kayıtlarının bir sureti dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı hakkında cari hesap ekstresinden kaynaklı 160.000,00-TL asıl alacak, 8.048,22-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 168.048,22-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 14/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu şirket vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen 14/02/2020 tarihli dilekçe ile takibe asıl alacak ve ferileri yönünden itiraz edilmesi üzerine 17/02/2020 takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ olunmadığı, iş bu itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Ankara ….Noterliğinden; 22/01/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ belgesinin onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Avcılar ve Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüklerinden; taraf şirketlerin 2019 yılına ait BA/BS form kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası, dosya kapsamı belgeler ve davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın miktarı hususlarında SMMM bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmek üzere Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile gönderilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Davacı şirketin dava konusu işlemlerinin olduğu 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak yasal süreler içinde yapılmış olduğu, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında takip tarihinin 17/01/2020 tarihi olduğu, davacı tarafından, davalı şirkete Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinde düzenlenmiş olan 4 adet fatura doğrultusunda davalı tarafından ilgili dönemlerde yapılmış olan BA bildirimleri incelendiğinde, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait bildirimlerin ilgili dönemlerde düzenlenen faturalar ile örtüştüğü, ancak; dava dosyasında bulunan 22/09/2020 tarihinde Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılmış olan müzekkerede, davalı şirketin Haziran dönemine ait BA formunun istenmemiş olmasından dolayı, davalı şirkete ait Haziran 2019 dönemi BA bildiriminde tespit yapılmadığı, davalı şirket tarafından, davacı şirkete 30/12/2019 tarihli, … numaralı, 130.000-TL(KDV dahil) tutarında iade faturası düzenlendiği, davacı tarafından noter kanalıyla ihtarname ile ilgili faturanın 22/01/2020 tarihinde tebliğ alındığı ve yasal süresi içinde faturaya itiraz edilerek davalı şirkete iade edildiği, davacı şirketin 2019 ve 2020 yılları ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle; davacı şirketin davalı şirketten 160.000-TL asıl alacak talebinin olduğu, davcı şirketin davalı şirketten 8.048,22-TL işlemiş faiz talebinin olduğu, davacı şirketin defter kayıtlarına göre davalı şirketten 160.205,00-TL asıl alacağının bulunduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçeleri sunulmuştur.
Mahkememizin 20/10/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamındaki belgeler, icra dosyası ve davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, lehine delil niteliğinde olup olmadığı hususları ile takip tarihi itibari ile davacının alacaklı olup olmadığı, dosya içerisinde mevcut 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınmak ve davacı şirket defterleri ile mukayese yapılmak sureti ile davacının davalıdan cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağının olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
14/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Davalı şirketin 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 205,00-TL borcunun bulunduğu, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Tal. Sayılı dosyasına sunulan 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 160.205,00-TL alacaklı olduğu tespitinin yapıldığı, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 160.000,00-TL (160.205,00-TL – 205,00-TL) olduğu, bu farkın davalının davacıya yapmış olduğu 27/02/2019 tarihli “… Usta İş Avansı …” açıklamalı 30.000-TL tutarlı ödeme ve davalının davacıya düzenlemiş olduğu 30/12/2019 tarihli 130.000,00-TL bedelli iade faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan 27/02/2019 tarihli “… Usta İş Avansı …” açıklamalı 30.000-TL tutarlı ödeme ile ilgili olarak; davalı şirketten dayanak evrak talep edilmiş olmakla birlikte dayanak belge sunulmadığından ispata muhtaç olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan 30/12/2019 tarihli 130.000,00-TL bedelli iade faturası ile ilgili olarak; davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturasının cevap dilekçesindeki beyanlara istinaden faturalara dayanak bazı ürünlerin teslim edilmemesine istinaden düzenlendiği, davacı şirket tarafından Ankara …. Noterliğinin 22/01/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura içeriğine itiraz edilmiş olmakla birlikte davalı şirket tarafından mezkur faturaya ilişkin davalı yanca ürünlerin eksik alındığına ilişkin bir tespitin yapılması mümkün olmadığından (davalı faturaları sayılmak üzere teslim alınmıştır vb şerh düşmeden aldığından) davalı yanca eksik alındığı iddia olunan faturadaki ürünlerin eksik alındığına dair dayanak da bulunmadığından mezkur faturanın davalının ispatına muhtaç olduğu, neticeten takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 160.000,00-TL alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin dayanak bulunmadığından takip öncesi faiz hesabı yapılmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
10/03/2021 ve 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.). Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. (İstanbul B.A.M. 17 HD.’nin 12/05/2022 tarih 2019/484 Esas ve 2022/595 Karar Sayılı İlamı)
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
HMK. 219. maddesine göre taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Küçükçekmece… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 10/03/2021 ve 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen sticker ve buzdolabı etiketi alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca, faiz ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak yasal süreler içinde yapılmış olduğu, davacı tarafından, davalı şirkete Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinde düzenlenmiş olan 4 adet fatura doğrultusunda davalı tarafından ilgili dönemlerde yapılmış olan BA bildirimleri incelendiğinde, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait bildirimlerin ilgili dönemlerde düzenlenen faturalar ile örtüştüğü, davalı şirket tarafından, davacı şirkete 30/12/2019 tarihli, …. numaralı, 130.000-TL(KDV dahil) tutarında iade faturası düzenlendiği, davacı tarafından noter kanalıyla ihtarname ile ilgili faturanın 22/01/2020 tarihinde tebliğ alındığı ve yasal süresi içinde faturaya itiraz edilerek davalı şirkete iade edildiği, davacı şirketin 2019 ve 2020 yılları ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle; davalı şirketten 160.000,00-TL asıl alacağının bulunduğu, 14/01/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya 205,00-TL borcunun bulunduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 160.000,00-TL (160.205,00-TL – 205,00-TL) olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan 27/02/2019 tarihli “… Usta İş Avansı …” açıklamalı 30.000-TL tutarlı ödeme ile ilgili olarak; davalı şirketten dayanak evrak talep edilmiş olmakla birlikte dayanak belge sunulmadığından ispata muhtaç olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan 30/12/2019 tarihli 130.000,00-TL bedelli iade faturası ile ilgili olarak; davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturasının cevap dilekçesindeki beyanlara istinaden faturalara dayanak bazı ürünlerin teslim edilmemesine istinaden düzenlendiği, davacı şirket tarafından Ankara …. Noterliğinin 22/01/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile fatura içeriğine itiraz edilmiş olmakla birlikte davalı şirket tarafından mezkur faturaya ilişkin davalı yanca ürünlerin eksik alındığına ilişkin bir tespitin yapılması mümkün olmadığından (davalı faturaları sayılmak üzere teslim alınmıştır vb şerh düşmeden aldığından) davalı yanca eksik alındığı iddia olunan faturadaki ürünlerin eksik alındığına dair dayanak da bulunmadığından mezkur faturanın davalının ispatına muhtaç olduğu, neticeten takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 160.000,00-TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği, Avcılar ve Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlükleri tarafından dosyaya sunulan taraflara ait 2019 yılı BA/BS formlarının birbiri ile örtüştüğü anlaşılmakla; davalı şirketin davacı tarafça düzenlenen faturaları BA formlarında bildirdiği ve davaya konu faturaların davalı şirket kabulünde olduğu, süresinde faturalara itiraz edilmediğinden fatura içeriklerinin davalı tarafça kabul edilmiş sayıldığı değerlendirilerek, davalı tarafça 30.000,00-TL ödeme yapıldığı iddiasında bulunulmuş ise de; bu ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu dikkate alınarak; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; davalının eksik teslim iddiasının yemin delili ile ispatlaması lazım geldiği kabul edilerek, davalı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış ancak davalı tarafça verilen kesin süreye rağmen yemin teklifinde bulunulmamış, bu durumda davacının ticari defter kayıtları ve BA/BS formları ile alacağın varlığının ispatlandığı anlaşılmakla; denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ve davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile, takibin 160.000-TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle alacağın likit ve bilinebilir olduğu dikkate alınarak asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 160.000,00-TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile; takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren takipteki koşullar üzerinden faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 160.000-TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 32.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 10.929,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.049,61-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 840,24-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.039,75-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 1.254,00-TL’sinin davalıdan 66,00-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 2.049,61-TL peşin harç, 840,24-TL icra dosyasına yatırılan peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafça yapılan 1.450,00-TL bilirkişi ücreti, 193,75-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.643,75-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.565,02TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 19.150,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa İADESİNE,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma sistemi üzerinden davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸