Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/346 E. 2021/82 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/346 Esas
KARAR NO : 2021/82

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 25/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02.02.2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 25/05/2014 tarihinde bir inşaat sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davacının adına kayıtlı olan …., …, …. Köyü, …. mevkii, … ada, … parsel ile aynı yerde davalı tarafa ait olan …. parselin tevhit edilerek oluşacak yeni parsel üzerine yapılacak inşaatın davalı tarafından yapılması konusunda inşaat sözleşmesi yapılarak aynı gün davalı tarafça gösterilen inşaat işlemleri elektrik, su doğalgaz ve sair işlemlerin yapılması için yetki veren vekaletname de 27/05/2014 tarihinde Bakırköy …. Noterliğinin …. yevmiye numarası verildiğini, İnşaat sözleşmesinde davacının toplam ödemesi gereken tutar -belirlenmiş ve 20.000.-TL ’ sı sözleşme yapıldığı tarihte ödendiğini, 50.000-TL sözleşme imzasından itibaren 30 gün içinde ödenerek inşaata başlanıldığını, bakiye 300.000-TL için de yine sözleşmede belirtildiği üzere, …. Bankasından 29.09.2015 tarihinde kredi kullanılmak suretiyle, İş bitimine göre banka tarafından Yapı Denetim şirketinin raporuna göre bankadan davalıya ödenmesi konusunda mutabık kalındığını, krediler kullanılmak 16.10.2015 tarihinden itibaren Kredi geri ödemeleri davacı tarafından bankaya yapılmaya başlandığını, bu çerçevede de şüpheliye bankadan kullanılan krediden 29.09.2015 tarihinde 130.000.-TL, 11.01.2016 tarihinde 83.960.-TL,16.03.2016 tarihinde 46,500.-TL Bankadan kentsel dönüşüm çerçevesinde olmak üzerinde davalıya toplamda 330,460-TL ödendiğini, sözleşmeye göre davacının ödemesi gereken 370.000-TL tutardan bu ödemeler düşünce 39,540.-TL bakiye kaldığını,sözleşmenin yapıldığı 27/05/2014 yılından bu yana taahhüt edilen inşaat projeye uygun olarak bitirilememiş ve anahtar teslimi de yapılamadığını, bu nedenle davalıya 17/02/2016 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinden … Yevmiye numarası ile bir ihtarname keşide edildiğini, davalının ihtarnamede belirtilen ve kendisine banka kredisi kullanılıncaya kadar teminat olarak verilen 3 adet 100.000.-TLTık olmak üzere Toplam 300.000.-TL’lik senedi banka kredisi kullanılmış olmasına ve ödemeler yapılıyor olmasına rağmen davacıya iade etmediğini, davacı ile davalı arasında işbu inşaat sözleşmesi haricinde başkaca herhangi bir ticari ilişki olmadığını, kendisine senet verecek herhangi bir durumun da sözkonusu olmadığını, davalı paraya sıkışınca davacının kendisine vermiş olduğu senetlerden birisini Küçükçekmece … .İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından takibe koyduğunu, diğer iki senedin de henüz takibe konulmadığını, davacının davalıya karşı inşaat sözleşmesinde belirtilen borçlarının %90’ını yerine getirmiş olmasına rağmen inşaat henüz %75’ler seviyesinde olduğunu, bu durum da davalının yukarıda dosya numarası yazılı icra takibinde yaptırmış olduğu kıymet takdir raporunda belirlendiğini, bu nedenlerle , davaya konu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı ile yapılan inşaat sözleşmesi gereğince sadece 39,540.-TL borcu olduklarının ve bu bedelin de bankada bloke olduğu, başkaca da herhangi bir borcun olmadığının tespitine,dava konusu üç adet (davalıya senetler boş olarak imzalanıp miktar yazılıp teslim edilmiştir) (100.000 X 3 = 300.000.-TL) senedin iptaline,dava konusu icra takibi nedeniyle borcun ödenmesi halinde, davalı tarafa icra baskısı altında herhangi bir ödeme yapılması halinde davamızın istirdat davası olarak devamına,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 27/05/2014 tarihli inşaat yapılması konusundaki anlaşma yapıldığının doğru olduğunu, ancak bu sözleşme gereği davacının davalıya yapması gereken ödemeleri tam ve eksiksiz olarak yapmadığını, dava dilekçesinde yer alan ve ödendiği iddia edilen ödemelerin gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde yer alan ve sözleşmeden sonra 30 gün içerisinde ödenmesi gereken 50,000TL’nin davalıya ödenmediğini, davalının , bankadan almış olduğu ödemeler dışında davacıdan hiçbir ödeme almadığını, davacının 39.540 TL. borcu kaldığı iddiası tamamen yanlış ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı taraf sözleşmede ödenmesi gereken 50,000TL, davalıya ödendiğini varsayarak söz konusu tutarı bulmaya çalıştığını, davacı, davalıya sözleşmede yer alan ve 30 gün içerisinde ödenmesi gereken 50.000 TL’ yi halen ödemediğini, senetlerin inşaat sözleşmesinden kaynaklı olmadığını, davalı vermiş olduğu borç para karşılığı davacıdan 09/07/2015 tarihli 100.000,00TL bedelli bir adet kambiyo senedi aldığını,ancak davacının bu borcunu vadesinde ödememesi üzerine bu senet Küçükçekmeve …. İcra Dairesinin … E. numaralı dosyası ile icraya konulduğunu, davacı bu senede itiraz ederek dava açtığını ve Küçükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesinin …. E. numaralı dosyası ile bu itirazın reddedildiğini, davacının bu konudaki davasının reddedildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini,bu konuda kesin hüküm engeli olduğunu, bu nedenle aynı konuda yeni dava açamayacaklarını, davacının davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yapılan inşaat sözleşmesi gereğince verilen senetlerin bedelsizliğine ilişkin icra takibinden sonra açılmış bulunan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit talebini içerir dava olması sebebiyle görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi olmuş ve İstanbul …. hukuk dairesinin … esas ve … karar sayılı ilamı ile mahkememiz görevli sayılmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının davalı, boçlusunun dosya davacısı olduğu, 1.01.2015 düzenleme tarihli 100.000,00 TL bedelli senedin takip konusu olduğu danlaşılmıştır.
Küçükcekmece Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyasının celbinde taraflar arasındaki soruşturma hususunda …. Numarası ile takipsizlik kararı verildiği görüldü.
Taraflar arasındaki inşaat sözleşmesinin incelenmesinde … İli … İlçesi … Maslak Mevkiinde … adına kayıtlı arsa vasıflı taşınmazda …’ın inşaat yapacağı, 1,3,5 ve 7 nolu dairelerin …’ya 2,4,6 ve 8 nolu dairelerin …’a ait olacağını, inşaatın malzeme ve işçiliğinin …’a ait olacağı, …’nın bu daireden karşılığı 370.000,00 TL yi …’a ödeyeceği, 20.000,00 TL sinin peşin ödendiği, diğer 50.000,00 TL nin 30 gün içerisinde 100.000,00 er TL nin de katların inşaası aşamasında ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının ; dava konusu senedin inşaat sözleşmesi teminatı olarak teslim edilip edilmediği, bedelsiz kaldığı iddia edilen dava konusu bonodan davacının davalılara borçlu olup olmadığının tespiti hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra müdürlüğü ve banka yazı cevapları, celp olan tapu kaydı ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; Davacı bononun bedelsiz kaldığını iddia ederek İİK m.72 maddesine dayalı olarak menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere kural olarak çekin de aralarında bulunduğu kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Hukukumuzda soyut borç ikrarı kural olarak geçerli olup soyut borç ikrarında bulunan borçlu karşısında alacaklının alacağın sebebini ispat etmesi kural olarak zorunlu değildir. Kambiyo senetlerinde de geçerli olan soyutluk prensibinin etkisi de bu kurala paralel olarak kambiyo taahhüdünün sebepten bağımsız, soyut bir hukuki işlem olması şeklinde ortaya çıkar.
Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senedi ile borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmek yükümlülüğü altına girer. Bu nedenle bir kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. (Yarg. HGK. 29.09.1976,11/497-2564; Yarg. TD. 23.11.1970, 2787/4659; B. KURU, Hukuku Muhakemeleri Usulü, C.2, s. 367, UYAR, Olumsuz Tespit Davaları, s. 560, B. UMAR/E. YILMAZ, İspat Yükü, s. 132; Yarg. 19. HD. 22.09.1992; 8658/4353)
Sebebi gösterilmeyen (soyut) bir borç ikrarı niteliğinde olan bir kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren tarafın önce borcun sebebini, akabinde ise bu sebebin gerçekleşmediğini yahut geçersizliğini veya sebebe bağlı olarak ödeme gibi borcu sona erdiren bir olguyu ispat etmesi gerekir. Tüm bu durumlara rağmen ispat yükü üzerinde olan taraf ispat yükünü yerine getirememiş ve yemin deliline dayanmış ise kendisine yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve sonucuna göre de karar verilmelidir.
Eldeki davada davacı taraf dava konusu bononun inşaat sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiğini beyan ederek inşaat sözleşmesine dayanmış ise de inşaat sözleşmesinde bono tanzim edilip verildiğine dair bir ibarenin yer almadığı görülmektedir. HMK m.200 gereği bu durumda davacı, bononun teminat amacıyla verildiği ve iade edilmediği yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır.Başka bir anlatımla, somut olayda ispat külfeti davacıdadır.Davacı taraf bononun teminat olarak verildiğini yazılı delille kanıtlayamadığından ve delil listesinde yemin deliline dayandığından davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış,davacı vekilinin hazırladığı yemin metni duruşmaya gelen davalıya tebliğ edilmiş; yemini ifa ettiğinden ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği,mahkememiz tarafından verilen tedbir kararı uygulanmadığından ve davalının alacağına geç kavuşması söz konusu olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 675, 25 TL harçtan mahsubuna, artan 615,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan 10,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE dair ,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza