Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/31 E. 2020/19 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/31 Esas
KARAR NO : 2020/19

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …. Sanayi ve Ticaret şirketi müvekkil firmanın bitişiğinde ”… Mah. …. Yapı Koop. D… No:…. …. / …” adresinde kiracı sıfatını haiz olarak ticari faaliyetini sürdürdüğünü, diğer davalı … … ise D:… No:… numaralı taşınmazın maliki olduğunu, Davalı …. Sanayi ve Ticaret 19.04.2019 tarihinde sabah saatlerinde meydana gelen ve müvekkili firmanın maddi-manevi büyük zarara uğramasına neden olan yangının çıkmasına sebebiyet verdiğini, 19.04.2019 tarihinde müvekkili firmanın bitişinde bulunan taşınmazda yangın hasarı meydana geldiğini, Yangının ilk çıkış noktasının D…-No:…. numaralı taşınmazda meydana geldiğini, İtfaiye ekiplerinin gelmesiyle söndürülmeye çalışılmış akabinde Müvekkili firmanın taşınmazında yangın başladığını, dava konusu taşınmazın müvekkilin kullanımında olduğunu, müvekkili işbu taşınmazda ticari işlerini sürdürdüğünü, taşınmaz eklentileri ve menkullerde meydana gelen hasar ve zararın; ayrıca hasar nedeniyle meydana gelen dolaylı zararın, davalılardan tazmini gerektiğini belirterek öncelikle gerekli önlemlerin alınması için davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malların tespiti halinde üçüncü kişilere devrini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesini, müvekkil firma kullanımında bulunan taşınmaz ve eklentilerine, içindeki her neviden eşyaya verilen zararlar, müvekkilin bu süreçte taşınmazdan faydalanamaması sebebiyle oluşan zarar ile faaliyetinin durması ve iş gücü kayıpları, delil tespiti davası kapsamında yapılan masrafları kapsamak üzere fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000 TL manevi tazminatın genel toplamda ise 100.000,00-TL tazminatın, hasar tarihi olan 19.04.2019 tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte, maddi tazminat bakımından belirsiz alacak istemli tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkil davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava şartları bakımının HMK 114.ve 115. maddeler bakımından re’sen yapılan inceleme sonucunda;
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Davanın açılış tarihi itibariyle özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen; 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesine eklenen 5/A maddesinde, “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A- maddesinde ise, ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …. Esas, …. Karar numaralı kararında” Öte yandan, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davacılar 05.03.2019 tarihinde Arabuluculuk Bürosuna müracaat etmişler, 14.03.2019 tarihinde davalı tarafından dava konusu icra takibi başlatılmış, 20.03.2019 tarihinde Arabuluculuk Son Tutanağı düzenlenmiş ve aynı tarihte iş bu dava açılmış olup, bu durumda davacıların iş bu dava açılmadan önce başlatılmış olan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinde haksız oldukları sonuç ve kanaatine varılmış ve ilk derece mahkemesinin talebin reddi yönünde vermiş olduğu kararda bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 115/2 maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1. fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi14/01/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸