Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2020/1012 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/307 Esas
KARAR NO : 2020/1012

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İcra takibinin yetkisine ve borca itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, sürüncemede bırakmak için zaman kazanma amaçlı olduğunu, takip ve davanın yetkili icra dairesinde açıldığını, davacı müvekkili ile davalı arasında 2016 yılından itibaren cari işleme dayalı ticari iş ilişkisinin söz konusu olduğunu, yapılan cari hesap ekstresi kontrolü sonucu 18,787,00-TL cari alacak olduğunun anlaşıldığı, davalı taraftan alacak miktarının talep edildiğini ancak defalarca yapılan sözlü uyarılara rağmen ödenmediğini, ödeme yapılmaması üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyadan bu alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin borcu ödemek yerine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durduğunu, bu nedenle icra dairesine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçluların %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, ortada herhangi bir fatura alacağının olmadığı gibi, tek taraflı kesilen ve mutabakatı yapılmayan faturaların geçerliliğinin bulunmadığını, davalı şirket arasında ticari bir akit bulunmadığını, faturanın tek başına delil olamayacağını, buna ilişkin Yargıtay Kararlarının bulunduğu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası uyaptan celp edilmiş ve icra dosyası incelendiğinde; alacaklı …. Enerji şirketi tarafından, borçlu … Alçı Dekor İnş. Şirketi aleyhine 18.787-TL toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faizi ile tahsili amacıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 28/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 29/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye, borcu ve ferilerine itiraz ettiği, takibin 29/01/2020 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere icra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25’inci maddesi hükmü tatbik olunur” düzenlemesini içermektedir.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Üstündağ S., İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 ). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 E., 2001/311 K.; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 E., 2002/208 K.; 20.11.2002 tarih ve 2002/19-900 E., 2002/994 K. sayılı kararlarında da aynı ilkelere işaret edilmiştir.
Öte yandan, bir itirazın iptali davasının görülebilmesi, usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hâllerde, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olur isek, davalı aleyhine yapılan icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olup, bu hususun dava şartlarından olması nedeniyle açıklığa kavuşması gerekmektedir. Davalı taraf beyanlarına göre taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığı iddia edilmiş olup, bu durumda taraflar arasında hukuki ilişkinin niza konusu olması nedeniyle yetkiye ilişkin Türk Borçlar Kanunu 89. Maddesi uygulama alanı bulamayacak olup HMK’nın genel yetkiye ilişkin kuralları uygulanacaktır. Bu haliyle davalının yerleşim yerinin …/… olması nedeniyle Bakırköy İcra Daireleri dışında olduğu, usulüne uygun yetkili icra dairesinde icra takibinin başlatılmadığı, bu hususun dava şartlarından olduğu dikkate alınarak talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 226,90-TL harçtan mahusubu ile bakiye 172,50-TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza