Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/278 E. 2021/506 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/278 Esas
KARAR NO : 2021/506

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2020
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket 3/4 oranında davalı şirket ise 1/4 oranında olmak üzere … ili, …. Mevkii ‘nde kain tapuda … ada, … parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğu, davacı müvekkili keşideci şirket ortağı …., davalı şirket ile birlikte malik oldukları taşınmazla ilgili olarak 3194 sayılı İmar Kan. Doğrultusunda TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Yapı Kayıt Belgesi temin ettiğini ve imar barışı tahsilatı olarak …. Bankası …. Şubesinden Hazine ve Maliye Bakanlığı adına 28/06/2019 tarihinde 1.151.750,00-TL ödeme yaptığını, ancak müteaddit kereler yapılan şifahi ikazlara rağmen davalı şirketin bahsi geçen taşınmazdaki 1/4 hissesine tekabül eden 287.973,50-TL borcunu 3/4 hisse sahibi taşınmaz ortağı olan davacı müvekkili şirkete ödememesi sebebiyle bu kere davalı şirkete Üsküdar …. Noterliğinden 08/01/2020 tarihinde … yevmiye nolu keşide edilen ihtarname ve ekinde gönderilen Yapı Kayıt Belgesi ile banka dekontu fotokopisinin davalı şirketin çalışanı …. imzasına 12/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen alacağın ödenmemesi sebebiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı şirketin itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, bu nedenle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile toplam 288.262,45-TL alacağın ihtarnamenin tebliğ edildiği 12/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … adlı şahsın dava konusu yapı ile ilgili hiçbir hakkı mevcut olmadığını, dolayısıyla davacının rücu hakkı olmadığı gibi dava hakkında söz konusu olmadığını, davacı şirketçe de bugüne kadar bu bedel namına hiçbir ödemenin yapılmadığını, bu durumun davalı defterleri ile sabit olduğunu, davacı tarafa noter ihtarnamesi çekilerek bahsi geçen bina ile ilgili İmar Affından yararlanmak gibi bir düşünce olmadığını, böyle bir imar affının ne şimdi ne de ileri ki bir tarihte herhangi bir ödemeyi kabul etmediğini, bu bedelin neye göre belirlendiğinin belli olmadığı, başvurunun kanuni zorunluluk içermeyen ihtiyari bir başvuru olduğu, başvurusu konusu ile hukuki ve fenni konuda herhangi bir kazanılmış hakkın doğmayacağı, bununla birlikte taşınmazın bulunduğu alanda imar planında değişiklik yapılmasının söz konusu olup ana gayrimenkulun yeniden inşasının düşünüldüğünde yapılan başvurunun bir öneminin kalmayacağının , bu nedenle belirtilen sebepler nedeniyle söz konusu bedel gibi fahiş bir bedelin ödenmesinin firma açısından ek bir külfet olacağından kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle bu hususların davacı tarafa ihtarname gönderilerek bildirildiği, taraflarına gönderilen makbuzlarla ödemeye yapan kişi ve davacı firmanında farklılıklar arz ettiğinin bildirildiği, bu nedenle davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere tazminat hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı aleyhine 288.262,45-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Davada uyuşmazlık, taraflar adına hisseli ile kayıtlı bulunan taşınmaza dair yapı kayıt belgesine dair imar barışı için ödenen bedelin davalı hissesine denk gelen kısmın davalıdan tahsili şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafla delilleri yargılama sırasında toplanmış ve uyuşmazlığı sadece hukuki yorumu gerektirdiği dikkate alınarak bilirkişi incelemesine gerek duyulmadan taraf delilleri değerlendirilip yargılama sonlandırılmıştır.
Davalı her ne kadar mahkememizin görevine itiraz etmişse de tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın işletmelerine ait bir taşınmazdan kaynaklandığı davanın nispi ticari dava türünden olduğu dikkate alınarak bu itiraza itibar edilmemiştir.
Davalı ayrıca ön sorun olarak husumet itirazında bulunmuştur.
Mahkememizce bu konuda havalenin yapıldığı banka kayıtları ile davacı şirket yetkilisini gösterir kayıtlar getirtilmiş, ödemeyi yapan Burak Işık’ın davacı şirket yetkilisi olduğu, söz konusu işlemleri davacı şirket adına gerçekleştirdiği, husumetin doğru kişi tarafından tevcih edildiği anlaşılmakla bu itiraza da itibar edilmemiştir.
Bu ön sorunlara ilişkin açıklamalardan sonra konuya ilişkin yasal mevzuatın irdelenmesinde fayda var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, 30443 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar tebliğinin uyuşmazlığa ilişkin 5/2-a Maddesinde;
” Yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılardaki aykırılıklarda, birinci fıkranın (c) bendi uyarınca yapının tamamı için hesaplanan Yapı Kayıt Belgesi bedeline, kendi bağımsız bölümünün kullanım durumuna göre eşit olarak katılmak zorundadır. Yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılardaki aykırılıklarda, Yapı Kayıt Belgesi bedelinin tamamı ödenmeden Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmez. Yapı Kayıt Belgesi bedelinin tamamını ödeyen yapı maliki genel hükümler çerçevesinde diğer yapı maliklerinden kendi paylarına düşen miktarı talep etme hakkına sahiptir.” düzenlemesi mevcuttur.
İlgili maddeye göre yapı kayıt belgesine dair bedeli ödeyen yapı maliki diğer maliklere fazladan ödediği bedel için rücu edebilecektir. Kaldı ki böyle bir düzenleme olmazsa bile somut durum değerlendirildiğinde TBKya göre vekaletsiz iş görme neticesinde yine davacının davalıya başvuru hakkı da mevcuttur. Zira yapı kayıt belgesi alınması halinde taraflar adına kayıtlı taşınmaz ekonomik bir değer kazanmış olup, davalı taraf sebepsiz bir şekilde zenginleşmiş olacaktır. Ayrıca davacının kendi hissesine denk gelen bedeli ödemesi yapı kayıt belgesi alması için yeterli olmayıp, tüm bedelin ödenmesi şartı göz önüne alındığında yapı kayıt belgesi alınmaması halinde davacının daha çok zararının olacağı, taraflar arası hak ve menfaat dengesi gözetildiğinde bu zarara katlanmasının kendisinden beklenemeyeceği, bedelin ödenmiş olması halinde davalının bir zararının bulunmadığı aksine adına kayıtlı taşınmazın kaçak yapıdan kurtulması nedeniyle kendisinin de menfaatinin bulunduğu, ödememe itirazının TMK madde 2 kapsamı da değerlendirildiğinde dürüstlük kuralı ile de uyuşmadığı anlaşılmakla davalının ödenen bedelden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu noktadan sonra tarafların hissesine denk gelen bedelin tespiti gerekli olup, yapılan inceleme neticesinde … ili, … ilçesi … Ada, … nolu parselde kayıtlı taşınmazda davacının 3/4, davalının ise 1/4 hissesinin bulunduğu, yapılan yazışmalar neticesinde bu taşınmaza ilişkin imar barışı bedelinin 1.151.750,00 TL olduğu, davacı adına şirket yetkilisinin tüm bedeli ödediği ve yapı kayıt belgesi aldığı, davalı hissesine düşen bedelin 287.937,50 TL olduğu ve ihtarname masrafının 288,95 TL olduğu, alacağın ayrıca likit olduğu dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar 26/04/2021 tarihli duruşmada verilen kısa kararda icra dosyasının 2020/505 şeklinde yazıldığı anlaşılmakla, bu hususun yazım hatasından kaynaklı sehven duruşma zaptına geçtiği, dosya kapsamı incelendiğinde uyuşmazlık konusu icra dosyasının … esas olduğu, gerekçeli kararın henüz tebliğe çıkmaması nedeniyle dosya üzerinden de tashih yapılabileceği anlaşılmakla ayrıca hüküm kısmının tashihine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere taleple bağlılık kuralı gereği takip tarihinden itibaren yasal faiz İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 19.691,21-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.481,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.209,71-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 28.628,37-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 3.481,50-TL peşin harç, 154,10-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.690,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

TASHİH ŞERHİ

ESAS NO : 2020/278 Esas
KARAR NO : 2021/506

Her ne kadar 26/04/2021 tarihli duruşmada verilen kısa kararda icra dosyasının sehven …. şeklinde yazıldığı anlaşılmakla, dosya kapsamı incelendiğinde uyuşmazlık konusu icra dosyasının …. esas olduğu anlaşılmakla, kısa kararda verilen kararın “-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,” şeklinde tashihine karar verilmiştir. 06/05/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza