Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/273 E. 2020/444 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/172
KARAR NO : 2020/445

DAVA : Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket çalışanlarından … ile davalı arasında 01/09/2018 tarihinde araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme gereğince ilk ay nakit ve daha sonra banka yolu ile kira bedellerinin ödendiğini, kiralamanın 6.ayında araçta hasar oluştuğunu ve akabinde sözleşme sürecinin 6.ayında hasarlı aracın davalıya teslim edildiğini ve yerine başka araç temin edildiğini, yeni aracın temin edilip teslimi esnasında sözleşmenin müvekkil şirket yetkililerinden … adına 04/03/2019 tarihinde düzenlendiğini ve sözleşmenin tarafı müvekkil şirket ve yetkilisi … olarak devam ettiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşme esnasında araç sözleşmesinin ekiymişçesine senet imzalatıldığını, bu senedin müvekkilinin bilgisi dahilinde olmadan sözleşmenin eki olarak düzenlenen ve o şekilde imzalatılan bir belge olduğunu, kabul anlamına gelmediğini, taraflar arasındaki araç kiralama süresi bitttikten sonra taminat senedi olarak imzalatılan kıymetli evrak icra yolu ile takibe konulduğunu, her ay düzenli olarak ödenen araç kiralama bedellerine karşı davalı tarafça kötü nitetli olarak icra takibinin durdurulması gerektiğini, haklı davasının kabulüne ve akabinde icra takibinin iptaline, müvekkillerin davalı tarafa borcunun olmadığının tespitine, teminatsız bir tedbir kararının verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, göreve ilişkin itirazlarının olduğunu, dava dilekçesinin esaslı unsurlarında eksiklik bulunduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete cari hesaptan kaynaklı 23.676,00-TL kadar borcu oluştuğunu, icra takibine konu olan senedin davacı tarafın toplam 23.676,00-TL borcu nedeniyle düzenlenerek icra takibine konulduğunu, davacının borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini, işbu davayı açtığını, kötüniyetli bir tutum sergilediğini ileri sürerek, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Her ne kadar mahkememizce dosyasının duruşması 07/10/2020 tarihine bırakılmış ise de dosya re’sen ele alındı.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 4/1-a madesi ile “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği” hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; dava, ARAÇ kira sözleşmesi uyarınca verilen bono nedeniyle istemiyle başlatılan icra takibine borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini düzenleyen 4/1-a maddesi tüm kira ilişkilerini kapsayan yasal düzenleme niteliğini taşıdığından davacı ile davalı arasındaki motorlu araç kiralama sözleşmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan menfi tespit davasının Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2830 esas ve 2016/16023 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup duruşmasız olarak yapılan ön incelemede,HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/07/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza