Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/269 E. 2022/158 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/269 Esas
KARAR NO : 2022/158

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 03/04/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili …. Sanayi Limited Şirketi İstanbul Ticaret Odası’na …. sicil numarası ile kayıtlıdır. Şirketin merkez adresi “….. Mah. …. Cad. No:… Küçükçekmece/İstanbul” olduğunu, üretimlerini ise “…. Köyü, ….. Cad. No:… Çilimli/Düzce” adresindeki fabrikasında gerçekleştirdiklerini, şirket sermayesinin 5.000.000,00 TL olup bu sermayenin tamamının ödendiğini, şirketin ortaklık yapısı ….. 5.000.000,00 TL ve 100 % olduğunu, müvekkili …… Dış Ticaret Limited Şirketi İstanbul Ticaret Odası’na ….. sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, şirketin merkez adresi “….. Mah. …. Cad. No:… Küçükçekmece-İstanbul” olup üretimlerini ise “….. Köyü, ….. Cad. No:… Çilimli/Düzce” adresindeki fabrikasında gerçekleştirdiğini, şirket sermayesinin 100.000,00 TL olup bu sermayenin tamamı ödendiğini, şirketin ortaklık yapısının ….. 100.000,00 TL ve 100 %olduğunu, müvekkili …..; …… Giyim Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’nin ve ….. Dış Ticaret Limited Şirketi’nin % 100 pay sahibi, münferiden müdürü ve tek ortağı olduğunu, ….. aynı zamanda şirket borçlarına müteselsil kefil olduğunu, müvekkili …..; …… Giyim Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’nin ve ….. Dış Ticaret Limited Şirketi’nin % 100 pay sahibi, münferiden müdürü ve tek ortağı olduğunu, ….. aynı zamanda şirket borçlarına müteselsil kefil olduğunu, müvekkillerinin birbirlerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla destek verdiklerini ve borçlandıklarını, bu nedenle de konkordatonun başarılı olabilmesi için müvekkili şirketler ve müvekkili şirketin ortağı için de konkordato mühleti talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkili şirketlerin tekstil ve konfeksiyon imalatı yaptığını, yüksek kapasite ile çalışan, işleyen, üretime devam eden ve ekonomik krize rağmen birçok aileye ekmek kapısı olan bir kuruluş olduğunu, müvekkili …..’in …… Giyim Ticaret Sanayi Ltd. Şti.’nin ve …. Dış Ticaret Limited Şirketi’nin % 100 pay sahibi, münferiden müdürü ve tek ortağı olduğunu, …in aynı zamanda şirket borçlarına müteselsil kefil olduğunu, müvekkillerin birbirlerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla destek verdiklerini ve borçlandıklarını, bu nedenle de konkordatonun başarılı olabilmesi için konkordato mühleti talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, şirketlerin, tekstil ve konfeksiyon imalatı yapmakta olup, yüksek kapasite ile çalışan, işleyen, üretime devam eden ve ekonomik krize rağmen birçok aileye ekmek kapısı olan bir kuruluş olduğunu, son olarak bütün dünyayı etkisi altına ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Pandemi olarak ilan edilen Koronavirüs Salgını (“KOVID-19”) sebebiyle dünya ve ülkemiz genelinde olağanüstü bir durum hasıl olmuş küresel çapta bir kriz meydana geldiğini,
KOVID-19 salgını, ihracatının yüzde 70’ini Avrupa’ya yapan tekstil sektörünü etkilediğini, Şirketlerin Ve Şirket Ortağının Ödeme Güçlüğünden Ve Bu Güçlük Dolayısıyla Müvekkili Şirketler Aleyhine Yapılan Ve Yapılacak Olan İcralardan Dolayı İflastan Kurtulmak Ve Yine Borçlarını Vadesinde Ödeyememesi Dolayısıyla Borçlarını Ödeyebilmek Ve Şirketin Faaliyetlerini Devam Ettirebilmek İçin İİK’nın 285 Maddesi Uyarınca Konkordato Mühleti Talebinde Bulunmak Zarureti Hasıl Olduğunu, müvekkili şirketin 31.01.2020 tarihli mali tablolarını esas alarak çalışmasını yapmış ve konkordato için gerekli belgeleri hazırladıklarını, şirketler ve ortağı vadeye dayalı konkordato talebinde bulunduklarını, tüm alacaklıların alacaklarının tamamının konkordatonun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce onanmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay ödemesiz geçecek süreden sonra tedarikçilerine olan borçlarını 4 yılda 3 aylık dönemler halinde faizsiz, hiç bir icra takip ile ferisi ve çek tazminatı ödemeksizin ödenmesini teklif ettiklerini, konkordato sürecinde faaliyetimizin devamını destekleyen tedarikçilerine yeni alımları yanında tedbir öncesi borçlarına karşılık %10-15 fazla ödeme yapmayı planladıklarını, şirketler ve bu şirketlerin ortağı İİK’nın 286. maddesi uyarınca konkordato talebine eklenmesi gereken belgeleri hazırladıklarını ve eksiksiz olarak dilekçe ekinde mahkemeye sunduklarını, siparişleri alınan malzemelerinin, tesis makine ve demirbaşların müvekkili şirketin borçları sebebiyle haczedilerek muhafaza altına alınması ve cebri icra yolu ile satışı müşteriler açısından güven kaybına, sipariş sözleşmelerinin feshine, siparişlerin kesilerek müvekkili şirketlerin faaliyetlerinin tümüyle durmasına sebep olacağını, haklı konkordato talebin kabulüne, tensip kararı ile birlikte, İİK 287. maddesi muvacehesinde müvekkili şirketler ve şirket ortağı hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine,

Konkordato teklifimize ilişkin olarak prosedürün işletilmesikapsamında müvekkil şirketler ve ortağına bir yıl süre ile kesin mühlet kararı verilmesine,

Şirketin büyüklüğü, çalışan sayımız ve usul ekonomisi göz önünde bulundurarak komiser tayinine ve gerekli sürecin yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması, konkordato talebine eklenmesi gerekli belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi üzerine borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketlerin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Geçici mühletin ve kesin ve ek kesin mühlet verilmesine ilişkin ilanların ayrı ayrı Türkiye Sicil Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Portalında yapıldığı ve İİK’nun 288. Maddesi uyarınca gerekli yerlere bildirimlerin yapıldığı görülmüştür.
Davacıların kayıtlı adresleri ve muamele merkezi İstanbul olduğundan işbu konkordato talebi yönünden mahkememiz görevli ve yetkilidir. Davacılar vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde konkordato tasdik talebinde bulunulabileceğine ilişkin yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyeti tarafından ibraz edilen 17/01/2022 tarihli TASDİK raporunda; …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından teklif edilmiş bulunan konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şirketin konkordato teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin iş bu raporumuza dayanak 31.10.2021 mali verilerin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, dosyadaki gider avansı durumuna göre konkordatonun tasdiki için başkaca gider avansının yatırılmasının gerekip gerekmediğinin takdiri mahkemeye ait olduğu, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 9.120,63 TL tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel karlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, şirketlerin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel karlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden, …… Dış Ticaret Limited Şirketi için işçi alacakları ve SGK alacakları açısından teminat gösterme mecburiyetinin bulunmadığı, Davacı şirketin gerek İİK m. 206/I bağlamında imtiyazlı alacaklıları Kıdem Tazminatı Karşılığı ve Personel Maaşları ödemeleri olup Şirket bu kapsamdaki borçlarını vadesinde ve aksatmadan ödemekte olduğu, Şirketin mühlet içinde Komiserin izni ile yaptığı tedarik alımlarını, personel ücretlerini, elektrik ve doğalgaz gibi üretim giderlerini düzenli olarak ödemekte olduğu, komiser izniyle yapılan borçlanmaların Ekim 2021 dönemi tahakkuk eden tutarının 215.574,15 TL olduğu, Söz konusu bakiyenin tamamının ilgili dönemde tahakkuk eden mal ve hizmet alımlardan oluştuğu, söz konusu bakiyeye ilişkin İcra İflas Kanunu 305. maddesinin d. bendi uyarınca alacaklı teminat hakkından feragat ettiğinden teminata tabi bir alacağının bulunmadığı ve borçlunun teminata ilişkin koşulu sağladığı, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi tarafından konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şirketin konkordatoda teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin işbu raporumuza dayanak 31.10.2021 Mali verilerinin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, Dosyadaki gider avansı durumuna göre konkordatonun tasdiki için başkaca gider avansının yatırılmasının gerekip gerekmediğinin takdiri mahkemeye ait olduğu, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu, …… Giyim Ticaret Sanayi Ltd.Şti’ nin 87.866,56 TL Tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel karlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, şirketlerin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel karlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden, İşçi alacakları ve Komiser izniyle yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin borçlanmaların Ekim 2021 dönemi itibariyle tahakkuk eden ödemelere ilişkin dekontların komiser heyetimize ibraz edildiği ve işbu dekontların Klasör No:…‘te yer aldığı, ödenmeyen borçlara ilişkin cari hesaplar toplamı 132.340,68 TL için Şirketin teminat göstermesi gerekmekte olduğu, borçlunun sadece …. Bankası A.Ş.’ne rehinli borcunun bulunduğu, bu banka ile de İİK.m.308/h hükmü kapsamında 25.09.2020 tarihli yapılandırma protokolü imzalandığı, ….. Tekstil – …..’in hazırladığı Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, ….. Tekstil – ….. tarafından konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, ….. Tekstil – ….. hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şahıs işletmesinin konkordatoda teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, ….. Tekstil – …..’in borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, ….. Tekstil – …..’in işbu raporumuza dayanak 31.10.2021 mali verilerinin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, dosyadaki gider avansı durumuna göre konkordatonun tasdiki için başkaca gider avansının yatırılmasının gerekip gerekmediğinin takdiri Mahkemeye ait olduğu, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu, ….. Tekstil – …..’in 17.422,31 TL tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel karlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, Şahıs işletmesinin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel karlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden ….. Tekstil – …..’in raporumuza dayanak 31.10.2021 tarihli bilançosuna göre borçlarının tamamını ödediği sadece grup şirketi olan …… Giyim Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne borcunun olduğu, Bu alacaklının da teminat gösterilmesi koşulundan feragat ettiği, Diğer alacaklara ilişkin yapılan ödemeler dekontlarının dosyaya ibraz edildiği, Neticeten teminat koşulunun sağlandığı, borçlunun sadece …. Bankası A.Ş.’ne rehinli borcunun bulunduğu, Bu banka ile de İİK.m.308/h hükmü kapsamında 25.09.2020 tarihli yapılandırma protokolü imzalandığı tespit edildiği bildirilmiştir.
KONKORDATO TASDİK ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Tüm bu veriler ışığında konuyu düzenleyen İİK.nun 304.maddesine göre “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288. maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak İtirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir.
Maddenin birinci fıkrasında mahkemeye, kesin mühlet içinde konkordato hakkında bir karar vermek zorunluluğu yüklenmektedir. Bu sebeple, ikinci fıkrada da yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Mahkeme mühlet hükümlerinin uzatılması kararını verirken komiserden gerekçeli bir rapor isteyebilir, Her halde mühlet hükümleri altı aydan fazla uzatılamayacaktır.”düzenlemesi,
İİK.nın 305.maddesinde ” 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Maddede öngörülen şartlar, kümülatif olup, mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir. Mahkeme, tasdik şartlarını rehinli ve diğer alacaklılar bakımından birbirinden bağımsız olarak değerlendirecektir.
Konkordato ön projesinde alacaklılara bir teklifte bulunulması söz konusudur.
Değişiklikten önce sadece malvarlığının terki sureliyle konkordato için aranan karşılaştırmalı tablo, bundan böyle adî konkordato bakımından da tasdik şartı olarak aranacaktır. Bu bakımdan birinci fıkranın (a) bendinde, teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adi konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu Şart, borçlunun gerçekte İflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu İflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir. Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Fıkranın (b) bendinde mevcut kanunda olduğu gibi, teklif edilen meblağın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesi korunmakta, ancak Kanundaki “borçluya intikal edebilecek mallar” ibaresi yerine, daha kapsamlı ve geniş olması nedeniyle “borçlunun beklenen hakları”nın dikkate alınabileceği ifade edilmektedir. Mahkeme, bu hakların dikkate alınıp alınmayacağı yanında, bunların ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir.
Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir.
Fıkranın (c) bendinde ise, konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır, fıkranın (d) bendinde, tasdik şartı olan teminat yeniden düzenlenmiştir. Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, “konkordato İşlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden vazgeçilmektedir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak teminat şartından bütünüyle vazgeçilmemekte; teminat, 206. maddenin birinci sırasındaki İmtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet İçinde komiserin İzniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) korunmaktadır. Öte yandan, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine de mahkeme tarafından karar verilecektir, İsviçre İcra ve İflâs Kanununun 306. maddesinin ikinci fıkrasında 2013 yılında aynı yönde değişiklik yapılmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, tasdik İçin gerekli yargılama giderleri yanında, mevcut madde metninde yer alan “ilâm harçları” ibaresi yerine manayı daha net bir şekilde açıklayacak şekilde konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç” ibaresi kullanılmakta ve bu kapsamda belirlenecek miktarın borçlu tarafından tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi öngörülmekledir. Maddenin ikinci fıkrasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Maddede yer alan “konkordato teklifi” İbaresi, “konkordato projesi” şeklinde değiştirilmektedir. 4949 sayılı Kanun değişikliği ile hukukumuza malvarlığının terki suretiyle konkordato dahil olmuştur. Bundan önce yalnızca adi konkordato kurumu mevcut bulunduğundan konkordato “teklifi” ile çoğunlukla vade veya tenzilat konkordatosu kast edilmekteydi. Daha kapsayıcı olması bakımından “proje” terimi kullanılmıştır. Gerçekleştirilebilir veya uygulanabilir bir proje üzerine mahkemenin kendiliğinden de gerekli gördüğü düzeltmelerin yapılmasını isteyebilmesi, modern yeniden yapılandırma felsefesinin bir görünümüdür. Mahkeme, borçlunun sunduğu, hatta alacaklıların da kabul ettiği bir projede, özellikle konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıların menfaati gerektiriyorsa re’sen veya talep üzerine düzeltme yapılmasını isteyebilir; mahkemenin düzeltme yapılmasını isterken komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alması uygun olur.
Komiser 302. madde uyarınca yapılacak oylama sonrasında her iki sınıf alacaklı için ayrı ayrı rapor hazırlayacak ve mahkemenin değerlendirmesine sunacaktır. Mahkeme yapılan oylama sonrasında alacaklı sınıflarının her ikisinin de kabulü, bunlardan birinin kabulü ve her İkisinin de reddi ihtimallerini ayrı ayrı dikkate alarak hükmünü buna göre tesis edecektir.
Mahkememizce tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nun 304/1. maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesi uyarınca ilan edilmiş, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerine duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak mahkememize bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerini şerh düşülmüştür.
…… Dış Ticaret Limited Şirketi’nden Olan Alacağı, Aynı Dosyadan Kendisi De Konkordato İlan Eden …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin Taşınmazları İle Teminat Altına Alınan …. Bankası A.Ş’nin Rehinli Alacaklı Sayılarak Adi Alacaklılar Nisabında Dikkate Alınmamıştır.
… Bankası A.Ş.’nin konkordato talep eden borçlu …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nden olan alacakları için aynı dosyadan konkordato ilan etmiş …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin taşınmazları üzerinde ipotek bulunmaktadır. Üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan bu alacağın adi alacaklılar toplantısı nisabında yer alıp yer almaması gerektiğinin de üzerinde durulması gerekmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınmış alacakların rehinli alacak sayılıp İİK.m.308/h hükmünde öngörülen prosedüre mi dahil edileceği yoksa adi alacak sayılıp adi alacaklılar toplantısı haziruna mı eklenmesi gerektiği hususunda yargı mercileri arasında farklı yönde uygulamalar bulunmaktadır.
Mahkememizin kabul ve uygulamasının üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacakların rehinli alacak sayması nedeniyle, heyetimiz bu alacakları rehinli alacak olarak kabul etmiş ve rehinli alacaklara ilişkin prodesürel işlemleri gerçekleştirmiştir. Neticede borçlu ile rehinli alacaklı arasında da İİK.m.308/h hükmü çerçevesinde 25.09.2020 tarihli yapılandırma protokolü de akdedilmiştir.
Bu noktada Bakırköy Mahkememizin kesinleşen … E., … K. sayılı ve 14.07.2020 tarihli gerekçeli kararında konuya ilişkin aynen şu tespitlerde bulunulmuştur:
“Mahkememizce atanan konkordato komiser heyeti son tasdik raporunda heyet tarafından hesaplanan nisap dahilinde borçlu şirketin kanunda öngörülen kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı şeklindeki çoğunluğu sağlamış olduğu ve buna göre konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunduğu yönünde görüş belirtmiş olup tasdik raporunu inceleyen bilirkişi heyeti ise komiser heyeti tarafından hesaplanan nisapta dahil edilmeyen 3.482.491,44 TL’nin 3. kişilere ait taşınmazların rehin verilmesi suretiyle teminat altına alınmasının bir sonucu olarak konkordato borçlusu nazarında adi alacak olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak 3.482.491,44 TL’nin komiser heyeti tarafından rehinli alacak gibi kabul edilerek hesaplama yapıldığı, heyetimizce bu tutarın da adi alacak olarak kabul edilip nisaba dahil edilmesi gerektiği düşünüldüğünden buna göre alternatif tablo hazırlandığı, bu tutarın dahil edilmesi ile birlikte kanunda öngörülen çoğunluğun sağlanamadığı yönünde görüş bildirmesi üzerine mahkememizce çözülmesi gereken husus üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın, rehinle karşılanan kısmının borçlunun konkordato projesi açısından adi alacak mı yoksa rehinli alacak mı sayılması gerekeceği, dolayısıyla da adi alacaklılar toplantısında nisaba dahil edilip edilmeyeceğinin tespiti gerekmektedir.
7101 sayılı kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemde Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması, üçüncü şahıs rehniyle güvence altına alınan alacağın adi alacak sayılması gerektiği ve konkordato nisabında dikkate alınması gerektiği yönünde idi. (Yargıtay HGK. 26.06.1971 T., 1970/İc. İf 7/417; Yargıtay 11. HD. 01.12.1988 T., 8456/7281, Yargıtay 11. HD 15.06.1990 T., 3457/4791, Yargıtay 11. HD. 11.07.1990T., 4754/5189 sayılı karar (kararlar için bkz: Sümer Altay, Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5. Bası, Vedat Kitapçılık, 2019, s:314, dipnot 12’de bahsi geçen sayfalar)) Yargıtay’ın söz konusu yerleşik uygulaması doktrindeki ağırlıklı görüş tarafından da benimsenmekte idi.
Bu noktada 7101 sayılı kanun ile iflas erteleme kurumu kaldırılarak, İİK’nın konkordato hükümlerinin köklü bir şekilde değiştirildiği dikkate alındığında, 7101 sayılı kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemdeki üçüncü şahıs rehniyle güvence altına alınan alacağın adi alacak sayılması ve bu alacağın konkordato nisabında dikkate alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay içtihatlarının 7101 sayılı yasa ile değişik konkordato hükümleri çerçevesinde geçerliliğini koruyup korumadığının üzerinde durulması gerekmektedir.

Öncelikle işbu kararı verdiğimiz tarih itibarıyla henüz Yargıtay’ın 7101 sayılı yasa döneminde konuyla ilgili olarak verdiği bir kararının olmadığını belirtmek gerekir. Her ne kadar 7101 sayılı yasa döneminde işbu kararın verildiği an itibarıyla verilmiş bir Yargıtay içtihadı yok ise de, doktrindeki ağırlıklı görüşün 7101 sayılı kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemdeki Yargıtay içtihatları doğrultusunda olduğunu, diğer bir ifadeyle üçüncü şahıs malvarlığından verilen rehinle teminat altına alınan alacağın, borçlunun konkordato projesi açısından adi alacak sayılması ve dolayısıyla da adi alacaklılar toplantısında nisaba dahil edilmesi gerektiği yönünde olduğunu belirtmek isteriz. (Sümer Altay, Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5. Bası, Vedat Kitapçılık, 2019, s:314 vd, s:366; Müjgan Tunç Yücel, Konkordato Mühletinin Alacaklılar Bakımından Sonuçları, 1. Bası, On İki Levha Yayınları, 2020, s: 185, s:43 vd.;Selçuk Öztek, Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 2. Bası, Adalet Yayınevi, 2019, s: 615)
Mahkememiz 7101 sayılı yasa öncesi verilen içtihatların 7101 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte geçerliliğini yitirdiği, 7101 sayılı kanun ile değişik İİK hükümlerine göre üçüncü şahıs malvarlığından verilen rehinle teminat altına alınan alacağın, borçlunun konkordato projesi açısından rehinli alacak sayılması gerektiği kanunun rehinli alacaklılar için öngördüğü hükümlere ve prosedüre tabi olması gerektiği ve dolayısıyla da adi alacaklılar toplantısı nisabında dikkate alınmaması gerektiği kanaatine varmıştır.
Mahkememizi bu sonuca götüren gerekçeler özetle şu şekildedir:
Öncelikle 7101 sayılı Kanunun konkordatonun rehinli alacakla ilgili hükümlerine bakıldığında, bu hükümlerin sadece borçlunun malvarlığından sağlanan rehinli alacakları kapsadığı, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinleri kapsamadığı ve bunların adi alacak prosedürüne tabi olması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Tam aksine özellikle 7101 sayılı yasa ile eklenen “II. Rehinli Alacaklılarla Müzakere ve Borçların Yapılandırılması” bölüm başlıklı İİK.m.308h hükmünün madde kenar başlığı, madde metni ve gerekçesi, eski yasa dönemindeki uygulamanın terk edilmesi gerektiğini göstermektedir. Zira, anılan “rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması” düzenlemesi, geçerlilik kazanması, konkordatonun kabulü ve tasdikiyle gerçekleşen konkordato benzeri bir borçların yapılandırılması usulü öngörmektedir. Anılan hükmün sadece borçlunun malvarlığından karşılan rehinle sınırlı olarak uygulanması gerektiğine dair bir hüküm olmadığı gibi, aksine üçüncü şahıs malvarlığı ile temin edilen rehinli alacaklılar açısından da uygulanması gerektiği sonucunu doğuracak lafzi ifadeler mevcuttur. Anılan hükmün birinci fıkrasında borçlunun “alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep edebilir”düzenlemesine yer verilmiştir. Üçüncü kişi rehniyle temin edilmiş bir alacağının hukuki niteliğinin “rehinli alacak” olduğu ve o borcun da “alacaklı lehine tesis edilmiş borç” niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Anılan hükmün ikinci fıkrasında “bütün rehinli alacaklılar” ifadesine yer verilmiş, sekizinci fıkrasında “her rehinli alacaklı” ifadesi kullanılmıştır. Yine anılan hükmün son fıkrasında rehinli alacakların bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 285 ila 309/1 maddelerinin açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklar hakkında uygulanmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yasanın anılan hükmünün borçlu malvarlığından ya da üçüncü şahıs malvarlığından temin edilen ayrımı yapmaksızın bütün rehinli alacakları kapsayacak şekilde geniş düzenlendiği ve açık olduğu ortadadır. Kaldı ki, gerekçe de bu hususu destekler niteliktedir. Gerçekten de maddenin Alt Komisyon Önerge Gerekçesi’nin son iki cümlesi aynen şu şekilde kaleme alınmıştır: “Kanunun Onikinci Babının “Adi Konkordato” başlıklı Birinci Bölümü rehinli alacaklılar dışındaki alacaklılar bakımından kurgulanmaktadır. Rehinli alacaklıların konkordato karşısındaki durumları ise bu maddeyle Onikinci Baba eklenen İkinci Bölüm be 308h maddesinde düzenlenmektedir. Bu sebeple herhangi bir karışıklığa meydan vermemek için Kanunun 285 ila 309/1 maddelerinin, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlanmaktadır.” Netice itibarıyla 7101 sayılı yasa ile değişik İİK hükümlerinde rehinli alacakların borçlu malvarlığından sağlanan rehinler, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinler şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulup, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinli alacakların “adi alacak” sayılmasını ve adi alacakların prosedürüne tabi olmasını sağlayacak bir hüküm olmadığı gibi, tam tersi 308h/son fıkra hükmünde aksine açık yasal bir düzenleme olmadığı müddetçe rehinli alacakların adi konkordato hükümlerine tabi olmasını yasaklayan bir düzenleme söz konusudur.
7101 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi dönemde üçüncü şahıs ipoteği ile güvence altına alınan alacakların konkordatoda adi alacak sayılmasının sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi kişisel malvarlığından ödemeyi yapma ihtimali olan rehne konu malın sahibi üçüncü şahsın müstakbel rücu hakkının korunması, teminattan yararlanmasına imkan tanınmasıdır. Gerek o dönemki Yargıtay içtihatlarında gerekse doktrinde bu hususun altı özellikle çizilmiştir. Zira 7101 sayılı yasa ile değişiklik öncesi dönemde mülga İİK.m.298 hükmüyle konkordatoya yazılmış bütün imtiyazsız alacaklılar ile tüm imtiyazlı alacaklılar için, bu alacaklılar vazgeçmediği sürece teminat yatırılması gerekmekteydi. Üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan ipotekle güvence altına alınan alacak da adi alacak sayıldığı için, bu alacak için de borçlunun teminat göstermesi aranmakta, üçüncü şahıs borçlunun borcunu ödediği takdirde bu teminattan yararlanabilmekte idi. Böylece üçüncü şahsın olası rücu hakkı korunmuş olmaktaydı. Oysa 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK.m.305/f.1 d bendinde sadece 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ile konkordato mühleti içinde komiserin izniyle akdedilmiş alacaklılar açısından (bu alacaklılar açıkça vazgeçmedikçe) teminat yatırılması zorunlu hale getirilmiştir. Şu halde üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacak önceki yasa dönemindeki görüş kabul edilse ve adi alacak sayılsa dahi, teminata tabi olmayacaktır. Başka bir deyişle, ileride kendi malından borçlunun borcunu tahsil edildiğinde doğacak olan üçüncü kişinin rücu alacağı kanunen teminata bağlanabilecek bir alacak değildir ki, bu alacak konkordato komiserine yazdırılmaması ve nisaba dahil edilmemesi halinde teminatsız kalabilsin. Zaten baştan beri olmayan bir teminattan sonradan mahrum kalınması da söz konusu olamaz. Neticede ipotek veren üçüncü kişinin müstakbel rücu alacağının teminat altına alınması gerektiği şeklindeki görüşün, üçüncü şahıs malı üzerindeki ipotekle teminat altına alınan alacağın, konkordato adi alacak olarak değerlendirilmesine 7101 sayılı yasa döneminde artık haklı bir gerekçe teşkil etmez.
Nihayet alacakları üçüncü şahıs malvarlığından temin edilen rehinle güvence altına alınan alacaklıların, “adi alacaklı” sayılmaları neticesinde, adi alacaklılar arasında eşitlik prensibine dahil olmaları, böylece örneğin faizsiz ve yıllara sari bir ödeme planı havi bir konkordato projesine olumlu oy kullanmalarını beklemek çok mümkün değildir. Olası iflasta dahi, üçüncü şahsa ait rehinli taşınmazın satışı suretiyle rüçhanlı olarak alacağını faiziyle birlikte elde etme imkanı bulunan rehinli alacaklının, adi alacaklı sayılarak faizsiz ve yıllara yayılmış projenin oylanacağı alacaklılar toplantısının nisabına dahil edilmesi, projenin kabul edilmesi için aranan alacak miktarının ve alacaklı sayısının artmasına neden olmakta, bu ise konkordato projelerinin kabul edilebilirliğine ciddi anlamda olumsuz etki etmektedir. İflasa göre konkordatodan çok daha iyi durumda pay alacak olan adi alacaklılar projenin kabulü yönünde oy kullanmalarına rağmen, üçüncü şahıs ipoteğiyle alacakları rehin altına alınan alacaklıların olumsuz oy kullanmaları nedeniyle,gerçek anlamdaki adi alacaklılar iflasta daha az oranla yetinmek durumunda kalmaktadırlar. Oysa 7101 sayılı Kanun ile değişik yeni konkordato hukukunun ratio legisi sadece borçlunun yararının korunması düşüncesine dayanmamakta, alacaklıların hak ve yararlarının korunmasını da öngörmektedir. Konkordatoya hakim olan yeni düşünce, alacaklıların iflastan daha elverişli koşullarda tatmin edilmeleri, işletmenin istihdam kabiliyetini sürdürmesi ve bu sayede işletmelerin dağılması sonucunda iflaslarla ulusal ekonominin zarar görmesi önlenerek, son tahlilde kamu yararının sağlanması temeline dayanmaktadır. Nitekim 7101 sayılı Kanunun genel gerekçesinde de “konkordatonun daha etkin ve aktif bir şekilde kullanılmasının ticari ve sosyal hayat bakımından bir ihtiyaç olduğu” açıkça belirtilmiştir. Şu halde kanun koyucunun 7101 sayılı kanun değişikliği ile konkordatonun yaygın bir şekilde uygulanmasını sağlayarak iflasların önüne geçerek,istihdamın devamlılığını sağlamayı amaçladığı dikkate alındığında, üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacakların adi alacak sayılıp adi alacaklılar toplantısı nisabına dahil edilmesi,konkordato projelerinin kabul edilmelerine ve hayata geçmelerine de ciddi anlamda olumsuz etki yapacak olduğundan, son tahlilde kanun koyucunun amacına da ters düşecektir.
Mahkememiz yukarıda izah edilen gerekçeler ışığında üçüncü şahıs rehniyle güvence altına alınan alacakları rehinli alacak kabul ederek, bu alacakları rehinli alacak prosedürü kapsamında İİK.m.308h hükmü kapsamında değerlendirmiş, adi alacak kabul etmeyerek adi alacaklılar toplantısı nisabına da dahil etmemiştir.”
Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki, Yargıtay’ın üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak sayılmasına dair kararlarının iki esaslı gerekçeye dayandığı anlaşılmaktadır. Bunlardan ilki konkordatonun amacından yola çıkılarak konkordatonun üçüncü şahsın değil, borçlunun malvarlığını korumayı amaçladığı, ikincisi ise üçüncü şahsın olası rücu hakkının korunması. Gerçekten de Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1792 E., 2021/100 K., 15.09.2021 tarihli kararında konuyla ilgili aynen şu değerlendirmeyi yapmaktadır:
“Uyuşmazlık üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.
17.07.2003 tarih ve 4949 Sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 Sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da üçüncü kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.
Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulüyle tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.
Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir.İİK nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni üçüncü kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle üçüncü kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.
İİK.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı üçüncü kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan üçüncü kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.
İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren üçüncü kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. üçüncü kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden üçüncü kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan üçüncü kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.
Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.
İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. üçüncü kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.
Tüm bu gerekçeler nazara alındığında üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren üçüncü kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 Sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.
Bu gerekçeler ışığında alacağı üçüncü kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
Aynı yöndeki gerekçeye Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/1389 E., 2021/275 K., 16.02.2021 T. kararında da yer verildiği görülmektedir.
Somut olay anılan Yargıtay içtihatları kapsamında değerlendirildiğinde …. Bankası A.Ş.’nin konkordato talep eden borçlu …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nden olan alacakları için aynı dosyadan konkordato ilan etmiş …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin taşınmazları üzerinde ipoteğe dayalı alacağının rehinli alacak sayılması gerektiği görüşümüzü değiştirmeyi gerektirecek bir husus yoktur. Zira anılan Yargıtay içtihatlarında konkordatonun amacının konkordato ilan eden borçlunun malvarlığının korunması olduğu, üçüncü şahıs malvarlığının korunması olmadığı esaslı bir gerekçe olarak belirtilmiştir. Somut olayda ipotek veren üçüncü şahıs konumundaki …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi de aynı dosyadan konkordato ilan eden grup şirketi konumundadır. Dolayısıyla bu alacağın rehinli sayılması konkordato ilan eden …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin de malvarlığının korunması, dolayısıyla da konkordatonun başarıya ulaşma amacına hizmet edecektir. Aksinin kabulü halinde asıl borçlu …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin borcu için, taşınmazlarını rehin veren …… Giyim Ticaret Limited Şirketi’nin taşınmazlarının satışı ihtimalini gündeme getirir ki, bu husus Yargıtay içtihatlarında bahsi geçen konkordato ilan eden borçlunun malvarlığının korunması gerekçesine aykırı bir durum oluşturur ve konkordatonun başarıya ulaşma ihtimaline de zarar verebileceği açıktır. Yargıtay içtihatlarında üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak sayılmasının diğer önemli bir gerekçesi ise, üçüncü şahsa ait rehinli malın olası satışı halinde üçüncü kişinin sahip olacağı asıl borçluya olan rücu hakkını korumaktır. Somut olayda üçüncü şahıs konumdaki rehinli taşınmazların sahibi …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi bu rücu hakkından feragat etmiştir. söz konusu rücu hakkından feragat edildiği de göz önünde bulundurularak, söz konusu alacak komiser heyeti raporunda olduğu gibi rehinli sayılmıştır.
Yargıtay içtihatlarına İİK.m.307 hükmüne atıf yapılarak anılan hüküm de üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak sayılmasının bir gerekçesi olarak gösterilmiştir. Yargıtay içtihadının anılan bölümü aynen şu şekildedir:
“İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. üçüncü kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.”
Mahkememiz bu gerekçeye de iştirak edememiştir. Şöyle ki:
7101 sayılı Kanun’un tasarısında 307. maddenin kenar başlığı “borçluya ait rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi” şeklindeyken, Meclis Adalet Alt Komisyonunun önergesiyle maddenin kenar başlığı “rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi” şeklinde değiştirilmiştir. Değişiklikle, madde başlığındaki “borçluya ait” ifadesi çıkartılmıştır. Bu değişikliğin sebebi Alt Komisyon Önerge gerekçesinde şöyle belirtilmiştir: “… Tasarının çerçeve 34’üncü maddesi üzerinde verilen önergeyle, rehinli malın üçüncü kişiye ait olması durumunda da madde uyarınca erteleme kararı alınabilmesi sağlanmakta…” Madde başlığında yapılan değişiklikle, üçüncü kişiye ait rehinli malların madde kapsamına alınması ve bu mallar hakkında da erteleme kararı verilebilmesi amaçlanmıştır. Yargıtay’ın yukarıda zikredilen anılan gerekçesinin, yasa koyucunun yaptığı yasa değişikliği ve gerekçesiyle çeliştiği açıktır.
Diğer yandan konkordato ilan eden grup şirketleri arasındaki ticari ilişki dikkate alındığında da konkordatonun başarıya ulaşması, borçlu şirketlerin malvarlıklarının korunması açısından da bu alacağın rehinli sayılması gerekmektedir. Zira asıl şirket konumundaki rehinli malların sahibi …… Giyim şirketi, kendi işçileri ve diğer taşeron firmalara ek olarak ….. Tekstil – ….. şahıs işletmesini de taşeron olarak kullanıp tekstil ürünlerinin üretilmesini yaptırmakta, bu şekilde hazırlattığı tekstil ürünlerini yurt dışına …… Dış Ticaret Limited Şirketi aracılığı ile satmaktadır. Konkordato ilan eden üç hukuki kişilik arasında ticari ilişkinin işleyişi açısından sıkı sıkıya bir bağ bulunmaktadır. Örneğin …… Dış Ticaret limited Şirketi’nin konkordato projesinin kabul edilmemesi ya da başarıya ulaşmaması nedeniyle banka hesaplarına uygulanabilecek bir icra haczi, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin de konkordato projesini olumsuz yönde etkileyebilecektir. Şu halde grup şirketlerinin …. Bankası’na olan borçlarının rehinli sayılması, ipotekli taşınmaz maliki …… Giyim şirketinin malvarlığını da koruyacağından, projenin başarıya ulaşmasını sağlayacağından rehinli sayılmasına karar verilerek bütün süreç yürütülmüş ve tasdik kararı da bu kapsamda şekillenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında sonuç olarak, konkordato komiseri tarafından ibraz edilen rapor ve alacaklıların itirazları çerçevesinde mahkememizce tasdik şartları bakımından İİK 305. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede;
…… Dış Ticaret Limited Şirketi yönünden; Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından teklif edilmiş bulunan konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şirketin konkordato teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 31.10.2021 mali verilerin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu …… Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 9.120,63 TL tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel karlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, şirketlerin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel karlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden, …… Dış Ticaret Limited Şirketi için işçi alacakları ve SGK alacakları açısından teminat gösterme mecburiyetinin bulunmadığı, Davacı şirketin gerek İİK m. 206/I bağlamında imtiyazlı alacaklıları Kıdem Tazminatı Karşılığı ve Personel Maaşları ödemeleri olup Şirket bu kapsamdaki borçlarını vadesinde ve aksatmadan ödemekte olduğu, Şirketin mühlet içinde Komiserin izni ile yaptığı tedarik alımlarını, personel ücretlerini, elektrik ve doğalgaz gibi üretim giderlerini düzenli olarak ödemekte olduğu, komiser izniyle yapılan borçlanmaların Ekim 2021 dönemi tahakkuk eden tutarının 215.574,15 TL olduğu, söz konusu bakiyenin tamamının ilgili dönemde tahakkuk eden mal ve hizmet alımlardan oluştuğu, söz konusu bakiyeye ilişkin İcra İflas Kanunu 305. maddesinin d. bendi uyarınca alacaklı teminat hakkından feragat ettiğinden teminata tabi bir alacağının bulunmadığı ve borçlunun teminata ilişkin koşulu sağladığı, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi yönünden Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi tarafından konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şirketin konkordatoda teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin 31.10.2021 Mali verilerinin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu, …… Giyim Ticaret Sanayi Ltd.Şti’nin 87.866,56 TL tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel kârlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, şirketlerin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel kârlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden, İşçi alacakları ve Komiser izniyle yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin borçlanmaların Ekim 2021 dönemi itibariyle tahakkuk eden ödemelere ilişkin dekontların komiser heyetimize ibraz edildiği ve işbu dekontların Klasör No:13‘te yer aldığı, ödenmeyen borçlara ilişkin cari hesaplar toplamı 132.340,68 TL için şirketin teminat göstermesi gerekmekte olduğu, borçlunun sadece ….. Bankası A.Ş.’ne rehinli borcunun bulunduğu, bu banka ile de İİK.m.308/h hükmü kapsamında 25.09.2020 tarihli yapılandırma protokolü imzalandığı, ….. Tekstil – ….. yönünden hazırladığı Konkordato Projesinin İİK m. 302 uyarınca gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, ….. Tekstil – ….. tarafından konkordato projesinde teklif edilmiş bulunan ödeme tutarlarının kaynakları ile orantılı olduğu, … Tekstil – ….. hakkında verilebilecek olan iflas kararı ardından alacaklıların tahsil edebileceği bedele oranla borçlu şahıs işletmesinin konkordatoda teklif ettiği ve kabul edilen tutarın daha fazla miktara tekabül ettiği, ….. Tekstil – …..’in borçlarını %100 oranında ödeme ihtimalinin rapor tarihi itibarı ile mevcut olduğu, ….sin Tekstil – …..’in işbu raporumuza dayanak 31.10.2021 mali verilerinin analizi neticesinde borca batık durumda bulunmadığı, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre borçlu, ….. Tekstil – …..’in 17.422,31 TL tasdik harcı yatırması gerektiği, şirketin mevcut kaynakları ve projede yer alan ödeme sürece sonuna kadar geçen sürede elde edebileceği muhtemel karlılık rakamları değerlendirildiğinde şirketlerin mevcut durumdaki borç rakamları için artı bir faiz ödemesinin mümkün olmadığı, şahıs işletmesinin sahip olduğu kaynakları ve süre boyunca yaratabileceği muhtemel karlılık kaynakları ile ödeme teklifinin makul ve orantılı olduğu kanaatine ulaşıldığı, İİK m. 206 birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde Komiser Heyetinin izniyle akdedilmiş sözleşmelerden doğan borçların ifasının teminata bağlanması yönünden ….. Tekstil – …..’in raporumuza dayanak 31.10.2021 tarihli bilançosuna göre borçlarının tamamını ödediği sadece grup şirketi olan …… Giyim Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne borcunun olduğu, Bu alacaklının da teminat gösterilmesi koşulundan feragat ettiği, diğer alacaklara ilişkin yapılan ödemeler dekontlarının dosyaya ibraz edildiği, Neticeten teminat koşulunun sağlandığı, borçlunun sadece ….Bankası A.Ş.’ne rehinli borcunun bulunduğu, Bu banka ile de İİK.m.308/h hükmü kapsamında 25.09.2020 tarihli yapılandırma protokolü imzalandığı tespit edildiği, davacıların konkordato projesinin tasdike ilişkin görüşünün OLUMLU olduğu, İİK’nun 305/1-e maddesi gereği belirlenen gider avansı ile davacı borçlu …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi yönünden; toplam 87.866,56 TL harcın , davacı borçlu davacı …… Dış Ticaret Limited Şirketi yönünden toplam 9.120,63 TL harcın, davacı …. Tekstil-….. yönünden toplam ‭17.422,38‬ TL harcın davacı borçlular tarafından mahkememiz veznesine depo edildiği, konkordato projesinin tasdike ilişkin görüşünün OLUMLU olduğu, konkardato talep eden …… Giyim Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi yönünden teminat koşulunun sağlandığı dikkate alınarak şirketlerin mevcut durumuna göre konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştirildiği, böylelikle konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK’nun 305. maddesindeki şartların gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir.
Konkordatonun mahkemede incelenmesi
“Madde 304- (Değişik: 28/2/2018-7101/32 md.)-Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda duruşma günü kesin mühletin bitiminden sonra ertelenemiştir.
İİK’nın 287/5. maddesinin yollaması ile 292/ son fıkrası gereğince “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü nazara alınarak borçlu şirket yetkilisi ….. duruşmaya davet edilerek beyanı alınmıştır.
Öte yandan İİK.nun 306.maddesinde “Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.” düzenlemesi gereği mahkememizin … Esas sayılı dosyasına atanan kayyım bu madde kapsamında gözetim denetim ve tasfiye tedbirlerini almak üzere atanmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konkordato komiser heyeti tarafından ibraz edilen rapor ve dosya kapsamındaki belgeler nazara alınarak; davacı borçlu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil nosunda kayıtlı …… GİYİM TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’nin, … sicil nosunda kayıtlı …… DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ve … ticaret sicil nosunda kayıtlı … TEKSTİL-…..’in konkordato projesinin İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE,
2- …… Giyim Ticaret Sanayi Limited Şirketi yönünden ;
Konkordato projesinin tasdik kararı tarihini takip eden altı ay ödemesiz dönemden sonraki ayın (Eylül 2022) sonundan başlamak üzere, 4 yılda ve her yıl 4 eşit taksit olarak (Mart-Haziran-Eylül-Aralık) 30.06.2026 sonuna kadar ÖDENMESİNE . Her bir alacaklıya ödenecek tutar, 10.000 TL’den, aşağı OLMAMAK KAYDIYLA ÖDEME YAPILMASINA ,Dosya Şirket tarafından sunulan ve Komiser Gerekçeli Ek Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
…… Dış Ticaret Limited Şirketi yönünden ;
Davacı Şirketin konkordatoya tabi borçlarını konkordato projesinin tasdik kararın tarihini takip eden altı ay ödemesiz dönemden sonraki ayın (Eylül 2022) sonundan başlamak üzere, 4 yılda ve her yıl 4 eşit taksit olarak (Mart-Haziran-Eylül-Aralık) 30.06.2026 sonuna kadar ÖDENMESİNE . Her bir alacaklıya ödenecek tutar, 10.000 TL’den, aşağı OLMAMAK KAYDIYLA ÖDEME YAPILMASINA ,Dosya Şirket tarafından sunulan ve Komiser Gerekçeli Ek Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
….. yönünden ;
Davacı Şirketin konkordatoya tabi borçlarını konkordato projesinin tasdik kararın tarihini takip eden altı ay ödemesiz dönemden sonraki ayın (Eylül 2022) sonundan başlamak üzere, 4 yılda ve her yıl 4 eşit taksit olarak (Mart-Haziran-Eylül-Aralık) 30.06.2026 sonuna kadar ÖDENMESİNE . Her bir alacaklıya ödenecek tutar, 10.000 TL’den, aşağı OLMAMAK KAYDIYLA ÖDEME YAPILMASINA ,Dosya Şirket tarafından sunulan ve Komiser Gerekçeli Ek Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
3-Konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
4-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin TESPİTİNE,
5-Konkordato işbu tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmiş olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin (206/1 maddesindeki imtiyazlı alacaklılar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler istisna olmak üzere) DÜŞMESİNE,
6-a) İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim denetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli dosyada komiser olarak görev yapan YMM ….’ın tasdik kararından itibaren göreve başlamak üzere gözetim kayyımı olarak GÖREVLENDİRİLMESİNE,
b) Atanan kayyım için aylık 5.000,00 TL net ücret takdiri ile takdir edilen ücretin her ayın 1’i ile 5’i arasında ödenmek şartıyla kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek ücretin konkordato talep eden şirketler bünyesinden (…… GİYİM TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ’Nden 3.000 TL’si, …… DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden 1.000 TL’si, ….. TEKSTİL-….. şirketinden 1.000 TL’si )karşılanmasına,
c) Kayyımın borçlu şirketin durumu ve proje uyarınca borcunu ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda İİK.306 madde uyarınca 2 ayda bir mahkememize rapor sunulmasına, sunulan raporun Uyap’a taranmasına,
7-…… DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ve ….. TEKSTİL-…..’in gelen komiser heyeti raporu ve dosyadaki belgelere göre karar tarihi itibari ile TEMİNAT ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
Konkardato talep eden …… GİYİM TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ yönünden ise; 10.000 USD tutarında teminatın …. Şubesinde ….. nolu hesap numarasına …. Bankası A.Ş.’ne yatırıldığı tespit edilmekle; bu miktarın İİK.305/d bendi uyarınca teminat olarak kabulü ile;
… Bankası A.Ş … Şubesine müzekkere yazılarak; 10.000 USD tutarının blokeli hesaba aktarılarak hesapta tutulmasına, teminat kapsamına alındığına dair bankaya müzekkere yazılmasına,
Teminat tutarının döviz kuru düşmesi ihtimaline binaen teminata tabi borca tamamlanması için bu konuda denetim kayyıma ayrıca yetki verilmesine,
8-İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetlerine,
9-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
10-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
11-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
12-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
13-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
14-Davanın mahiyeti nedeniyle davacılar ve müdahiller lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
15-Davacıların yaptıkları yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
16-İİK.nun 293/son ve 164/1. maddeleri uyarınca kararın re’sen davacılar vekiline TEBLİĞİNE,
17-Kullanılmayan gider avansının ve bakiye iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Davacılar vekili, davacı şirket yetkilisi ile hazır müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, 2004 sayılı İcra ve İflâsKanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ilekararın konkordato talep eden borçluya tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 güniçerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzereoybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.17/02/2022
Başkan ….
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸