Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/241 E. 2021/113 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/241 Esas
KARAR NO : 2021/113

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçsinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ticari krediye ilişkin olup yeni yasal düzenleme çerçevesinde dava açılış öncesinde arabulucu başvurusu yapıldığını, müvekkilinin … şubesinde borçlu … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.adına kredi açılıp kullandırıldığını, … ve …’ın da bu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, taraflara Gebze .. Noterliğinden keşide edilen 24/12/2019 tarihli … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edildiği ancak ihtarın sonuçsuz kaldığı, borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalılar borçluların 05/02/2020 tarihinde borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, takibin durduğunu ve alacağın tahsil edilemediğini belirterek davalı borçluların usul ve yasaya aykırı haksız itirazının iptali ile takibin devamına, borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkillerin kredi kullanan … İnş. Taahhüt San. Ve Tic. Ltd.Şti.’nın kullandığı krediye kefil olduklarını, kredinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını, müvekkillerin işbu takibe itiraz etmeleri üzerine huzurdaki davayı ikame ettiklerini beyan ettiğini, davacının huzurdaki davayı ikame etmeden arabulucuya başvurduğunu beyan etse de yapılan başvuru usulsüz olduğunu, ticari alacaklarda dava ikame etmeden önce arabulucuya başvurmak zorunlu ve dava şartı olduğundan davanın bu nedenle ve öncelikle reddi gerektiğini, davacının müvekkillerine keşide ettiği ihtarnameyi ibraz ettiklerini, müvekkillerinden alacağın talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davaya konu kredi sözleşmesi müteselsil kefil olarak müvekkilleri tarafından imzalanmadığı gibi sözleşme de hukuken kefilliğin şartları yerine getirilmeden düzenlendiğini, diğer taraftan mezkur kredi borcu için asıl borçluya gitmeden ve borcun tahsil edilemediği ortaya çıkmadan kefil olarak bu bedelin müvekkillerden talep edilmesinin de hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davaya konu borçlar için asıl borçlu tarafından ipotek verildiğini ve davacının alacağı teminat altına alındığını, rehinle temin edilmiş alacağı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tahsil yoluna gitmeden kefiller olarak müvekkillerden talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacının kötü niyetle icra takibi başlattığını, müvekkillerinin de icra takibine haklı olarak itiraz ettiklerini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötüniyetli takip nedeniyle davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca genel kredi sözleşmesinden kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı-bankanın davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olup olmadığı, var ise asıl alacak, faiz ve fer’ilerin miktarı, akdi ve temerrüt faiz oranlarının tespiti, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderdiği, incelenmesinde; … sicil nolu … İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 09/06/2014 tarihinde kurulduğu, …’ın şirket yetkilisi ve ortağı olduğu, …’ın ise şirketin diğer ortağı olduğu, şirketin sicil adresinin … Mah., … Cad. No:.. …/… olduğu görülmüştür.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlular aleyhine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyasından 1.913.292,34 TL alacağın tahsili için borca yetecek miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiği, 28/01/2020 tarihinde ihtiyati haciz kararının borçlulara uygulanmasına dair karar alındığı ve ilgili yerlere bildirimlerin yapıldığı, davalı borçluların vekili vasıtasıyla 05/02/2020 tarihinde takibe, ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettikleri, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Gebze … Noterliği’ne ait 24/12/2019 tarihli … yevmiye sayılı ihtarname örneğinin dava dilekçesi ekinde mübrez olduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddiası, davalıların savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına göre; dosyanın mahkememizce resen seçilecek SMM bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişiye banka kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle öncelikle taraflar arasında akdedilmiş tüm kredi sözleşmeleri bu kredi sözleşmelerin hangisinde davalıların asaleten veya kefaleten imza ve sorumluluklarının bulunduğunu, kefil olarak imzalanan sözleşmelerde kefalet limitlerinin ve sözleşme limitlerinin tespiti ile sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin toplamının bulunması, kredilerin hesap katı tarihi itibariyle ulaştığı miktarın tespiti Borçlar Kanuna göre muaccel bir alacağın borçlusu alacaklının ihtari ile temerrüte düşeceğinden hesap kat ihtarının tebliği ile ihtarnamenin her bir davacıya tebliğ tarihiyle ve ödeme sürelerinin nazara alınarak temerrüt tarihlerinin belirlenmesi, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında temerrüt faizi işletilemeyeceğinden bu iki tarih arasında akti faiz hesaplanması asıl alacak ve akti faizden oluşan ana para alacağının temerrüt tarihi itibariyle tespiti dava itirazın iptali davası olduğundan davada haklılık durumunun takip ve dava tarihi itibariyle belirleneceğinden takipten sonra dava tarihine kadar yapılan ödemelerin TBK’nun ödemeleri mahsubuna ilişkin 100-101-102-104vd. maddelerin gözetilmesi, davalı yönünden davaya konu olan icra takip dosyalarından değerlendirmenin yapılması buna göre davalının ödemelerden sonra bakiye kalan asıl borç ile temerrüt faiz borçlarının belirlenmesi, dava tarihinden sonra yapılmış ödeme varsa bunların miktarların belirtilmesi, yapılacak hesaplamalarda taleple bağlılık kuralına uyulmasına, icra takip ve dava tarihi itibariyle asıl alacak, talebe göre varsa akdi faiz, temerrüt faizi ve BSMV olmak üzere ferileri ile birlikte tüm borç tutarının belirlenmesinin istenmesine, sonuç olarak davacı-bankanın davalılardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olup olmadığı, var ise asıl alacak, faiz ve fer’ilerin miktarı, akdi ve temerrüt faiz oranlarının tespiti, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti hususlarında 3’lü bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 28/12/2020 tarihli raporda; davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı .. İnşaat Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefillerin sorumluluğu: davalı/kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.405.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 1.896.737,77 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 18.562,53 TL (1.991.916,70-1.973.354,17=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 1.896.737,77 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedelinin DEPO Edilmesi Yönünden: dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen () adet çek yaprağından dolayı toplam 16.550,00 TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı kefiller tarafından müteselsilen depo etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, toplanan ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;, Davacı bank ile daa dışı borçlu … İnşaat San ve Tic.Ltd Şti arasında Genel Kredi Taahhütnamesinin imzalandığı, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak taahhütnameyi imzaladığı,kredi geri ödemesinin yapılmaması üzerine davacı banka tarafından hesap kat edilerek asıl borçlu ve kefillere gönderildiği, hesap kat ihtarının asıl borçlu ve kefile usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği,davacı bankanın genel kredi sözleşmesini dayanak göstererek, davalılar aleyhine icra takibine geçtiği,davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davalıların raporda tespit edildiği gibi söz konusu sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalarının bulunmasından dolayı Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi kapsamında açılan kredilerin geri ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sözlemelerdeki imzaların da davalılara ait olduğu dikkate alınarak davalıların kfelaetinin 6098 sayılı TBK’nun 583.maddeleri kapsamında geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda Davacı banka ile dava DIŞI kredi borçlusu/kredi lehtarı … İNŞAAT TAAH. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu ve davalı kefillerin sorumluluğunun sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.405.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan ASIL BORÇ toplamının 1.896.737,77 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı KEFİLLERİN hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmış olup bilirkişi tarafından hesaplanan HGK’nun güncel içtihadı uyarınca krediye FİİLEN uygulanan en yüksek faiz oranına göre belirlenen %39 oranında temerrüt faizi uygulanması sonucu Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 18.562,53 TL (1.991.916,70 -1.973.354,17=) reddi durumunda takip tarihinden itibaren 1.896.737,77 TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte talep edebileceği ve aynı zamanda Gayrinakdi Çek Taahhüt Bedelinin depo Edilmesi Yönünden ise dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen çekler yaprağından dolayı toplam 16.550,00 TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı kefiller tarafından müteselsilen DEPO etmeleri gerektiği dikkate alınarak itirazın bu kapsamda iptaline karar vermek gerektiği analşılmıştır.
Son olarak, takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı müteselsil kefillerin İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine; davalıların Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 1.896.737,77 TL asıl alacak, 14.130,00 TL gayri nakdi alacak ve 71.088,70 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi uygulanmasına, hüküm altına alınan alacağın %20’si olan 397.496,83 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE;
Davalıların Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 1.896.737,77 TL asıl alacak, 14.130,00 TL gayri nakdi alacak ve 71.088,70 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi uygulanmasına,
3-Hüküm altına alınan alacağın %20’si olan 397.496,83 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 134.422,23 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 24.126,95 TL harç ile icrada yatırılan 10.042,23 TL harcın mahsubuna, bakiye 100.253,05 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 24.126,95 TL harç ile icrada yatırılan 10.042,23 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Gayri nakdi alacaklar bakımından 14.130,00 TL üzerinden takibin devamına karar verildiğinden Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 99.245,88 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Gayri nakdi alacaklar bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Gayri nakdi alacaklar bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Davacı tarafından sarfedilen 345,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.345,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.332,31 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
14-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2021

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza