Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/23 E. 2021/698 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/23 Esas
KARAR NO : 2021/698

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafından davalı tarafa taşıma hizmeti verildiğini, verilen hizmet karşılığında kesilen faturalara istinaden ödeme yapılmadığını, çeklerin karşılıksız çıktığını, ihtiyati haciz kararı aldığını ve haciz işlemi ve takip yapıldığını, davalı taraf hakkında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … Esas sayılı …. Karar sayılı kararı ile iflas kararı verildiğini, iflas masasına başvuru yapıldığını, 07/03/2019 tarihi itibariyle toplam 206.801,39 TL alacağı olmasına karşılık bu alacağın 122.213,02 TL tutar olan kısmının kabul edildiğini ve 84.588,37 TL tutarın 07/03/2019 iflas tarihi itibariyle avans faizi talebi ile iflas masasına alacak kaydının yapılmasını talep ettiklerini, alacaklarının iflas masasına kaydına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davayı cevap vermemiştir.
Mahkememizin 10/11/2020 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının dava dilekçesindeki talebi konusunda alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 21/12/2020 tarihli raporda; davacı tarafın Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası için takip tarihi itibariyle davalı taraftan 10.192,12 TL + 8.908,60 Euro alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle 26,39 TL + 522,80 Euro işlemiş faizin + 890,86 Euro %10 karşılıksız çek tazminatı tutarlarının hesaplandığı, iflas masasının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası için bu kalemleri iflas masasına kayıt ettiği, davacı tarafın 79.366,52 TL alacak tutarını (80.967,77 TL – 1.601,25TL tahsil harcı) iflas masasına kayıt ettirebileceği, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası3.620,60 TL ile Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası 1.601,25 TL tutarlı tahsil harcı tutarlarını mahkeme takrdirine bırakıldığı, dayanak taşıma faturaları bakımıdan aksi yönde bir itiraz bulunmadığı ve davacı ticari kayıtlarında yer alan taşıma faturalarınnı aksi ispatlanana kadar içeriği iş bakımından da karine oluşturduğu, ayrıca davacının Euro borcu için çek verdiği ve bunun da karşılıksız çıktığı gözetildiğinde mali incelemelerde tespit edilen taşıma kaynaklı 79.366,52 TL alacak miktarı bakımından iflas masasına kayıt talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 13/04/2021 tarihli duruşmasında bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 17/02/2021 tarihli ek raporda; kök rapordaki kanaatlerin değişmediği belirtilmiştir.
Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; … İflas sayılı dosyadan müflis … Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tasfiye işlemlerin adi tasfiye usulünce yürütüldüğü bildirilmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Alacağın esas ve miktarına yönelik istem bulunduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, kabul edilmeyen alacağın iflas masasına kaydını amaçlayan ve uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen bir davadır.
Davalı müflis şirketin iflas müdürlüğünde bulunan ticari defter kayıt ve belgeleriyle dosya kapsamı üzerinde mali müşavir bilirkişi … ve taşıma ve sigorta bilirkişi … tarafından inceleme yapılarak bilirkişinin 14/12/2020 tarihli raporunu ve 17/02/2021 tarihli ek raporu dosyamıza sunmuştur.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yargılamaya konu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 77.000,00 TL asıl alacak, 4.215,24 TL işlemiş faiz, 7.700,00 TL %10 karşılıksız çek tazminatı, 400,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 82,35 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 89.397,59 TL’ nin tahsili talep edilmiştir. İş bu dosyanın 07.03.2019 tarihli kapak hesabında borç miktarı 125.833,62 TL’ dir.
Yargılamaya konu GOP … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 10.192,12 TL + 8.908,60 Euro asıl alacak, 26,39 TL + 522,80 Euro işlemiş faiz, 890,86 Euro %10 karşılıksız çek tazminatı olmak üzere toplam 10.218,51 TL + 10.322,26 Euronun tahsili talep edilmiştir. İş bu dosyanın 07.03.2019 tarihli kapak hesabında borç miktarı 80.967,77TL’ dir.
Davacı tarafın Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına 206.801,39 TL tutar yönünden kayıt yaptırmak üzere başvurduğunu, iflas masasının 122.213,02 TL tutarı iflas masasına kayıt ettiği; GOP …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası için talep ettiği 80.967,77 TL ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile talep ettiği 3.620,60 TL tahsil harcı olmak üzere 84.588,37 TL’ nin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Bilirkişi heyet rapor içeriğinin incelenmesinde;
– İcra takibindeki alacaklara konu faturalardan kaynaklı 79.366,52 TL müflis davalıdan alacağının olduğu görülmüştür.
– Müflis davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
– Davacı tarafça, takibe konu yapılan taşıma hizmetine esas hizmetin görüldüğüne yönelik faturaların davalı tarafa teslim edildiği ispat edilememiştir. Kural olarak, hizmetin görüldüğünün ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilmiştir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.)
İİK’nun 195. maddesi uyarınca, müflisin borçları iflas ile birlikte muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları asıl alacağa eklenir. Bununla birlikte anılan maddede takip masrafları arasında, tahsil harcı ile icra vekalet ücretine yer verilmiş değildir.
Davacının iddia ettiği ve iflas masasına kaydını talep ettiği 84.588,37 TL içerisinde, GOP … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası için talep ettiği 1.601,25 TL tahsil harcı ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile talep ettiği 3.620,60 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 5.221,85 TL yer almaktadır. Tahsil harçları, takip masrafları arasında yer almadığından bu alacak taleplerinin masaya kayıt talebinin reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu ve davacının ticari kayıtlarından, davacının bakiye alacağı olarak belirlenen (84.588,37 – 5.221,85=)79.366,52 TL’ yi talep etmekte davacının haklı olduğuna kanaat getirilerek, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine;
-Kayıt kabule konu 79.366,52 TL alacağın Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işlemleri yürütülen müflis … Danışmanlık Sanayi Ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin iflas masasına davacı alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubuna, bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; 1.240,80 TL’ sinin davalıdan, 79,20 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00- TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.793,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %94′ ü olan 1.685,42 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
5- HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2021
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza