Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/212 E. 2020/622 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/212 Esas
KARAR NO : 2020/622

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/82 ESAS 2014/64 KARAR SAYILI DOSYASI

ASIL DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali istemli)
ASIL DAVA TARİHİ : 07/01/2014
BİRLEŞEN DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 10/03/2014
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2020

Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının mahkemenin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesinin 08.09.2014 tarih 1945 Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas numarasını aldığı anlaşılmakla; yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 19/11/2015 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararının Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 26/01/2018 tarihli … Esas, …. karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine yukarıdaki esasa kaydı yapılan dava dosyasının bozma sonrası yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı …’nin borsada işlem gören hisselerinin bir bölümünün sahibi olduklarını, SPK kararları gereğince 08.10.2013 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapıldığını, müvekkillerinin bu toplantıya katılarak gündemin 11 ve 12. maddelerine ret oyu kullandıklarını ve toplantı tutanağına muhalefet şerhlerini düştüklerini, Sermaye Piyasası Kurulunun açıkladığı direktif ve talimatlar ile oluşturulan 0,46.-TL ve 0,47.-TL fiyatlar üzerinden ayrılma haklarını kullandıklarını, davalı şirketin 10.10.2013 tarihinde özel durum açıklaması ile Kamu Aydınlatma Platformu na yaptığı bildirimde ayrılma hakkını kullanım taleplerinin tamamının karşılanmasına dair yatırımcıların ellerindeki paylarını virmanlayacakları hesabın şirket tarafından açıklanarak bildirileceğine dair açıklamada bulunduğunu, akabinde 23.10.2013 ve 06.11.2013 tarihlerinde hisselerin gönderileceği ilgili aracı kurum ve hesap bilgilerini daha sonra da hisselerin gönderilmesi gerektiğini kamuya bildirdiğini,bunun üzerine ayrılma hakkını kullanan yatırımcılardan 89 kişinin bu tarihler arasında hisselerini virmanladığını, davalı şirketin 22.11.2013 tarihinde yaptığı açıklamada parasının olmadığını ve belli gerekçelerin oluşması halinde ayrılma haklarını kullanan yatırımcıların bedellerinin ödenebileceğini ve şartların gerçekleşmemesi durumunda tüm tasarrufunu elinde bulundurduğu yatırımcıların bu hisselerini virmanlandığı tarihten yaklaşık 3 ay sonra yani 30.01.2014 tarihinde geri göndereceğini belirten ticari ahlaka, iyi niyete ve teamüllere aykırı açıklamada bulunduğunu, müvekkili yatırımcıların Sermaye Piyasası Kuruluna şikayette bulunduklarını, ilgili kurumun 29.11.2013 tarihli bülteninde yapılan işlemlerin yanlış olduğunun belirtildiğini, şirket yönetiminin dürüstlük ilkesine son derece aykırı bir tutumda bulunarak genel kurulda bulunan yatırımcılardan izin alarak ayrılma hakkı sınırını her bir madde için 7.000.000.-TL ye yükselttiklerini ilgili gündem maddelerinin genel kurulda onaylandığını, daha sonra ise paramız yok ödeyemiyoruz gibi bir açıklamada bulunduklarını, … A.Ş.tarafından 31.12.2013 tarihli bildirimle davalı şirketin kottan çıkarılarak gözaltı pazarına alındığını,şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı ….’ın SPK.nun 01.10.2013 tarihli bülteninde alınan kararla yasaya aykırı eylemlerde bulunması sebebiyle 6 ay işlem yasağı konulduğunu, piyasa değerinin çok çok üzerinde değerleme yapılarak şirket yönetim kurulu tarafından iştirak edinimi olarak satın alınan ve şirketi işlemez hale getiren iştirak edinimlerinin dürüstlük kuralına aykırı olarak kabul edildiğini, iptali gerektiğini, Bakırköy … Noterliği kanalıyla davalıya ihtarname keşide edilerek ayrılma hakkı bedellerinin ödenmesi talep edilmiş ise de, davalının bu bedelleri ödemediğini ileri sürerek her türlü alacak ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla dürüstlük kuralına aykırı davranan davalı şirketin 08.10.2013 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan 11. ve 12. maddelerinin hem dürüstlük kuralına aykırılık hemde müvekkili yatırımcıların şerhlerini tutanağa geçirtmesinden dolayı, 13. numaralı maddesinin ise dürüstlük kuralına aykırılıktan dolayı TTK.nun 445, 446/1-a maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların 08.10.2013 tarihinde yapılan müvekkili şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 11,12 ve 13. maddelerinde yer alan kararların iptalini istediklerini, öncelikle davacıların dava tarihi itibariyle pay sahibi olup olmadıklarının tespiti gerektiğini, müvekkilinin hisse senetleri borsaya kote olduğundan ve İMKB de işlem gördüğünden Merkezi Kayıt Kuruluşundan davacıların şirkette pay sahibi olup olmadıklarının sorulmasını talep ettiklerini, davacıların tamamının 13.maddeye olumlu oy verdiklerini, TTK.nun 446. maddesi uyarınca 13.maddenin iptalini talep haklarının bulunmadığını, şirketin finansal durumu üzerindeki borç ve faiz yükü, işletme sermayesi ihtiyacı sebebiyle sermaye arttırım kararının şirketin devamı açısından bir zorunluluk olup, bu kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ileri sürülmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi sonrası şirketin sermaye ihtiyacının var olup olmadığının tespit edilebileceğini, şirketin geleceği parlak, karlı ve istikrarlı enerji sektörüne girmesinin şirket paydaşlarının zararına değil yararına olduğunu, şirketin karlılığı olmayan tekstil sektöründen karlılığı yüksek enerji sektörüne geçiş yapmasının zorunluluk teşkil ettiğini, şirket paydaşlarının da bu yönde düşünerek 2/3’ü aşan bir çoğunluk ile iştirak edinimlerine onay verdiklerini, genel kurulun iradesine aykırı mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, ayrılma hakkı bedellerinin bir kısmının belirli yatırımcılara ödendiğini, bir kısmı ile anlaşma yapıldığını, diğer bir kısmı için de finansman çalışmalarının devam ettiğini, ayrılma hakkı bedellerinin ödenmemesinin TTK.nun 445. maddesi kapsamında bir iptal sebebi olamayacağını, aradaki ilişkinin alacak – verecek ilişkisine dönüştüğünü, davacıların zararlarını talep etme haklarının saklı olduğunu, genel kurulun 2/3 iradesinin yok sayılmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri Müdahale talep eden … vekili 14.03.2014 havale tarihli dilekçesiyle ; müvekkilinin bireysel yatırımcı olarak halka açık şekilde borsada işlem gören davalı şirketin 1.972.437 adet hissesini satın aldığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki 11.02.2013 tarihli Genel Kurul Kararının 11. maddesi uyarınca ayrılma hakkı alacağının varlığı konusundaki uyuşmazlığın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas(adı geçen mahkemenin faaliyetinin durdurulması nedeniyle Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas) sayılı dosyası ile görülmekte olduğunu, davalı şirket vekilinin bu davada mahkememizdeki dava dosyasını belirterek bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, huzurdaki dava sonucunun Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesindeki dava sonucunu doğrudan etkileyecek olması sebebiyle davaya davalı yanında feri müdahale talep ettiklerini belirtmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 08.10.2013 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurulun 11. maddesi uyarınca sermaye azaltım ve eş zamanlı arttırım kararı verdiği oysa TTK.nun sermaye azaltımına ilişkin düzenlenen maddelerine uygun işlem yapılmadığı, TTK 473, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından hazırlanan 22.06.2013 tarih 28865 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Pay Tebliğinin 19.maddesine göre yönetim kurulu tarafından rapor hazırlanması ve bu raporun yapılacak olan genel kurulda okunarak genel kurulun onayına sunulması gerektiğini, 08.10.2013 tarihli Genel Kurulda böyle bir rapor okunmadığı gibi raporun genel kurulun onayına da sunulmadığını, kanun ve ilgili tebliğin açık hükümlerine aykırı bu kararın butlan ile malul olduğunu , ilgili kararın İstanbul Ticaret Odası tarafından da tescil ve ilan edilmediğini belirterek, davalı şirketin 08.10.2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda karara bağlanan gündemin 11.maddesinin butlanının tespitine, kararın uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada dava dilekçesi davalı şirkete 28.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden davayı inkar etmiş sayılmıştır.
Asıl dava, davalı şirketin 08/10/2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan 11, 12 ve 13. maddelerindeki kararların iptali, birleşen dava ise, aynı genel kurul toplantısında alınan 11. maddedeki kararın butlan ile malul olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
Feri müdahale talebi mahkememizce kabul edilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, iptali talep edilen genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri, davalı şirketin sicil kayıtları, Sermaye Piyasası Kurulu kararları celp edilmiş, Merkezi Kayıt Kuruluşundan asıl ve birleşen dava davacılarının davalı şirkette pay sahibi olup olmadığı sorulmuş, deliller toplandıktan sonra konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Sermaye Piyasası Uzmanı … SPK Başuzmanı Öğr. Gör. Dr. …., Şirketler konusunda uzman Ticaret Hukuku Öğr. Üyesi Doç. Dr. …. tarafından düzenlenen 31.08.2015 tarihli raporda özetle; iptali talep edilen 13. maddedeki karar yönünden asıl dava davacılarının olumsuz oy kullanmadıkları, muhalefet şerhlerinin olmadığı, bu madde için iptal davası açabilmenin ön koşulunun oluşmadığı, birleşen dava davacısı …’ün davalı şirketin ortağı olmadığı, iptal davası yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığı, 11 nolu kararın TTK.nun 456/3 maddesine aykırılık dolayısıyla butlan müeyyidesine tabi olduğu, 445/1 maddesi hükmü uyarınca kanuna aykırılıktan dolayı iptalinin gerektiği, 12 ve 13 nolu kararların TTK.nun 445 maddesi uyarınca iptallerini gerektirir bir sebebin bulunmadığı, 11 nolu eş anlı sermaye azaltım ve artırım kararının tescil ve ilan edilmediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu tekniğine uygun, denetime elverişli, gerekçe itibariyle doyurucu ve tutarlı bulunarak mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Sonuç olarak; yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında asıl davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 08/10/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 11. maddesinde alınan kararın butlan ile malul olduğunun tespiti ve iptaline, davacıların aynı genel kurulun 12. ve 13. maddelerinin iptali taleplerinin reddine, birleşen davada ise davacı …’ün davalı şirkette pay sahibi olmadığı anlaşılmakla aktif husumeti bulunmadığından birleşen davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 19/11/2015 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile; asıl davanın Kısmen Kabulüne, davalı şirketin 08/10/2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısının 11. maddesinde alınan kararın butlan ile malul olduğunun tespiti ile iptaline, davacıların aynı genel kurulun 12. ve 13. maddelerinin iptali taleplerinin reddine, birleşen davada davacı … ün aktif husumeti bulunmadığından birleşen davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, davacı vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26/01/2018 tarihli 2016/1884 Esas, 2018/707 karar sayılı kararı ile;
“Davalı şirketin 08.10.2013 tarihli genel kurulun gündeminin 12. maddesi ile dava dışı …. Gayrimenkul Enerji A.Ş.’nin paylarının alınmasına karar verilmesi ve bu kararın iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle iptali istemi reddedilmiştir. Ancak, davalı şirketin bir taraftan borçları nedeniyle sermaye azaltım ve aynı anda arttırımı kararı almış, bu somut duruma rağmen gerçek varlığı tam olarak belirlenmemiş başka bir şirketin paylarının satın alınmasına karar verilmiştir. Mahkemece, salt davalı şirketin ve iki yöneticisinin SPK’nca yaptırıma tabi tutulmuş olmasının genel kurulda alınan kararı etkilemeyeceği, bu durumun ancak yöneticilerin özen borcu kapsamında değerlendirilebileceği gerekçesiyle iptal istemi reddedilmiş, payları satın alınacak şirketin gerçek mali durumunun araştırılması ve buna göre de genel kurul kararının “iyiniyet kurallarına aykırılığı” iddiası irdelenmemiştir.
O halde, mahkemece, dava dışı …. Gayrimenkul Enerji A.Ş’nin gerçek mali durumunun genel kurul tarihi itibariyle belirlenip, gündemin 12. maddesi ile ilgili iptal nedeni bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle eksik incelemeye dayanılarak ret kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesi ile hükmün (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA:
Davacılar vekili : bozma ilamı doğrultusunda gündemin 12.maddesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay, 11. Hukuk Dairesi’nin 26/01/2018 tarih, 2016/1884 Esas 2018/707 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı ve tüm dosya kapsamında; dava dışı … Gayrimenkul Enerji A.Ş.’nin gerçek mali durumunun genel kurul tarihi itibari ile belirlenmesi ve gündemin 12.maddesi ile ilgili iptal nedeninin bulunup bulunmadığı ve bozma ilamı kapsamında aynı bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş 11/08/2020 tarihli raporda özetle; Payları … İstanbul A.Ş.’de işlem gören ve halka açık şirket olan davalı …’nin 08/10/2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan gündemin 12.sırasındaki karardaki … Gayrimenkul Enerji A.Ş.’nin paylarının davalı şirketçe satın alınması hususunda mahkemece verilen görev çerçevesinde yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda, …. Gayrimenkul Enerji A.Ş.’nin alış bedelinin şirketin faaliyetine ve faaliyet beklentilerine, 2012 ve 2013 yılları finansal tablo verilerine, satın alma kararı öncesinde şirketin değerinin tespiti hususunda düzenlenen değerleme raporlarındaki tespit ve değerlendirmelere göre açık bir oransızlık, ölçüsüzlük ya da dengesizlik oluşturduğunun iddia edilemeyeceği, bu yönüyle genel kurulda alınan kararın iyiniyet kurallarına aykırılığının söz konusu olmadığı hususları bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, genel kurul tarihi itibariyle değerlerdirmek yapmak gerektiğinden dava tarihindeki şartlar da gözetelerek payları satın alınacak şirketin gerçek mali durumunun araştırılması ve buna göre de genel kurul kararının “iyiniyet kurallarına aykırılığı” iddiası ile ilgili bozma sonrası alınan rapor dikkate alınarak satın alma kararı öncesinde şirketin değerinin tespiti hususunda düzenlenen değerleme raporlarındaki tespit ve değerlendirmelere göre açık bir oransızlık, ölçüsüzlük ya da dengesizlik oluşturduğunun iddia edilemeyeceği tespitleri yerinde bulunmuş olup davacının şirketin lisansının dava tarihinden sonraki dönemde iptal edildiği beyanı genel kurul tarihindeki şartlar itibariyle inceleme yapılması gerektiğinden dikkate alınamamış olup bu aşamada bozma öncesi gerekçelerle asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı şirketin 08/10/2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısının 11. maddesinde alınan kararın butlan ile malül olduğunun tespitine, davacıların aynı genel kurulun 12. ve 13. maddelerinin iptali taleplerinin reddine, birleşen davada davacı …’ ün aktif husumeti bulunmadığından birleşen davanın aktif husumet yokluğundan Reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
a)Davalı şirketin 08/10/2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısının 11. maddesinde alınan kararın butlan ile malül olduğunun tespitine,
b)Davacıların aynı genel kurulun 12. ve 13. maddelerinin iptali taleplerinin reddine,
2-Birleşen davada davacı …’ ün aktif husumeti bulunmadığından birleşen davanın aktif husumet yokluğundan Reddine,
3- Asıl davada;
a) Harçlar Tarifesi uyarınca dokuz davacı için alınması gereken toplam 489,60 TL maktu ilam ve karar harcından davacılar tarafından yatırılan 226,80 TL harcın mahsubuna, bakiye 262,80 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Asıl dosya davacıları tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma, 226,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak asıl dava davacılarına verilmesine,
c) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak asıl dava davacılarına verilmesine,
d) Asıl dava davacıları tarafından yapılan 237,00- TL tebligat, 257,80 TL müzekkere, 6.000,00- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.494,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret durumu dikkate alınarak takdiren 2.164,93 TL sinin davalıdan alınarak asıl dava davacılarına verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
e)Asıl davanın reddedilen kısmı dikkate alınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4- Birleşen davada;
a)Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL maktu ilam ve karar harcından birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan 25,20 TL harcın mahsubuna, bakiye 29,20 TL ilam ve karar harcının birleşen dosya davacısı …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00- TL maktu vekalet ücretinin birleşen dosya davacısı …’ten alınarak davalıya verilmesine,
c) Birleşen dosyada davalı tarafından yapılan bilirkişi ücretinden oluşan 3.000,- TL yargılama giderinin birleşen dosya davacısı …’ten alınarak davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliğiyle karar verildi.24/09/2020

Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Katip …
¸