Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/198 E. 2020/493 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/198
KARAR NO : 2020/493

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 02/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 03/03/2015 tarihli bir iş sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafın işbu sözleşmenin 17.maddesi uyarınca davacı ile rekabet etmeme ve rakip firmalarla çalışma yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki iş sözleşmesi 03/03/2015 tarihinden itibaren sürdürdüğü satış şefliği görevinden 23/06/2019 tarihinde 20/05/2019 tarihli istifa dilekçesi sebebiyle feshedildiğini, istifa dilekçesinin kabulünden sonra davalıya müvekkili şirket tarafından tüm alacak ve haklarının verildiğini, davalının müvekkili şirketin birçok müşteri çevresi ve aralarındaki ticari ilişkiye vakıf olduğunu, işbu bilileri çalıştığı şirkette kullandığını, davalının eylemlerinin müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalı aleyhinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, itirazla birlikte takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, davacı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Hizmet sözleşmeleri, 6098 sayılı TBK’nun 393 ve devamı maddelerinde, hizmet sözleşmelerinin sona ermesinin sonuçlarından olan rekabet etmeme yasağı 6098 sayılı TBK’nın ise 444-447 maddelerinde düzenlenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Dava konusu sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nun 444/1.maddesinde ‘Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.’ hükmü mevcuttur.
Yine 445.maddesinde rekabet yasağının ne şekilde sınırlamalar içerebileceği, 446.maddesinde ise rekabet yasağına aykırı davranmanın sonuçları düzenlenmiştir.
Bunun yanında aynı yasanın 420/1.maddesinde ise ‘Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.’ hükmü yer almaktadır.
Tarafların 03/03/2015 tarihinde ‘ Gizlilik Taahhütnamesi ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi’ başlıklı bir sözleşme imzaladıkları, sözleşmede davalının hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl süreyle davacı ile rekabet içinde olan kuruluşlarda veya….kuruluşlarda aynı il sınırları içinde ve Tekirdağ ilinde çalışmamayı, aksi halde brüt ücretin 12 katının cezai şart ödemeyi taahhüt ettiği görülmüştür.
Davacı şirketin ticaret sicil çıkarılmış, davalı özlük dosyası celp edilerek incelenmiş, ayrıca davalının SGK kayıtları celp edilmiş, iddia edilen tarihte çalıştığı işyeri tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin olduğu, davalının 03/03/2015 tarihleri arasında davalı şirkette çalışmış olduğu, tarafların 03/03/2015 tarihinde ‘ Gizlilik Taahhütnamesi ve Rekabet Yasağı Sözleşmesi’ başlıklı bir sözleşme imzaladıkları, sözleşmede davalının hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıl süreyle davacı ile rekabet içinde olan kuruluşlarda veya….kuruluşlarda aynı il sınırları ve Tekirdağ ili içinde çalışmamayı, aksi halde 34.902,36 TL cezai şart ödemeyi taahhüt ettiği, ancak TBK’nun 420/1 maddesi uyarınca hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağı, sözleşme tarihleri itibariyle olaya uygulanması gereken TBK’nın 420/1 maddesi uyarınca hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. Burada söz konusu olan kısmi geçersizlik olup sadece ceza koşulu geçersizdir.
Olayımızda, rekabet yasağını ve buna bağlı olarak ceza koşulunu düzenleyen sözleşmede, sadece işçi aleyhine ceza koşulu getirildiği, bunun karşılığında işverene bir yükümlülük getirilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sözleşmedeki ceza koşulu geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı alacak talebi yerinde değildir.
Açıklanan bu hukuki gerekçelerle, ceza koşulu içeren sözleşme hükmü geçersiz olup bu geçersizlik, hakimin müdahalesiyle giderilebilecek nitelikte bir geçersizlik değildir. TBK’nın 420/1 maddesindeki düzenleme emredici bir hüküm olup, kamu düzenini ilgilendirdiğinden, HMK’nın 355 maddesi uyarınca re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda rekabet yasağını ve buna bağlı olarak ceza koşulunu düzenleyen sözleşmede, sadece işçi aleyhine ceza koşulu getirildiği, bunun karşılığında işverene bir yükümlülük getirilmediği, bu nedenle sözleşmedeki ceza koşulu geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şart talebinin yerinde olmadığı, TBK 420/1 maddesindeki düzenleme emredici bir hüküm olup kamu düzenini ilgilendirdiğinden re’sen dikkate alınması gerektiği(Emsal: İstanbul BAM 14.Hukuk Dairesi’nin 22/02/2018 tarihli 2017/852 E., 2018/137 K. sayılı kararı) anlaşılmakla davanın redddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 421,87 TL harçtan mahsubuna, artan 367,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 5.235,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair,5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 02/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza