Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/194 E. 2020/750 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/194 Esas
KARAR NO : 2020/750

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin kişiye özel tasarlamış olduğu takıyı, alıcısına gönderilmek üzere davalı firmanın şubesine emanet ettiğini, ancak şubenin müvekkilin kendisine teslim ettiği eşyayı kabul etmetiğini, bunun üzerine eşyanın kaybolduğunu, gelen kuryenin müvekkile herhangi bir teslim fişi vermediğinden müvekkilin ertesi gün kargo takip numarasını öğrenmek için şubeyi aradığını, şubenin cevap vermemesi üzerine şubeye gittiğini, şubenin çok dağınık bi halde olduğunu, telefonlara yoğunluktan bakamadıklarını, alınan kargo ile ilgili evrakı da yoğun olduklarından bahisle öğleden sonra vereceklerini söylediklerini, bunun üzerine müvekkilin şube müdürü ile görüşmek istediğini, kendisiyle …. isimli yöneticinin ilgilendiğini ve müvekkilin numarasını aldığını, kendisine yarın dönüş yapacağını söylediğini, ertesi gün müvekkili kimsenin aramadığını, bunun üzerine tekrar şubeye gittiğini ve herkesin telaş içinde olduğunu gördüğünü, kendisiyle ilgilenen olmayınca müvekkilin artık kolyesinin kaybolduğuna kanaat getirdiğini, bunun üzerine müvekkilin şubeyi şikayet ettiğini, bu sebeplerle müvekkilin uğramış olduğu 1.000,00 TL manevi zararın ve teslim edilemeyen takının bedeli olan 60,00 TL ile … Kargo tarafından gönderim ücreti olan 4.80 TL nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ticaret sicilindeki adresinin … …. olduğunu, bu nedenle huzurdaki davada yetkili mahkemeniz Çağlayan mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirket nezdinde yapılan araştırmada herhangi bir kargo kaydına rastlanılmadığını, kargonun müvekkile teslim edildiği belirtilen dönemde davacının berlittiği gibi Kemal isminde bir çalışan bulunmadığını, kargo içeriğinin ispat edilmesi gerektiğini, kolyenin değerinin mechul olduğunu, taşıyıcının eşyanın tamamen veya kısman zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda bu tazminat eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanması gerektiğini, davacı yanın manevi tazminat talep ettiğini ancak bu talebin mümkün olmadığını, bu sebeplerle dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taşıma sözleşmesinden kaynaklanan taşıma mal bedelinin ve bu sözleşmeden doğan manevi tazminata ilişkin alacak davasıdır. Taşıma sözleşmesi olması ve davacının internet dükkanından takı satması nedeniyle eldeki uyuşmazlık ticari olduğundan mahkememiz görevlidir.
Davalı yanın mahkeme yetkisine itirazı incelenmiştir.
HMK hükümlerine göre, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartıdır (md. 114.1/ç). Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde ise yetki itirazı ilk itirazdır (md.116.1/a). Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak kanunla öngörülmüş kesin yetki kuralı bulunmadığından davalının yetki itirazı “ilk itiraz” niteliğindedir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir (md. 19/2). Cevap dilekçesinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde ya da mahkemece verilmiş ek süre içinde verilmesi gerekir (md.127). Somut olayda davalı şirketçe yetki ilk itirazı süresinde yapılmıştır. HMK’daki yetkiye ilişkin hükümler incelendiğinde, HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başkaca bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olarak tanımlanmıştır.
HMK’nın 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de görülebilir. Sözleşmenin ifa yeri, sözleşmede açıkça veya zımnen gösterilmişse gösterilen yerdir. Sözleşmeden ifa yeri açıkça veya zımnen anlaşılamıyorsa ifa yerinin tayini için sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 73. maddesine başvurulur. Maddedeki düzenlemeye göre, borç bir miktar paradan ibaretse alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yer sözleşmenin ifa yeri sayılır (BK. m. 73/1). Borç muayyen bir şeye (parça borcuna) taalluk ediyorsa sözleşmenin yapıldığı tarihte o şeyin bulunduğu yer sözleşmenin ifa yeri sayılır (BK.m. 73/2). Bunların dışında sözleşmenin ifa yerini tayinde kural, borcun doğumu zamanında borçlunun bulunduğu yerin ifa yeri olduğudur (BK. m. 73/3). Somut olayda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Talep, taşıma işinden dolayı taşınan malın bedeline ilişkindir. Taşımanın ….”den …’a yapılması hususu taraflar arasında ihtilaflı değildir. Taşıma sözleşmelerinde ifa yeri taşınan emtianın teslim edileceği yerdir. Mut mahkemeleri yetkili olmakla davacı bu mahkemelerde açmamakla seçimlik yetki davalıya geçmiş, ayrıca , HMK m. 6 gereği genel yetki kuralı uygulansa da mahkememiz yetkili değildir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler karşısında; HMK 6 ve 10. maddeleri uyarınca huzurdaki dava yetkili mahkemede açılmamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde İstanbul mahkemesinin yetkili olduğunu açıkça belirttiğinden yetki ilk itirazı süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmış olmakla seçimlik hak davalıya geçmiştir. HMK’nın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olduğundan süresinde yapılan yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı yanın süresinde olan yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine,
2-Yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde talep halinde yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı14/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza