Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/188 E. 2021/450 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/188 Esas
KARAR NO : 2021/450

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 01/01/2011 tarihli satın alma sözleşmesi gereğince müvekkili tarafından davalı firmaya odun mangal kömürü satışı yapıldığını,müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, müvekkili firma tarafından kesilen tüm fatura ve irsaliyelerin, davalı şirketçe teslim alınarak kayıtlarına işlendiğini,müvekkilinin cari hesap ekstresi olarak 15.466,42-TL alacaklı olduğunu,müvekkilinin davalı ile arasındaki cari hesap ilişkisinin sona erdiğini ve hesabın kat edildiğini,bu hususta davalıya Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 10/07/2012 tarih-… yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini ve muhataba 14/07/2012 tarihinde tebliğ edildiğini ancak cari hesaptaki tutarın bugüne kadar yapılan tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini beyanla ;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirketten olan 15.466,42-TL tutarındaki alacağının 10/07/2012 tarihlî ihtarname tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , yargılama gideri ile ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 01/01/2011 başlangıç tarihli satın alma sözleşmesi ile çalıştıkları hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığını, sözleşmede satın alınacak ürünlere karşı müvekkili şirketin düzenleyeceği faturaların içerikleri ve iade hükümlerinin açıkça düzenlendiğini, sözleşmenin 4.maddesinde tarafların 3’er aylık dönemlerde hesap mutabakatı yapacaklarını, yapılmadığı taktirde müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının kesinlik arz edeceğinin düzenlendiğini, davacı tarafın cari hesap ekstresinin kendilerine tebliğ edilmediğinden ihtilafın hangi faturalara ait olduğunun da tespit edilmediğini ve müvekkili şirketin kayıtlarında davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 26/11/2013 gün ve … esas, … karar sayılı,davanın kabulüne dair karar,Yargıtay … ‘ncu Hukuk Dairesi’nin 08/04/2014 gün ve … esas … karar sayılı ilamı ile “….Bu durumda mahkemece, belirtilen hususlar yönünden davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları da gözetilerek konusunda uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak, özellikle 2011 yılına ilişkin aynı konudaki davalı tarafça düzenlenen faturaların, yani ciro primi, gondol bedeli vs. ile ilgili 2011 yılında düzenlenmiş olan birtakım faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmasının, davanın sonucuna etkisi de tartışılarak, ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bakırköy … ATM 10/07/2015 tarih ve … Esas … sayılı kararı Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2015 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilerek mahkememiz …. Esasına kaydının yapıldığı ,yine mahkememiz … Esas … Karar sayılı ilamı Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamıyla bozulmuş;
Mahkememizce verilen … esas, … karar sayılı,davanın kabulüne dair karar,Yargıtay … ‘ncu Hukuk Dairesi’nin … esas, …. karar sayılı ilamı ile ”Dava, davacı tarafından davalıya yapılan mal satım bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili davasıdır. Davacının davalıya sattığı mallara ilişkin satış faturaları, her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. Bu durumda, davalının bu satım bedelini ödemesi gerekmektedir. Davalı, davacıya kestiği bir takım hizmet faturalarıyla borcunu ödediğini savunmuştur. Bu hizmet faturaları davalı şirket defterlerinde kayıtlıysa da davacı şirket defterlerinde kayıtlı değildir. Davalının bu hizmet faturalarında yer alan hizmetleri gerçekten davacıya verdiğini kanuni delillerle ispatlanmadıkça, bu fatura bedelleri davacının alacağından mahsup edilemez. Yapılan tahkikatta davalı bu hususu ispat edemediği halde yazılı gerekçeyle bunların büyük kısmı davacının alacağından mahsup edilerek, davacının alacağının kısmen kabulüne karar verilmesi ve davacı alacağının önemli kısmının reddi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının, davalının ticari defterlerinde satış faturalarıyla gerçekleşen alacağından varsa davalının ödemeleri ve varsa davalının kestiği hizmet faturalarından davacının defterlerinde kayıtlı olmayan faturaların davalı tarafından verildiğinin kanuni delillerle ispat edilmesi halinde bunların mahsubu ve bakiye alacağın belirlenmesinden ibarettir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizde… Esasa kaydının yapıldığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturalardan kaynaklanan bakiye alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, taraf teşkili sağlanmış, uyuşmazlık konuları belirlenerek, deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememiz önceki hükümlerinde tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi … ve bilirkişi …’tan tek bilirkişi olarak rapor alınmış; bilirkişiler …., … ve ….’den de heyet olarak rapor alınmıştır. Heyet raporu dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Bilirkişi kurulu raporunda; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil edeceği, davacının tanzim ettiği faturalar ve davalının ödemelerinin her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davalının 2011 yılında tanzim ettiği faturaların her iki taraf kayıtlarında mevcut olduğu, davalının 2012 yılında tanzim ettiği toplam 17.093,21-TL tutarındaki faturaların davacı kayıtlarında mevcut olmadığı, davalı tarafça kesilen faturaların Promosyon Takvimindeki şartlara uygun olarak tanzim edildiği, taraflar arasında yapılmış bir hesap mutabakatı bulunmadığı, bu durumda ibra yerine geçebilecek bir anlaşmanın varlığından bahsedilemeyeceği, davacı tarafın, 11/01/2011 tarihli sözleşmedeki satış koşullarının yerine ikame edilen başka bir anlaşmanın varlığını dosyada ispatlayamadığı, bu durumda sözleşmenin ilgili hükümleri gereği davalının defter ve kayıtlarının huzurdaki davada alacak tespiti yapılırken dikkate alınması gerektiği, davalı tarafça kesilen ancak davacı defterlerinde bulunmayan faturaların taraflar arasındaki sözleşmede yer alan promosyon takvimine de uygun olduğu tespit edildiğinden davacının bir alacağı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür. Yine bu kuruldan alınan ek raporda; 2.743,14 TL’lik fatura kök raporda hukuki değerlendirmede belirtilen davacının itiraz ettiği kısım ile ilgili hesaplanan tutar olup, davalıdaki bakiyeden düşüldüğünde davacının 1.116,35-TL alacak talep edebileceği, Nisan sonrası dönem ile ilgili Fatura Toplam 2.743,14-TL olduğu, davalı Alacak Bakiyesi -1.626,79-TL olduğu, davacının hesaplanan alacağı 1.116,35-TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, davalıdan ödemeye dönük faturalar sorulmuş, bu faturalar getirtilmiştir ve bozma ilamı doğrultusunda mali müşavir bilirkişiden ikinci ek rapor alınmıştır. Alınan ek rapora göre; davalının 07/01/2012 tarihli ve 18/01/2012 tarihinden tanzim etmiş olduğu ciro primi faturaların tarafların 2011 yılı ticari ilişkisi ve sözleşmesi kapsamında tanzim edilen faturalar olduğu görülmüş olup, bu tutarların davacı alacağından düşülmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davalının 23/04/2012 tarihinde ve 31/07/2012 tarihinde tanzim ettiği faturalara ilişkin her ne kadar davacı tarafından ciro prim bedellerinin 2012 yılında devam etmeyeceği hususunun kararlaştırıldığı bildirilmiş ise de prim tanzim edilmeyeceğine ilişkin dosyada bilgi belge mevcut olmamakla ve davalının da davacının yapmış olduğu 2012 yılı satışları baz alınarak hizmete ilişkin olmayan gerçekleşen ticari ilişkiye dair tanzim ettiği ciro primi faturalarının davacı alacağından düşülmesi gerektiğini tespit edildiğini, davalının tanzim ettiği alım iade faturalarına ilişkin irsaliyeler sunulmuş olmakla bu tutarlarında davacı alacağından düşülmesi gerektiğinin tespit edildiğini, davacının 15.465,83 TL alacağından yukarıdaki belirlemeler kapsamında tespit edilen toplam 5.577,91 TL tutarın düşümü neticesinde davacının davalıdan 9.887,92 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı bildirilmiştir.
Somut olaya bakıldığında tüm dosya kapsamında davacının davalıdan 15.465,83 TL alacaklı olduğu davalının faturaları incelendiğinde 07/01/2012 tarihli ve 18/01/2012 tarihli ciro prim faturalarının tanzim edildiği, davacı alacağından düşülmesi gerektiği, bu bedelin 5.577,91 TL olduğu, davacının 15.465,83 TL alacağından bu miktar düştüğünde davasını 9.887,92 TL yönünden ispatladığı kanaati mahkememizde oluştuğu, anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek yargılamaya son verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kısmen KABULÜ ile 9.887,92 TL nin 20/07/2012 tarihinden itibaren değişik oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli ¨675,44 karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan ¨229,70 peşin harçtan mahsubu ile bakiye 445,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan ¨21,15 başvurma harcı,¨229,70 peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 2.600,00 TL bilirkişi ücreti, 430,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.030,40 TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 1.937,38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 450,00 TL bilirkişi ücreti, 140,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 590,00 TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 218,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza