Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/186 E. 2022/720 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/186 Esas
KARAR NO : 2022/720 Karar

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Mah. …. Sok. No:10/31 Bağcılar/İstanbul adresinde tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalının belli dönemlerde çalıştığını, davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün .. Esas Sayılı dosyası ile, 17.518,57-TL tutarlı ve 01/10/2019 tarihli fatura üzerinden ilamsız takibe geçildiğini ve ödeme emrinin müvekkili şirketin elektronik tebligat sistemine gönderildiğini, müvekkili şirketin UETS sistemini yeni kullanmaya başlaması nedeniyle mail ve telefon bilgileri aktif edilmediğinden ödeme emrine itiraz sürecinin kaçırıldığını, davalı ile müvekkili şirket yetkilisi arasında yapılan görüşmelerde ise söz konusu alacağın yasal olmadığının belirtildiği ancak davalı tarafından buna rağmen “tahsil edip hayır kurumuna bağışlayacağım” denilerek müvekkilinden söz konusu paranın haksız ve hukuka aykırı olarak alınacağını da ikrar ettiğini, haciz baskısı altında kalan ve onlarca çalışanı olan müvekkili şirketin dosya borcunu 07/02/2020 tarihinde ödemek zorunda kaldığını ve öderken de açıklama kısmına “borcun kabulü manasına gelmemek kaydıyla ihtirazi kayıt ile ödenen” şeklinde not düşüldüğünü, davalı tarafından söz konusu takibe konu edilen 17.518,57-TL tutarlı ve 01/10/2019 tarihli fatura bedelinin davalıya 26/11/2019 tarihinde…bank …. Şubesine ait … numaralı 20.000-TL bedelli çek verilerek ödendiğini, söz konusu çekin aslının da bizzat davalının kendisine verilmiş olup çek teslim bordrosunun da dilekçe ekinde sunulduğunu, dava tarihi itibariyle müvekkili şirketin cari hesabında davalıya borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcu olmamasına rağmen, davalının herhangi bir ihtar ve ihbar yapmadan, haksız ve hukuka aykırı olarak faturayı takibe konu ettiğini ve takibin kesinleşmesi neticesinde müvekkili şirket tarafından söz konusu icra dosya borcunun ödenmek zorunda kalındığını, davalının müvekkili şirketten almış olduğu ödeme ile haksız ve hukuka aykırı olarak zenginleştiğini, haksız olarak zenginleşen davalının işbu bedeli müvekkiline ödemesi gerektiğini, dava tarafları tacir olan ve ticari alacağa dayanan bir dava olduğundan arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşmama tutanağı düzenlendiğini bildirerek, haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen 23.200,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak olan avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, bunun mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkile iadesine karar verilmesini, davalı üzerine kayıtlı araç ve taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ikame ettiği bu davayı haksız bir şekilde ikame ettiğini ve hiçbir hukuki gerekçeye dayandıramadığını, müvekkili davalı …’nin 10/10/2015 tarihinden 26/11/2019 tarihine kadar davacı şirket ile cari açık hesap usulü ile çalıştığını, 10/10/2015 tarihinden 26/11/2019 tarihine kadar davacı şirkete toplamda 821.437,49 TL karşılığı iş yaptığını ve fatura kestiğini, davacı tarafın ise bu işlere karşılık 799.907,26 TL ödeme yaptığını, davacının bu açık cari hesap üzerinden davalı müvekkiline 21.530,23 TL cari hesap bakiyesi olduğunu ve bunu ödemediğini, davalı müvekkilinin son olarak davacıya 01/10/2019 tarihinde 17.518,57 TL ve 15/10/2019 tarihinde 14.364,14 TL tutarında iki fatura kestiğini, davacı tarafından bu son faturalarla birlikte toplam 41.530,23 TL olan cari hesap bakiye borcuna karşılık 14/05/2020 tarihli 20.000,00 TL bedelli çek verildiğini, davalı müvekkilinin kalan 21.530,23-TL bakiye alacağının da davacı ile aralarındaki ticari itibar ve samimiyete istinaden kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak davacı şirketin bu talebi reddettiğini, davalı müvekkiline 26/11/2019 tarihinde verilen 14/05/2020 tarihli 20.000,00 TL bedelli çek ile aralarındaki alacak-borç ilişkisini bitirdiklerini, kendilerinin davalı müvekkiline bir borçlarının bulunmadığını beyan ettiklerini, davacı tarafından verilen bu olumsuz yanıta istinaden, cari açık hesap alacaklarının tamamı anlamına gelmemek şartıyla, davacıya son olarak kesilen iki faturadan 01/10/2019 tarihinde 17.518,57-TL tutarlı faturaya dayalı olarak davacı aleyhine icra takibine başlandığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiğini, yasal itiraz süresi içinde borca ve ferilerine itiraz edilmediğini, ticari defter kayıtları incelendiğinde davalı müvekkili tarafından davacıya yapılan işlere karşılık davacı tarafından ödenen tutarların fatura bedelleriyle birebir olmadığının, yapılan ödemelerin sadece cari hesap bakiyesini kapatmaya yönelik olduğunun, belli bir fatura karşılığında fatura tutarlarında bir ödemenin hiç yapılmadığının, aradaki ilişkinin sadece cari açık hesap ilişkisi olduğunun çok net anlaşılacağını, davacının icra takibi başlatılmadan önce bilgilendirildiğini, ticari kayıtlar incelendiğinde davacının davalı müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığı ve hatta müvekkiline bakiye cari hesap borcunun bulunduğunun kesinlik kazanacağını bildirerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça borçlu olmadığı iddiasıyla icra dosyasında haciz tehdit ve baskısı altında ihtirazi kayıtla ödenen takip borcu ve masraflarının istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy … İcra Dairesinin 2020/1400 Sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … Tekstil İç ve Dış Tic. San. A.Ş. olduğu, 01/10/2019 tarihli 17.518,57-TL tutarlı fatura alacağından kaynaklı 17.518,57-TL asıl alacak, 1.048,23-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.566,80-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, takibin kesinleştiği, borçlu şirket tarafından dosyaya 07/02/2020 tarihinde 23.201,00-TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, davacının iddiaları, davalı tarafın savunması, sunulan deliller, dosya kapsamındaki belgeler ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı takip dosyasına göre; tarafların ticari defterleri incelenerek takibe konu davalı tarafından düzenlenen 01/10/2019 tarihli 17.518,57-TL bedelli faturadan kaynaklı davacının takip tarihi itibariyle alacağının olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda olduğu hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
05/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Davacının 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 23.207,40-TL alacaklı olduğu, davalının 2015 ve 2016 yılları işletme defteri tasdik bilgilerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2017, 2018 ve 2019 yılları Defteri Kebir ve Envanter defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2017, 2018 ve 2019 yılları yevmiye defterlerinin kapanış ve 2020 yılı Yevmiye, Defteri Kebir ve Envanter defter tasdikleri sunulmadığından lehine delil hususunda değerlendirme yapılamadığı, davalının ticari defterlerine göre; 31/12/2019 tarihi itibariyle davalının davacıdan 21.530,23-TL alacağının bulunduğu, ancak davalının 2020 yılı ticari defterlerini ibraz etmediğinden icra dosyasına davacı tarafından yapılan ödemenin davalı alacağından mahsubunun gerekeceği, davacı tarafından yapılan 23.207,40-TL’lik ödemenin davalı alacağından mahsubu neticesinde davalının alacağının kalmadığının kabulünün gerekeceği, davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler borç/alacak mahsubunun 21.924,01-TL olduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 6 adet toplamda 21.207,31-TL tutarlı reklamasyon faturalarının davacı ispatına muhtaç olduğu, taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan 23/01/2017 tarihli reklamasyon faturası açıklamalı 1.729,88-TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde 1.524,64-TL tutarında kayıtlı olduğu, davacının dosyaya sunduğu mübrez fatura suretinde ise üzerinde düzeltme işleminin yapıldığı ve fatura üzerindeki tutarın 1.729,88-TL olarak düzeltildiği ve mezkur faturanın 1.729,88-TL davalının kabulünde olduğu şekli ile dikkate alınması gerektiği, bu itibarla taraf ticari defterlerindeki farka istinaden 205,24-TL davacı alacağına eklenmesi gerekeceği, taraf ticari defterleri arasında yapılan işlemlere ilişkin dayanak evrakların sunulmasından sonra yapılan değerlendirmeye göre tek farkın davacının davalıya düzenlemiş olduğu reklamasyon faturalarının olduğu, neticeten, reklamasyon faturalarının kabul edilmesi halinde; dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığı gibi icra dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle davacının davalıdan 23.207,40-TL alacağının bulunduğu, reklamasyon faturalarının davacı ispatına muhtaç olduğunun kabulü halinde takip tarihi itibariyle davacının davalıya 19.494,13-TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler neticesinde herhangi bir borç/alacağının kalmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından UYAP Bilişim Sistemi üzerinden gönderilen 12/04/2021 tarihli dilekçe ekinde reklamasyon fatura suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davalının 2018 ve 2019 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememizin 13/10/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; Mahkememiz dosyası, Kocasinan Vergi Dairesinin cevabi yazısı ve ekleri ile davacı vekilinin sunduğu reklamasyon faturaları da dikkate alınmak ve taraf vekillerinin beyan ve itirazları tek tek değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişi ile bir dış ticaret/ihracat konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
06/03/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Davacı firmanın davalıya düzenlediği, ancak davalı kayıtlarında yer almayan ve tebellüğ edildiğine dair bir bilgi olmayan reklamasyon faturalarının düzenlenmesine dayanak belgelerin yokluğu durumunda, fatura konusu iskontoya konu edilen ve davacı yükümlülüğünde olan davalıya ait eksikliğin ispat külfetinin ortada kaldığı, kök raporun sonuç kısmında belirtildiği gibi; takip tarihi itibariyle davacının davalıya 19.494,13-TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler neticesinde herhangi bir borç/alacağının kalmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz” şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Bu kapsamda; davacı vekiline, dava dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla; 06/12/2016 tarihli 775,84-TL, 23/01/2017 tarihli 1.524,64-TL, 11/08/2016 tarihli 628,16-TL, 14/11/2016 tarihli 898,56-TL, 26/12/2019 tarihli 10.772,11-TL ve 06/11/2018 tarihli 6.608,00-TL bedelli reklamasyon faturaları yönünden yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, davacı tarafça yemin teklifinde bulunulması üzerine 06/07/2022 tarihli duruşmada davalı tarafından yemin eda edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ….İcra Dairesinin …. Sayılı takip dosyası, 05/01/2021 ve 06/03/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tekstil ürünleri hizmet alım satımına dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davalı tarafından 01/10/2019 tarihli 17.518,57-TL tutarlı fatura alacağından kaynaklı alacaklı olduğu iddia edilerek davacı hakkında Bakırköy .. İcra Dairesinin …. sayılı takip dosyası ile icra takibine girişildiği, davacı tarafça icra dosyasına 07/02/2020 tarihinde 23.201,00-TL ödeme yapıldığı ve borçlu olmadığı iddiasıyla icra dosyasında haciz tehdit ve baskısı altında ihtirazi kayıtla ödenen takip borcu ve masraflarının istirdatı istemine ilişkin iş bu davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 05/01/2021 ve 06/03/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporlarında; davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 23.207,40-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; 31/12/2019 tarihi itibariyle davalının davacıdan 21.530,23-TL alacağının bulunduğu, davacı tarafından yapılan 23.207,40-TL’lik ödemenin davalı alacağından mahsubu neticesinde davalının alacağının kalmadığının kabulünün gerekeceği, davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler borç/alacak mahsubunun 21.924,01-TL olduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 6 adet toplamda 21.207,31-TL tutarlı reklamasyon faturalarının davacı ispatına muhtaç olduğu, taraf ticari defterlerinde kayıtlı olan 23/01/2017 tarihli reklamasyon faturası açıklamalı 1.729,88-TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde 1.524,64-TL tutarında kayıtlı olduğu, davacının dosyaya sunduğu mübrez fatura suretinde ise üzerinde düzeltme işleminin yapıldığı ve fatura üzerindeki tutarın 1.729,88-TL olarak düzeltildiği ve mezkur faturanın 1.729,88-TL davalının kabulünde olduğu şekli ile dikkate alınması gerektiği, bu itibarla taraf ticari defterlerindeki farka istinaden 205,24-TL davacı alacağına eklenmesi gerekeceği, taraf ticari defterleri arasında yapılan işlemlere ilişkin dayanak evrakların sunulmasından sonra yapılan değerlendirmeye göre tek farkın davacının davalıya düzenlemiş olduğu reklamasyon faturalarının olduğu, davacı firmanın davalıya düzenlediği, ancak davalı kayıtlarında yer almayan ve tebellüğ edildiğine dair bir bilgi olmayan reklamasyon faturalarının düzenlenmesine dayanak belgelerin yokluğu durumunda, fatura konusu iskontoya konu edilen ve davacı yükümlülüğünde olan davalıya ait eksikliğin ispat külfetinin ortada kaldığı, neticeten takip tarihi itibariyle davacının davalıya 19.494,13-TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler neticesinde herhangi bir borç/alacağının kalmadığı hususlarının tespit edildiği; her ne kadar davacı tarafça ayıp iddiasında bulunulmuş ise de; somut olayda ayıp iddiasına konu ürünlerin incelenmesi imkanı bulunmayıp, ayıbın varlığı ve ihbarın yapıldığı davacı tarafça kanıtlanmadığından davacının bu iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 06/12/2016 tarihli 775,84-TL, 23/01/2017 tarihli 1.524,64-TL, 11/08/2016 tarihli 628,16-TL, 14/11/2016 tarihli 898,56-TL, 26/12/2019 tarihli 10.772,11-TL ve 06/11/2018 tarihli 6.608,00-TL bedelli reklamasyon faturaları yönünden ancak açıkça dava dilekçesinde veya delil listesinde dayanılmış olması şartı ile yemin delili ile ispatlaması lazım geldiği kabul edilerek, davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davalıya gerekli uyarıyı da içerecek şekilde yemin metni tebliğ edilerek, yeminin ifası istenilmiş, davalının yeminli beyanı ile, 06/12/2016 tarihli 775,84-TL, 23/01/2017 tarihli 1.524,64-TL, 11/08/2016 tarihli 628,16-TL, 14/11/2016 tarihli 898,56-TL, 26/12/2019 tarihli 10.772,11-TL ve 06/11/2018 tarihli 6.608,00-TL bedelli reklamasyon faturaları ve içeriklerini kabul etmediği görülerek, dosya kapsamında yapılan inceleme, dosyaya ibraz edilmiş olan faturalar, taraf şirketlerin ticari defterlerindeki kayıtlarla hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları da dikkate alınarak; ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 396,20-TL harçtan mahsubuna, artan 315,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸