Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/18 E. 2021/430 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu … Yapı İnş. Dekorasyon San. Ve Dış Tic. A.Ş. ile müvekkili şirket aralarında ticaret yaptıklarını, bu ticari ilişkiden kaynaklı borçlu şirket adına 14.09.2019 tarihli 53.7694,28 TL bedelli, 21.09.2019 tarihli 7.825,61 TL bedelli, 07.09.2019 tarihli 12.801,97 TL bedelli fatura düzenlendiğini, bu miktarlar müvekkile ödenmediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin, başlatılan icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ayrıca borçlunun mal kaçırma ihtimali olduğunu ve müvekkilinin alacağına kavuşamama tehlikesi olduğundan borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına % 20 den aşağı olmamak üzere haksız ve kötü niyetli itirazlardan dolayı icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davanın ve tüm taleplerinin kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı Tarafından Gönderilen Faturaların Usulsüz Tebliğ Edildiğini, davacı tarafından takibe konu edilen 3 adet fatura müvekkil firmanın ticari İşlem merkezi olan “… Mah. .. Cad.No:… …/…” adresine tebliğ edilmediği gibi müvekkili şirketin ticari yetkilisine de tebliğ edilmediğini, davacının, dava konusu faturaları 09.10.2019 tarihinde müvekkili firmayı temsille yetkili olmayan çalışanlara teslim ettiğinin tarafımızca tespiti üzerine İstanbul … Noterliğinin 10.10.2019 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacıya ihtarname gönderilerek, fatura İçeriğine süresi içinde itiraz ettiğimizi ve faturaları kabul etmediğimiz davacıya beyan etmiş bulunduklarını, fatura içeriğine konu edilen ürünlerin ayıplı ve kusurlud olduğunu, davacının takip konusu faturaların içeriğine ilişkin müvekkili firmaya herhangi bir mal veya hizmet vermediğini, davacı tarafından gönderilen malzemelerin, müvekkili firmayı teklif edilen standartların dışında olduğu ve bu haliyle kullanılamayacağı; malların ayıplı ve kusurlu olduğunun defaten davacıya iletilerek ihbar edildiğini, bu nedenle davanın reddine, davacı aleyhine dava konusu tutar üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 74.421,86-TL asıl alacak ve 784,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.206,48-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmış ve takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M.M.M. …’ın 03/02/2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının TTK. m. 64,65 VUK. m. 229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222 gereğinde mevcut haliyle davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu; Davalı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının TTK. m. 64,65 VUK. m. 229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222 gereğinde mevcut haliyle davalının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalı tarafça, 05.11.2019 tarihli icra takibine verilen itiraz dilekçesinde alacaklı görünen tarafa her hangi bir borçlarının olmadığını, borca faize ve diğer borç ferilerine itiraz ettiklerinin görüldüğü, söz konusu faturaların muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; Yapılan Ticari Defter incelemsinde,Faturaların İrsaliyeli Fatura olarak düzelendiği, ayrıca bir Sevk İrsaliyesi aranmayacağı, İhtilaf Konusu İrsaliyeli Faturalara incelendiğinde; teslim alan imzası ve teslim eden imzalarının bulunduğu, teslim alanın .. olduğu … tarafından teslim alan olarak imza atıldığı, daha önce DAVALININ kabul edip kayıtlarına aldığı ( …,…,…,…,…,…,…,…. ) numaralı İrsaliyeli Faturalarda da teslim alan olarak … gözükmektedir. Söz konusu İrsaliyeli faturaların teslim alan bilgileri Davalının iddiası nezdinde “faturalar müvekkil firmanın ticari işlem merkezinin bulunduğu yere değil, şantiye sahasında müvekkil firmayı temsile yetkili olmayan personele teslim edilmiştir. Tarafınızca gönderilen faturaların dayanağı olan mal ve hizmeti yukarıda birinci maddede belirttiğimiz ayıplı ve kusurlu olası ve yine faturaların şirketi temsile yetkkili olmayan personele tebliğ edilmiş.” denildiği görülmüştür. Takdir Sayın Mahkeme’nize aittir. Yapılan ticari defter incelemesinde davacı tarafından davalıya kesilen faturaların kanuni süreler içinde davalı tarafından kayıt altına alınmadığı, ihtilaf kanusu olan icra takibi yapılan faturalara T.C. İstanbul …. Noterliği 10.10.2019 Tarihinde …. yevmiye numaralı Davalı tarafça Davacı tarafa ihtarname gönderildiği tespit edilmiştir. İhtilaf konusu olan Faturalar; 07.09.2019 Tarih … Seri Numaralı, 14.09.2019 Tarih … Seri Numaralı, 21.09.2019 Tarih 041160 Seri Numaralı Faturalardır. İhtilaf konusu olan bu faturaların usülsüz tebliği ve verilmiş olan malların ayıp ve kusurlu olduğu iddiası ile davalı tarafından Noter aracılığıyla göderilen ihtarnamenin tarihi 10.10.2019 olduğu görülmüştür, TTK.m.21/2 hükümlerine göre davalı tarafından davacıya ihtarnamenin 8 günlük süre geçtiktikten sonra gönderildiği; kanaatine varılarak Takdir Sayın Mahkeme’nize aittir. Faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde içeriği hakkında bir itirazda bulunmaması halinde fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağına ilişkin karine, faturaya yazılı delil niteliği tanıdığı, davacı tarafından ödenmemiş faturalar ile ilgili, davalıya temerrüde düşürmeye yönelik herhangi bir ihtarda bulunulmadığından, 25.10.2019 tarihli icra takibinde talep edilen 784,62 TL İşlemiş Faiz alacağının takdir ve değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere; yapılan tespitler neticesinde davacının davalıdan 25.10.2019 icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu. Asıl Alacak tutarının 74.421,86 TL olduğu tespit edilmiştir. 25.10.2019 İcra Takip Tarihinden sonda Davalı tarafından Davacıya ödeme yapılmadığı tesit edilmiştir. Dava tarihinden sonra yapılan bir ödemeye rastlanmamıştır. Davacının Davalıdan Alacaklı olduğu, İcra Takip Tarihi itibariyle davacının davalıdan 74.421,86 TL ASIL ALACAK ALACAĞI olduğunun tespit edildiği, davacı alacağının kabulü halinde, Davacının 25.10.2019 Takip Tarihi itibariyle 74.421,86 TL ALACAKLI olduğu, Davacı tarafından ödenmemiş olan faturalar ile ilgili, davalıyı temerrüde düşürmeye yönelik herhangi bir ihtarda bulunulmadığından, 25.10.2019 tarihli icra takibinde talep edilen 784,62 TL İşlemiş Faiz alacağının takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere. 25.10.2019 takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık Ticari Faiz talep ettiği, 3095 sayılı Kan.Tacirler arasında faiz oranı olması nedeniyle uygun olduğu, değişen oranlarda uygulanması gerektiğine dair görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişikiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü müdde-i iddiasını ispatla mükelleftir kuralı gereği alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, faturaya konu malların ayıplı olduğu iddiasında ise ispat yükü davalı üzerindedir. Tarafların tacir olduğu hususu göz önünde bulundurularak davacının iddiası noktasında ticari defterleri üzerinde ihtaratlı inceleme kararı verilmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 74.421,86 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının davacıya borcunun bulunmadığı tespit edilmiş ve defterlerin usulüne uygun tutulduğu tanlaşılmıştır.
Genel kurala göre, her ne kadar defter kayıtları birbiri ile örtüşmediğinden söz konusu hizmetin davalıya verildiğine ilişkin ispat yükü genel olarak davacı üzerinde olsa da somut olayımızda bu konuda ispat yükü yer değiştirmiştir. Zira davalı cevap dilekçesi ile beraber söz konusu malların ayıplı olduğunu iddia ederek bir nevi teslim olgusunu ikrar etmiştir. Bu durumda bileşik ikrarın bölünebileceği hususu göz önüne alınarak bilirkişi incelemesine esas olacak şekilde davalıya ayıba konu malların bulunduğu yeri bildirmesi için kendisine kesin süre verilmiş fakat bu konuda somut denetlenebilir bir delil sunamadığından ayıba konu malları üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Gelinen aşamada davacının davalıya uyuşmazlık konusu faturalara konu hizmeti verdiği, davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığından artık davalının uyuşmazlık konusu faturalara konu bedeli ödediğini ispatlaması gerekmekte olup buna ilişkin de yasal delil ileri süremediği, alacağın likit olduğu ve davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin delil sunamadığı anlaşılmakla dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTLİNE, asıl alacak miktarı olarak 74.421,86-TL üzerinden İPTALİ ile bu miktar üzerinden, takibin DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihiden itibaren ticari faiz İŞLETİLMESİNE,
4-Reddedilen kısma ilişkin davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 5.083,76- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 908,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.175,45-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 10.474,84-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 784,62-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 908,31-TL peşin harç, 873,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.835,71-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.816,61-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.12/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza