Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/114 Esas
KARAR NO : 2022/189
ANA DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
ANA DAVA TARİHİ : 06/02/2020
BİRLEŞEN DAVA
BAKIRKÖY 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2020/586 ESAS, 2020/472 KARAR SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, uluslararası taşımacılık yapan , 1994 yılından buyana sektörde faaliyet gösteren saygınlığı ile tanınan bir şirket olduğunu, borçlu şirkete ait emtialarının uluslararası nakliyesini yaptığını, yapılan bu nakliyeler ile ilgili navlun bedellerine ve hizmetlerden kaynaklı alacağa ilişkin müvekkil şirket tarafından ; 28.05.2019 Tarih … nolu 1850,00-EURO , 17.06.2019 Tarih …. nolu 1850,00-EURO, 24.06.2019 Tarih … nolu 1850,00-EURO, 03.07.2019 Tarih … nolu 1850,00-EURO, 08.07.2019 Tarih …. nolu 1460,00-EURO, 08.07.2019 Tarih …. nolu 390,00-EURO, 17.07.2019 Tarih … nolu 1850,00-EURO, 17.07.2019 Tarih …. nolu 1850,00-EURO, 19.07.2019 Tarih … nolu 117,00-EURO, 22.07.2019 Tarih …. nolu 1967,00-EURO, 09.08.2019 Tarih … nolu 2.267,00-EURO, 26.08.2019 Tarih …. nolu 1967,00-EURO, 02.09.2019 Tarih …. nolu 1967,00-EURO, 09.09.2019 Tarih …. nolu 100,00-EURO, 09.09.2019 Tarih …. nolu 1867,00-EURO, 16.09.2019 Tarih …. nolu 1967,00-EURO, 23.09.2019 Tarih …. nolu 1863,00-EURO, 23.09.2019 Tarih …. nolu 104,00-EURO, 30.09.2019 Tarih … nolu 1967,00-EURO, 09.10.2019 Tarih …. nolu 196,00-EURO, 09.10.2019 Tarih …. nolu 1771,00-EURO, 21.10.2019 Tarih …. nolu 90,00-EURO, 21.10.2019 Tarih …. nolu 1870,00-EURO, 28.10.2019 Tarih …. nolu 1960,00-EURO, 07.11.2019 Tarih …. nolu 1960,00-EURO, 19.11.2019 Tarih …. nolu 1900,00-EURO, 19.11.2019 Tarih …. nolu 60,00-EURO, 25.11.2019 Tarih … nolu 1960,00-EURO bedelli bedelli faturaların düzenlendiğini, davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket kayıtlarına işlendiğini, müvekkili şirket tarafından ; taraflar arasındaki ticari ilişki , cari hesap ve yukarıda belirtilen faturalardan kaynaklı bakiye 21.170,00-EURO alacağın ödenmesinin davalı şirketten talep edildiğini, buna ilişkin elektronik yazışmalar yapıldığını, davalı- borçlu şirketin borcunu ödememesi üzerine , borçlu-davalı şirket hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile 138.045,00-TL alacağın tahsili için (1 Euro 6,5208-TL TCMB Efektif Satış Kuru, 21.170,00-Euro = 138.045,00-TL ) icra takibi başlatıldığını, davalı- borçlu şirket tarafından icra takibine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, borçlu şirketin icra takibine itirazında herhangi bir neden belirtilmediğini, yetki itirazında bulunulduğunu ve “böyle bir borcu” olmadığından bahisle söz konusu itirazın yapıldığını, İstanbul …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. E. …. K. Sayılı 16.01.2020 tarihli kararı ile davalı şirketin yetki itirazının reddine ilişkin kararın taraflara tebliğinden sonra , davalı borçlu şirket tarafından , davacı şirketin hesabına 31.01.2020 tarihinden 3.000-EURO kısmi ödeme yapıldığını, 31.01.2020 tarihinde haricen tahsil edilen 3.000-EURO icra müdürlüğüne bildirildiğini ve 3.000-EURO karşılığı 19.825,00-TL nin ( 31.01.2020 Tarihli TCMB EURO efektif satış kuru 6,6082 x 3.000 = 19.825,00-TL) haricen tahsil harcının ödendiğini, söz konusu ödemenin BK 100. Md. Uyarınca öncelikle takip konusu alacağın ferlerinden mahsubunun gerektiğini, yapılan icra takibine borçlu şirket tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini bu nedenlerle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacının davalı-borçludan takip tarihi itibariyle 138.045,00- TL alacaklı olduğunun tespiti ile itirazın iptaline, davalının takipten ve icra takibine itirazından sonra, davadan önce 31/01/2020 tarihinde yaptığı 19.825,00-TL (3.000-EURO) kısmi ödemenin BK 100. Madde uyarınca öncelikle icra takibinin masraf ve ferilerinden mahsubu ile takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalı borçlunun likit olan alacak sebebiyle İİK 67/2 uyarınca takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ile müvekkili şirket arasında uzun süreli bir ticari ilişki mevcut olduğunu, ülkede yaşanan ekonomik koşullara bağlı olarak ödemelerde gecikme yaşanmasına müteakip davacı tarafın sözleşmeyi feshederek alacakların tahsili yoluna gittiğini, ancak, tarafların her ikisinin de tacir olup borca konu sözleşme hükümlerine riayet etmek zorunda olduğunu, bu ihracat-navlun teklifi ve sözleşme niteliğinde olan belgeye göre, taraflar ödeme süresinin fatura tarihinden itibaren 45 gün olduğu hususunda açık bir şekilde anlaştıklarını, buna karşın, davacı tarafın takip tarihi itibariyle henüz ödeme günü gelmediğini, borçların tahsilini talep ettiğini ve müvekkili şirketi çok zor bir durumda bıraktığını, müvekkili şirketin, ödeme gücü doğrultusunda bir kısım fatura alacaklarının fatura tarihine göre henüz ödeme günü gelmemesine karşın icra takibine geçilmesi ile haksız bir şekilde icra tehdidi ile karşı karşıya kaldığını ve bu durumda da itiraz hakkını kullanmak zorunda kaldığını, bu haliyle, öncelikli olarak icra inkar tazminatı talebinin reddi yasa, usul ve hakkaniyet ilkelerine uygun bir husus olacağını, sonuç olarak, taraflar arasında cari hesap mutabakatı sağlanamadığını, bir kısım yapılan ödemelerin düşülmediği gibi davacı tarafından henüz ödeme günü gelmemiş borçların da tahsil edilmesi yoluna gidilmesi sebebi ile ihtilaf yaşandığını, müvekkili şirketin ticari adresi …. Mah. …. Bulvarı No…. Ergene/Tekirdağ olduğunu, yetkili icra daireleri ve Mahkemelerin Çorlu İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada Bakırköy …. İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 138.045,00-TL toplam ve asıl fatura alacağını, asıl alacağa işleyecek yıllık %19 ticari temerrüt faizi, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dava dosyası ile birleşen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 202/586 esas sayılı davada;
Davacı vekili birleşen dosyada 04/09/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacının, davalıdan nakliye bedellerinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davacı uluslararası taşımacılık yapan , 1994 yılından buyana sektörde faaliyet gösteren saygınlığı ile tanınan bir şirket olup , borçlu şirkete ait emtialarının uluslararası nakliyesini yaptığını, müvekkili şirket tarafından ; taraflar arasındaki ticari ilişki , cari hesap ve yukarıda belirtilen faturalardan kaynaklı bakiye 21.170,00-EURO alacağın ödenmesi davalı şirketten talep edildiğini, buna ilişkin elektronik yazışmalar yapıldığını, davalı-borçlu şirketin borcunu ödememesi üzerine , “fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla” borçlu-davalı şirket hakkında 17/12/2019 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirket tarafından icra takibine yapılan itiraz üzerine icra takibi durduğunu, borçlu şirket itirazı üzerine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olup bu davanın halen derdest olduğunu, faiz alacağı için ayrıca icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki navlun bedellerine ilişkin müvekkili tarafından fiyat teklifi sunulduğunu ve bu fiyat teklifinde navlun bedelinin fatura tarihinden itibaren 45 gün içinde ödenmesi aksi taktirde faturalara aylık %7 gecikme faizi uygulanacağı belirtildiğini, teklif davalı tarafça kabul edilmesi üzerine “namlun sözleşmesi” kurulduğunu ve taraflar arasında ticari ilişki başladığını, davalı taraf da Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasına verdiği cevap dilekçesinde söz konusu “sözleşme” nin davalı tarafça da kabul edildiğini belirttiğini, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası başlatılan icra takibi de davalının itirazı üzerine durduğunu, davalı taraf itirazında borcunun bulunmadığını iddia ettiğini, davalı taraf icra takibine itirazında haksız ve kötüniyetli olduğunu, ticari uyuşmazlık ile ilgili Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun …büro numarası ile “arabulucuk başvuru” yapıldığını , … Arabuluculuk Numaralı 22/07/2020 tarihli anlaşma sağlanamadığına ilişkin “hukuki uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk son tutanağı ” düzenlendiğini, söz konusu “asıl alacak” ile ilgili Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmış olup , iş bu dava yine aynı alacakla ile ilgili “faiz alacağına “ilişkin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine borçlu-davalının haksız ve mesnetsiz itirazın iptali için açılmış bir dava olup , her iki davanın tarafları ile dava konusu aynı olup usul ekonomisi gereği de davaların birleştirilmesi gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle; iş bu davanın tarafları ve konusu aynı olan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası ile dosya üzerinden yapılacak inceleme ile birleştirilmesine yargılamanın Bakırköy… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya üzerinden devamına karar verilmesini, davalı-borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki vaki itirazının iptali ile takibin devamını ,davalı borçlunun likit olan alacak sebebiyle İİK 67/2 uyarınca takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkili şirket arasında uzun süreli bir ticari ilişki mevcut olduğunu, ülkede yaşanan ekonomik koşullara bağlı olarak ödemelerde gecikme yaşanmasına müteakip davacı tarafın sözleşmeyi feshederek alacakların tahsili yoluna gittiğini, hali hazırda, cari hesap alacağına yönelik davanın derdest olduğunu, bu kez, davacı tarafından farklı bir icra takibine geçildiğini ve cari hesap alacağına takip tarihine kadar işlemiş olan vade farkı tutarı 3.000,00 Euro’nun tahsilinin talep edildiğini, bu icra dosyasına da itiraz edildiğini, birleşen dava dosyasının reddi gerektiğini, öncelikli olarak, takip öncesinde müvekkili şirketin temerrüde düşürülmemiş olduğunu , hiçbir suretle vade farkı alacağından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu haliyle, icra takibine konu cari hesap alacağına ancak ve ancak ( kabul mahiyetine gelmemek koşuluyla ) takip tarihinden itibaren faiz/vade farkı istenebileceğini, dolayısıyla, açılan davanın hiçbir şartta kabulünün mümkün olmadığını, hukuk ve hakkaniyet ilkeleri ile de bağdaşmadığını, davacı vekilinin, asıl davaya sunulan cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin kabul edildiğini ve bu doğrultuda işlemiş faiz alacağının haklı olduğunu ileri sürdüğünü, öncelikli olarak, dosyaya sunulan birinci cevap dilekçesinde bahsi geçen sözleşmenin kabul edildiğine dair herhangi bir bağlayıcı beyanlarının bulunmadığını , dosyaya sunulan sözleşme örneğinin ne davacı tarafça, ne de davalı tarafça imzalanmadığını, aleyhe hükümleri açısından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu noktada, mübrez teklif formu niteliğindeki belgede yer alan ve ödeme tarihinin fatura tarihinden itibaren 45 gün olduğunu düzenleyen maddesinin davacı tarafın kendisi açısından bağlayıcı olduğunu, zira teklif formunda yer alan hususların davacı açısından, teklifi sunan taraf oldukları da düşünüldüğünde bağlayıcı olacağının tartışmasız olduğunu, buna karşın, tarafınca imzalanmayan ve hiçbir suretle kabul edilmeyen bu teklife göre ödeme tarihinde ödenmeyen borçlar için %7 vade farkı uygulanacağı hususunun kendilerini bağlayıcı bir nitelik taşımadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada Bakırköy … İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 3.000,00-Euro toplam ve asıl fatura alacağını, asıl alacağa işleyecek fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden Euro alacağın, icra masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle masrafa mahsubuyla tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir …. ve Karayolu Taşımacılığı uzmanı …’ın 02/07/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı …’nin, Limited Şirket’ten Anonim Şirkete dönüştürüldüğü, tür değişikliğinin 11.07.2019 tarihinde İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce tescil ve ilan edildiği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 18 Temmuz 2019 tarihli 9871 sayılı nüshasının 459, 460 ve 461’nci sayfalarında ilan olunduğu, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının Avrupa Serbest Bölgesinde faaliyet gösterdiği, defter kayıtlarını Türkçe ve Türk para birimi dışında Avrupa Para Birimi ile tuttuğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, açık cari hesap şeklinde çalıştıkları, tamamıyla davacı ve davalı yanın inceleme günü sunduğu cari hesap ekstrelerinden hareketle; takip konusu cari hesap alacağının dayanağı faturaların döviz cinsinden bedeli 40.870,00 Euro olduğu, davalı tarafın döviz cinsinden faturalara banka hesabından 19.700,00 Euro ödeme yaptığı, takip tarihi itibariyle 21.170,00 Euro alacaklı gözüktüğü, davalı tarafın takip tarihinden sonra döviz cinsinden faturalara banka hesabından 14.000,00 Euro ödeme yaptığı, sonuç olarak davacının 7.170,00 Euro bakiye alacağı kaldığı, tarafların cari hesap bakiyelerinin birbirini teyit ettiği, davacının davalıdan, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davacı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) … numaralı …. Tekstil San.ve Tic,Ltd.Şti. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 28.662,41 TL kadar alacaklı gözüktüğü, davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) …. numaralı …. Uluslararası Nakliyat ve Ticaret A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 7.170,00 Euro, 31.12.2020 tarihli T.C. Merkez Bankası döviz alış 9,0079 kuru üzerinden 64.586,64 TL kadar borçlu gözüktüğü, tarafların ticari defter bakiyelerinde 35.924,23 TL farklılığın bulunduğu, bu farklılığın nedeninin; davacının defterinde fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında doğan kur farkları ile yıl sonu Vergi Usul Kanunu uyarınca yapılan değerlemeler sonucu oluşan kur farklarının ihmal edilmesinden kaynaklandığı, davacı yanca elektronik ortamda oluşturulan faturanın yine elektronik ortamda düzenleme tarihi itibariyle davalıya iletildiği, söz konusu faturaya davalı tarafça noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal süre olan 8 gün içinde itiraz edildiğinin görülemediği, davalı taraf vekilinin gerek icra takibine itiraz gerekse eldeki davaya cevap dilekçesinde faturanın içeriğine noter aracılığıyla veya Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yahut taahhütlü mektup ile Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesi hükmü uyarınca yasal sürede itiraz ettikleri yönünde bir savunma getirmediği, davacı ve davalının defter kayıtlarının fatura kayıtları yönünden birbirini teyit ettiği, davacı ve davalının bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri Form Ba Form Bs bildirimleri yönünden birbirlerini teyit ettikleri, taşımaların gerçekleşmesi boyutunda herhangi bir problemin olmadığı, taşımaların sıhhatli bir şekilde yerine getirildiği, dava dosyasına taraflar arasında mevcut yazılı bir sözleşme sunulmadığı, dosya kapsamından taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair ticari bir teamül yani mevcut bir uygulamanın bulunup bulunmadığının da anlaşılamadığı, mahkemenin alacağa hükmetmesi durumunda, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren Devlet Bankaları’nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı kadar temerrüt faizi isteyebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkâr tazminatı talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatinde varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi heyet raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunmuş olduğu, Taraf vekillerinin rapora itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmek üzere dava dosyamıza rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilmesine, kabul anlamına gelmemek üzere birleşen dava yönünden de ayrıca işlemiş faiz hesabının yapılmasının da istenmesine karar verilmiş olmakla,
bilirkişi Mali Müşavir …. ve Karayolu Taşımacılığı uzmanı ….’ın 10/01/2022 tarihli ek raporunda özetle; Kök raporda arz edildiği üzere dosya içeriğinde taraflar arasında vadenin belirlendiği mevcut yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, bununla birlikte davacı yanca davalı yana yapılmış 03.05.2019 tarihli İhracat LTL/FTL Spot Navlun Teklifi bulunduğu, kök raporda arz edildiği üzere dosya kapsamından İhracat LTL/FTL Spot Navlun Teklifi haricinde taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair ticari bir teamül yani mevcut bir uygulamanın bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, ancak söz konusu teklifin 4’üncü paragrafında “Navlun bedeli çıkış tarihindeki T.C.M.B. Döviz Satış Kuru üzerinden fatura edilecektir. Ödeme fatura tarihinden itibaren 45 gündür. Vadesinde ödenmeyen faturalar için aylık 967 vade farkı uygulanır.” son paragrafında ise“Teklifimiz 31.05.2019 tarihine kadar teyit edildiği takdirde, 31.12.2019 tarihine kadar geçerlidir. İlk siparişin verilmesi halinde yukarıdaki teklif ve şartlar taşıtan tarafından kabul edilmiş sayılır.” şeklinde teklif ve şartlar taşıdığı, davacının 13.07.2019 — 17.12.2019 tarihleri arasındaki akdi faiz (vade farkı) isteminin mahkeme takdirlerinde olduğu, bununla birlikte davacının davalı/borçludan akdi faiz (vade farkı) istemi açısından hesaplama yapılması, Mahkeme takdirine sunulmasının doğru olacağı, davacının yukarıda bahsi geçen İhracat LTL/FTL Spot Navlun Teklifi ile akdi faiz (vade Farkı) istemi teklifin 4’üncü paragrafında “Navlun bedeli çıkış tarihindeki T.C.M.B. Döviz Satış Kuru üzerinden fatura edilecektir. Ödeme fatura tarihinden itibaren 45 gündür. Vadesinde ödenmeyen faturalar için aylık 967 vade farkı uygulanır.” şeklindeki teklif ve şartı esas alınmak suretiyle 13.07.2019 — 17.12.2019 tarihleri arasında 3.168,60 Euro akdi faiz(vade farkı) talep edebileceği, takdirin ise Mahkeme’ye ait olduğu, sonuç kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Ana dava ve birleşen davaların taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş taraf defterleri incelenmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalının davacıya borç kaydının davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, ticari ilişkiye dair BA/BS formlarının da birbirini teyit ettiği, ayrıca davacının davalıya taşıma ilişkisi kapsamında gerekli hizmeti vererek yükümlülüklerini yerine getirdiği, taraf defterleri arasındaki farkın kur farkı ve vergisel dönem yükümlülüklerinden kaynaklandığı, davalının icra takibinden sonra EURO cinsinden davacıya bir kısım ödemeler yaptığı, bakiye 7.100,00 EURO borcunun kaldığı anlaşılmış, takipten sonra ödenen 14.000,00 EURO TBK madde 100 gereği dikkate alınarak ana dava yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise, davacı her ne kadar işlemiş akdi faiz talebinde bulunmuşsa da davacının bu konudaki iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmekte olup, faize ilişkin taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme dosyaya sunulmadığı gibi, taraflar arasında bu konuda teamülün olduğu da tespit edilememiştir. Bu nedenle birleşen davaya konu icra dosyası yönünden “tevehhüme itibâr yoktur” (Soyut beyana itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ANA DAVA YÖNÜNDEN;
DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, Takibin 21.170,00-Euro üzerinden aynen DEVAMINA, (Takipten sonra ödenen 14.000,00-Euro’nun infaz aşamasında dikkate alınmasına)
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihinde Kamu Bankaları nezdinde Euro cinsinden açılmış kısa vadeli hesaplara işletilen en yüksek faizin İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan Asıl alacağın %20’si olan 4.234,00-Euro’ya tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 8.075,61-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.328,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.746,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 15.180,90 -TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 1.328,68-TL peşin harç, 1.712,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.095,08-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
2-Mahkememiz dava dosyası ile birleşen Bakırköy 3. Asliye ticaret mahkemesinin 2020/586 esas sayılı dava dosyası YÖNÜNDEN;
-DAVANIN REDDİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 279,18-TL harçtan mahsubuna, artan 198,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2022
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza