Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/106 E. 2020/658 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/106 Esas
KARAR NO : 2020/658

DAVA : İFLASIN ERTELENMESİ
DAVA TARİHİ : 30/06/2014
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2020

Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas numaralı dosyasının, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu .. Dairesinin 08.09.2014 tarih … Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sas numarasını aldığı anlaşılmakla; Mahkememizin 10/03/2016 tarihli , …. Esas, …. Karar sayılı kararının Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 12/11/2019 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine yukarıdaki esasa kaydı yapılan dava dosyasının bozma sonrası yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Ticaret Sicilinde …. sicil numarasında kayıtlı müvekkili şirketin merkez adresi … Mah. …. Cad. No:…. Bodrum + Zemin Kat …/ … olup ticari faaliyetlerini bu adreste kesintisiz olarak sürdürdüğünü, …. Cad. …. Han No:… …./ … adresinde faaliyet gösteren …., …. Mevkii …. Cad. …. Sitesi … Blok No:… …/ …. adresinde de çatal kaşık parlatma üretim yeri bulunduğunu, müvekkili şirketin temellerinin 1946 yılında atıldığını, tescilli sermayesinin 2.000.000,- TL olup, ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı borçlarının bulunmadığını, müvekkili şirketin yurtiçi ve yurt dışına satış yapmakta olan ülkemize döviz kazandıran bir şirket olduğunu, 31/05/2014 tarihi itibariyle şirkette 43 kişi istihdat ettiğini, 51 yıldır çalışan personeli bulunduğunu, müvekkili şirketin 2011 ve 2012 yıllarında bıçak hattı kurulduğunu ve polisaj makinesi alarak yatırım yapıldığını, yapılan yatırım nedeniyle işletme sermayesi ihtiyacı arttığını, söz konusu işletme sermayesi ihtiyacı yabancı kaynakla karşılandığından, kaynak maliyetini yükselttiğini, bu durumun ise karlılık üzerinde olumsuz bir etki yarattığını, 2008 yılı global krizi nedeniyle sektörde kar marjlarının düştüğünü, müvekkili şirketin hammadde ve malzeme ihtiyacı nedeniyle yapmış olduğu alımlar USD veya EURO olarak gerçekleştiğinden kurların ani ve aşırı artması karlılık üzerinde olumsuz etki yarattığını, yapılan sipariş sözleşmelerine de bağlı kalınması gerektiğinden aleyhte oluşan kur farklarının müşterilere yansıtılmasının mümkün olamadığını, müvekkili şirkete ait alacaklar ile borçların vadeleri arasında vade uyumsuzluğu bulunduğunu, 2008 yıındaki global kriz nedeniyle toplam 171.432,- TL tutarındaki müşteri çeklerinin tahsilinin şüpheli hale geldiğini, şirketin ödemeler dengesi bozulunca bu açığı kapatmak için dış kaynak kullanımının arttırıldığını, ekonomik kriz nedeniyle yükselen borçlanma maliyetlerinin şirketi ekonomik çıkmaza sürüklediğini, dönem dönem zararına satışlar yapıldığını, bu durumun müvekkili şirketin esas faaliyet yönünden zarar etmesine sebep olduğunu, 31/05/2014 tarihi itibariyle şirketinin kaydi değerlere göre öz varlığının (-) 1.225.531,99 TL , rayiç değerlere göre (-) 749.301,56 TL olarak hesaplandığını, müvekkili şirketin siparişlerinin yoğunluğu ve sürekli sipariş alınması sebebiyle tam kapasite ve düşük maliyetle çalışarak yıllık 8.000.000,- TL 10.000.000,- TL arasında asgari satış hedeflendiğini, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı boyutta olduğunu, mahkemece tedbir kararı verilmesi halinde kısa vadeli borçlara ilişkin cebri icra tahditlerinin önlenmesi ve tedarikçiler yönünden zedelenen güvenin onarılması sonucu geri ödemelerin kendi seyrinde tekrar başlaması suretiyle mevcut ve halen alınan sipariş ve iş bağlantıları işletmenin rahat çalışır hale getirilmesinin düşünüldüğünü, müvekkili şirketin potansiyel ve referanslara fazlası ile sahip olduğunu, müvekkili şirketin borçlarına istinaden elde edeceği karlar ile mevcut ortaklarca 2014 yılında konulacak 400.000,- TL tutarındaki nakdi sermaye ödemeleri neticesinde ödenecek aylık borç miktarının değişeceğini, etkin bir varlık ve borç yönetimi çerçevesinde 2014 yılının ikinci yarısından itibaren müvekkili şirketin borca batıklıktan kurtulup özvarlığı tekrar pozitif görünüme kavuşacağını, iyileştirme projesindeki temel adımların nakdi sermaye artışı, alacakların ve borçların vadelerinin uyumlaştırılması, borç yükünün azaltılması, alacaklılarla borç ödeme protokolleri yapılması, maliyet ve giderlerde yapılcak tasarruflar, faiz yükü getiren borçların öncelikle ödenmesi, yurt dışı müşteri temini yönünde çalışmaların arttırılması, katkı payı daha yüksek olan ürünlerin üretim ve satışının arttırılması, daha az kar payı bırakan ticari mal alım satım işinin yapılmaması ve yeni makine tesis cihaz yatırımlarına girişilmemesi olduğunu ileri sürerek İİK.nun 179/a maddesi gereğince amme alacakları da dahil olmak üzere ihtiyati ve kesin hacizler ile bütün icra ve iflas takiplerinin durdurulması ve müvekkili şirketler aleyhine herhangi bir icra takibi yapılmaması, şirket malları üzerinde ihtiyati tedbir, haciz, muhafaza, hapis hakkı uygulanmaması, müvekkili şirkete karşı takas ile mahsup taleplerinde bulunulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Asli Müdahiller, gerek ibraz ettikleri dilekçelerinde gerekse duruşmalardaki beyanlarında iflas erteleme talebinin reddi ile tedbirlerinin kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 377 ve İİK ‘nun 179 maddelerine dayalı iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen sicil kayıtlarına göre davacı …. Paslanmaz Mutfak Eşyaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin …. sicil nosu ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne 17/03/2006 tarihinde kayıtlı olarak bulunduğu, son adresinin … Cad… İŞM. NO:…. D:…. Merkezinde …./ …. olduğu, şirket adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu, iki ortaklı olup tek ortağının … olduğu, ortağın aynı zamanda şirketi temsil ve ilzama yetkili münferit müdür olduğu, şirketin başlıca faaliyet alanlarının ev ve sanayi tipi her türlü mutfak ve sofra araç ve gereçleri imali alımı satımı ihracı ve ithali konusunda faal bulunduğu anlaşılmıştır.
İflasın ertelenmesi için mahkemeye başvurulması konusunda genel kurul kararı dosyaya ibraz edilmemiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde iflas erteleme davası açılması konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Borca batıklık bilançosu ve iyileştirme projesi dava dilekçesi ekinde sunulmuştur.
Mahkemece tensiple birlikte davacı şirkete denetim kayyım heyeti görevlendirilmiş, kayyımlardan ön rapor alınmış, iflas avansının yatırılması sağlanmıştır.
İflas erteleme davası açıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile tirajı 50.000.’in üzerinde yurt genelinde dağıtımı yapılan ulusal gazetelerden birinde İİK 166 maddesi gereğince ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya konulmuştur.
İflasın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin tüm aktif ve pasifleriyle demirbaşlarının rayiç değerlerinin tespiti, şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak şirketin mali durumunun analizi ile borca batık olup olmadığının belirlenmesi hususlarında mahallinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Mali müşavir Mustafa Kınacı, makine mühendisi Prof. Dr. ….Metalurji mühendisi …. ve Makine Mühendisi …. imzalı 17/07/2014 tarihli raporda özetle ; Dava dosyası, davacı şirketin sunmuş olduğu 31/05/2014 tarihli Mali Tablolar ve Ticari Defterlere ve mahkeme heyetince 11/07/2014 tarihinde keşfen şirket merkezinde yapılan inceleme sonucu;
a.) Şirketin KAYDI değerlere göre öz varlığının ( – ) 1.225.531.99,-TL olduğu ve sermayesinin tamamını yitirdiği,
b.) Şirketin aktiflerinin Teknik Bilirkişilerce yeniden değerlendirilmesi sonucunda davacı şirketin RAYlÇ değerlere göre öz varlığının ise ( – ) 1.509.476.02.- TL olduğu ve sermayesinin tamamım yitirdiği,
c.) Buna göre davacı şirketin gerek KAYDI ve gerekse RAYİÇ değerlere göre borca batık durumda olduğu belirtilmiştir.
Kayyımlar … ve … tarafından ibraz edilen ön raporda özetle; şirketin sunulan defterleri ile uyumlu mali tablolarında kaydi değerler üzerinden varlıklarının borçlarını karşılamadığı ve (-) 1.225.531,99 TL tutarda borca batık olduğu ,şirketin halen çalışma düzeneğini yitirmemiş olmakla birlikte ,şirketin net çalışma sermayesinin tamamını yitirdiği, özellikle ve ivedilik ile şirketin bozulan varlık kaynak dengesinin düzeltilmesine yönelik yukarıda bahsedilen sermaye artışı önleminin öncelikli alınmasının şirketin sürdürülebilir faaliyetleri için ve iyi niyetinin göstergesi olarak önem arz ettiği, bildirilmiştir.
22/07/2014 tarihli ara karar ile davacı yanın ihtiyati tedbir istemi kabul edilerek İİK 179/b maddesindeki tedbirlere karar verilmiştir.
Davacının sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda 2.bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınma yoluna gidilmiştir. İcra ve İflas Hukuk Öğretim Üyesi Prof Dr. …, Finans Ekonomi Uzmanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. …., Mali Müşavir …. tarafından ibraz edilen 13/10/2014 tarihli raporda ; daha önce atanan bilirkişi kurulu tarafından sunulu rapor çerçevesinde davacı şirketin 31/05/2014 tarihi itibarıyla 1.509.476,02 TL tutarında borca batık bulunduğu, dolayısıyla da iflasın ertelenmesi için gerekli maddi koşullardan ilkini sağlamış durumda göründüğünü,rapor içerisinde sunulan tespit ve analizler çerçevesinde ise. davacı şirketçe sunulu projenin, iyileşme önlemleri ve sayısal hedefleri itibarıyla yeterli bir projede bulunması gerekli özellikleri taşımadığını,dolayısıyla da iflasın ertelenmesi için gerekli maddi koşullardan “ciddi ve inandırıcı” bir proje sunulması koşulunun ise, davacı şirketçe sağlanamamış durumda bulunduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen 09/12/2014 tarihli raporda özetle;Şirketin borca bataklık bilançosu olan 31/05/2014 tarihindeki kayıtlı değerlere göre özvarlığı (-) 1.225.531,99 TL tutar ile 31/10/2014 tarihi kayıtlı değerlere göre özvarlığı (-) 1,196.349,53 TL karşılaştırıldığında 5 aylık süreç içersinde öz varlığında şirketin faaliyetlerine bağlı 29,182,46 TL olumlu değişim olduğunu, şirketin kayıtlarında mevcut makine , demirbaş , teçhizat ve imalata yönelik bulundurulan emtiaları ile mevcudunun fiziken şirket adresinde bulunduğu, şirketin faaliyetlerine devam ettiğini,şirketin almış olduğu siparişler sebebi ile faaliyetine 37 çalışanı ile devam ettiği,çalışanların ücretlerinin ödendiğini,şirketin iyileştirme projesindeki satış hedeflerinin şu ana kadar 165 ”ini gerçekleştirdiği yıl sonuna kadar %75 oran ile gerçekleşme beklendiğini,verilen .iyileştirme projesini denetleme ve gözetleme görevi kapsamında iyileştirme tedbirlerine uyulup uyulmadığı hususlarında şirketin iyileştirme projesinin uygulanmasına yönelik olarak sermaye artışına ilişkin 17/11/2014 tarih ve …. yevmiye nolu yönetim kurulu kararı ile şirketin sermayesinin 2.000.000 TL’den 3.000.000 TL’ye çıkartılmasına, nakdi sermayenin 1/4’nün tescil tarihinden önce” şeklide karar alınmış ise de raporun verilen sürede yazımı itibariyle 2014 yılındaki 250.000 TL ‘lik tutarın şirkete girişinin henüz sağlanmadığını,1 hafta -10 güne kadar paranın, tamamlanarak şirket yönetimi ödemeyi gerçekleştireceğini bildirildiğini, raporda yer alan rayiç borca batıklık miktarları da göz önüne alındığında, nakit girişinin derhal yapılmasının projenin ciddi ve inandırıcılığının en önemli göstergesi olacağını, aksi durumda şirketin iyileşme projesinin ciddiliğinden ve iyileşme ümidinin varlığından söz etmenin mümkün olmayacağını ve 2015 yılında da projede yer alan 750.000.-TL sermaye ödemesinin işlerlik kazandırılmasına bağlı iyileşme ümidinin varlığı ve devamlılığının sağlanabileceğini bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen 03/02/2015 tarihli raporda özetle; İlk borca batıklık tespitinin yapıldığı 31/05/2014 tarihinden sonra 6 aylık süreç içersinde şirketin öz varlığında faaliyetlerine bağlı 30/11/2014 tarihi itibariyle 35.207,78 TL olumlu değişim olduğunu ,projede yer alan net satış hedefinin % 70 ‘lik kısmının gerçekleştiğini,kârlılık oranının 30/11/2014 itibariyle projedeki hedefi yakaladığını,revize iyileştirme projesinde yer verilen sermaye artırımı önlemine yönelik olarak sunulan belgeler çerçevesinde borca batıklık miktarının azaltılmasına yönelik somut adımın atılmış olduğunu,ilk dilim olan 250.000 TL sermaye ödemesinin yapılmış olduğunu, şirketin iyi niyetinin göstergesi ve borca batıklığın azaltılmasına ilişkin doğrudan katkı sağlayan sermaye artışı kararı kapsamında kalan kısmın da ödemelerinin yapılmasına bağlı ve karlılık hedeflerinden uzaklaşılmamamasına bağlı olarak şirketin iyileşme ümidinin varlığından söz edilebileceğini,bildirdikleri görülmüştür.
Son alınan kayyım raporu değerlendirilerek iyileştirme projesinin ne kadarının uygulandığı, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda 2. bilirkişi heyetinden 1. ek rapor alınmıştır. 26/04/2015 tarihli 1. ek raporda özetle ; Davacı şirketçe sunulan revize iyileştirme projesinde net satış hedefleri ile net kâr bedellerinin korunduğu gözlenirken, temel değişikliğin sermaye artırım miktarındaki yükselme olduğunu,daha önce 400.000,00 TL olan sermaye artırımı hedefinin 1.200.000,00 TL’ye yükseltilmiş olmasının revize projenin olumlu yönü olarak değerlendirildiği ve hu önlemin aynı zamanda revize projenin anahtar nitelikteki önlemini teşkil ettiğini,çünkü sermaye artırım önlemindeki revizyon ile birlikte projede yer verilen finansal projeksiyonların genel itibarıyla ciddi ve inandırıcı bir görünüme büründüğün,buna karşın, revize projede sermaye artırım önleminin daha ilk aşamasında sapma ortaya çıktığı ve bu durumun 2015 yılında yapılacak ödeme bakımından da ciddi kuşkular yarattığı dikkate alındığında, revize projenin ancak sermaye artırım önlemi ile ilgili somut adımların gecikmeye mahal verilmeksizin atılmasına bağlı olarak ciddi ve inandırıcı görünümünü korumuş olacağını bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen 03/06/2015 tarihli raporda özetle;ilk borca batıklık tespitinin yapıldığı 31/05/2014 tarihinden sonra 10 aylık süreç içersinde şirketin öz varlığında faaliyetlerine ve sermaye ödemesine bağlı 31/03/2015 tarihi itibariyle 335.929,91 TL olumlu değişim gösterdiğini ,revize iyileştirme projesinde yer verilen sermaye artırımı önlemine yönelik olarak ,ilk dilim olan 250.000 TL ile birlikte toplam 280.000 TL sermaye ödemesinin yapılmış olduğunu, kalan kısma ilişkin ivedilikle aktarılacak kaynak ile şirketin iyileşme ümidinin sürdürülebilirliğini koruyacağını ,bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti tarafından düzenlenen 14/10/2015 havale tarihli raporda özetle; Şirketin iyileştirme projesinde yer alan satış hedeflerini 2014 yılında % 67,36 oranında, 2015 yılında ilk 8 aylık dönemde %51,14 oranında gerçekleştirebildiğini, karlılık hedeflerini 2014 yılında % 86,75 oranında ve 2015 yılı ilk 8 ylık dönemde % 207,72 oranında kayıtlandığını,şirketin kira, ücret, mal tedarikinde maliyetlerini yukarıdaki şekilde yükseltmeden üretim faaliyetlerine devam ettiğini, sermaye artışı önlemini % 82 oranında tamamladığını,kalan taahhüdün 180.346,80 TL tutarda olduğunu, bir kısım alacaklıları ile yapılandırma yapıldığını,iyileştirme projesinin öngörülen hedeflerinin, satış hedefleri yönünden, kamu borçlarının ödenmesi yönünden ve bir kısım alacaklılar ile halen protokol yapılmamış olması sebepleriyle kısmen yakalanamadığı buna mukabil, maliyetlerin baskılanmasına bağlı gerçekleşen karlılık oranları , bir kısım alacaklılar ile protokol ve ödemelerin yapılmış olması ve şirketin doğrudan katkı sağlayan sermaye artışı önleminin revize edilerek arttırılan tutarın ödemesinin %82 oranda gerçekleştirilmesi ile 31/05/2014 başvuru bilançosundan sonra 31/07/2015 dönemine kadar 525.541,63 TL borca batıklığında kayden (sermaye artışı , kayıtlanan kar ve ıskontolardan kaynaklı) azalma gerçekleşmiş olduğunu, iyileştirme projesinde öngörülen önlemlerin alınan ve uygulananları kapsamında şirketin sürdürülebilirliğinin mevcut olduğunu, raporda değerlendirmesi yapılan temmuz döneminden sonra yapılan 400.653,20 TL sermaye ödemesinin heyetçe olumlu değerlendirildiğinin bildirildiği görülmüştür.
İyileştirme projesinin ne kadarının uygulandığı, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı konusunda 2. bilirkişi heyetinden 1. ek rapor alınmıştır. 23/11/2015 tarihli 2. ek raporda özetle ;Davacı şirketçe sunulu revize projenin anahtar nitelikteki önlemini oluşturduğu vurgulanan sermaye artırım önlemi ile ilgili olarak, aradan geçen süreç içinde atıldığı gözlenen somut adımlar çerçevesinde, projenin hedefleri itibarıyla inandırıcı hale geldiğini,revize proje çerçevesinde hedeflenen net kâr hedeflerine yaklaşım ile birlikte, giderlerde düşüş sağlanması önlemi ile ilgili olarak da somut gelişmeler ortaya çıktığının gözlendiğini,bu gelişmelere bağlı olarak, revize projede 2015 yıl sonu itibarıyla hedeflenen öz kaynak iyileşme düzeyine ulaşılabilme ümidinin arttığının da gözlendiğini,dolayısıyla da iflasın ertelenmesi için gerekli teknik koşullardan “ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması” koşulunun da davacı şirketçe sağlanmış durumda göründüğünü,bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti ibraz ettiği 21/01/2016 tarihli raporda özetle; talep sahibi şirketin 30/11/2015 tarihi itibariyle ve rapor hazırlanana kadarki sürecin değerlendirilmesinde , şirketin iyileştirme ve revize projesindeki önlemlerin uygulanmasına yönelik somut adımları gerçekleştirdiğini,bu bağlamda sermaye artışı taahhüdünü yerine getirdiğini,bilirkişi 2. Ek raporunda belirtilen hususta hedeflenen öz kaynak değişimine projede öngörüldüğü şekilde ulaşıldığını, sürdürülebilir iyileşme ümidinin varlığı bulunduğunu bildirdikleri görülmüştür.
İcra İflas Kanununda iflasın ertelenmesine ilişkin olarak getirilen hükümler çerçevesinde; sermaye şirketlerinin iflasını düzenleyen 179.maddede, şirketin idare ve temsili ile vazifelendirilmiş kimselerin, mali durumun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebileceği, mahkemenin projeyi ciddi ve inandırıcı bulması halinde iflasın ertelenmesine karar verebileceği kabul edilmiştir. Talepte bulunan şirketin, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri de mahkemeye sunması zorunludur. İflasın ertelenmesi kurumunun başlıca amacı, mali durumunu düzeltebilecek bir şirketin iflastan kurtularak varlığını sürdürebilmesidir. İflasın ertelenmesinin maddi koşulları: Şirketin borca batık olması, iyileştirmenin mümkün olması ve alacaklıların haklarının korunmasıdır. Mali durumu ıslah tedbirleri çok çeşitli olabilir. Sermaye arttırımına gitmek, hissedarlar veya üçüncü kişiler tarafından şirketin bazı borç ve taahhütlerini üstlenmek, yeni bir yönetim kurulu oluşturmak, alacaklılarla borç erteleme anlaşmaları yapmak, konkordato teklif etmek iyileştirme tedbirlerine örnek olarak gösterilebilir. İflasın ertelenmesi prosedürünün uygulanabilmesi bakımından, iyileştirme projesinin, mali durumun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna yönelik bir yapıda bulunması ayrıca ciddi ve inandırıcı olması temel koşullardandır. İflası önlemeye yönelik olan kuralların iflasın erteleme amacına da uygun olması gerekir. Bu kapsamda borçlunun ekonomik durumunun düzelmesi mümkün değilse iflas tasfiyesi kaçınılmaz olacaktır. İflas erteleme kurumu niteliği itibariyle borç tasfiyesi olmayıp iflastan kurtulmaya yönelik bir kurumdur. Ortada bir proje olmalı, bu proje uygulanarak tüm alacaklıların eşit oranda menfaatleri korunarak şirketin borca batıklıktan kurtulması gerekmektedir. Projede asıl olan şirketin mal varlığının korunarak karlılığın sağlanacağı yapısal, mali ve hukuki tedbirler olmalıdır. Şirketin atıl durumda bulunan mal varlığının satışının yapılması mümkündür. Ancak bunun şirkete sermaye temini amacıyla yapılması ve tüm alacaklıların alacağının teminatı olan mal varlığının değerleri korunmak kaydıyla türünün değiştirilmesine yönelik olması gerekir. Bu tür bir önlem içeren iyileştirme projesinde ayrıca derhal açılacak bir iflas halinde de tüm alacaklıların elde edecekleri mümkün menfaatlerin de gösterilmesi gerekir. İflasın ertelenmesi, iflas tasfiyesine alternatif bir külli tasfiye usulü değildir. Bir sermaye şirketinin varlığını sürdüremeyeceği tespit edildiği taktirde, bu şirketin tasfiyesi gündeme gelir ki burada kural olarak iflas tasfiyesi söz konusu olur. İflasın ertelenmesinin amacı, şirketin yeniden ticari faaliyetine devam edebilmesinin sağlanması, deyim yerinde ise sağlığa kavuşturulması olup alacaklıların durumlarının iyileştirilmesi değildir. Ancak alacaklıların, derhal açılacak iflasa nazaran daha kötü duruma düşmeyecek olmaları da bir koşul olarak aranmalıdır. Bu yüzden iflasın ertelenmesi sonunda sadece tüm alacaklıların alacaklarının garanti altına alınması ve fakat şirket mal varlığı olarak geriye bir şey kalmaması durumunda, şirket bakımından bir iyileştirmeden söz edilemez ve bu nedenle erteleme kararı verilemez. ( Oğuz Atalay borca batıklık ve iflasın ertelenmesi 2007 sayfa 101-102)
Somut olayda; davacı şirketin borca batık durumda olduğu alınan bilirkişi raporları ile saptanmıştır. Bu aşamadan sonra sunulan iyileştirme projesinin iflasın ertelenmesi kurumunun amacına hizmet edecek şekilde hem borçlu şirketin borca batıklıktan hukuki ve ticari anlamda varlığını sürdürerek kurtulması hem de tüm alacaklıların eşit oranda menfaatlerinin korunarak hayata geçirilmesinin mümkün olup olmadığı önem taşımaktadır.
Davacı şirketin son ibraz ettiği revize edilmiş iyileştirme projesi genel olarak şirketin hali hazırda 1.000.000 TL olan sermayesinin 1.000.000,- TL arttırılarak 2.000.000,- TL ‘ye çıkartılması,borca batıklık durumunun her geçen gün azalarak son revize iyileştirme projesinde belirtilen hususlar dahilinde borca batıklıktan kurtulmanın hedeflenmesi hususlarında toplanmaktadır. Dosyada bulunan kayyım raporları incelendiğinde; Şirketin iyileştirme projesinde yer alan satış hedeflerini 2014 yılında % 67,36 oranında, 2015 yılında ilk 8 aylık dönemde %51,14 oranında gerçekleştirebildiği, kârlılık hedeflerini 2014 yılında % 86, 75 oranında ve 2015 yılı ilk 8 ylık dönemde % 207,72 oranında kayıtlandığı,şirketin kira , ücret, mal tedarikinde maliyetlerini yukarıdaki şekilde yükseltmeden üretim faaliyetlerine devam ettiği, sermaye artışı önleminin tamamlandığı, bir kısım alacaklıları ile yapılandırma yapıldığı,iyileştirme projesinin öngörülen hedeflerinin, satış hedefleri yönünden, kamu borçlarının ödenmesi yönünden ve bir kısım alacaklılar ile halen protokol yapılmamış olması sebepleriyle kısmen yakalanamadığı buna mukabil, maliyetlerin baskılanmasına bağlı gerçekleşen karlılık oranları , bir kısım alacaklılar ile protokol ve ödemelerin yapılmış olması ve şirketin doğrudan katkı sağlayan sermaye artışı önleminin revize edilerek arttırılan tutarın ödemesinin gerçekleştirilmesi ile 31/05/2014 başvuru bilançosundan sonra 30/11/2015 dönemine kadar 28.167,59 TL borca batıklığında kayden (sermaye artışı , kayıtlanan kar ve ıskontolardan kaynaklı) azalma gerçekleşmiş olduğunu, iyileştirme projesinde öngörülen önlemlerin alınan ve uygulananları kapsamında şirketin sürdürülebilirliğinin mevcut olduğu30/06/2015 tarihi itibariyle 423.278,68 TL’lik borca batıklık miktarındaki azalmaya da dayanılarak somut bir iyileşme sağlandığı,şirketin iyileştirme ve revize projesindeki önlemlerin uygulanmasına yönelik somut adımları gerçekleştirdiğini,bu bağlamda sermaye artışı taahhüdünü yerine getirdiğini,bilirkişi 2. Ek raporunda belirtilen hususta hedeflenen öz kaynak değişimine projede öngörüldüğü şekilde ulaşıldığını, sürdürülebilir iyileşme ümidinin varlığı bulunduğu belirtilmiştir. Yine 2.bilirkişi heyeti 2.ek raporunda da ,davacı şirketçe sunulu revize projenin anahtar nitelikteki önlemini oluşturduğu vurgulanan sermaye artırım önlemi ile ilgili olarak, aradan geçen süreç içinde atıldığı gözlenen somut adımlar çerçevesinde, projenin hedefleri itibarıyla inandırıcı hale geldiği,revize proje çerçevesinde hedeflenen net kâr hedeflerine yaklaşım ile birlikte, giderlerde düşüş sağlanması önlemi ile ilgili olarak da somut gelişmeler ortaya çıktığının gözlendiği,bu gelişmelere bağlı olarak, revize projede 2015 yıl sonu itibarıyla hedeflenen öz kaynak iyileşme düzeyine ulaşılabilme ümidinin arttığının da gözlendiği,dolayısıyla da iflasın ertelenmesi için gerekli teknik koşullardan “ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması” koşulunun da davacı şirketçe sağlanmış durumda göründüğü belirtilmiştir.Borca batıklık miktarında gerileme olduğu, alacak ve borç yönetiminde gözlenen olumlu gelişmeler ile birlikte davacı şirketin mali durumunda iyileşme ümidini arttırdığı ve sonuçta davacı şirketçe en son sunulan revize iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bir proje olarak mahkememizce kabulünün gerektiği, alacaklılar açısından da derhal iflasa nazaran iflasın ertelenmesinin çok daha isabetli olacağı, davanın açıldığı tarihten itibaren geçen zaman gözetilerek son revize proje esas alınmak suretiyle borca batık durumda olan ve revize projesi ciddi ve inandırıcı bulunan davacı şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesinin uygun olacağı kanaatine varılmış olmakla; iflas erteleme talebinin kabulüne, daha önce görevlendirilen kayyımların aynı görev ve yetkilerle görevlerinin devamına, İİK.nun 179/b maddesinde öngörülen tedbirlere karar verilmiştir.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Mahkememizin 10/03/2016 tarihli , …. Esas, … Karar sayılı kararı ile , davacı şirketin iflas erteleme talebinin kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı …. Paslanmaz Mutfak Eşyaları Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin iflasının 10/03/2016 günü saat 11.29 itibariyle bir yıl süre ile ertelenmesine, erteleme kararının İİK’nun 166/2 maddesi uyarınca masrafları davacıdan alınmak kaydıyla karar tarihinde yurt çapında trajı en yüksek gazetede ve Ticaret Sicil Gazetesinde bir kere ilanına, üçüncü kişilerin hak ve alacaklarının korunması ve kayyım heyetinin görev ve yetkilerine aleniyet kazandırılması açısından iflasın ertelenmesi kararının hüküm fıkrası özetinin İİK’nun 166. maddesi uyarınca Tapu Sicil Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Memurluğu’na,Gümrük ve Posta İdareleri’ne, Türkiye Bankalar Birliği’ne, Mahalli Ticaret Odaları’na ,Sanayi Odaları’na, Menkul Kıymetler Borsası’na , Sermaye Piyasası Kurulu’na ve diğer lazım gelen kurumlara bildirilmesine, daha önce görevlendirilen kayyımlar mali müşavir ile hukukçu aynı görev ve yetkilerle görevlerinin DEVAMINA, kayyımlar için ayrı ayrı aylık 1.000.-er TL ücret takdirine, ücretin kayyım tarafından doğrudan davacı şirket hesaplarından tahsiline, iflasının ertelenmesine karar verilen davacı şirketin mal varlığının korunması için alacaklıların menfaatleri de dikkate alınarak İİK nun 179/b maddesinin 1,2 ve 3. fıkraları gereğince; taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ve İİK ‘nun 206.maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla yapılmış ve yapılacak takipler hariç olmak üzere ; 6183 sayılı kanunla yapılan takipler de dahil davacı hakkında her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza istemi de dahil olmak üzere hiçbir takip işlemi yapılmamasına, yapılmış olan takiplerin bugünki mevcut durumları aynen korunarak ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına,(alacaklılar tarafından icra dosyalarında yapılan haciz ve muhafaza işlemleri aynen korunmak suretiyle mevcut haliyle ) , taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlamış veya başlayacak takiplerde işleyecek olan ve mevcut rehin ile karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak kaydı ile muhaza tedbirleri alınmamasına ve rehinli malların satılmamasına, tedbirlerin uygulanması noktasında mahkememizin karar tarihinden itibaren kayyımların davacı şirketçe dosyaya sunulan iyileştirme projelerine göre,iyileştirme projesinin uygulanması ve gerçekleştirilmesini denetleme ve gözetleme görevinin verilerek şirketin iyileştirme tedbirlerine uyup uymadığı konularında üçer aylık dönemler halinde açıklayıcı rapor sunmalarına, raporların alacaklılara tebliğine, kayyımların mali konularda bilirkişi görevlendirme ya da mahkememize başvurarak bilirkişi görevlendirilmesini isteme yetkisi verilmesine, şirketin mali durumunun kötüleşmesi veya iyileştirme projesinin gerçekleşmesinin imkansızlaşması gibi olumsuz gelişme olduğunda kayyımlarca rapor süresi beklenmeden bildirilmesinin istenmesine , kararın kayyımlara tebliğ edilmesine, iflası ertelenen davacı şirketin borç altına girmesini sağlayacak çek keşide etmesinin ve senet düzenlemesinin kayyımların onayına tabi tutulmasına karar verilmiş, taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller Finans Finansal Kiralama, … Çelik ve Dış Tic. A.Ş, …. Bankası A.Ş. …. Paslanmaz Çelik San ve Tic. A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 18.10.2018 tarihli, …. Esas, ….Karar sayılı kararı ile,
“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahiller Finans Finansal Kiralama, …. Çelik ve Dış Tic. A.Ş, ….Bankası A.Ş. …. Paslanmaz Çelik San ve Tic. A.Ş vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahiller Finans Finansal Kiralama, … Çelik ve Dış Tic. A.Ş, …. Bankası A.Ş. …. Paslanmaz Çelik San ve Tic. A.Ş vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” karar verilmiş, bu defa Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 18.10.2018 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararına karşı müdahillerden … Bankası vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş, davacı vekili ise 25/10/2019 tarihli dilekçesiyle davadan feragat etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12.11.2019 tarihli, …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile,
“Dava iflas bildirimini ve iflasın ertelenmesi talebini içermekte olup, davacı davadan feragat etmiştir. İflas davasından feragat karardan sonra mümkün değilse de (İİK.m.165/II) iflasın ertelenmesi yargılaması sırasında davacının feragati; borca batıklık bildirimi (TTK.m.376) saklı kalmak kaydıyla erteleme talebinden vazgeçilmesi anlamındadır. Diğer bir ifade ile iflasın ertelenmesi talebi aynı zamanda borca batıklık bildirimi niteliğinde olduğundan davadan feragat edilemez.
İflas erteleme davaları, genel dava teorisinden farklı olarak değişen durumların da nazara alındığı davalardır. Bu nedenle mahkemece, davacı şirketin borca batık durumda olup olmadığı hususunun re’sen tesbiti gerekir. Bu tesbitin yapılmasında davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer deliller toplanmalı, bu kapsamda ilgili görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra, borca batık durumda olmadığının anlaşılması halinde iflas erteleme talebinden feragat ettiği de nazara alınarak davanın esastan reddine, borca batık olduğunun belirlenmesi halinde ise davacının iflasına karar verilmelidir.
Feragat nedeniyle yukarıdaki ilkeler dikkate alınarak kararın bozlması gerekmiştir.”gerekçesiyle hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA:
Davacı vekili şirketin durumunun gayet olduğunu beyan ederek Yargtay kararına uyulmasını istemiş ve bilirkişi ek incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 12/11/2019 tarih ve .. Esas …. Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı kapsamında; davacı şirketin adresinde mal varlığı ve ticari defterleri üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılarak şirket varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti, aktif ve pasiflerinin incelenerek rayiç değerler üzerinden borca batık olup olmadığı, İİK’nun hükümleri uyarınca borca batıklık nedeniyle iflas erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında önceki bilirkişi kurulundan (mali müşavir Mustafa Kınacı , makine mühendisleri … ve …., Metalurji mühendisi …) ek rapor alınmasına karar verilmiş, 28/09/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; şirketin 30/06/2020 tarihi itibari ile aktifleri, alacak ve borçlar nazara alınarak çıkarılmış rayiç değerli öz varlık hesabına göre şirketin öz varlık toplamının (+) 4.378.594,00 TL tutarında ve pozitif olduğu, şirketin borca batık olmadığı, netice itibari ile iflasın ertelenmesinin ön koşulu olan borca batıklık durumunun ortadan kalktığı ve diğer bir deyişle davanın konusuz kaldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İİK’nın 179 ve devamı maddelerine istinaden sermaye şirketleri ve kooperatiflerin iflas erteleme talebinde bulunabilmeleri için bilançolarının borca batık olması gerekir. Borca batıklığın tesbitinde ise şirketin malvarlığında bulunan aktif ve pasiflerin talep tarihindeki gerçek değerlerinin nazara alınarak belirlenmesi gerekir. Dava şartı olan bu husus belirlenmeden talebin esasının incelenmesine geçilemez.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tesbiti gerekir. Bu tesbitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer deliller toplanmalı, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tesbitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Bu çerçevede varlıkların rayiç değerlerinin tespiti için yapılan keşif ve bilirkişi kurulu raporuna göre, şirketin 30/06/2020 tarihi itibari ile aktifleri, alacak ve borçlar nazara alınarak çıkarılmış rayiç değerli öz varlık hesabına göre şirketin öz varlık toplamının (+) 4.378.594,00 TL tutarında ve pozitif olduğu, şirketin borca batık olmadığı, netice itibari ile iflasın ertelenmesinin ön koşulu olan borca batıklık durumunun ortadan kalktığı nedenleriyle yargılama sırasında davacı şirketin rayiç değerler üzerinden borca batıklıktan çıkmış olması karşısında davacının iflâs erteleme talebinin özel dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davacı şirket hakkında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ve kayyımların görevine son verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargılama sırasında davacı şirketin rayiç değerler üzerinden borca batıklıktan çıkmış olması karşısında davacının iflâs erteleme talebinin özel dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı şirket hakkında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin KALDIRILMASINA,
3-Kayyımın görevine son VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20 TL harcın mahsubuna, bakiye 29,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan iflas avansının karar kesinleşince kendisine İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2020

Başkan …
¸
Üye ….
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸