Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2021/344 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/101 Esas
KARAR NO : 2021/344

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 29/04/2017 tarih, 30052 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 690 karar sayılı KHK 73. Madde gereğince harçtan muaf olduklarını, müvekkili şirketin kargo hizmeti verdiğini, davalı taraftan cari hesap alacağı bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı ve taraflar arasındaki cari hesap ekstresi ve 5.01.04.2018-29/06/2018 tarih aralığını tahsilat raporuna göre davalı tarafın müvekkili şirkete toplam 1.197,89-TL borcu olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ve borçlu şirketin takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……’ın 28/07/2020 tarihli dilekçesinde: davacı şirket ile 14/02/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunulan hizmet sözleşmesi ile çalışmaya başladığını, o tarihten sonra ileri gelen tarafına iletilen faturalarla, gönderilen kargo desileri fiyatları arasında uyuşmazlık tespit edildiğini, bu uyuşmazlıktan doğan hak kaybını davacı tarafın o dönemlerde çalışanları……..’e, ….. Bey’e, …… ve ……. Beyler’e defaatle bildirdiğini, ne firmanın ne de yetkililerin herhangi bir dönüş yapılmadığını, kargo taşımacılığı esnasında verilen zararların yine firma yetkililerine bildirilmiş olmasına rağmen zarar tazminine ilişkin geri dönüş alamadıklarını, bu nedenle davacı şirketten oluşan tüm maddi ve manevi zararların giderilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmış ve takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Bakırköy ……. icra müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 1.197,89-TL ile takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 oranından az olmamak kaydıyla avans faizi masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişiler Yeminli Mali Müşavir ……. ve Lojistik ve Taşıma Uzmanı …….’ün 20/01/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı ……. Kargo Loj. Ve Dağ. Hizm. A.Ş.’nin Davalı … – ……’dan 2018 yılı ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde alacağının bulunup bulunmadığının ve varsa miktarının belirlenmesi için yapılan inceleme sonucunda; Davalı … – …… ticari defter ve belgelerini 01/12/2020 günü saat 14:00 da Mahkemeniz kalemine incelenmek üzere tarafımıza ibraz etmediğinden, davalı/borçlu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bu konuda herhangi bir inceleme yapma imkanı bulunamadığı, dosya içerisinde Davacı yanca düzenlenen 14.02.2018 tarihli ve 6 ay süreli olduğu içeriğinden anlaşılan Taşıma sözleşmesinin bulunduğu, ancak üzerinde davalı tarafın bu koşulları kabul ettiğini gösterir kaşe imza verisi yer almadığının anlaşıldığı, Davalı tarafın cevap dilekçesinde 14.02.2018 tarihli sözleşme ile davacı taraftan hizmet aldığını beyan ettiği, bu durumda sözleşmenin taraflar arasında uygulanabilir nitelikte olduğu ve davalı yanca kabul edildiğinin değerlendirildiği, ancak, bu hususta takdirin ve hukuki değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğu, Davalının onayının eksik olduğu ve sözleşmenin uygulanamayacağı sayın mahkemece değerlendirilir ise rapor içerisindeki taşıma yönünden değerlendirmelerin sözleşmenin ispatı koşuluna dayanacağı,14.02.2018 tarihli sözleşmenin davacıyı taşıyıcı, davalıyı ise gönderen olarak tanımladığı, içerisinde tarife bilgisinin yer aldığı, TTK hükümleri uyarınca açık taşıma sözleşmesi niteliği taşıdığı, bu sebeple davacı yanın sözleşme geçerlilik süresindeki kargo taşımalarından ücret talep edebileceği, Davacı yanın kargo işletmesi olarak taşıma hizmeti verdiğine dosya içeriğindeki 05.06.2018 tarihli Tahsilat Faturaları Zimmet Tutanağından fatura bazında kanaat getirilebildiğini,Ancak bu faturaların hangi gönderilere ait olduğu, söz konusu gönderilerin desi bazında niteliğinin ne olduğu, gönderilerin desilerine göre fatura bedellerinin doğru kesilip kesilmediğinin dosya içerisindeki verilerden tespit edilemediği, Davacı ……. Kargo Loj. Ve Dağ. Hizm. A.Ş.’nin 2018 yıllına ait ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde raporumuzun II. bölümünde detaylı olarak tespit edildiği üzere; Davalı adına düzenlenen faturaların davacı firma ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacı firmanın takip tarihi itibariyle davalıdan 1.197,89 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 1.197,89 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.) açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 81,83-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.197,89-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 1.760,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Miktar yönünden Kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza