Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/996 E. 2023/306 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/996 Esas
KARAR NO : 2023/306 Karar

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
GER. KARAR TARİHİ : 26/04/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; .Müvekkili şirket ile davalı şirketin, … Mahallesi, … Caddesi No:… (…Pafta, … Ada, … Parselde kayıtlı) Esenler/İstanbul adresinde bulunan şantiyesinde kullanılmak üzere davalı şirketten işin niteliği, önemi, ürünün dayanaklılık özelliği ve kalitesiyle bilinmesi nedeniyle özellikle …. beton sınıfına ait olmasını tercih ettiği beton alımı konusunda anlaştıklarını, davalı şirket tarafından üretilen ve TSE garantili olarak verildiği iddia edilen beton 22.12.2018 ve 26.12.2018 tarihlerinde inşaata döküldüğünü, akabinde mevzuat gereği beton mukavemet değerlerinin denetlenmesi için 26.12.2018 tarihinde şantiyeden numune alındığını, … Ltd. Şti. (VKN: …) tarafından yaptırılan 7 günlük ve 28 günlük deney ve değerlendirme sonuçları değerlendirildiğini, yapı denetim şirketinin 23.01.2019 tarihli raporuyla anılan betonun … beton sınıfına göre 7 günlük ve 28 günlük beton basınç dayanım sonuçlarının … ve … standartlarının altında olduğu görüldüğünü, her bir beton döküm tarihinden itibaren 7. günü itibariyle karot test sonuçlarının istenilen değerleri sağlayana kadar beton döküm faaliyetlerinin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin, işin devamlılığının etkilenmemesi ve beton dayanıklılık testlerinden sorunsuzca geçebilmesi için özellikle … sınıflarında beton tercih etmesine rağmen bu şekilde sonuç alması ve şantiyenin durdurulmasının müvekkili açısından telafisi güç zararlara neden olduğunu, neticede taraflar arasında imzalanan sözleşme edimlerinin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili şirketin 155.850,00-TL’lik zararının şantiyenin tekrar işe başlama tarihi olan 12.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından üretilip, davacıya teslim edilen hazır betonun, teslimi öncesi ve teslimi ile birlikte alınan numune örneklerinde standartları sağladığı yapılan incelemeler ile sübut bulduğunu, müvekkili şirket …. San. Ve Tic. A.Ş. çimento imalatı sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden biri olup hem yurtiçi hem de yurtdışı müşterilerinin taleplerini karşılamak amacıyla dünya kalite standartlarına uygun her nevi çimento, klinker, beton ve agrega üretim faaliyetini gerçekleştirmekte olduğunu, huzurdaki dava kapsamında da Müvekkili şirket ile …. şantiyesine dökülmek üzere … İnşaat ve Yapı Malz. San. Ve Tic. Ltd. Şti firması arasında 18/05/2018 tarihinde Hazır Beton Satış Sözleşmesi imzalanmış olup işbu sözleşme uyarınca üzerinde anlaşılan standartları sağlar nitelikteki beton, …. adlı şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketçe betonun irsaliyede belirtilen orandaki 7 günlük dayanımı, yapı laboratuvarı sonucunda sağlandığını, Bahsi geçen beton mukavemetleri standartlarının üstünde olduğunu, Ayrıca 28 günlük basınç dayanımlarının uygun olmadığı iddiası üzerine şantiyeden karot numuneleri alındığını ve resmi karot kırım sonuçlarının oldukça yüksek çıktığını, bununla birlikte davacıya iki üst sınıf beton verildiği resmi karot basınç dayanım raporu ile sübut bulduğunu, bu doğrultuda davacı firmanın, şantiyedeki faaliyetlerine devam ettiğini, davacının herhangi bir alacak talep etme hakkı bulunmamakla birlikte, faiz talebinin de reddinin gerektiğini, ayrıca hiçbir suretle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için bu yönde bir hüküm tesis edilebileceği düşünülse dahi; davacının dava konusu maddi tazminat talebi için yalnızca dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilmesi mümkün olduğunu, talep edilen faiz, faiz türü ve faiz başlangıç tarihine de ayrıca itiraz ettiklerini, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25/05/2021 havale tarihli raporda; “1,5 aylık Kule Vinç bedeli olarak 14.160,00TL (1,5 ay *9.440,00 TL 1 aylık Kule Vinç Kiralama Bedeli) hesaplandığını, 1,5 aylık Kule Vinç Operatör bedeli olarak 2.926,50 TL (1,5 ay *1.951,00 TL operatör aylık brüt ücreti) olarak hesaplandığını, 1,5 aylık 21 personel maaşı bedeli 61.456,50 TL (1,5 ay*1.951,00 TL personel başı aylık brüt ücret*21 kişi) olarak hesaplandığını, 1,5 aylık 21 personelin SGK prim bedelinin 61.456,50 TL(1,5 ay*975,00TL personel başı aylık SGK ücret*21 kişi ) olarak hesaplandığını, teknik açıdan ise; davacının davalıdan satın aldığı 9. Normal kat perde yapımında kullanılan betonun 23/01/2019 tarihinde 28 günlük dayanımı sağlamadığı dosya kapsamında anlaşılmakta olup, 12/02/2019 tarihli karot dayanım raporu ile dayanımı sağladığı dosya kapsamında anlaşılmakla beraber Yapı denetim firmasının şantiyeyi başlatma yazısına dosyada rastlanılmamıştır. Davacı 1,5 aylık süre için talepte bulunmuştur. Hukuki yorum ve nihai takdir sayın mahkemede olmak üzere dava dilekçesinde talep edilen alacak talebi 14.160,00 TL +2.926,50TL+61.456,50TL=139.999,50TL olarak dosya kapsamında hesaplandığını,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı tanığı …. 26/04/2022 tarihli celsedeki beyanında: “ben davacı şirketin dava konusu olan inşaatının şantiye şefiydim, halen davacı bünyesinde çalışmıyorum, dava konusu şantiyede taşınmazın yapı ruhsatına bağlanması tarihi ile ben burada görev aldım, ben burada yaklaşık olarak 16 ya da 18 ay görev yaptım, 26/12/2018 tarihinde normal şartlarda biz 9.katın perde ve kolonlarının betonunu atmamız gerekiyordu, biz o gün tarihi itibari ile bu betonu attık, beton atılma esnasında sorumlu yapı denetim şirketi olan …. şirketi anlaşmış olduğu laboratuar aracılığıyla bu betondan numuneler alınır ve bu m3’e göre alınır, bu numuneler 7 günlük süre içerisinde incelenir, eğer bu numuneler olması gereken değerde ise inşaata devam edilir, olması gereken değerde değil ise inşaat durur, 26/12/2018 tarihinde atılan betonun değeri istenilen yasal şartlarda olmaması nedeniyle yapı denetim firması tebliğ ile bizim inşaatımızı durdurdu, betonu davalı …. şirketinden alırdık, bu betonu hep onlardan aldık, 9.kata kadar belli noktalarda minimum problemler yaşanmıştı ama yapı denetim ön görüsü ile inşaat devam etmişti, bu inşaatın durması muhtemelen 55-60 gün sürmüştür, 2.beton basıncı sonuçları olan 28.günki değerleri bekledik, yine bu değerlerde standartlara uygun değildi, yeniden bize inşaatın devam etmeyeceği tebliği yapıldı, biz de inşaata devam etmedik, 45.günden sonra karot alınmasını yapı denetim firması istedi, biz davalıya bu hususu söyledik, davalının yönlendirdiği bir laboratuar ekibi geldi, 9.kattaki değeri düşük olan perde ve kolon betonlarında karot aldı, karot sonuçları değerleri standarda uygun gelince 55-60.günden sonra inşaata devam etti, bu 55-60 günlük süre içerisinde işçilerin maaşı ödenmiştir, bu dönemde kule vinçte kullanılmıştır, bu kule vinci de çalışmadan durmuştur, tanıklık ücreti talebim yoktur, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 13/09/2022 tarihli celsedeki beyanında:”Ben davacı şirketin dava konusu olan inşaatında kalıpçı olarak çalıştım. Ben halen davacı bünyesinde çalışmıyorum. Ben dava konusu şantiyede temelden çatısı yapılana kadar kaba inşaatında çalıştım. Ben burada yaklaşık olarak bekleme ile birlikte 7-8 ay çalıştım. İnşaata gelen betonun değerlerinde sıkıntı çıkmış. Değerleri düşükmüş ve bunun üzerine de yapı denetim firması inşaatı durdurdu. Yaklaşık 50-55-60 gün beklenildi. Bu sırada herhangi bir şey yapılmamıştır. 2 ay sonra inşaat devam etti. Ben inşaatın durduğu dönemde herhangi bir ücret almadım. Bu dönemde Kule vinci inşaatta durmuştur. Kule vincinin firmasının parasını aldığını bilmekteyim. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı ….den 13/09/2022 tarihli celsedeki beyanında:”Ben davacı şirketin dava konusu olan inşaatında demirci ustası olarak çalıştım. Ben halen davacı bünyesinde çalışmıyorum. Ben dava konusu şantiyede başlangıç ve bitiş tarihlerini bilmiyorum. Betonla ilgili sıkıntı yaşandığında 26/12/2018 tarihi idi. Bu beton döküldü. 7 gün sonra beton numunelerinde sıkıntı çıktığından inşaat yapı denetim firması tarafından durduruldu. 28 günlük süreç beklenildi. Sonra beton değerleri yine tutmadı 45 günlük süreç beklendi. Ortalama 50-60 gün arasında inşaat durmuştur. Sonra inşaat devam etti ve ben sonrasında da çalıştım. Çalışmadığım -inşaatın durduğu sürede biz yevmiye usulü ile çalıştığımızdan dolayı ücret almadık. Bu dönemde Kule vinci inşaatta durmuştur. Kule vincinin firmasının parasını aldığını tahmin ediyorum. Aralarında sözleşme mevcuttur. O sürede kule vinci operatörü de beklemiştir. Tanıklık ücreti talebim yoktur. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25/11/2021 tarihli ek raporda;”Davalının itirazlarının detaylı olarak incelenmiş olup, kök rapordaki inceleme ve tespit sonucunun korunduğu kanaatine varıldığı” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01/02/2023 tarihli ek raporda; “Kök rapordaki inceleme ve tespit sonucunun korunduğu kanaatine varıldığı” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, zarar tazmini isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki … beton alımına ilişkin sözleşme kapsamında, davalının standardın altında beton dökerek, edimini gereği gibi yerine getirmediği – ayıp iddiasından kaynaklanan zararın tazminine ilişkindir.
Dava konusu miktar 155.850,00-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı – davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı beyanlar, fatura, ticari defter ve kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında …. beton alımına ilişkin sözlü bir anlaşma olduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defterler ve kayıtları ile bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, 22.12.2018 ve 26.12.2018 tarihlerinde davalı tarafından satılan betonların, davacıya ait inşaata döküldüğü anlaşılmıştır.
– 6098 sayılı TBK’nın Satım sözleşmesinde alıcının seçimlik hakları başlıklı 227. maddesinde; “satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı;1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, 3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
– Madde hükmü doğrultusunda, davacının ayıptan kaynaklı genel hükümlere göre tazminat hakkı bulunmaktadır. Ancak, bunun için ayıp iddiasını ispat etmesi gerekmektedir. Davacının davalıdan satın aldığı 9. Normal kat perde yapımında kullanılan betonun 23/01/2019 tarihinde 28 günlük dayanımı sağlamadığı ve 12/02/2019 tarihli karot dayanım raporu ile dayanımı sağladığı dosya kapsamından ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalının davacıya sattığı beton ayıplı ve standardın altındadır. Ayıp sebebi ile inşaatın devam etmediği ve durduğu da dosya kapsamından anlaşıldığından, davacı beyanı ile sınırlı olarak ve tanık beyanları da dikkate alınarak 1,5 ay inşaatın durmasından kaynaklı zararın oluşumuna davalının sebebiyet verdiği mahkememizce kabul edilmiştir. Bu haliyle inşaatın durmasından kaynaklı zararların davalı tarafından tazmini gerekmektedir.
– Dosya kapsamına ve hukuka uygun bilirkişi heyet raporunda hesaplanan 1,5 aylık Kule Vinç bedeli, Kule Vinç Operatör bedeli, 21 personel maaşı bedeli ve 21 personelin SGK prim bedeli olmak üzere toplam 139.999,50 TL’den davalının sorumlu olduğuna kanaat getirilmiş ve davacının göndermiş olduğu ihtarname ile verilen 7 günlük ödeme süresinden önce davalının 09.04.2019 tarihli ihtarnamesi ile ödeme yapmayacağını belirterek, temerrüte düştüğü anlaşılmış ve bu tarihten itibaren faiz işletilerek aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Yukarıda açıklanan sebeplerle açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-139.999,50-TL’nin 09/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 9.563,37-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 2.661,53-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.901,84-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 2.749,43-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen/edilecek bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 5.273,80-TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul-red oranı dikkate alındığında % 89,82’si olan 4.736,93-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 21.999,93-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır