Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/985 E. 2019/1400 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/985 Esas
KARAR NO : 2019/1400

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/08/2018 tarihinde Çatalca-İstanbul karayolunun Çatalca gişeleri yol ayrımı mevkiinde meydana gleen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında davalı ….’un sevk ve idaresinde bulunan ve yolcu ….’ın içinde buluduğu plakası bulunmayan motorsiklet ile …. isimli şahsın sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı açık kasa kamyonetin karşılıklı çarpışması sonucu trafik kazası gerçekleştiğini, plakası ….. olduğu beyan edilen motorsikletin kaza tarihinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığını, kaza nedeniyle Güvence Hesabı’na başvuran ….’ın aktüeryal maluliyet tazminatı raporu dikate alınarak 04/10/2019 tarihinde vekili Av. …hesabına 98.319,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, Çatalca C.Başsavcılığı’nın …. sayılı kazaya karışan …. adına açılan soruşturma dosyasında müşteki …’un kusurlu bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin rücu hakkı doğduğunu, davacı Güvence Hesabı’nın borçlu …. adına Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. D.iş sayılı dosyasında 23/10/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, davalı adına Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takibi ile ödeme emri ve eklerinin tebliğ edildiğini, ödeme emrine davalı tarafından 19/11/2019 tarihinde itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminata ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı Güvence Hesabı, trafik kazası nedeniyle yönetmeliğin 16. maddesine dayalı olarak ödediği tazminat nedeniyle davalıya rücu etmektedir. Davalı gerçek kişi olup araç ticari araç niteliğinde olmadığı gibi uyuşmazlık da haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nn 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere incelenen dosya üzerinden karar verildi.27/12/2019

Katip … Hakim ….
¸e-imza ¸e-imza