Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/977 E. 2022/505 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/977 Esas
KARAR NO : 2022/505

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin muhtelif faturalardan kaynaklanan 20.461,91- USD cari hesap alacağını tahsil edebilmek için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E .sayılı dosyası ile davalı/ borçluya karşı icra takibi başlatıldığını, icra takibinde 20.459,91-USD asıl alacak, 2-USD takip öncesi faiz olmak üzere takip çıkışı toplam 20.461,91-USD talep edildiğini, davalı/ borçlunun takibe ilişkin ödeme emrini 15/08/2019 tarihinde tebellüğ ettiğini, 14/708/2019 tarihinde vekili vasılası ile takibe konu alacağa itiraz ettiğini, bu nedenle takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının bu dava tarihinde ödenmediğini, müvekkili şirketin davalı/borçludan alacaklı olduğu ticari defterler ve kayıtlar ile dayanağı belgeler gereğince sabit olduğunu, davalının itirazı icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olup, haksız ve mesnetsiz itirazı nedeni ile Mahkemenize başvurarak İİK 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptalini, takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Tekstil sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirket ile davacı şirket arasında kumaş alım satım kapsamında gerçekleşen bir ticari ve hukuki ilişki söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin, taraflar arasında vukuu bulan alım satım ilişkisinden kaynaklı, davacıya herhangi bir borcu bulunmamakla, haklı ve hukuka uygun olarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından aleyhinde başlatılan takibe itirazda bulunulduğunu, iddianın aksine müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu tüm bu hususların yargılama aşamasında, usulüne uygun tutulan müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile de açık ve net bir şekilde ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı aleyhine 20.459,91-USD asıl alacak ve 2-USD faiz olmak üzere toplam 20.461,91-USD alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %2 faizi ile USD üzerinden fiili ödeme tarihindeki döviz kuruna göre TL olarak tahsili ile icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 15/03/2021 tarihli raporunda özetle; Dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede taralar arasında akdedilmiş bir yazılı sözleşmeye rastlanmadığı, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U,K, hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının 08/08/2019 takip tarihi itibariyle 12.127,57 TL alacaklı durumda olduğu, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K, ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının 08.08.2019 takip tarihi itibariyle 90.486,65 TL alacaklı durumda olduğu, taraf defterleri karşılaştırıldığında (12.127,57 TL + 90,486,65 TL—) 102.614,22 TL tutarında farkın mevcut olduğu, söz konusu farkın davalı tarafından yapılan ödemeler ile davacı tarafından düzenlenen kur faturasından kaynaklandığı, dosya içerisinde davacı tarafından kur farkı hesaplamasının ne şekilde yapıldığına ilişkin hesaplama tablosu yer almadığı gibi dosya içerisinde davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin ek teslim bordroları/tahsilat makbuzları/çek görüntüleri ödeme makbuzları yer almadığından bu aşamada hesaplama yapmanın mümkün olmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre rapor tanzim edilmesi için taraflar arasındaki çekişmeyi oluşturan kur farkının hesaplanması yapılmasının gerektiği, bu hesaplamanın yapılabilmesi için söz konusu ödemelere ait çek teslim bordroları / tahsilat makbuzları / çek görüntüleri / ödeme dekontları ile davacı şirket tarafından söz konusu kur değerlemesine ilişkin yapılan hesaplama tablolarının sunulmadığı gerektiğinin değerlendirildiği kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporundaki eksikliklerin tamamlanarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi …’nin 17/09/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı yan tarafından davalıya 17 adette toplam 153.956,55 USD tutarlı faturanın düzenlenmiş olduğu, kök raporda yapılan incelemede söz konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından bu faturalara karşılık 1.383,48 USD faturası ve davalı tarafından davacıya toplamda 133.811,61 USD tutarında ödeme yapıldığı, yapılan hesaplamalar sonucunda davacının davalıdan takip tarihi 08.08.2019 itibariyle 18.761,46 USD olarak hesaplandığı, bu tutarın takip tarihi itibariyle TL karşılığının (18.761,46 USD x 5,5040) 103.263,08 TL olduğu, davalı tarafından yapılan çek ödemelerinin birebir faturalar karşılığında yapılmadığı, cari hesap şeklinde yapıldığı, bu nedenle davacının kur farkı talebinin mümkün olduğu, şartları oluşmadığından davacının faiz talebinin mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporlarına ilişkin beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi açısından dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi …’nin 07/02/2022 tarihli ek raporunda özetle; Yargıtay içtihatları çerçevesinde, davacı tarafından düzenlenen faturaların bedellerinin birebir olmasa bile çek ile ödenmesinin davacının kur farkını düzenleyemeyeceği yönünde karar verilmesi halinde davacının talebinin mümkün olmadığı, ancak aksi yönde karar verilmesi halinde ise davacı talebinin 18.761,46 USD olarak hesaplandığı, bu tutarın takip tarihi itibariyle TL karşılığının ise (18.761,46 USD x 5,5040) 103.263,08 TL olduğu, düzenlenen faturaların TCMB satış kuru dikkate alınarak düzenlenmiş olması nedeniyle ek raporda herhangi bir hesap hatasının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup taraf deliller bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir.
İddialar doğrultusunda mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış yapılan inceleme neticesinde uyuşmazlığa konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu faturaların döviz cinsinden düzenlendiği, davalının bir kısım ödemelerini döviz cinsinden yaptığı, bir kısım ödemelerini ise çek aracılığıyla yaptığı, aradaki farkın kur değerlemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Kesinleşen ve itiraza uğramayan fatura bedelleri toplamının 152.573,07 USD olduğu, davalı tarafından 133.811,61 USD ödeme yapıldığı dikkate alındığında taraflar arasında USD cinsinden ticari ilişki olduğu hususu sübuta ermiş olup, gelinen aşamada bu ilişki neticesinde bakiye bedel olan 18.761,46 USD’nin davalı tarafından ödendiği hususunun davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Dosya kapsamından davalının bu bedeli ödediğine dair somut delil dosyaya sunulamadığı gibi, davacı tarafça icra dosyasına konu edilen fazlaya ilişkin bedelin de davacı tarafından ispat edilemediği göz önünde bulundurularak, tespit edilen 18.761,46 USD üzerinden dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca alacağın likit olduğu dikkate alınarak davacının tazminat talebi hakkında ve reddedilen kısma ilişkin ise takip yapmada davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının tazminat talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 18.761,46-USD üzerinden DEVAMINA,
-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere, fiili ödeme tarihinde USD cinsinden açılmış kısa vadeli mevduatlara uygulanacak olan en yüksek faizin İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden 3.752,30‬-USD icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Reddedilen kısma ilişkin davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 7.623,83- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.515,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.108,23-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.210,30-TL’sinin davalıdan tahsili ile, geri kalan 109,70-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 14.552,60-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın red miktarına göre tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 1.515,60-TL peşin harç, 961,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.521,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.311,96-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza