Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/975 E. 2020/277 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/975 Esas
KARAR NO : 2020/277

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’un İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne …. sicil numarası ile kayıtlı …. Tekstil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne %30,84 oranında azınlık pay sahibi olarak ortak olduğunu, şirket yönetimi tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı davranışlarla müvekkili şirketten uzaklaştırmaya çalıştığını, müvekkilinin davet edilmeksizin yapılan yönetim kurulu ve alınan …. numaralı kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, bu sebeple söz konusu batıl olan karara istinaden münferit imza ile yapılan işlemler de hukuken batıldır. işbu karara karşı butlan davası açma hakkının saklı olduğunu, batıl yönetim kurullarına dayanarak son 3 yılın hesap dönemine ait genel kurul toplandığını, açıklanması talep edilen hususlara hiçbir açıklama getirilmediğini, üstünkörü cevaplarla geçiştirildiğini belirterek haklı sebeple davalı şirketin feshine, feshin mümkün olmaması halinde TTK. 531. Maddesinde belirtildiği şekilde davacı pay sahibine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davalı şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş bu davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenmiş olan ticari davalardan olup, TTK Madde 5/A bendi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı ile müvekkili şirket ortakları … ve …., …’nin hisse ortakları olduklarını, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten itibaren yıllarca davacı %50 paya sahip hisse ortağı iken daha sonra payının bir kısmını kendi isteği ile devrettiğini, davacının 12.09.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısının kendisine haber verilmeksizin yapıldığını, iş bu yönetim kurulu toplantısının ve alınan kararların batıl olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkili şirket yetkilileri tarafından …’a yapılacak olan yönetim kurulu toplantısı haber verilmesine karşın davacı yönetim kurulu toplantısına iştirak etmediğini, yönetim kurulu üyesinin, kendisi davet edilmeden toplantı yapıldığını ve imza yetkisinin onayı dışında değiştirildiğini bilerek 8 ay boyunca bu hususta herhangi bir iddia ve itirazda bulunmamış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının şirket bünyesinde bulunan neredeyse 1/3 oranında hisse oranı ve davacının konumu da düşünüldüğünde yönetim kurulu toplantısından haberdar olmaması mümkün olmadığını, davacının taleplerine esas teşkil eden iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek iş bu davanın reddini, mahkeme aksi kanaate ise davacının pay değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılması kararı verilmesini, 30.12.2019 tarihli tensip zaptının 14 numaralı ara kararında değerlendirileceği belirtilen şirkete tedbiren yönetici kayyım atanmasının reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK.nın 531.maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, davacı pay sahibine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davalı şirketten çıkarılması istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği , istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; …. sicil nolu …’nin 18/01/1990 tarihinde kurulduğu, ….,…., ….in yönetim kurulu üyeleri, …. ile ….’ın aynı zamanda şirket yetkilisi oldukları, şirketin son tescilini 04/12/2019 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ortağın davalı anonim şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma koşullarının oluşup oluşmadığı, çıkma koşulları oluşmuş ise çıkma payının bulunup bulunmadığı, miktarının tespiti, şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı, makul kabul edilebilir çözüm yolu bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dava şartları bakımının HMK 114.ve 115.maddeler bakımından resen yapılan inceleme sonucunda;
Davanın açılış tarihi itibariyle ve mahiyeti gereği dava içinde aynı zamanda bir alacak talebine karşı borlu olmadığı istemini barındırdığı dikkate alınarak özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen yasa maddesine göre 7155 Sayılı Kanunla TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.
TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.)
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari davalar TTK m.4’te düzenlenmiştir:
“1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,…denilerek söz konusu talep TTK 553.madde kapsamından kaynaklı iş bu dava TTK’da düznenlendiğinden mutlak ticari davadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
HUAK m. 18/A (2) hükmünde dava şartı arabuluculuğa mutlaka dava açmadan önce başvurulması zorunlu tutulmuştur.
Mahkemenin dava açmadan önce dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddeder.
6235 sayılı HUAK m. 18/A (2) hükmünün kesin anlatımı nedeniyle tarafların dava şartı arabuluculuğa başvurmaları için HMK m.115’te öngörülen bir haftalık kesin süre veremez. Dava şartı arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığına dava tarihi itibariyle bakılır.
HM 114/2 ye göre 2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. denilerek özel kanunlarla da özel dava şartı getirildiğinden resen inceleme yapılacağı sabittir.
Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olup davanın anonim şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olup, işbu TTK.nın 531.maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ve davacı ortağın paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davalı anonim şirket ortaklığından çıkartılması istemine ilişkin açılan davanın ara buluculuğa tabi olacağı şüphesizdir. Nitekim İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ … Esas …. karar sayılı kararı da bu yönde olup anonim şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemlerinin arabuluculuğa tabi olduğu kanun koyucunun da iradesinin bu yönde olduğu ve söz konusu düzenleme amaçsal yoruma göre de fesih ve tasfiye, ortaklıktan çıkma, çıkarma talepleri davalar arabuluculuğa tabi olduğundan bu aşamada herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020

Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Katip …
¸