Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/972 E. 2020/257 K. 09.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/972 Esas
KARAR NO : 2020/257

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …bank … şubesinden davalı şirketin …bank A.Ş hesabına 08/04/2019 tarihinde 200.000 TL borç kaydı ile para gönderdiğini, müvekkili ile şirket yetkilisinin şifai görüşmesinde borcun 1 aylığına verilmesine rağmen, davalı şirketin borcu ödemediğini, bu ticari davaların arabuluculuk kurumuna başvurmadan açılamayacağından bahisle talebini arabuluculuk kurumuna da götürdüğünü fakat davalı tarafın arabuluculuk buluşmasına da gelmediğini ve anlaşmazlık tutanağı tutulduğunu, müvekkilinin davalı şirkete vermiş olduğu borcun 08/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava türünün davacının talebine uygun olarak “tüketici ödüncü” konusuna ilişkin olduğunu, davacının banka, kredi kuruluşu ya da finansal kurum olmadığı için ticari bir dava olmadığını, bu sebeple görevli davanın asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacının talebinin zorunlu arabuluculuk olmadığını, arabuluculuk işlemlerinin usulüne uygun tamamlanmadığını, davalı müvekkiline ilk toplantı hakkında yanlış gün ve tarih için bilgilendirme mektubu gönderilerek yanıltıldığını ve yine usulsüz bir şekilde anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, arabuluculuk kanununda tarafalar ile davet mektubu öncesinde yer ve tarih belirlenmesi için iletişim kurma yükümünün olduğunu buna rağmen hiçbir iletişim kurulmadığını, davacının 08/04/2019 tarihinde müvekkili şirketine 200.000 TL borç olarak havale/eft gönderdiğini, ancak ispata mükellef iken taraflar arasında herhangi bir ödünç sözleşmesi sunulmadığını, alacağı olduğunu iddia ettiği miktarın tam olarak belliyken haksız çıkar sağlamak adına kısmi dava açtığını,
arabuluculuk son tutanağının geçersizliğinin tespit edilerek davanın usulden ve esasen borcu olduğu meblayı ödeyen ve hiçbir alacağı olmayan davacının davasının reddedilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Türk Borçlar Kanunu’nun 555 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal niteliği itibari ile bir ödeme vasıtasıdır. Diğer bir deyişle havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Yasal karinenin tersini ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2003 gün, 2003/3-118 Esas, 2003/158 Karar sayılı ilamı)
Davacının dayandığı banka dekontları banka havale dekontu niteliğinde olup, banka dekontunda paranın davalıya ödünç olarak verildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Havale karine olarak borç ödeme vasıtası niteliğinde olup, havale dekontunda yer alan miktarın karşı tarafa borç olarak gönderildiğinin yasal delillerle ispatlanması zorunludur. Havale dekontunda paranın davalıya borç olarak gönderildiği yazılı olmadığından bu paranın davalıya borç olarak gönderildiği kabul edilemez. Davacının dayandığı havale dekontu yazılı delil başlangıcı niteliğinde de değildir ve olayda miktar itibariyle tanık dinlenemez ve tanık beyanlarına dayalı olarak hüküm tesis edilemez. Davacının iddiasını yasal delillerle ispatlaması gerekmekte olup bu hususta herhangi bir delil sunamadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 256,17-TL harçtan mahsubu ile kalan 201,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.09/03/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim ….
E-imzalıdır ¸