Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/946 E. 2022/215 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/946 Esas
KARAR NO : 2022/215

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkillerin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi İşin İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK..’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı müvekkiller aleyhine yeni takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, tedbir tarihinden sonra uygulanan haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, müvekkilleri hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, müvekkillerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı müvekkillere ödenmesine, muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı müvekkillere iadesine, davacılara ait olup haczedilen araçların kayıtlarına konulan yakalama şerhlerinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, işbu karar tarihinden sonra alacaklı bankalarda davacılara ait hesaplara gelecek paralar ile ilgili, ilan tarihinden önce muaccel hale gelmiş kredi ve başkaca alacaklar için yapacakları rehin, takas uygulamalarının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK’ nin 200.maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası kapsam ve şartlarında tedbiren durdurulmasına, davacıların bankalardaki hesaplarına yatırılan paralara bankalarca rehin veya takas hükmünde olmak üzere konulan ve uygulanan blokajların kaldırılmasına ve blokaja tabi tutulan bedellerin davacıların ilgili banka hesabına davacıların kullanımına sunulmak üzere iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacılar tarafından banka ve finans kuruluşlarına tahsil, takas ve teminat olarak verilmiş olan çek, senet ve her türlü kıymetli evrakın davacılara iadesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı müvekkillerin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, müvekkillere ait çeklerin arkasının karşılıksızdır olarak yazılmasının önlenmesi, senetlerin protesto edilmesinin önlenmesine, müvekkillerin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve müvekkillere komiser tayinine, konkordato talebinin kabulü ile, öncelikle İcra Ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına geçici İİK. 285. maddesi çerçevisinde geçici mühlet neticesinde İcra Ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması, konkordato talebine eklenmesi gerekli belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi üzerine borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketlerin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Geçici mühletin ve kesin ve kesin mühlet verilmesine ilişkin ilanların ayrı ayrı Türkiye Sicil Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Portalında yapıldığı ve İİK’nun 288. Maddesi uyarınca gerekli yerlere bildirimlerin yapıldığı görülmüştür.
Davacının kayıtlı adresleri ve muamele merkezi İstanbul olduğundan işbu konkordato talebi yönünden mahkememiz görevli ve yetkilidir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde konkordato tasdik talebinde bulunulabileceğine ilişkin yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyeti tarafından tanzim edilen 20/01/2020 tarihli raporda; ….. San.Ve Tic. Ltd.Şti.’nin 31.10.2019 tarihli Gelir Tablolarının hazırlanmasında, kayıtlarda yer alan fakat stok sayımında depoda bulunmadığı tespit edilen 39.363.291,39 TL tutarındaki ürünlerin bu dönemde bilanço kayıtlardan çıkarılması nedeniyle yüksek tutarda zarar açıklamış, dolayısıyla özkaynak kaybı yaşadığı, karlılığı olumsuz etkilediği, …. Eğitim Kurumları Ltd.Şti ise maliyetlerin satışlardan daha yüksek olmasından dolayı bu dönemde zarar açıkladığı, her iki şirketin de borca batık olduğu, borca batıklığın, TTK m.376/III hükmüne göre, aktiflerin muhtemel satış fiyatları (rayiç değerleri) nazara alınarak düzenlenecek ara bilançoya göre tespit edilebileceği, rayiç değerlere göre şirketin borca batık olup olmadığını saptamak için, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirilmesi için mahkeme onayı ile en kısa zamanda bilirkişi görevlendirmeleri yapılacağı, malvarlıklarının rayiç değerlemelerinin tespitinin bilirkişi marifetiyle geçici mühlet içerisinde tamamlanması hedeflendiği, 24.12.2019 tarihinde heyetimizce şirket merkezine gidilerek, öncelikle şirket yetkilileri eşliğinde toplantı öncesi idari alanlar gezildiği, sonrasında toplantı yapıldığı; toplantıda öncelikle, şirketin faaliyet alanı, şirketin yönetim yapısı ve şirketi konkordato başvurusunda bulunmaya iten sebepler hakkında bilgiler alındığı, daha sonra tarafımızca, komiser heyetinin yetki, görev ve sorumlukları ve sürecin işleyişi hakkında bilgilendirmede bulunulduğu, toplantı sonrası heyetce alınan kararların tutanak haline getirilerek şirket yetkililerinden imzaların alındığı, şirketlerin yaptığı ödemeler konusunda, bir yandan şirketin işletme faaliyetinin devamlılığının sağlanabilmesi bir yandan da alacaklıların korunması esaslarından hareketle, Sayın Mahkemece verilen onay görevi çerçevesinde geçici komiser heyeti tarafından onayların verildiği, şirket yetkilisinden alınan bilgi, yapılan tespitler ile sunulan belgelere ve komiser heyetimizce şirket merkezinde yapılan incelemeye göre, şirketlerin ticari faaliyetlerinin devam ettiği, çalışma kabiliyetini kaybetmediği; demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, her iki şirkette toplam 288 çalışanının bulunduğu, şirketlerin öz sermayesini kaybettiği; kaydi değerlere göre hazırlanmış bilançoya göre şirketlerin borca batık durumda olduğu; ancak borca batıklığın, TTK m.376/III hükmüne göre, aktiflerin muhtemel satış fiyatları (rayiç değerleri) nazara alınarak düzenlenecek ara bilançoya göre tespit edilebileceği, rayiç değerlere göre şirketin borca batık olup olmadığını saptamak için, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin bilirkişi vasıtasıyla tespit ettirilmesi gerektiği, bunun için mahkemeden en kısa zamanda bilirkişi görevlendirmeleri ile ilgili onay alınacağı, heyetce, malvarlıklarının rayiç değerlemelerinin tespitinin geçici mühlet içerisinde tamamlanmasının hedeflendiği, konkordato talep eden şirketin sunduğu ön projenin ve mali kayıtlarının incelenmesinde, şirketlerin borca batık olduğu, projenin revizyona ihtiyacı olduğunun anlaşıldığı; revize proje ile beraber şirket malvarlıklarının rayiç değerleri tespiti sonrasında revize ön projenin gerçekleştirilebilir olup olmadığı konusunda sonraki raporlarda daha ayrıntılı inceleme ve değerlendirmelere yer verilebileceği hususları bildirilmiştir.
Komiser heyeti 27.01.2022 tarihli TASDİK raporunda; ….. ….. San.Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden: Borçlu Şirketin 31.12.2021 tarihi itibariyle kaydı bilançoya göre borca batık ancak rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı, Borçlu şirketin Konkordato teklifinin İİK.md. 302/III (a) bendi ‘‘Kaydedilmiş olan alacakların ve alacakların yarısını’’ aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olduğundan KABUL edildiği, Borçlunun mevcut kaynaklarının ve nihai projede öngörülen alacaklılar alacaklarını konkordatonun onay ve tescil edilmesi kararının kesinleşmesine müteakip; ‘planlanan sürede yaratabileceği kaynakların Konkordato teklifi ile orantılı olduğu, ancak, şirketin faaliyet karını arttırması ve taşınmazların paraya çevrilmesi halinde ödeme planına riayet etmesi muhtemel gözükmekte olup bu şartlarda tasdik şartlarının mevcut olabileceği kanaatinin bulunduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık % 5,43 olduğu, teklif edilip alacaklılar tarafından kabul edilen nihai projede ise alacakların % 50′ sinin faizsiz bir biçimde ödeneceği belirtildiği, bu durumda Konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, nihai Projede yer verilen ödeme kaynakları ile şirket borçları karşılaştırıldığında, borçlu şirketin alacaklılar alacaklarını konkordatonun onay ve tescil edilmesi kararının kesinleşmesine müteakip; ‘alacaklar tutarlarından %50 tenzilat yapıldıktan sonra kalan bakiyenin ayda bir ödemeli olmak üzere toplam 36 taksitte,” şeklindeki teklifinin ve 02.12.2021 tarihli nihai projesinin alacaklıların büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğü hususları nazara alındığında, nihai projenin uygulanabilir nitelikte olduğu gerektiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, İİK m.206’nın kapsamında mühlet içerisinde komiser izniyle doğan borçlar iş bu rapor içinde yer alan 9.400.193,14 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, borçlu şirketin rehinli alacaklılar açısından yapılan müzakereler sonucu, İİK m.308/h’de öngörülen alacak miktarının üçte iki çoğunluk nisabının sağlandığı, bu kapsamda rehinli alacaklı ….. Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş., …. Bankası A.Ş. ve …. San. ve Tic. A. Ş. ile anlaşma sağlandığı; rehinli alacaklı ….. Bankası ……, ….bank ……, ….. San. ve Paz. Ticaret A.Ş. ile anlaşma sağlanamadığı, bu durumda anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklıların uzlaşma sağlanan …. Bankası A.Ş.’nin anlaşmalarındaki en uzun vade 61 aylık vadeye tabi olmaları gerektiği; konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanunu’na ekli 1 sayılı tarifeye göre rehinli olmayan alacaklılar için konkordato kapsamında ödemesi gereken borç miktarı üzerinden (9.133.240,61 x Binde 2,27=) 20.732,46 TL tutarında; rehinli alacaklılar bakımından ise gereken harç (38.229.741,77 TL’nin binde 1,13’ü) 43.199,61 TL harç yatırılması gerektiği, teminat koşulunun sağlanması ve tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebileceği, ….., ….. ve ….. YÖNÜNDEN Yönünden; alacaklılar tarafından yapılan oylamada İİK m.305/c.’de ön görülen koşul sağlanamamıştır. Konkordato Projesinin alacaklılar tarafından kabulü için gerekli Nisap şartı sağlanamamış olup anılan gerekçe ile …., ….. ve ….. yönünden Konkordatonun tasdik edilmemesi kanaati bildirilmiştir
Bilirkişi heyeti 10.02.2022 tarihli TASDİK inceleme raporunda; Borçlu Şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, her ne kadar gerek şirketin nihai projesinde, gerekse komiser heyetinin gerekçeli raporunda şirketin borçları ve kaynakları tam olarak ortaya konmamış ve yeterli gerekçeli değerlendirmeler yapılmamış ise de, mevcut hali ile rehinli alacaklılara ödenecek faizlerin dahil edilmesi ve konkordatoya tabi adi alacaklılara alacaklarının %50’lik kısmının ödenmesi ile şirketin toplam borçlarının 56.496.624,36 TL olduğu, kaynaklarının ise 40.365.672,23 TL hesaplandığı, yani şirketin kaynaklarının toplam borçlarını karşılamaya yeterli olmadığı, ancak gerek rehinli alacaklılara yapılacak ödemelerin Şubat/2027 dönemine kadar devam etmesi ve dolayısıyla şirketin kaynakları arasında yer almayan elde edilmesi muhtemel 2 yıllık faaliyet kârının daha meydana gelecek olması, gerekse şirkete ait rayiç değeri 21.860.000,00 TL olan gayrimenkullerin süreç içerisinde değer artışına uğrayarak daha yüksek tutarlarda satışının gerçekleşebileceği dikkate alındığında, borçlu şirketin konkordatoya tabi adi alacaklılarına teklif ettiği alacaklarının %50’sinin ödenmesinin kaynaklarla orantılı olabileceğinden bahsedilebileceği, bu hususta nihai takdirin mahkemede olduğu, borçlu şirketin konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla (kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacak tutarının yarısını aşan bir çoğunluk) kabul edildiği, dolayısıyla İİK’nın 305’inci maddesinin (c) bendi ile hükme bağlanan şartın sağlandığı, İİK 308/h mad. gereğince rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalar ile kanunda öngörülen 2/3 çoğunluğunu sağlandığı, Sayın Mahkemenizin de aynı kanaatte olması halinde, “İİK m.308/h kapsamında … Dağıtım San. ve Tic. A. Ş., ….. Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş ile imza altına alınan ödeme planlarının tasdikine, bu kapsamda, Komiser Heyetinin 27.01.2022 tarihli gerekçeli raporunda yer verdiği ödeme planının kararın eki sayılmasına” “İİK m.308/h uyarınca borçlunun teklifinin 2/3’ü aşan alacak çoğunluğuyla kabul edildiği anlaşılmakla, anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklılar ….. ….. San. Ve Tic. A.Ş., … San. ve Paz. Ticaret A.Ş., ….. Bankası …… ve .. bank ……’nin (konkordato talep tarihinden itibaren, ….. ….. San. Ve Tic. A.Ş. bakımından yıllık %21,25, ….. San. ve Paz. Ticaret A.Ş. bakımından yıllık %13,75, ….. Bankası …… bakımından yıllık %15,48 ve …bank …… bakımından yıllık %19,20 oranında faiz uygulanmak suretiyle) … Bankası A.Ş. ile üzerinde anlaşılan ödeme takvimine tabi olmasına, bu kapsamda Konkordato Komiserinin 27.01.2022 tarihli gerekçeli raporundaki ödeme takviminin kararın eki sayılmasına” şeklinde karar tesis edilebileceği, Borçlu Şirket tarafından İİK’nın 305’inci maddesinin (d) bendi kapsamında ifa edilmemiş bir yükümlülük kalmaması için, gerekçeli raporda belirtilen ve liste halinde de sunulan 9.400.193,14 TL tutarındaki komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının veya alacaklılar bunlardan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmasının gerektiği, Adi Alacaklılar yönünden [9.121.240,61 TL’nin binde 2,27’si] 20.705,22 TL tasdik harcı ile Rehinli alacaklılar yönünden [38.229.741,77 TL’nin binde 1,13’ü] 43.199,61 TL tasdik harcının borçlu Şirket tarafından mahkeme veznesine depo edilmek suretiyle ödenmesi durumunda, Borçlu Şirketin konkordatosunun tasdiki için İİK’nın 305’inci maddesinin (e) bendinde yer alan şartın yerine getirilmiş olacağı, komiser heyetince ödeme planının 18.242.481,21 TL / 2 üzerinden yeniden revize edilmesi gerektiği, komiser heyetinde 3. kişi rehni ile teminat altına alınan bir kısım alacaklıların alacağının rehinli alacak olarak değerlendirilmesi ve mahkemece kabul edilmesi halinde varılan sonuç olduğu, ancak mahkemece 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacakların adi alacak olarak kabul edilmesi halinde Syf. 17-18-19’da yapılan terditli hesaplamaların mahkemenin takdirlerinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Komiser heyeti 02.03.2022 tarihli TASDİK 2.EK raporunda; davacı borçlu gerçek kişilerin alacaklı sayısı itibarı ve alacak meblağı itibari ile nisabın sağlanmadığı, alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet ilanına müteakip alacakları için başvuruda bulunarak kayıt yaptırdığı halde alacaklılar toplantısında ve iltihak süresinde oy kullanmayan alacaklıların oyu ret sayılsa dahi İ.İ.K.md. 302’nin öngördüğü çoğunluk koşulu gerçekleşmediği, borçlu gerçek kişiler yönüyle ön proje dışında ayrıca revize bir proje sunulmadığı, bu kapsamda ön projelerindeki durumun alacaklılar tarafından onaylanmadığının anlaşıldığı, bu kapsamda borçlu gerçek kişilerin konkordato teklifinin İ.İ.K.md. 302/III (a) bendi uyarınca kabul edilmediği, kaynak olarak gösterilmeyen ve ön projede de yer verilmeyen davacı gerçek kişilerin gayrimenkullerinin tasfiye kapsamı ve şartlarında paraya çevrilmesi durumunda iflas masasının eline geçecek tutardan, ilgili gayrimenkullerin borçlu şirket …. San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin bir kısım borçlarına karşılık ipotek olarak verilmiş olup rehinli alacaklılar iflas sıra cetvelinde öncelikli alacaklı kapsamında olacağı ve borçlu şirketin rehinli kapsamındaki borçları toplamının 24.473.744,64 TL dikkate alındığında alacaklıların alacağına kavuşmasının mümkün görünmediği, borçlu gerçek kişilerin dosyaya sunduğu ön projelerinde yer verdiği ödeme kaynaklarına ilişkin olarak şahsi borçlarını huzur hakkı gelirleri ile ödenmesinin planlandığı, sadece huzur hakkı gelirleri ile borçlarını ödeyebilmesinin mümkün görünmediği, borçlu gerçek kişiler adına tasdik koşullarının oluşmadığı, borçlarının ödenebilmesi için davacı ….. San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin projesinin gerçekleşmesine bağlı olduğu, İ.İ.K.’nın ‘‘Rehinli Alacaklılar ile Müzakere Şartları ve Yapılandırmanın Hükümleri’’ başlıklı 308/h maddesinin 1. fıkrasında, Adi Konkordatoda borçlunun, Ön Projede belirtilmek suretiyle, alacaklılar lehine rehin tesis edilmiş borçlarını yapılandırmayı talep edebileceği düzenlendiği, borçlu şahısların dosya kapsamında doğrudan rehinli borcunun olmaması sebebi ile bu madde kapsamında bir değerlendirme yapılmadığı, borçlu gerçek kişilerin davacı ….. San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin bankalara olan borçlarına karşılık müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefalet borçlarının bulunduğu, gerekçeli esas raporumuzda ….. İnşaat Gıda’nın 5 adet rehinli alacaklı bankaya olan toplam borç tutarının 23.023.744,64 TL olduğu değerlendirildiğinde gerçek kişilerin kefalet borçlarının ancak şirketin bu borçlarını ödemesiyle kapanacağı ,
Borçlu şirketin kaynaklarına göre, alacaklılara teklif edilen %50 tenzilatta dikkate alındığında; davacı borçlu ….. ….. San.Ve Tic.Ltd.Şti.’nin gelir tabloları ve proforma nakit akım tabloları dikkate alınarak yapılan incelemeler neticesinde, şirketin alacaklıların lehine olabilecek şekilde yeni bir ödeme planının yürürlüğe sokulmasının mümkün olduğunun tespit edildiği, heyetimizce yapılan tespitlere göre konkordato ödeme planının “Konkordatoya tabi borçların %50’inin faizsiz olarak, ilk 6 taksit döneminde her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın %1’erinin; kalan 30 taksit döneminde ise her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın eşit olarak (100/30) her bir taksit ödemesi 1.500,00 TL’den az olmamak kaydıyla ödenmesi” şeklinde revize edilebileceği, bu ödeme planı çerçevesinde her bir alacaklının her bir taksitte ne tutarda ödeme alacağını gösteren detaylı ödeme planının rapor ekinde arz edildiği, İİK 308/h mad. gereğince rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalar ile kanunda öngörülen 2/3 çoğunluğunu sağlandığı, İİK m.308/h kapsamında ….. San. ve Tic. A. Ş., ….. Bankası A.Ş., …. Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş ile imza altına alınan ödeme planlarının tasdikine, bu kapsamda, 27.01.2022 tarihli gerekçeli esas raporunda yer verdiği ödeme planının kararın eki sayılmasına, İİK m.308/h uyarınca borçlunun teklifinin 2/3’ü aşan alacak çoğunluğuyla kabul edildiği anlaşılmakla, anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklılar ….. ….. San. Ve Tic. A.Ş., …. San. ve Paz. Ticaret A.Ş., ….. Bankası …… ve ….bank ……’nin (konkordato talep tarihinden itibaren, ….. ….. San. Ve Tic. A.Ş. bakımından yıllık %21,25, ….. San. ve Paz. Ticaret A.Ş. bakımından yıllık %13,75, ….. Bankası …… bakımından yıllık %15,48 ve ….bank …… bakımından yıllık %19,20 oranında faiz uygulanmak suretiyle) …. Bankası A.Ş. ile üzerinde anlaşılan ödeme takvimine tabi olmasına, bu kapsamda Heyetin 27.01.2022 tarihli gerekçeli esas raporundaki ödeme takviminin kararın eki sayılmasına ilişkin tespitler bildirilmiştir.
KONKORDATO TASDİK ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Tüm bu veriler ışığında konuyu düzenleyen İİK.nun 304.maddesine göre “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288. maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak İtirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir.
Maddenin birinci fıkrasında mahkemeye, kesin mühlet içinde konkordato hakkında bir karar vermek zorunluluğu yüklenmektedir. Bu sebeple, ikinci fıkrada da yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Mahkeme mühlet hükümlerinin uzatılması kararını verirken komiserden gerekçeli bir rapor isteyebilir, Her halde mühlet hükümleri altı aydan fazla uzatılamayacaktır.”düzenlemesi,
İİK.nın 305.maddesinde ” 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Maddede öngörülen şartlar, kümülatif olup, mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir. Mahkeme, tasdik şartlarını rehinli ve diğer alacaklılar bakımından birbirinden bağımsız olarak değerlendirecektir.
Konkordato ön projesinde alacaklılara bir teklifte bulunulması söz konusudur.
Değişiklikten önce sadece malvarlığının terki sureliyle konkordato için aranan karşılaştırmalı tablo, bundan böyle adî konkordato bakımından da tasdik şartı olarak aranacaktır. Bu bakımdan birinci fıkranın (a) bendinde, teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adi konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu Şart, borçlunun gerçekte İflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu İflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir. Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Fıkranın (b) bendinde mevcut kanunda olduğu gibi, teklif edilen meblağın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesi korunmakta, ancak Kanundaki “borçluya intikal edebilecek mallar” ibaresi yerine, daha kapsamlı ve geniş olması nedeniyle “borçlunun beklenen hakları”nın dikkate alınabileceği ifade edilmektedir. Mahkeme, bu hakların dikkate alınıp alınmayacağı yanında, bunların ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir.
Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir.
Fıkranın (c) bendinde ise, konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır, fıkranın (d) bendinde, tasdik şartı olan teminat yeniden düzenlenmiştir. Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, “konkordato İşlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden vazgeçilmektedir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak teminat şartından bütünüyle vazgeçilmemekte; teminat, 206. maddenin birinci sırasındaki İmtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet İçinde komiserin İzniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) korunmaktadır. Öte yandan, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine de mahkeme tarafından karar verilecektir, İsviçre İcra ve İflâs Kanununun 306. maddesinin ikinci fıkrasında 2013 yılında aynı yönde değişiklik yapılmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, tasdik İçin gerekli yargılama giderleri yanında, mevcut madde metninde yer alan “ilâm harçları” ibaresi yerine manayı daha net bir şekilde açıklayacak şekilde konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç” ibaresi kullanılmakta ve bu kapsamda belirlenecek miktarın borçlu tarafından tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi öngörülmekledir. Maddenin ikinci fıkrasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Maddede yer alan “konkordato teklifi” İbaresi, “konkordato projesi” şeklinde değiştirilmektedir. 4949 sayılı Kanun değişikliği ile hukukumuza malvarlığının terki suretiyle konkordato dahil olmuştur. Bundan önce yalnızca adi konkordato kurumu mevcut bulunduğundan konkordato “teklifi” ile çoğunlukla vade veya tenzilat konkordatosu kast edilmekteydi. Daha kapsayıcı olması bakımından “proje” terimi kullanılmıştır. Gerçekleştirilebilir veya uygulanabilir bir proje üzerine mahkemenin kendiliğinden de gerekli gördüğü düzeltmelerin yapılmasını isteyebilmesi, modern yeniden yapılandırma felsefesinin bir görünümüdür. Mahkeme, borçlunun sunduğu, hatta alacaklıların da kabul ettiği bir projede, özellikle konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıların menfaati gerektiriyorsa re’sen veya talep üzerine düzeltme yapılmasını isteyebilir; mahkemenin düzeltme yapılmasını isterken komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alması uygun olur.
Komiser 302. madde uyarınca yapılacak oylama sonrasında her iki sınıf alacaklı için ayrı ayrı rapor hazırlayacak ve mahkemenin değerlendirmesine sunacaktır. Mahkeme yapılan oylama sonrasında alacaklı sınıflarının her ikisinin de kabulü, bunlardan birinin kabulü ve her İkisinin de reddi ihtimallerini ayrı ayrı dikkate alarak hükmünü buna göre tesis edecektir.
Mahkememizce tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nun 304/1. maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesi uyarınca ilan edilmiş, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerine duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak mahkememize bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerini şerh düşülmüştür.
Mahkememizi bu sonuca götüren gerekçeler özetle şu şekildedir:
Öncelikle 7101 sayılı Kanunun konkordatonun rehinli alacakla ilgili hükümlerine bakıldığında, bu hükümlerin sadece borçlunun malvarlığından sağlanan rehinli alacakları kapsadığı, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinleri kapsamadığı ve bunların adi alacak prosedürüne tabi olması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Tam aksine özellikle 7101 sayılı yasa ile eklenen “II. Rehinli Alacaklılarla Müzakere ve Borçların Yapılandırılması” bölüm başlıklı İİK.m.308h hükmünün madde kenar başlığı, madde metni ve gerekçesi, eski yasa dönemindeki uygulamanın terk edilmesi gerektiğini göstermektedir. Zira, anılan “rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması” düzenlemesi, geçerlilik kazanması, konkordatonun kabulü ve tasdikiyle gerçekleşen konkordato benzeri bir borçların yapılandırılması usulü öngörmektedir. Anılan hükmün sadece borçlunun malvarlığından karşılan rehinle sınırlı olarak uygulanması gerektiğine dair bir hüküm olmadığı gibi, aksine üçüncü şahıs malvarlığı ile temin edilen rehinli alacaklılar açısından da uygulanması gerektiği sonucunu doğuracak lafzi ifadeler mevcuttur. Anılan hükmün birinci fıkrasında borçlunun “alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep edebilir”düzenlemesine yer verilmiştir. Üçüncü kişi rehniyle temin edilmiş bir alacağının hukuki niteliğinin “rehinli alacak” olduğu ve o borcun da “alacaklı lehine tesis edilmiş borç” niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Anılan hükmün ikinci fıkrasında “bütün rehinli alacaklılar” ifadesine yer verilmiş, sekizinci fıkrasında “her rehinli alacaklı” ifadesi kullanılmıştır. Yine anılan hükmün son fıkrasında rehinli alacakların bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, 285 ila 309/1 maddelerinin açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklar hakkında uygulanmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yasanın anılan hükmünün borçlu malvarlığından ya da üçüncü şahıs malvarlığından temin edilen ayrımı yapmaksızın bütün rehinli alacakları kapsayacak şekilde geniş düzenlendiği ve açık olduğu ortadadır. Kaldı ki, gerekçe de bu hususu destekler niteliktedir. Gerçekten de maddenin Alt Komisyon Önerge Gerekçesi’nin son iki cümlesi aynen şu şekilde kaleme alınmıştır: “Kanunun Onikinci Babının “Adi Konkordato” başlıklı Birinci Bölümü rehinli alacaklılar dışındaki alacaklılar bakımından kurgulanmaktadır. Rehinli alacaklıların konkordato karşısındaki durumları ise bu maddeyle Onikinci Baba eklenen İkinci Bölüm be 308h maddesinde düzenlenmektedir. Bu sebeple herhangi bir karışıklığa meydan vermemek için Kanunun 285 ila 309/1 maddelerinin, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmayacağı hükme bağlanmaktadır.” Netice itibarıyla 7101 sayılı yasa ile değişik İİK hükümlerinde rehinli alacakların borçlu malvarlığından sağlanan rehinler, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinler şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulup, üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan rehinli alacakların “adi alacak” sayılmasını ve adi alacakların prosedürüne tabi olmasını sağlayacak bir hüküm olmadığı gibi, tam tersi 308h/son fıkra hükmünde aksine açık yasal bir düzenleme olmadığı müddetçe rehinli alacakların adi konkordato hükümlerine tabi olmasını yasaklayan bir düzenleme söz konusudur.
7101 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi dönemde üçüncü şahıs ipoteği ile güvence altına alınan alacakların konkordatoda adi alacak sayılmasının sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi kişisel malvarlığından ödemeyi yapma ihtimali olan rehne konu malın sahibi üçüncü şahsın müstakbel rücu hakkının korunması, teminattan yararlanmasına imkan tanınmasıdır. Gerek o dönemki Yargıtay içtihatlarında gerekse doktrinde bu hususun altı özellikle çizilmiştir. Zira 7101 sayılı yasa ile değişiklik öncesi dönemde mülga İİK.m.298 hükmüyle konkordatoya yazılmış bütün imtiyazsız alacaklılar ile tüm imtiyazlı alacaklılar için, bu alacaklılar vazgeçmediği sürece teminat yatırılması gerekmekteydi. Üçüncü şahıs malvarlığından sağlanan ipotekle güvence altına alınan alacak da adi alacak sayıldığı için, bu alacak için de borçlunun teminat göstermesi aranmakta, üçüncü şahıs borçlunun borcunu ödediği takdirde bu teminattan yararlanabilmekte idi. Böylece üçüncü şahsın olası rücu hakkı korunmuş olmaktaydı. Oysa 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK.m.305/f.1 d bendinde sadece 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ile konkordato mühleti içinde komiserin izniyle akdedilmiş alacaklılar açısından (bu alacaklılar açıkça vazgeçmedikçe) teminat yatırılması zorunlu hale getirilmiştir. Şu halde üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacak önceki yasa dönemindeki görüş kabul edilse ve adi alacak sayılsa dahi, teminata tabi olmayacaktır. Başka bir deyişle, ileride kendi malından borçlunun borcunu tahsil edildiğinde doğacak olan üçüncü kişinin rücu alacağı kanunen teminata bağlanabilecek bir alacak değildir ki, bu alacak konkordato komiserine yazdırılmaması ve nisaba dahil edilmemesi halinde teminatsız kalabilsin. Zaten baştan beri olmayan bir teminattan sonradan mahrum kalınması da söz konusu olamaz. Neticede ipotek veren üçüncü kişinin müstakbel rücu alacağının teminat altına alınması gerektiği şeklindeki görüşün, üçüncü şahıs malı üzerindeki ipotekle teminat altına alınan alacağın, konkordato adi alacak olarak değerlendirilmesine 7101 sayılı yasa döneminde artık haklı bir gerekçe teşkil etmez.
Nihayet alacakları üçüncü şahıs malvarlığından temin edilen rehinle güvence altına alınan alacaklıların, “adi alacaklı” sayılmaları neticesinde, adi alacaklılar arasında eşitlik prensibine dahil olmaları, böylece örneğin faizsiz ve yıllara sari bir ödeme planı havi bir konkordato projesine olumlu oy kullanmalarını beklemek çok mümkün değildir. Olası iflasta dahi, üçüncü şahsa ait rehinli taşınmazın satışı suretiyle rüçhanlı olarak alacağını faiziyle birlikte elde etme imkanı bulunan rehinli alacaklının, adi alacaklı sayılarak faizsiz ve yıllara yayılmış projenin oylanacağı alacaklılar toplantısının nisabına dahil edilmesi, projenin kabul edilmesi için aranan alacak miktarının ve alacaklı sayısının artmasına neden olmakta, bu ise konkordato projelerinin kabul edilebilirliğine ciddi anlamda olumsuz etki etmektedir. İflasa göre konkordatodan çok daha iyi durumda pay alacak olan adi alacaklılar projenin kabulü yönünde oy kullanmalarına rağmen, üçüncü şahıs ipoteğiyle alacakları rehin altına alınan alacaklıların olumsuz oy kullanmaları nedeniyle,gerçek anlamdaki adi alacaklılar iflasta daha az oranla yetinmek durumunda kalmaktadırlar. Oysa 7101 sayılı Kanun ile değişik yeni konkordato hukukunun ratio legisi sadece borçlunun yararının korunması düşüncesine dayanmamakta, alacaklıların hak ve yararlarının korunmasını da öngörmektedir. Konkordatoya hakim olan yeni düşünce, alacaklıların iflastan daha elverişli koşullarda tatmin edilmeleri, işletmenin istihdam kabiliyetini sürdürmesi ve bu sayede işletmelerin dağılması sonucunda iflaslarla ulusal ekonominin zarar görmesi önlenerek, son tahlilde kamu yararının sağlanması temeline dayanmaktadır. Nitekim 7101 sayılı Kanunun genel gerekçesinde de “konkordatonun daha etkin ve aktif bir şekilde kullanılmasının ticari ve sosyal hayat bakımından bir ihtiyaç olduğu” açıkça belirtilmiştir. Şu halde kanun koyucunun 7101 sayılı kanun değişikliği ile konkordatonun yaygın bir şekilde uygulanmasını sağlayarak iflasların önüne geçerek,istihdamın devamlılığını sağlamayı amaçladığı dikkate alındığında, üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacakların adi alacak sayılıp adi alacaklılar toplantısı nisabına dahil edilmesi,konkordato projelerinin kabul edilmelerine ve hayata geçmelerine de ciddi anlamda olumsuz etki yapacak olduğundan, son tahlilde kanun koyucunun amacına da ters düşecektir.
Mahkememiz yukarıda izah edilen gerekçeler ışığında üçüncü şahıs rehniyle güvence altına alınan alacakları rehinli alacak kabul ederek, bu alacakları rehinli alacak prosedürü kapsamında İİK.m.308h hükmü kapsamında değerlendirmiş, adi alacak kabul etmeyerek adi alacaklılar toplantısı nisabına da dahil etmemiştir.”
Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki, Yargıtay’ın üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak sayılmasına dair kararlarının iki esaslı gerekçeye dayandığı anlaşılmaktadır. Bunlardan ilki konkordatonun amacından yola çıkılarak konkordatonun üçüncü şahsın değil, borçlunun malvarlığını korumayı amaçladığı, ikincisi ise üçüncü şahsın olası rücu hakkının korunması. Gerçekten de Yargıtay … Hukuk Dairesi … E., …. K., 15.09.2021 tarihli kararında konuyla ilgili aynen şu değerlendirmeyi yapmaktadır:
“Uyuşmazlık üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak olarak nisapta nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
İİK 295. maddesi “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir.
17.07.2003 tarih ve 4949 Sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28.02.2018 tarih ve 7101 Sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ Kuru) Yargıtay …. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih …. karar sayılı ilamında da üçüncü kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar vermiştir.
Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulüyle tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir.
Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir.İİK nın 295. maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni üçüncü kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle üçüncü kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez.
İİK.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı üçüncü kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan üçüncü kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.
İİK 303. maddesinde “konkordatoya hayır oyu veren alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarının muhafaza eder” hükmünü taşır. Taşınmazını borçlu lehine ipotek veren üçüncü kişinin borçtan birlikte sorumlu olduğunda tereddüt yoktur. Alacaklının bütün haklarını muhafaza edebilmesi ancak konkordato nisabına dahil edilerek oy kullanmasına bağlanmıştır. Bu alacak rehinli alacak olarak kabul edilerek alacaklıya oy hakkı verilmediği takdirde İİK. 303. maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.
İİK. 298/1 maddesi “komiser görevlendirilmesini mütakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve mallarının kıymetini takdir eder” hükmünü taşır. Bu değerlendirme borçlunun malları ile sınırlıdır. üçüncü kişiye ait malın değeri bu aşamada belirlenmediği için alacaklının rehin dışında ne kadar alacağının kalacağı tesbit edilemeyeceğinden üçüncü kişi rehniyle temin edilen alacağın tamamının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi hem alacaklı hem de asıl borçluya rücû edecek alacaklı açısından gerekliliktir. Bu bağlamda taşınmazı satılan üçüncü kişi nisaba ve sonuç olarak konkordatoya tabi olmadan alacağını tam olarak alma hakkına sahip olacağından bu kabul diğer alacaklıların zararına olabilecektir.
Yukarıda belirtildiği gibi konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması amaçlanmıştır. Gerek 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. madde bağlamında zikredilen rehinli malların borçlunun kendisine ait mallar olduğunun kabulünde zorunluluk vardır.
İİK 307. maddesi rehinli malların ve finansal kiralama konusu malların paraya çevirme ve muhafazasını erteleme hükümleri içermektedir. Hiç süphe yok ki bu madde kapsamında borçlunun konkordato projesi için gerekli olan mallar zikredilmektedir. Kanunun lafzı da bu konuda açıktır. üçüncü kişi ipoteklerini bu kapsamda kabul etmenin kanunun ruhuna ve konkordatonun amacına uygun olduğundan bahsedilemez.
Tüm bu gerekçeler nazara alındığında üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren üçüncü kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 Sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır.
Bu gerekçeler ışığında alacağı üçüncü kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
Aynı yöndeki gerekçeye Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … E., …. K., 16.02.2021 T. kararında da yer verildiği görülmektedir.
Somut olay anılan Yargıtay içtihatları kapsamında değerlendirildiğinde ortaklara taşınmazları üzerinde ipoteğe dayalı alacağının rehinli alacak sayılması gerektiği görüşümüzü değiştirmeyi gerektirecek bir husus yoktur. Zira anılan Yargıtay içtihatlarında konkordatonun amacının konkordato ilan eden borçlunun malvarlığının korunması olduğu, üçüncü şahıs malvarlığının korunması olmadığı esaslı bir gerekçe olarak belirtilmiştir. Somut olayda ipotek veren üçüncü şahıs konumundaki ortağın aynı dosyadan konkordato ilan eden grup şirketi konumundadır. Dolayısıyla bu alacağın rehinli sayılması konkordato ilan eden şirketin de malvarlığının korunması, dolayısıyla da konkordatonun başarıya ulaşma amacına hizmet edecektir. Aksinin kabulü halinde asıl borçlu …..nın borcu için, taşınmazlarını rehin veren ortakların taşınmazlarının satışı ihtimalini gündeme getirir ki, bu husus Yargıtay içtihatlarında bahsi geçen konkordato ilan eden borçlunun malvarlığının korunması gerekçesine aykırı bir durum oluşturur ve konkordatonun başarıya ulaşma ihtimaline de zarar verebileceği açıktır. Yargıtay içtihatlarında üçüncü şahıs ipoteği ile teminat altına alınan alacağın adi alacak sayılmasının diğer önemli bir gerekçesi ise, üçüncü şahsa ait rehinli malın olası satışı halinde üçüncü kişinin sahip olacağı asıl borçluya olan rücu hakkını korumaktır. Somut olayda bakımından anılan gerekçelerle söz konusu alacaklar komiser heyeti raporunda olduğu gibi rehinli sayılmıştır.
Konkordato komiser heyeti tarafından ibraz edilen rapor ve alacaklıların itirazları çerçevesinde mahkememizce tasdik şartları bakımından İİK 305. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede;
Tüm bu açıklamalar ışığında sonuç olarak, konkordato komiseri tarafından ibraz edilen rapor ve alacaklıların itirazları çerçevesinde mahkememizce tasdik şartları bakımından İİK 305. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede;
Konkordato talep eden borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, borçlu şirket tarafından teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu; nitekim borçlu şirketin bilirkişi marifet ile değerlenmiş bilanço dışı marka değeri olduğu, rehinli alacaklara yapılacak ödeme süresi boyunca fazladan faaliyet karının olabileceği ve ipotek olarak verilen üçüncü şahıslara ait taşınmaz satışlarından elde edilecek gelirinde kaynak olarak gösterildiği, konkordato Projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, 31.01.2022 tarihli mali tablolarına göre borçlu şirketin mühlet içinde doğan borçlarının 8.431.066 TL olduğu, tek bir tedarikçinin (…. Gıda İnşaat) teminattan feragat etmesi ile ilgili beyanı dikkate alınırsa borçlu şirketin teminata bağlanması gereken borç toplamının (8.431.066,41-1.952.197,35=) 6.478.869.06 TL, bahsedilen teminat feragati dikkate alınmadan 8.431.066,41 TL olarak dikkate alınması gerektiği, şirkete ait tescilli markanın teminat olarak gösterilmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, buna göre, konkordatonun tasdik edilebilmesi için adi alacaklılar yönünden yatırılması gereken harç tutarı [9.121.240,61 TL’nin binde 2,27’si] 20.705,22 TL, rehinli alacaklılar yönünden hesaplanan [38.229.741,77 TL’nin binde 1,13’ü] 43.199,61 TL tutarında tasdik harcı, olmak üzere ödenmesi gereken toplam harç tutarı 63.904,83 TL olduğu ve harcın yatırıldığı İİK 308/h mad. gereğince rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalar ile kanunda öngörülen 2/3 çoğunluğun sağlandığı, bu kapsamda 3. kişi rehini ile teminat altına alınan alacaklarında rehinli alacak olarak dikkate alınması gerektiği, nitekim ipotek veren 3. şahısların da mahkemece tedbir kararı verilen gerçek kişiler olduğu ve söz konusu borçlar yönüyle müşterek borçlu müteselsil kefil konumunda oldukları, bu çerçevede mezkur alacakların adi alacak olarak dikkate alınmasında borçlu şirket ve kişiler yönüyle fayda olmadığı Rehinli alacaklılarla ilgili sonuç harcın ve belirlenen gider avansının mahkememiz veznesine depo edildiği, teminata tabi borç yönünden şirkete ait markanın gösteridliği konkordato projesinin tasdike ilişkin görüşünün OLUMLU olduğu, konkardato talep eden şirket yönünden teminat koşulunun sağlandığı dikkate alınarak şirketlerin mevcut durumuna göre konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştirildiği, böylelikle konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK’nun 305. maddesindeki şartların gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca sunulan konkordato ödeme planının “Konkordatoya tabi borçların %50’inin faizsiz olarak, ilk 6 taksit döneminde her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın %1’erinin; kalan 30 taksit döneminde ise her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın eşit olarak (100/30) her bir taksit ödemesi 1.500,00 TL’den az olmamak kaydıyla ödenmesi” şeklinde revize edilebileceği, bu ödeme planı çerçevesinde her bir alacaklının her bir taksitte ne tutarda ödeme alacağını gösteren detaylı ödeme planının rapor ekinde arz edildiği, İİK 308/h mad. gereğince rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalar ile kanunda öngörülen 2/3 çoğunluğunu sağlandığı, İİK m.308/h kapsamında … San. ve Tic. A. Ş., ….. Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve …. Bankası A.Ş ile imza altına alınan ödeme planlarının tasdikine, bu kapsamda, 27.01.2022 tarihli gerekçeli esas raporunda yer verdiği ödeme planının kararın eki sayılmasına, İİK m.308/h uyarınca borçlunun teklifinin 2/3’ü aşan alacak çoğunluğuyla kabul edildiği anlaşılmakla, anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklılar ….. San. Ve Tic. A.Ş., … San. ve Paz. Ticaret A.Ş., ….. Bankası …… ve …bank ……’nin (konkordato talep tarihinden itibaren, ….. San. Ve Tic. A.Ş. bakımından yıllık %21,25, … San. ve Paz. Ticaret A.Ş. bakımından yıllık %13,75, ….. Bankası …… bakımından yıllık %15,48 ve ….bank …… bakımından yıllık %19,20 oranında faiz uygulanmak suretiyle) …. Bankası A.Ş. ile üzerinde anlaşılan ödeme takvimine tabi olmasına, bu kapsamda Heyetin 27.01.2022 tarihli gerekçeli esas raporundaki ödeme takviminin kararın eki sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 287/5. maddesinin yollaması ile 292/ son fıkrası gereğince “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmü nazara alınarak davacı asiller; ….., ….., ….. duruşmaya davet edilerek beyanı alınmıştır.
Davacı borçlu gerçek kişilerin alacaklı sayısı itibarı ve alacak meblağı itibari ile nisabın sağlanmadığı, alacaklıların alacaklarını bildirmeye davel ilanına müteakip alacakları için başvuruda bulunarak kayıt yaptırdığı halde alacaklılar toplantısında ve iltihak süresinde oy kullanmayan alacaklıların oyu ret sayılsa dahi İİ.K.md. 302’nin öngördüğü çoğunluk koşulu gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Öten yandan borçlu gerçek kişiler yönüyle ön proje dışmda ayrıca revize bir proje sunulmadığı, bu kapsamda ön projelerindeki durumun alacaklılar larafından onaylanmadığının anlaşıldığı, bu kapsamda borçlu gerçek kişilerin konkordato teklifinin İLİ.K.md. 302/111 (a) bendi uyarınca kabul edilmediği, Kaynak olarak gösterilmeyen ve ön projede de yer verilmeyen davacı gerçek kişilerin gayrimenkullerinin tasfiye kapsamı ve şartlarında pataya çevrilmesi durumunda iflas masasının eline geçccek tutardan, ilgili gayrimenkullerin borçlu şirket …. San.ve Tic. Ltd. Şti.nin bir kısım borçlarına karşılık ipotek olarak verilmiş olup rehinli alacaklılar iflas sıra cetvelinde öncelikli alacaklı kapsamında olacağı ve borçlu şirketin rehinli kapsamındaki borçları toplamının 24.473.744,64 TL dikkate alındığında alacaklıların alacağına kavuşmasının mümkün görünmediği borçlu gerçek kişilerin dosyaya sunduğu ön projelerinde yer verdiği ödeme kaynaklarına ilişkin olarak şahsi barçlarını huzur hakkı gelirleri ile ödenmesinin planlandığı, sadece huzur hakkı gelirleri ile borçlarını ödeyebilmesinin mümkün görünmediği Borçlu gerçek kişiler adına tasdik koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak geçek kişi ortaklar yönünden konkordato tasdik talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan İİK.nun 306.maddesinde “Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.” düzenlemesi gereği mahkememizin … Esas sayılı dosyasına atanan kayyım bu madde kapsamında gözetim denetim ve tasfiye tedbirlerini almak üzere atanmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konkordato talep eden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı …… SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.’nin konkordato projesinin İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİNE,
2-Konkordato talep eden şahıslar; ….. -(TC….)’nin, … – (TC….)’nin,- … -(TC…..)’nin, konkordato taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının tasdik kararından itibaren her ayın son iş gününe kadar ödenmesi koşuluyla %50’sinin faizsiz olarak, ilk 6 taksit döneminde her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın %1’inin; kalan 30 taksit döneminde ise her bir alacaklıya, %50 tenzilatlı bir şekilde tahsil edeceği toplam tutarın eşit olarak (100/30) her bir taksit ödemesi 1.500,00 TL’den az olmamak kaydıyla ÖDENMESİNE, dosyaya Şirket tarafından sunulan ve Komiser Gerekçeli Ödeme planına ilişkin Ek Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
Anlaşma sağlanan Rehinli alacakların ödeme planları kapsamında;
İİK m.308/h kapsamında …. San. ve Tic. A. Ş., … Bankası A.Ş., .. Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş ile imza altına alınan ödeme planları kapsamında;
a)…. Satış Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.: Konkordato kararının mahkemece tasdiki tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödenmesi koşuluyla … A.Ş. 600.000,00-TL’lik alacağının yarısı olan 300.000,00-TL tutarlı borcun ipotek konusu taşınmazların satılarak paraya çevrilmesi esnasında yapılacağına,
b)….. Bankası A.Ş.: Toplam 12.052.835,58 -TL borç tutarının, protokolde yazılı tutarların belirtilen tarihlerde 60 eşit taksitte ödenmesine,
c)…. Bankası A.Ş.: Toplam 3.927.256,92 -TL borç tutarının, protokolde yazılı tutarların belirtilen tarihlerde 35 eşit taksitte ödenmesi, ayrıca Borçlu ve Müteselsil Kefil, Banka tarafından alacaklarının tahsilini teminen başlatılan/başlatılacak tüm takiplere ilişkin tahakkuk etmiş/edecek kanuni vekalet ücretini 2. maddede belirtilen ödemelerden ayrı olarak 20/12/2024 tarihinde 30.000,00 TL olarak nakden ve defaten ödenmesine,
d)… Bankası A.Ş.: Davacı borçlu ile … Bankası A.Ş., arasında rehinli alacaklarla ilgili 3 adet anlaşma yapıldığından bu kapsamda protokoller itibariyle;
– Birinci Protokol: Toplam 3.600.841,90-TL borcun borç tutarının, protokolde yazılı tutarların belirtilen tarihlerde 49 eşit taksitte ödenmesine,
– İkinci Protokol: Toplam 1.142.612,96-TL borcun protokolde yazılı tutarların belirtilen tarihlerde 37 taksitte ödenmesine,
– Üçüncü Protokol: Toplam 1.407.594,71 -TL borcun protokolde yazılı tutarların belirtilen tarihlerde 61 eşit taksitte ödenmesine,
Komiser Gerekçeli Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
Anlaşma sağlanamayan Rehinli alacakların ödeme planları kapsamında;
a) ….. San. Ve Tic. A.Ş., … San. Ve Paz. Ticaret A.Ş.: Toplam 1.663.038,50 borcun borç tutarının, konkordato tasdik kararından itibaren gerekçeli raporda yazılan tarih ve tutarlarda 61 eşit taksitle ödenmesine,
b) … San. ve Paz. Ticaret A.Ş.’nin oluşturulan Ödeme Planı: Toplam 125.373,63-TL borcun borç tutarının, konkordato tasdik kararından itibaren gerekçeli raporda yazılan tarih ve tutarlarda 61 eşit taksitle ödenmesine,
c) … Bankası …… : ’nin oluşturulan Ödeme Planı: Toplam 5.982.345,62-TL borcun borç tutarının, konkordato tasdik kararından itibaren gerekçeli raporda yazılan tarih ve tutarlarda 61 eşit taksitle ödenmesine,
d)….bank ……: Toplam 8.032.242,95-TL borcun borç tutarının, konkordato tasdik kararından itibaren gerekçeli raporda yazılan tarih ve tutarlarda 61 eşit taksitle ödenmesine, Komiser Gerekçeli Tasdik Raporunda yer alan ödeme takviminin kararın eki olduğunun BİLDİRİLMESİNE,
4-Konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının TESPİTİNE,
5-İİK’nın 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hâle geldiğinin TESPİTİNE,
6-Konkordato işbu tasdik kararı ile bağlayıcı hale gelmiş olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin (206/1 maddesindeki imtiyazlı alacaklılar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler istisna olmak üzere) DÜŞMESİNE,
7-Davacıların konkordato sonrası borçlar için teminat olarak gösterdiği sınai hak (marka ve patent) ile ilgili Türk Patent Ve Marka Kurumu’na ilgili şerhler eklenerek müzekkere yazılmasına,
8-a) İİK’nın 306/2 nci maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim denetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli dosyada komiser olarak görev yapan SMM ….’ ın tasdik kararından itibaren göreve başlamak üzere gözetim kayyımı olarak GÖREVLENDİRİLMESİNE,
b) Atanan kayyım için aylık 4.000,00 TL net ücret takdiri ile takdir edilen ücretin her ayın 1’i ile 5’i arasında ödenmek şartıyla kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek ücretin konkordato talep eden şirketler bünyesinden karşılanmasına,
c) Kayyımın borçlu şirketin durumu ve proje uyarınca borcunu ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda İİK.306 madde uyarınca 2 ayda bir mahkememize rapor sunulmasına, sunulan raporun Uyap’a taranmasına,
9-İİK’nun 308/b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetlerine,
10-Konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
11-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte KALDIRILMASINA,
12-İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
13-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
14-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
15-Davanın mahiyeti nedeniyle davacı ve müdahiller lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
16-Davacıların yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
17-İİK.nun 293/son ve 164/1. maddeleri uyarınca kararın re’sen davacılar vekiline TEBLİĞİNE,
18-Kullanılmayan gider avansının ve bakiye iflas avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Davacı vekili, davacı şirket yetkilisi ile hazır müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, 2004 sayılı İcra ve İflâsKanunu’nun308/a madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ilekararın konkordato talep eden borçlulara tebliğinden,itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilânından itibaren 10 gün içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzereoybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.03/03/2022
Başkan ….
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸