Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/93 E. 2020/50 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/93 Esas
KARAR NO : 2020/50

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/02/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma 15/10/2018 tarihinde …… şirketine gönderilmek üzere 1 kap içerisinde 10 adet orkestra zili davalı şirkete teslim edilmesi gerekirken sehven 3 kap 2 zil kolisi 1 taşıma çantası çuvalı teslim edildiğini, davalı tarafından konşimentoya 3 kap yazılarak teslim alındığını, kolilerin üstünde varış noktası Polonya olarak yazmasına rağmen ve taşıma faturasında ürünün içeriği ile taşınan ürün adedi, mal bedeli farklı olmasına rağmen davalı firma görevlisinin dikkatli davranmadığını 1 kap eşya yerine 3 kap eşyayı teslim aldığını, bu durumun fark edilmesi üzerine davalı firmaya haber verildiğini, söz konusu malların ….. yollanmamasını ve malların iadesinin talep edildiğini, davalı tarafından bu talep olumlu karşılanmasına rağmen mallar …… posta kutusuna bırakılarak teslim edildiği, ürünlerin bu şirketten kendilerine iade edildiğini, dava firmanın müvekkili firmaya hizmet bedeli olarak 5.846,44 TL fatura kestiğini, müvekkilinin faturayı kabul etmediğini, …… şirketi ile ilişkisinin zedelendiğini ve söz konusu müşterisini kaybettiğini belirterek davalı tarafnı söz konusu mallların bedeli olan 17.703,15 TL bedelin davalı tarafından tahsil edilerek müvekkili firmaya olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin taşımasını üstlendiği gönderiler, gönderen davacı tarafından ürün / mal olarak değil, paketlenmiş / ambalajlanmış, kargo haline getirilmiş olarak müvekkili şirkete teslim edildiğini, belge içeriğinin ve taşınan kargoyu takip eden diğer belgelerin doğruluğundan gönderenin sorumlu olduğunu, taşıyıcının bu sebeplerle zarar görmesi halinde zararı gönderen tarafından karşılanacağı açık bir şekilde hüküm altına alındığını, paketleri açıp içindeki ürünler ile gönderiyi takip eden mal faturasını karşılaştırmak gibi her hangi bir yükümlülüklerinin bulunmadığını, hatanın davacı şirket tarafından yapıldığının açık ve kesin olduğunu, gönderinin, usulüne uygun olarak Türkiye Gümrüğünden çıkarılmadığı şeklindeki iddianın hukuki dayanağının bulunmadığını, davanın konusunun uluslararası hava yolu taşıması olup, uluslararası hava yolu taşımasından doğan ihtilaflarda Türkiye’nin taraf olduğu Montreal Sözleşmesi hükümleri uygulanacağını, Montreal Sözlemesi hükümlerine göre uluslara arası hava yolu taşımalarında geç taşıma, hasar ve kayıp sebebiyle taşıyıcının sorumluluğunun belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Dava, davalının hatalı taşıma yaptığı iddiası ile taşımaya konu malların bedelinin tahsili davasıdır. Dosya muhteviyatından taraflar arasında taşımaya dayalı ilişki kurulduğu hususu ihtilafsızdır. Davacının asıl iddiası davalının kusurlu olarak malları alıp farklı bir yere taşıdığı ve bundan ötürü gördüğü zararın tazmini noktasındadır.
Davacının iddiası doğrultusunda taraflar arasında taşıma için düzenlenen ayrıca davacı tarafından da dava dilekçesi ekinde sunulan belgenin de incelenmesinde, gönderinin 3 kap olduğu, tarihinin 15.10.2018 tarihi olduğu, teslim edilecek adresin …… adresi olduğu anlaşılmıştır.
Bu haliyle davacı her ne kadar teslim adresinin Polonya olduğunu ve farklı malların davalının kusuru nedeniyle teslim alındığını, taşıyıcı firmanın dikkat ve özen yükümlülüğüne riayet etmediğini iddia etmişse de yukarıdaki tespitlerden de anlaşılacağı üzere davacı firmanın kendi kusuru ile beraber söz konusu durumun meydana geldiği, davalıya taşıma sırasında atfedilecek bir kusurun bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Zira söz konusu gönderiye ilişkin teslim belgesini davacı firma yetkilisinin imzaladığı, 3 kap şeklinde teslimi yapanın da yine davacı firma yetkilisi olduğu dava dilekçesinde açıkça ikrar edilmekte ve bu beyan davacı firma yetkilisinin imzasının bulunduğu yukarıda incelenen gönderi teslim formu ile de uyuşmaktadır.
Bu haliyle davacının iddia ettiği hususlarda davalının hata yaptığını beklemek hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edecek olup, herkes kendi kusuruyla verdiği zarardan sorumludur kuralı gereği davacının talepleri hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 302,33 TL harçtan mahsubu ile kalan 247,93TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3,400 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 20/01/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸