Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/921 E. 2021/1073 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/921 Esas
KARAR NO : 2021/1073

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Konfeksiyon İnşaat San ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin davalı bankadan 150.000,00 TL limit dahilinde kredi kullanmak istediğini ve dava dışı şirketle davalı banka arasında 25/01/2013 tarihinde genel ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında 25/01/2013 tarihinde imzalanan bu kredi sözleşmesine davacıların toplam 90.000,00 TL limitle 150.000,00 TL’lik krediye kefil olduklarını, dava dışı şirketin 150.000 TL limitli ticari krediden 114.750-TL kullandığını, fazlasını kullanmadan kredi borcunu 3 sene içerisinde peyderpey ödeyerek 2016 yılı içerisinde tamamen kapattığını, davacıların kefil olduğu kredinin dava dışı şirket tarafından ödenerek kapanmasından sonra davacıların bir daha dava dışı şirkete hiç bir kredisinde kefil olmadıklarını, ancak dava dışı şirketin 24/02/2017 tarihinde 550.000 TL ikinci bir kredi çektiğini ve daha sonra 21/01/2019 tarihinde bir kredi daha çektiğini, ancak davacı müvekkillerinin sonradan çekilen bu iki krediden haberleri olmadığı gibi sonradan akdedilen bu kredi sözleşmelerine kefil de olmadıklarını, sözleşmelerde kefalete dair imzalarının bulunmadığını, dava dışı şirketin sonradan çektiği 2017 ve 2019 yılındaki kredileri ödemede güçlüğe düşünce davalı bankanın 25/01/2013 tarihindeki eski sözleşmede kefil olarak imzaları bulunan davacıları borçtan sorumlu tuttuğunu, davacıların kefil oldukları kredi borcu ödenerek kapatılmış olmasına rağmen sonradan çekilen kredilere kefil olmuşlar gibi doğan borçtan davacıların sorumlu tutulduğunu, davalı bankanın kötü niyetli hareket ettiğini, davacıları borçlu göstererek İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesine başvurup davacılar aleyhine ihtiyati haciz kararı aldığını, alınan bu karar sonrasında icra dairesince davacılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlara haciz konulduğunu, taraflarınca yapılan itirazın haklı görülmesi sonrası ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, eski sözleşmeye dayanarak müvekkillerin tekrar kefil olarak sorumlu tutulmalarının kabul edilemez olduğunu, bu nedenlerle takdiren teminatsız ya da 90.000,00 TL lik dava değerinin %15’i tutarında veya mahkemenin belirleyeceği oranda teminatın taraflarınca yatırılması karşılığında davacılar lehine ikamesi muhtemel icra takiplerini durduracak nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle ihtiyati haciz talep ederek davacıların borçlu olduğunu iddia eden davalı aleyhinde alacağın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın gerçeğe aykırı taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İŞ sayılı dosyasında talepleri üzerine borçlu ve kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz kararının alacaklarının tahsili amacıyla, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …Esas Sayılı dosyasından esasa kaydedilip, taraflara icra dairesince ödeme emri gönderildiğini, borçlu davacılar tarafından ihtiyati haciz kararına ve takibe itiraz edildiğini, alacağı sürüncemede bırakma amacıyla kötü niyetli olarak yapılmış bir itiraz sonucu davacıların yapmış olduğu ihtiyati hacze itirazın kısmen kabulü ile 90.000,00 TL kefalet limitini aşan 544.631,65 TL yönünden itiraz edenler lehine ihtiyati haczin kaldırıldığını, borçluların borcunun olup olmadığı veya sorumluluklarının kapsamının banka kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında öncelikle icra takibine konu borcun tüm ferileri ile birlikte tamamen ödenmesinin isteneceğini, sonrasında %15 teminat ile ödenen bu paranın alacaklıya dava sonuna kadar ödenmemesi yönünde tedbir kararı verileceğini, açıklanan nedenlerle davacının haksız davasının reddine, haksız ve kötü niyetli olarak menfi tespit davası açan davacıların %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı vekili tarafından 10/12/2019 tarihli delil dilekçesi ekinde; 25/01/2013 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi sureti, 25/01/2013 tarihli müşteri bilgilendirme formu ve kefalete ilişkin beyan örneği, Banka hesap ekstresi ve ihtarname suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından 21/10/2020 tarihli delil dilekçesi ekinde; 21/01/2019, 24/02/2017, 25/01/2013 ve 28/09/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin sureti, sair banka kayıtları ve Bakırköy ….. Noterliğinin 24/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname sureti dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin UYAP sistemi üzerinden celp edilen … D.İş Sayılı dosyasının incelenmesinde; ihtiyati haciz isteyenin … Bankası A.Ş., karşı tarafın …, …, … ve … Konf. İnş. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti olduğu, davalı bankanın 25/01/2013 tarihli , 28/09/2012 tarihli ve 24/02/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin aslı dayanak gösterilerek ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, istemin kabulüne karar verilerek; (624.631,65.-TL) alacak yönünden teminatsız olarak İİK’nun 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde ihtiyaten haczine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının örneğinin incelenmesinde; davalı banka vekilinin, 05/09/2019 tarihinde İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesine ihtiyati haciz talebi ile başvurduğu, Mahkemenin … sayılı kararı müteakip davacılar … ve … ile dava dışı … ve … Konf. İnş. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti adına 21/01/2019, 24/02/2017, 25/01/2013 ve 28/09/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden 611.307,28-TL asıl alacak+28.172,20-TL işlemiş faiz+2.818,91-TL BSMV+123,90-TL ihtiyati haciz masrafı+606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 643.028,29-TL için icra takibi başlatıldığı, davacıların ihtiyati haciz kararına itirazları üzerine İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş, … Karar sayılı ihtiyati haciz kararının 07/11/2019 tarihli karar ile borçlular … ve …’in 90.000-TL kefalet limitini aşan 544.631,65-TL yönünden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve dosya kapsamı belgeler incelenmek sureti davacıların davalıya borçlu olup olmadıkları, borç ve alacak durumunun tespiti hususunda davalı bankaya ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle rapor düzenlenmek üzere bankacılık ve finans konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 29/03/2021 havale tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
29/03/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Davalı … Bankası A.Ş. tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla yapılan icra takibinde davacılardan talep ettiği 604.331,65-TL nakdi kredi tutarının 24/04/2018 tarihinde kullandırılan 200.000-TL tutarlı … nolu kredi ve 21/01/2019 tarihli 480.000-TL tutarlı … nolu kredilerden kaynaklandığı, davacıların kefalet imzalarının bulunduğu 25/01/2013 tarihli 150.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin vadelerinde ödenerek kapatıldığı, takibe konu edilen 24/04/2018 tarihli 200.000 TL tutarlı 1032 nolu kredi için 24/02/2017 tarihinde 550.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi, 21/01/2019 tarihli 480.000-TL tutarlı … nolu kredi için ise 21/01/2019 tarihli 1.000.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, davacıların 90.000-TL limitli kefalet imzalarının bulunduğu 25/01/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin bu krediler için kullanılmayarak, 550.000-TL ve 1.000.000-TL limitli, davacıların kefil olmadığı yeni alınan Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında kullandırılmış olduğu, bu nedenlerle davacıların takibe konu edilen kredi borçlarından kefaleten sorumlu tutulamayacakları ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı banka vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizin 28/04/2021 tarihli duruşma ara kararı ile dosya davalı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi bakımından kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 01/05/2021 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 01/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; davacıların takibe konu edilen kredi borçlarından sorumlu tutulamayacakları kanaatinin değişmediği belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçe sunulmuştur.
Mahkememizce 29/03/2021 havale tarihli kök ve 01/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporu dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 581 ila 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 581 inci maddesinde “ kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır.
6098 TBK’nun 583/1.maddesine göre; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” Anılan kanun hükmü uyarınca, kefilin sorumlu olacağı azami borç miktarı ile kefalet tarihinin de kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılması bir geçerlilik şartıdır.
Yapılan yargılama, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, iddia, savunma, sunulan deliller, 29/03/2021 havale tarihli kök ve 01/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; Davalı banka ile dava dışı asıl borçlu … Konf. İnş. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti arasında 25/01/2013 tarihinde 150.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu GKS kapsamında asıl borçluya kredi kullandırıldığı, dosyada bulunan 25/01/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi incelendiğinde, davacıların bu sözleşme kapsamında kullandırılan kredilere 90.000-TL limitle kefil oldukları, müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzalarının yer aldığı ve sözleşmenin sonunda, sözleşmeden doğan sorumluluklara kefil oldukları yönünde el yazılarının bulunduğu, dava dışı şirket tarafından 25/01/2013 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin vadelerinde ödenerek kapatıldığı, davalı banka ile dava dışı … Konf. İnş. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti arasında 24/02/2017 tarihli 550.000-TL limitli ve 21/01/2019 tarihli 1.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmelerinin de düzenlendiği, bu sözleşmelerde davacıların kefalet imzalarının bulunmadığı, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla yapılan icra takibinde davalı bankanın davacılardan talep ettiği 604.331,65-TL nakdi kredi tutarının 24/04/2018 tarihinde kullandırılan 200.000-TL tutarlı … nolu kredi ve 21/01/2019 tarihli 480.000-TL tutarlı 1053 nolu kredilerden kaynaklandığı, davacıların kefalet imzalarının bulunduğu 25/01/2013 tarihli 150.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin vadelerinde ödenerek kapatıldığı, takibe konu edilen 24/04/2018 tarihli 200.000 TL tutarlı … nolu kredi için 24/02/2017 tarihinde 550.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi, 21/01/2019 tarihli 480.000-TL tutarlı … nolu kredi için ise 21/01/2019 tarihli 1.000.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, davacıların 90.000-TL limitli kefalet imzalarının bulunduğu 25/01/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin bu krediler için kullanılmayarak, 550.000-TL ve 1.000.000-TL limitli, davacıların kefil olmadığı yeni alınan Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında kullandırılmış olduğu, cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmelerinde borcun bir tarihte sıfırlanmış olması kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmaz ve aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediden dolayı kefalet sorumluluğu devam eder ise de, davacıların kefalet imzasının bulunmadığı sözleşmelere dayanılarak kullandırılan kredilerden dolayı davacıların kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davacı borçluların söz konusu 24/02/2017 tarih ve 21/01/2019 tarihli genel kredi sözleşmelerinin kefili olmadıkları, bu durumda davacıların 25/01/2013 tarihli sözleşmede kefil olup, diğer sözleşmeler ile kullandırılan kredi borcu için kefilliklerinin bulunmadığı, söz konusu 24/02/2017 ve 21/01/2019 tarihli yeni kredi sözleşmelerinde taraflar arasında imzalanan 25/01/2013 tarihli kredi sözleşmesinin devamı niteliğinde olduğuna veya bu sözleşme ile bağlantı olduğuna dair bir ibare de bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile davacıların, dava dışı … Konfeksiyon İnşaat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 25/01/2013, 24/02/2017 ve 21/01/2019 tarihli genel kredi sözleşmeleri gereğince 90.000,00 TL kefalet miktarı ile sınırlı olarak davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine, olayın özelliğinden davalının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından, davacı tarafça da davalının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
a-Davacıların, dava dışı … Konfeksiyon İnşaat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 25/01/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince 90.000,00 TL kefalet miktarı ile sınırlı olarak davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine,
b-Davacıların, dava dışı … Konfeksiyon İnşaat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 24/02/2017 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince 90.000,00 TL kefalet miktarı ile sınırlı olarak davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine,
c-Davacıların, dava dışı … Konfeksiyon İnşaat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davalı banka arasında akdedilen 21/01/2019 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince 90.000,00 TL kefalet miktarı ile sınırlı olarak davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespitine,
2-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 6.147,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.536,98-TL harcın mahsubuna, bakiye 4.610,92-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 1.536,98-TL peşin harç, 73,00-TL posta gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.354,38-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 12.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacılara İADESİNE,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza