Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/919 E. 2023/12 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/919 Esas
KARAR NO : 2023/12 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/01/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Tapuda … İli, … İlçesi, … Köyü, … ada, … parsel olarak kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak davalı ile … Petrol arasında 13/03/2006 tarihli protokol imzalandığı, bu protokol uyarınca davalının, davaya konu taşınmaz üzerine … Petrol A.Ş lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etmeyi taahhüt ettiği ve bayilik sözleşmesi imzalayarak dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunu işletmeyi kabul ettiği, ilerleyen zamanlarda … Petrol AŞ. Ve … Limted Şirketinin kısmi bölünme yoluyla birleşmesi sonucunda 13/06/2006 tarihli protokol ve aynı tarihli bayilik sözleşmesinin külli halefiyet prensibi uyarınca davacı şirkete devredildiği, tapuda intifa hakkına dayalı olarak … Petrol A.Ş’nin küllü halefi sıfatıyla davacı şirket lehine kira şerhi tesis edildiği, Rekabet Kurumunun verdiği karar uyarınca tarafların 13/03/2011 tarihli bayilik sözleşmesi, 13/03/2011 tarihli çerçeve anlaşması ve Beyoğlu ….Noterliğinin 22/06/2011 tarih ve … yevmiye numarası ile onayladığı ek protokolü akdettikleri, ancak davalı tarafın başka bir dağıtım şirketiyle müvekkil şirket ile akdettiği sözleşmelerin süresi bitmeden anlaştığı ve taraflar arasındaki münakit sözleşmeleri ihlal ettiği nedenleri ile; davanın kabulüne, 19/08/2013 tarihinden 13/03/2016 tarihine kadar olan dönem için taşınmazın fuzuli şagil olarak işgali ve kullanımı nedeniyle müvekkil şirketin davalıdan tazmini gereken tüm ecrimisil alacaklarının USD cinsinden hesaplanarak ve ayrıca alacağın 19/08/2013 tarihinden bu yana yabancı para alacağı hakkında işlenmiş ve işleyecek olan tüm faizleriyle birlikte tespitini ve bu faiz ile birlikte tespit edilecek ecrimisil alacağının şimdilik 1.000USD’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından açılan davanın ecrimisil davası olduğu ve görevli mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, söz konusu davanın HKM hükümlerine göre belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, haksız işgal tazminatı talebine bağlı olarak açılacak ecrimisil davalarının 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu bu nedenle davanın zaman aşımına uğradığı, söz konusu intifa hakkının akaryakıt dağıtım şirketi olan davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki ticari bir ilişki olan bayilik sözleşmesinin ön şartı olarak tesis edildiği, davacı tarafın davaya konu taşınmaz üzerinde geçerli bir intifa hakkı olmadığı, davaya konu intifa hakkının 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunu ve rekabet kararları uyarınca 13/03/2011 tarihinde sona erdiği, müvekkil şirketin iyi niyetli olduğu nedenleri ile; görev ve yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın zamanaşımı yönünden reddine, davanın belirsiz alacak davası unsurları bulunmadığından bu yönden de reddine, davanın esastan reddine, davacının faiz talebine, oranına ve başlangıç tarihinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizin … tarihli duruşmasının … nolu ara kararı uyarınca Dosyanın davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin hesaplanması yönünden var ise alacağın belirlenmesi yönünden bilirkişi heyetine tevdine, bilirkişi heyetine bir gayrimenkul değerleme uzmanı,1 akaryakıt uzmanı ve 1 de sözleşmeler konusunda uzman bilirkişinin eklenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 18/10/2021 tarihli uyap üzerinden gönderilen raporda; “Davacı ile davalı arasındaki 13.03.2006 tarihli Bayilik ve İntifa/Kira sözleşmelerinden oluşan dikey ilişki, Rekabet Kanunu ve 2002/2 sayılı Grup Muafiyeti Tebliği çerçevesinde 5 yıllık süreye tabidir. Taraflar aralarındaki dikey ilişkiyi yenilemek amacıyla 13.03.2011 tarihinde 5 sene süreli yeni Bayilik sözleşmesi akdetmişlerdir. Fakat bu yenileme sözleşmesi, dikey ilişkinin bayilik sözleşmesi unsurunu içermektedir. Tapuda kayıtlı olan intifa/ kira sözleşmesi hakkında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Rekabet Hukuku açısından dikey ilişkinin yenilenmesi için, intifa ve kira sözleşmelerinin de yenilenmesi ve tapudaki kayıtlarında buna uygun bir şekilde değiştirilmesi (kısaltılması veya kaldırılıp yeniden kayıt yapılması) gerekirdi. Aksi halde ilişki hukuken yenilenmiş sayılmaz ve Rekabet Hukukuna aykırı olmaya devam eder. Bunun sonucu olarak davacı ile davalı arasındaki 13.03.2011 tarihli Bayilik sözleşmesi kendiliğinden geçersiz hale gelmiştir. Hal böyle olunca da davalının 19.08.2013 tarihli fesih beyanı haklıdır. Geçersiz bir sözleşemeye ve intifa hakkından ötürü davacının ecri misil talep hakkı doğmamaktadır. Ayrıca Davacı noter ihtarnamesinde, Kurum, İntifa hakkı çerçevesinde bayilerin yeniden sözleşme yapmaya zorlanması halinde 4054 sayılı kanunun 4.cü maddesi çerçevesinde işlem başlatılacağının ilgili taraflara bildirilmesine,” Karar verdiğini açıklayarak önceki kararlarını ve yerleşik uygulamasını değiştirmiştir. Bunun üzerine Danıştay nezdinde yürütmeyi durdurma talepli olarak, gerekli tüm iptal davaları açılmışsa da yürütmeyi durdurma istemimiz reddedilmiştir. Bu nedenlerden ötürü aramızdaki İntifa Hakkı’nın ve varsa İntifa Hakkı Tesisi ve Yatırım Hakkındaki Protokol ve eklerinin 13.03.2006 tarihli Protokol vs. gibi bu dikey ilişkiye konu tüm sözleşmelerin Rekabet Kurulu kararlarında Grup Muafiyeti kapsamında öngörülen Süreyi Aşan Kısmının İfası Hukuken Ve Fiilen İmkansız Hale Gelmiştir. Bu doğrultuda bu süreyi aşan kısımla ilgili olarak rekabet etmeme yasağı ve sözleşmeyi ifa zorunluluğu ortadan kalkmış olup söz konusu süreden sonra herhangi bir akaryakıt dağıtım lisansı sahibi şirketle, lisans olarak bayilik yapmak hakkınız bulunduğunu kabul ve beyan ederiz diyerek ikrar etmişlerdir. Sayın Mahkemenizin aksi kanaate varması durumunda dava dilekçesinde talep edilen 1) 19/08/2103-13/03/2016 tarihleri arasında ecrimisil bedeli toplam 173.867,00USD (dava tarihi 6.12.2019 itibari ile 173.867,00USD x5.7438 TL/USD=998.657,27TL) olacağı, Sayın mahkemeniz zamanaşımı itirazı dikkate alması durumunda 06/12/2014- 13/03/2016 tarihleri arasında kira bedelinin de; 90.725,00USD (dava tarihi 6.12.2019 itibari ile 90.725,00USD x5.7438 TL/USD=521.106,26TL),” hesap ve kanaatine varıldığını bildirir rapor sunulmuştur.
Mahkememizin 15/10/2021 tarihli tarihli ara kararı ile Tarafların itirazları irdelenmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.

Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 13/10/2022 tarihli uyap üzerinden gönderilen raporda;” Bilirkişi kök raporumuzda TL hesabı dışındaki hususlarda görüşlerimizin aynı olduğunu, Sayın mahkemenizin aksi kanaate varması durumunda dava dilekçesinde talep edilen; a) 19/08/2013-13/03/2016 tarihleri arasında ecrimisil bedeli toplam 308.411,00TL olacağı, b) Sayın mahkemenizin zamanaşımı itirazı dikkate alması durumunda 06/12/2014-13.03/2016 tarihleri arasında kira bedelinin de 152.493,00TL olacağı, c) İtiraz doğrultusunda artış uygulanmamış dolar üzerinden hesaplandığında 19/08/2013- 13/03/2016 tarihleri arasında ecrimisl bedeli toplam 158.534,00USD olacağı, d) Sayın mahkemenizin zamanaşımı itirazı dikkate alması durumunda 06/12/2014-13.03/2016 tarihleri arasında kira bedelinin de 78.387,00USD olacağı, 3- Taraf vekillerinin dava konusu taşınmaz için raporda belirlenen aylık kira bedeline itiraz etmeleri durumunda “dava konusu istasyonun o yıllara ait defter ve kayıtlarının” incelenmesi için heyete mali müşavir bilirkişisinin katılması” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi Prof. … tarafından düzenlenen 13/10/2022 tarihli uyap üzerinden gönderilen ayrık raporu ile;”davacının dava dilekçesindeki talebine istinaden, davacının ecrimisil alacaklarının her birine, Kök Raporda (sayfa 15’de) belirtilen dönemlerin, yani 31.12.2013, 6.12.2014, 31.12.2014, 31.12.2015, 13.03.2016 tarihlerinden (dönem sonu tarihlerinden) dava tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi alacakları tutarlarının da hesaplanması ve tespit edilmesi gerektiği kanaatine varılmaktadır. Davacının dava dilekçesindeki talebine istinaden (ki davacı, USD üzerinden tespit edilecek olan ecrimisil alacaklarına 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesinde düzenlenmiş olan “Yabancı Para (Döviz) Yasal Faizi Oranı” üzerinden hesaplama yapılmasını talep etmiştir), 3095 sayılı Kanunun 1’inci ve 2/f.1’inci maddesi hükmünde düzenlenmiş olan “Türk Parası Yasal Faiz Oranı” üzerinden hesaplama yapılması gerektiği” sonuç ve kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı adına kayıtlı taşınmaza davacı lehine konulmuş intifa hakkına dayalı olarak davacının davalıdan ecrimisil talep koşullarının oluşup oluşmadığı, mevcut ise miktarının tespiti hususuna ilişkin olduğu görülmüştür.
Ecrimisil, malikinin rızası dışında taşınmazının gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle ödenen tazminattır. Malikinin rızası dışında taşınmazı eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler de fuzuli şagil(işgalci) denir. TMK’nın 995. maddesine göre kötüniyetli zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak alıkoymuş olmasından doğan tazminatı karşılamak zorundadır. Davalı iyiniyetli ise, tazminatla yükümlü olmayacak, suiniyetli ise sorumlu kılınacaktır. Rızaya dayalı kullanımda kötü niyet söz konusu olamaz. Ayrıca, taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.), rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım olarak kabul edilemez. Kişinin bu kullanımı haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile de sorumlu tutulamaz.
Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı; zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği tazminattır. Ecrimisil tazminatı talep edebilmenin üç şartı vardır: Taşınır veya taşınmaz mal haksız bir şekilde işgal edilmelidir. İşgal eden kötüniyetli olmalıdır. İşgal nedeniyle bir zarar meydana gelmelidir.
Haksız işgal, haklı bir nedene dayanmaksızın başkasına ait bir malın zilyetliğe geçirilerek kullanılmasıdır. İş bu yargılama dosyasında, dava konusu taşınmazın maliki dava konusu yapılan döneme ilişkin olarak, davalıdır. Davalının, davacıya yönelik olarak, kendi malını haksız bir şekilde işgal etmesi mümkün değildir. Davacının, dava konusu taşınmaz yönünden de herhangi bir mülkiyet hakkı da bulunmamaktadır. Sadece sözleşmeye dayalı intifa hakkı bulunmaktadır. Bu haliyle, davacının davalıdan ecrimisil talep etme hakkı bulunmamaktadır. Davacının, davalı ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklı olarak mevcut ise zararlarının tazminini talep etme hakkı bulunabileceği; ancak, taşınmazdan kaynaklı olarak ecrimisil talep edemeyeceği mahkememizce kabul edilmiş, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 98,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 81,56-TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
-Dosya içerisinde görev alan bilirkişi … ‘e bilirkişi rapor ücreti ödenmediği görülerek, 1.000,00-TL bilirkişilik ücretinin davacı gider avansından alınarak ödenmesine,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve bilirkişi ücreti ödendiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.758,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır