Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/909 E. 2019/1255 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/909
KARAR NO : 2019/1255

DAVA : ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Dominik Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkiye de oturma izni bulunan nişanlısı ile İstanbul dan Dominik Cumhuriyeti; Havana, Küba ve Panama aktarmalı seyahetları için ….. Havalimanına 10/12/2018 tarih ve saat 22:00 de giriş yaptığı, müvekkilim ile nişanlısı seyahatleri öncesinde …. …. Konsolosluğuna müracaat edip vize istediğinde konsolosluk çalışanları ….. ya seyehat edecek olan Türkiye ve Dominik Cumhuriyeti vatandaşlarının 72 saat süre ile vizesiz kalabileceğini söyledikleri, müvekkilinin nişanlısı ile …. Havalimanında Check-in işlemlerini sorunsuz bir şekilde davalı …. ile tamamladığı ve pasaport kontrolünden geçtiği, uçuş saati geldiğinde uçuş kartı ve pasaport kontrolü yapan …. görevlisi müvekkilinin nişanlasına Küba vizesi ibraz etmesini istediği, kendisine Küba ya transit amaçla gittiklerini belirtip bir sonraki günkü uçak biletlerini ibraz ettiklerini,müvekkilinin nişanlasının Küba vizesi olmadan uçuşa alınmayacağını bilgisini verildiği, bunun üzerine müvekkili ile nişanlısı valizlerini geri alarak kiralık araç ile …. …. konsolosluğuna doğru yola çıktıklarını, 11/12/2018 saat 09:00 olduğunda …. Konsolosluğu na telefon ederek durumu bildirdiği ve kendilerine yapılan muamelenin ve verilen bilginin kesinlikle yanlış olduğunu söylediklerini, müvekkilinin bununu üzerine davalı firmayı aradığını Konsolosluktan evrak aldığını belirttiği kendisinden anında özür dileyerek doğrudan …. …. Havalimanındaki ….. müdürünü görmek üzere oraya gitmesini belirttiklerini, müvekkili ile nişanlısının saat 10:00 da …. Havalimanına geldikleri ve …. çalışanlarını durumdan haberdar ettikleri, Konsolosluktan alınan belge ibraz edildiği anında işlemleri başlatıp yaklaşık 7 saat sonra müvekkiline ….. nin bir hata yaptığı ve uçuşlarının bir sonraki güne 13/12/2018 e değiştirildiğini söylediklerini müvekkili ile nişanlısı tekrar aynı gün İstanbul a döndüğü 2 günün ardından uçuşa alındıklarını, tüm bu süreçte 500 TL araç kiralama, 165 TL otel masrafı, 2700 TL Copa Air bilet değişimi, 449,76 TL akaryakıt, 44,50 TL park ve gişe masrafı, 807,50 TL yiyecek masrafı olmak üzere toplam 4.666,76 TL masraf yapıldığı, iki günlük süreçte hem kendisi hem de nişanlısı son derece yıprandıklarını, daha önce karşılaşmadıkları bir muameleyle muraz kaldıkları, ağır stres yaşadıklarını, Türkiye de bir yabancı olan müvekkilinin nişanlısı aşırı stres ve panir yaşadığı, bu iki günlük aşırı stresten son derece yıprandığı ve psikolojisinin etkilendiğinden sebep 50.000 TL manevi, 4.666,76 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 54.666,76 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı firmadan alınarak müvekkiline ödenmesini, yargı gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; dava dilekçesinde maddi hukuka ilişkin olarak yapılan atfların doğru olmadığı, 11/12/2018 …. -…..(….) arasında yapılacak uluslararası bir taşıma olduğu, bu nedenle dava konusu olaya 2073 sayılı kanunla kabul edilen Uluslararası Hava Taşımalarına İlişkin Bazı kuralların birlişterilmesi hakkındaki Varşova Konvanisyonun ve onu değiştirine Lahey Protokolü hükümleri ile yine onu değiştiren 4 nolu Montreal Protokolü hükümlerinin uygulanmasını icap ettiği, yanlarında geçerli bir vizenin olmaması davacının sorumluluğunda olup geçerli vize bulundurmamaktan kaynaklı uçuşun sonradan Havana ya girmeden sadece transit geçişe çevrilerek seyahatlerinin gerçekleşmesinde ise müvekkile atfedilecek bir kusur bulunmadığından davanın usül ve esastan reddine, yargı gideri ve vekalet ücretininde davacı taraftan tahsilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, iş amaçlı seyahat nedeniyle davalının uçuşlardaki kusuru olduğu iddiası ile açılan maddi ve manevi tazminat istemidir.
Bakırköy ….Tüketici Mahkemesinin 16/10/2019 tarih, ….. Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi olmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için taraflar arasındaki hukuki ilişkiye bakılır. Somut olayımızda davacının iş seyahati yaptığı uçuştan kaynaklı iş bağlantılarını kaçırdığı ve ticari prestij kaybı yaşadığı, ticari amaçla seyahat ettiğinden uyuşmazlıkta yargılama yapma görevinin mahkememizde olduğu anlaşılmaktadır.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
19/12/2018 tarih ve …. sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan 7155 sayılı Kanun’nun 20 maddesi ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesi ile, ” (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
7155 sayılı Kanun’un 26.maddesi hükmüne göre,” (1) Bu Kanunun;
a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde,
b) 1 ila 9 uncu maddeleri, geçici 1 inci maddesi, 18 ve 19 uncu maddeleri 1/6/2019 tarihinde,
c) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer.”
Anılan hükümler karşısında, davacı tarafından açılan davanın ticari dava olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde”(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır”…
Aynı Kanun’un 5. maddesinde, ticari dava sayılan davalara Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hüküm altına alınmış olmakla birlikte, Türk Ticaret Kanunu’ndan sonra 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun’un tanımlar başlıklı 3/l maddesinde “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ….
ifade edeceği belirtilmiştir.
Anılan düzenleme uyarınca, tüketicinin taraf olduğu Taşıma Hukukundan doğan davalar tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmekle birlikte, Taşıma Hukukuna ilişkin hususlar da TTK’da düzenlendiğinden ve TTK/4-a maddesi gereğince ticari dava sayıldığından söz konusu davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması gerekmektedir. (İstanbul 12.Bölge Adliye Mahkemesi 2019/1138 Esas ve 2019/859 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
7155 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve 18/A maddesi eklenmiş ve söz konusu maddenin 1 ve 2. fıkraları ile ” (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2)Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü getirilmiş olup,
Dava konusu uyuşmazlık taşıma işlemine istinaden tazminat istemine ilişkin olup; TTK 4/1-a maddesindeki ” TTK madde 4/1-a’da ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret kanununda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları çekişmesiz yargı işlerı ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” düzenlemesi mevcut olup taşıma işine ilişkin hususlar da TTK da düzenlendiğinden ticari dava niteliğinde olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından taşıma hukukundan doğan alacağın tahsili isteği ile 22/03/2019 tarihinde dava açılmış olmakla, 7155 sayılı Kanunun 20 inci maddesi hükmünün 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği de dikkate alınarak, 6352 Sayılı Kanununu 18/A-2 Maddesindeki “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi nedeniyle, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 46,02-TL harçtan mahsubuna, bakiye 1,62-TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansından artan olur ise davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 05/12/2019

Katip …..
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza