Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/89 E. 2021/889 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/89 Esas
KARAR NO : 2021/889

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu ….. LOJİSTİK İTH. VE İHR. LTD. ŞTİ., 20/04/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro, 30/04/2018 Tarihli 3.000,00.-Euro, 16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro, 16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro, 16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro,16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro, 16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro,16/05/2018 Tarihli 2.800,00.-Euro, 10/07/2018 Tarihli 190,50.-Euro, 10/07/2018 Tarihli 190,50.-Euro, 10/07/2018 Tarihli 190,50.-Euro, 10/07/2018 Tarihli 190,50.-Euro ve 10/07/2018 Tarihli 190,50.-Euro, bedelli faturalar — cari hesap nedeni ile (Faiz ve masraflar hariç olmak üzere) müvekkili şirkete borçlu olduğunu, gerek yazılı gerek sözlü tüm uyarılara rağmen, davalı tarafça söz konusu borcun ödenmemesi üzerinde müvekkili şirket tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını; ancak davalı-borçlu tarafından işbu icra takibinde borca, faize-faiz oranına ve diğer fer’ilerine haksız bir şekilde itiraz edildiğini, bu nedenlerle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …….. E. sayılı dosyasına vaki borçlu itirazının iptali ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı alacaklı şirketin, müvekkili şirket ile yükün taşınması için taşıma sözleşmesi akdetdiğini, bu hususa ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, davacı, müvekkilinin müşterisine ait malı taşıyan fiili taşıyan konumunda olup müvekkilinin bilgi ve talimatları doğrultusunda işbu taşıma işini üstlendiğini, taşımanın, taraflar arasında kararlaştırılan şekilde yapılmamış, sözleşmede belirtilen tarihte yük teslim edilmediğini, yükün, davacı tarafından geç teslim edildiğinden, müvekkilinin de müşterisi ile yapmış olduğu anlaşma gereğince, navlun alacağını tahsil edemediğini, müvekkili aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine dayanak gösterilen faturaya ilişkin olarak takipte faiz işletilmesi haksız ve yasal dayanaktan uzak olduğunu, davanın reddine, dava konusu alacak likit olmadığından, alacağının miktarının tespiti mahkemece belirleneceğinden, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, masraf ve ücreti vekaletinde davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 23.676,32-EURO toplam alacağın asıl alacağına takip tarihinden itibaren fiile ödeme tarihine kadar ve fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden Euro alacak için işleyecek yıllık %2,6 Euro Mevduata Kamu Bankalarınca Fiilen Uygulanan Azami Yıllık Faiz ve değişen oranlardaki faizi ile icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M.M.M. …….. ve Taşıma konusunda uzman …’ün 26/11/2019 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından, incelemeye sunulan 2018 mali dönemine ilişkin E-defterlerinin ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olduğu görülmüş olmakla; delile dayanan taraf lehine delil niteliğinde olup olmadığının takdiri hususunda değerlendirmenin mahkemede olduğunu, davacı taraf ticari defter kayıtlarında, icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 125.077,12 TL karşılığı 23.552,50 EURO alacaklı olduğu görüldüğü, davalı tarafın incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı tarafın, icra takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinde bulunduğu, ancak dosya kapsamında yapılan incelemede, davalı tarafı temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belgeye rastlanmadığından tarafımdan işlemiş faiz hesaplaması yapılamadığı, davacı ile davalı arasında taşıma ilişkisi olduğunun tarafların beyanları uyarınca her ne kadar dosya içeriğine fatura ekleri ile sunulan dokümanlar doğrultusunda davacı yanın taşıma süreci ile ilişkisi netleştirilemese de uyuşmazlık konusu olmadığının kabul edildiği, davalı ve davacı taraf arasında beyanlar ve mail yazışmaları kapsamında taşıma sözleşmesi kurulduğunun anlaşıldığı, alacak iddiasına dayalı belgelerin irdelendiği, uyuşmazlık noktasının gecikme olup olmamasına dayandığı, dosyaya sunulu evraklar arasında davacı yanca düzenlenen CMR senetleri üzerinde davalının veya alıcı firmaların hangi tarihte taşımaya konu yükleri teslim aldığı veya teslim alıp almadığına dair imza/kaşe/onay/tarih detaylarına rastlanamadığı, bu sebeple taşıma sürecinde beklemeden kaynaklı bir gecikme yaşandı ise gecikmenin ne kadar olduğu gibi detayların tespit edilemeyeceği, ancak dosya içerisine fatura ekleriyle davacı yanca sunulan ve tasnifi Tablo.1 verileri ile değerlendirilerek yapılan Gümrük Otoritesi’nin düzenlediği ve Gümrük otdritesi yetkilisince onaylı gümrük kontrolüne dair evrakların bulunduğu, söz konusu gümrük kontrollerinin olağan taşıma süreçlerinde beklemelere ve bunlara dayalı gecikmelere sebebiyet verebildiği, kanaatimizce gümrük kontrolünden doğacak beklemelerin gecikmeye sebep olabileceğinin değerlendirildiği, TTK kapsamında davacı yanın beklemeden doğan ücret talebinde bulunabilmesinin normal şartlar altında gümrük otoritesinin denetimi kendisiyle(taşıma firmasıyla) alakalı bir olumsuzluktan kaynaklanmadığını ortaya koyduğu müddetçe talep edebileceği, ancak gümrük otoritesinin denetim sürecinin neden kaynaklandığına dair doğrudan bulguya rastlanamadığı, buna karşın dosya içeriğindeki faturalar ile bekleme ücreti talep edildiğinin sabit olduğu, davalı tarafın yetkilisince atılan mailler doğrultusunda bekleme ücretinin kabul edildiğinin değerlendirildiği, sayılan sebepler doğrultusunda davacı yanın navlun ve bekleme ücreti yönlendirmesinin mümkün olabileceği, nihai takdirin mahkemede olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince 30/11/2020 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi üzerine dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi S.M.M.M. …… ve Taşıma konusunda uzman …’ün 19/03/2021 tarihli ek raporunda özetle; Dosya içeriğine sunulan Vergi Dairesi Müdürlüğü, SGK ve Gümrük Müdürlüğü dokümanlarının irdelendiği, SGK (Ataşehir) dökümlerinin incelenmesi neticesinde bekleme ücretine dair davalı yan adına mail atan kişinin açıkça davalı çalışanı olduğunun ortaya koyulduğu, Davalı firmanın, davacı firma tarafından icra takibe konu yapılan 8 adet fatura karşılığı 116.827,00TL nin kayıtlarına alıp beyan etmiş olduğu, ancak 5 adet fatura karşılığı 5.089,00 TL nin beyan edilmemiş olduğu, beyan edilmeyen faturaların bekleme ücreti faturaları olduğu, bekleme ücretine ilişkin Gümrük Müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda, sunulan verilerin bekleme ücreti tespitini aydınlatacak bir niteliğe sahip olmadığı, daha çok bahsi geçen plakalı araçların bu gümrük müdürlüklerinde işlem gördüğünü ortaya koyduğunun değerlendirildiği, iş bu rapor içeriğindeki açıklamalar doğrultusunda kök rapordaki görüşlerin değişmediği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 23.552,50 EURO alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı bu nedenle fatura teslim olgusunun artık ispatı gerekmeyecektir. Ayrıca geç teslimden kaynaklı sorumluluğun davacıda olduğu konusunda ispat yükünün davalıda olduğu, yapılan inceleme neticesinde konuya dair somut delil sunamadığı dikkate alınarak davalının bu savunmasına itibar edilmemiş, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair somut delil dosyaya sunulmadığından işlemiş faiz yönünden davanın reddine fakat ticari defterlerde kayıtlı asıl alacak yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 23.552,50-EURO üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere fiili ödeme tarihinde kısa vadeli Euro cinsinden açılmış yabancı paralara uygulanan en yüksek faizin İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 9.565,43- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.717,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.848,39-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 17.252,82-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 1.717,04-TL peşin harç, 1.736,20-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.497,64-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza