Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/879 E. 2021/731 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/879 Esas
KARAR NO : 2021/731

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından 15/09/2016 tanzim tarihli, 15/01/2017 vadeli, 70.000-TL bedelli, 15/09/2016 tanzim tarihli, 15/02/2017 vadeli, 40.000-TL bedelli, 15/09/2016 tanzim tarihli, 15/03/2017 vadeli, 50.000-TL bedelli senetlerin dayanak gösterilerek Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile toplam 174.255-TL bedelli icra takibi başlatıldığını, icra takibine ilişkin ödeme emrinin müvekkili tarafından 21/06/2019 tarihinde tebellüğ edilmekle birlikte senetler üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığından Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden imzaya itiraz davası açıldığını, müvekkili … ile davalılardan gerek … ve gerekse … arasında böyle bir borcun doğmasına sebebiyet verecek nitelikte hukuki ilişkinin bulunmaması ve dolayısıyla senetler üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını, bu nedenlerle icra dosyasının dava sonuna kadar durdurulmasını, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilin davacı ve senet borçlusunu tanımadığını ve bu kişilerle hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin araba alım satımdan dolayı davalı …’a olan borcuna karşılık olmak üzere çeşitli vadelerde senetleri müvekkiline verdiklerini, davacının imzalar tarafımıza ait değildir diyerek itiraz ettiğini, itirazın kaldırılması için taraflarınca dava açıldığını ve davanın halen devam ettiğini, müvekkilin alacağından dolayı almış olduğu senetleri icraya koyduğunu ve alacağını istediğini, davacı ile diğer davalı …’un aralarındaki ticarette ne kadar alacaklı borçlu olduklarını, imzanın davacıya ait olup olmadıklarını bilmediklerini, tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri kambiyo senetleri ile müvekkili dolandırmış olabileceklerini, bu yönden senetlerdeki imzanın durumu anlaşıldıktan sonra müvekkilin davacı ve diğer davalı hakkında bu kötü niyetinden dolayı %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı ve diğer davalı …’un %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; …’un akrabası olduğunu, kendisi ile yıllardır ortak ticaret yaptıklarını, …’un …’da , kendisinin de İstanbul’da olmak üzere çeşitli zamanlarda araba alım satımı, kayısı alım satımı gibi işlerde ortak ticaret yaptıkarını, …’un bu nedenlerle kendisine İstanbul’daki işleri için vekalet verdiğini, kendisinin de …’ya …’daki işleri için vekalet verdiğini, kendisinin daha çok …’ya satılması için araba gönderdiğini ve …’un arabaları sattığını, davacı … ile en son hesaplaşma üzerine kendisine olan borçlarından dolayı senetlerin tanzim ederek tarafına verdiğini, davacıdan alacağına karşılık olarak almış olduğu senetleri borçlarına karşılık …’ye ciro ederek verdiğini, diğer davalı … senetler ödenmediğinden dolayı … ve kendisini icraya verdiğini, davacının ise imzanın kendisine ait olmadığından bahisle itiraz ettiğini, bunun üzerine kendisinin davacıyı arayarak kızdığını, zaman kazanmak için imzanın kendisine ait olmadığından bahisle itiraz ettiğini beyan ettiğini, arabuluculukta anlaşamadıklarını, davanın reddine, kötü niyetli davacı ve diğer davalı …’un %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflarının karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava İİK ‘nun 72.maddesi kapsamında tanzim edilen bonoların geçersizliğinin ve bu bonolar gereğince davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti talebini içermektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe konu senetlerden dolayı davacının borçlu olup olmadığı, menfi tespit talebinde haklı olup olmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine 160.000-TL asıl alacak, 14.255-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 174.255-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte icra giderleri ve masrafları ile icra vekalet ücretini tahsilini talep edildiği anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da uyuşmazlık eğer kambiyo senedinden kaynaklanıyor ise bu halde ispat yükü uyuşmazlık konusu kambiyo senedinden ötürü borçlu olmadığını iddia eden davacı üzerinde olur.
Nitekim olayımızda da ispat yükü davacı üzerindedir. Tarafların delilleri bu muvacehe ölçüsünde toplanıp yargılama sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celbedilmiş ve dosya içeriği incelendiğinde, davacının imzaya itirazı üzerine yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde uyuşmazlık konusu senetlerdeki imzanın davacının el ürnü olmadığının tespiti üzerine davanın kabul edildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalı …’un beyanı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu senetlerin imza kısmının kendisi tarafından bizzat doldurulduğunun mahkeme huzurunda ikrar ettiği anlaşılmıştır.
Bu iki delil bir arada değerlendirildiğinde mahkememizce tekrardan imza incelemesi yapılmasına usul ekonomisi gereği gerek duyulmamış olup, hem mahkeme dışı ikrar hem de İcra Hukuk Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile davacının imzaya ilişkin iddiasını ispatladığı, uyuşmazlık konusu senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı, imzaya ilişkin itirazın herkese karşı ileri sürülebileceği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Ayrıca davalı …’un uyuşmazlık konusu senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığını bildiği hususunun kendi ikrarı ile sabit olduğu ve senetleri icraya koymada bu davalının kötü niyetli olduğu anlaşıldığından davacının kötü niyet tazminatı talebi hakkında da aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar mahkememizin 12/07/2021 tarihli kısa kararında davanın kabulüne, davacının Bakırköy …. icra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın %20’sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ise de; sehven maddi hata yapıldığı, hüküm fıkrasının 1 nolu kararın ilk bendinde davalı ibaresinin açık olmadığı, davalıdan kastın tüm davalılar olduğu, 2 nolu bendde ise davalı dan kastın, Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında davalı …’un ikrarı göz önüne alınarak davalı olarak …’un yazılması gerektiği anlaşılmakla hüküm kısmı tavzihen aşağıdaki şekilde düzeltilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyasında DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 10.929,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.732,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.197,20-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.150,00-TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 44,40-TL başvurma harcı, 2.732,40-TL peşin harç, 385-TL tebligat ve müzekkere ücreti olmak üzere toplam 3.161,80-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza

TAVZİH KARARI

Her ne kadar mahkememizin 12/07/2021 tarihli kısa kararında;
“1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,” şeklinde karar verilmiş ise de;
Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, davalı ibaresinin açıklamaya muhtaç olduğu anlaşılmakla hüküm kısmının;
“-Davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında DAVALILARA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden kötü niyet tazminatının davalı …’dan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,” olarak TAVZİHİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza