Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/831 E. 2020/526 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/831 Esas
KARAR NO : 2020/526

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. ‘nin alacağını müvekkili …’a temlik etmiş olduğunu, temlik sözleşmesinin dosyaya sunulduğunu, davalılardan …. A.Ş. yönetim kurulu başkanı olan diğer davalı … ile … arasında 12.04.2016 tarihinde bir protokol akdedildiğini, protokole göre özetle; …, davalı … A.Ş.’de asgari ücretten sigortalı çalışan olarak gösterilecek, projelerde hem üretici hem de alıcı firma görüşmelerinde taraflar beraber hareket edecek ve her türlü proje onayı beraber verilecek, projelerden elde edilecek brüt kardan %20 oranında kurumlar vergisi ile yapılan tüm kişisel ve finansal masraflar mahsup edildikten sonra kalan meblağ % 50 – %50 oranında … ve …. A.Ş. arasında paylaşılacak, nakdi paylaşım çek tahsilatlarından sonra yapılacak, herhangi bir imalattan oluşabilecek sorunlarla ilgili olarak ortaya çıkabilecek olası reklamasyon tutarlarında her iki taraf eşit oranda sorumlu olacak, tüm proje ve eylem planları yine … ve ….’ın kontrolü altında ve koordineli olarak götürüleceğini, protokol sonrasında, tam da protokolde belirtildiği üzere …’nin, davalı şirket bünyesinde çalıştığını, …’nin protokolle yüklenen sorumlulukları yönünde edimlerini eksiksiz yerine getirmiş ve çalışmalarına titizlikle devam ettiğini, …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., … gibi bilinen firmalara ev eşyaları, hediyelik eşya gibi ürünler için devamlı sipariş aldığını ve ürünlerin üretimi müvekkili tarafından bizzat yapıldığını, …. firması ile bahsi geçen üçüncü firmalar arasında …’nin olmadığı hiçbir ticaret ilişkisi bulunmadığını, …’nin görev tanımı sayın mahkemeye sunulacak elektronik posta örneğinde görüleceği üzere ‘Proje Geliştirme Yönetmeni’- Project …. Director’ü olduğunu, 2018 yılı Ekim ayında teslim alınması gereken ve davalı şirketler adına sipariş edilen projelerin ödemelerinin davalılarca yapılmadığından, bu sebeple üretim yapılan firmalara karşı zor durumda kalındığından, yine üretilen malların sözleşme yapılan … gibi firmalara teslimine yanaşılmadığından, hem üretim yapan tedarikçi firmalara, hem de adına üretim yapılan firmalara karşı …’nin bizzat zor durumda kaldığından, 2018 yılı Kasım ayı ortalarında yapılan görüşmelerde gerek proje satışlarından gerekse çalıştığı ve ödenmesi gereken asgari ücretlerden hiç hakkının bulunmadığı ve hiçbir şey ödenmeyeceği ve işine son verildiği beyanından, tahsis edilen aracın alınarak aynı gün de sigorta çıkışının yapıldığından, o günden bu yana ortak işlerden kar payının, ücretle ile ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi talebinin de reddedildiğinden cihetle, 12.04.2016 tarihli sözleşmeyi davalıların ihlal ettiklerini ve bu sebeple haklı nedenle …’nin sözleşmeyi feshettiğinden bahsederek …. A.Ş. adına tarafınca yapılan tüm projelerden elde edilen gelirlerden %20 kurumlar vergisi ve faturalı olan giderler düşüldükten sonra kalan alacağın hesap edilerek ortak işlerden kar payı olarak her yılın alacağının o yılın ticari faizi ile birlikte ödenmesini, sözleşme tarihinden itibaren Kasım 2018 tarihine kadar olan toplam 31 aylık olan asgari ücret maaşının ait olduğu ayardan itibaren ticari faizi işe beraber ayrıca kıdem ve ihbar tazminatlarının da ticari faizi ile beraber en geç on iş günü içinde ödenmesini talep ettiğini, müvekkilin ortalama 3 Milyon TL alacağı bulunduğunu, bu nedenle tüm ticari ilişkilerin tespiti ile sonradan ıslahla dava değeri arttırılmak üzere şimdilik 4.000 TL alacağın yasal faizi ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesine, bununla birlikte tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce yapılan arabuluculuk başvurusu ve tutulan arabuluculuk görüşme tutanağı kanun koyucunun ön gördüğü usul ve şartlara haiz olmadığını, davacı tarafın iddialarının dayanağını oluşturan protokolde belirtilen şartların gerçekleşmemiş olması nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın alacağını temlik aldığını ileri sürdüğü … firmanın maaşlı çalışan elemanı olduğunu, bu şahısa normal çalışmasının yanında proje geliştirmesi ve bu projenin onaylanması halinde ek bir gelir elde edebilmesi imkanı tanındığını, müvekkil şirketin zararda olduğunu, davacının ibraz ettiği belgelerde belirtilen işlerden dolayı zarara uğradığını,temlik eden … ‘nin davalılardan …. …. ZÜC. TİC. A.Ş.’nin çalışan personeli olduğun, firma içerisinde yerine getirdiği görevinden dolayı firmalar ile görüşmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek davacının açtığı dava neticesinde mahkememizce yargılama sırasında yapılan yazışmalar ile davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklanması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması ve mutlak ticari dava olarak sayılan hususlardan da olmaması karşısında uyuşmazlığın esasını çözmede görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza