Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/823 E. 2022/123 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/823 Esas
KARAR NO : 2022/123 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ :10/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında 01/11/2017 tarihinde “Depolama Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, iş bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin asli edimi olan, davalı şirkete ait ürünlerin depolanacağı uygun özelliklerde bir kapalı alanı tahsis ettiğini, ancak davalı borçlu tarafın bu edim karşısında yer alan vadesi gelen cari hesap ekstresindeki 76.202,06 TL borcunu ifa etmeyerek sözleşmesel yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkili şirketin somut olaya konu “Depolama Sözleşmesi”nin gerektirdiği tüm sözleşmesel yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı borçlu şirkete ait ürünlerin depolanacağı uygun özelliklerde bir kapalı alan tahsis ettiğini ve karşı tarafın ürünlerini iş bu zamana kadar şirkete ait iş yerinde muhafaza edebildiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından, bahse konu alacak için karşı taraf aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; huzurdaki itirazın iptali davasının yetkisiz mahkemede ikame edilmiş olduğunu, davacı tarafça her ne kadar taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi olduğundan bahsedilmiş ise de, bu iddianın taraflarınca kabul edilmesine imkan bulunmadığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili firmanın sözleşme imzaladığını, ancak davacı firmanın sözleşme tarihinin bitiminden önce gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini ve sözleşme feshinin tasfiyesine ilişkin hiçbir yol ve de uğranılan zararın ne şekilde karşılanacağı önerisinde bulunulmadığını, bununla birlikte müvekkili şirketin piyasa değeri yaklaşık 8 ila 10 milyon TL değerindeki ürünlerinin bulunduğu stokların davacı şirket tarafından kiralanan mecurda terk edilerek bırakıldığını ve tabiri caizse kaçıp gidildiğini, müvekkili şirketin süresinden önce fesih ile uğramış olduğu zararın yanında emanet olarak davacıya bırakılan ürünlerin depoda terk edilmiş olduğunu ve ürünlerin teslimini bekleyen müvekkilinin bu durumdan beş gün sonra hebardar olduğunu, kendisine ürünlerin teslim edilmesi için gün verilmesini bekleyen müvekkilinin depo mülk sahibinin kendisine ulaşması ile durumdan haberdar olduğunu, durumdan haberdar olduktan sonra stok sayımı yaptıklarını, stok sayımında bazı ürünlerinin kaybolup, çalındığının tespit edildiğini, ancak müvekkili şirketin davacı şirketin FETO müessesi olması sebebiyle TMSF’ye devredilen firmada gerçek ve yetkili bir muhatap bulamadığından ve tahsil kabiliyeti konusundaki tereddütlerinden dolayı yasal yollara başvurmadığını bildirerek, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacının alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve İİK uyarınca alacaklı aleyhine inkar tazminatının yanında takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine, müvekkilinin itirazının dayanağının haklı ve yerinde olduğundan iyi niyetli olduğu nazara alınarak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasındaki Depolama Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine, karşı dava ise sözleşmenin haksız feshi iddiasıyla alacak taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı karşı davalı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; 01/11/2017 tarihli Sözleşme ile 01/11/2017 tarihli Depolama Hizmet Sözleşmesi Ek Protokolünün bir sureti dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı hakkında cari hesap ekstresinden kaynaklı 76.202,06-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 18/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket vekili tarafından 22/10/2018 tarihinde takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve borcun bütün ferilerine itiraz edilmesi üzerine 23/10/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ olunmadığı, yasal süre içerisinde mahkememize itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamı belgeler, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, lehlerine delil niteliğinde olup olmadığı hususları ile takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın miktarı, davacının talep edebileceği faiz var ise, türü, oran ve miktarı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişi ile karşı dava bakımından hizmet sözleşmesinin eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, davalının mallarını zamanında teslim alıp almadığı ve sözleşme kapsamında davacının kusurundan kaynaklı davalının zararının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere taşıma/lojistik konusunda uzman bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
09/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Lojistik A.Ş. ile …. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş. Firmaları arasında 01/11/2017 ile 31/12/2018 tarihlerini kapsayan “Depolama Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, …. Lojistik A.Ş.’nin sözleşme bitiş tarihinden önce sözleşmeyi usulsüz feshettiği, bu nedenle anılan sözleşme hükümlerine göre ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş.’nin tazminat talep etme hakkı olduğu, davalı şirketin iddia ettiği ürün kayıplarının dava dosyasına sunulan belge ve bilgilerle tespit edilemeyeceği, davacı karşı davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı karşı davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle 120.01.001.1346 hesabına göre 60.272,06-TL ve … hesabına göre 15.930,00-TL olmak üzere toplamda davalı karşı davacıdan 76.202,06-TL alacaklı olduğu, davalı karşı davacının 2017 yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı karşı davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacı karşı davalıdan 38.591,29-TL alacaklı olduğu, özetle, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının (76.202,06-TL + 38.591,29-TL ) 114.793,35-TL olduğu, davacı karşı davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı karşı davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler toplamının 10.363,35-TL olduğu, mezkur faturanın ise dayanak evraklarının dosya içerisinde bulunmadığından hesaplama dışı bırakılmasının gerekeceği, bu itibarla toplamda 10.363,35-TL tutarlı faturaların davacı ispatına muhtaç bırakılması gerekeceği, davalı karşı davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı karşı davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler toplamının 104.430,00-TL olduğu ve yapılan teknik inceleme neticesinde ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş.’nin iddia ettiği ürün kayıplarının dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerle ispat edilemeyeceği yönünde görüş bildirildiğinden mezkur faturaların davalı karşı davacı ispatına muhtaç bırakılarak hesaplama dışı bırakılması gerekeceği, bu itibarla davacı alacağından hesaplama dışı bırakılan 10.363,35-TL mahsubu neticesinde davacı karşı davalının davalı karşı davacıdan (76.202,06-10.363,35-TL) 65.838,71-TL alacaklı olduğu, neticeten asıl dava yönünden takip tarihi itibariyle davacı karşı davalının davalı karşı davacıdan 65.838,71-TL alacaklı olduğu, karşı dava yönünden ise zarara ilişkin dayanak evraklar sunulmadığından alacak hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığı ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
30/12/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda rapor alınmak üzere ev gereçleri konusunda uzman sektör bilirkişine tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Dava dosyasında ürün teslim alma işleminde tutulmuş herhangi bir kayıt veya tutanak bulunmadığı, devir esnasında her iki tarafça tutanak altına alınmış bir devir teslim belgesi veya ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş.’nin noter gözetiminde ürünlerini teslim aldığına dair resmi bir belge olmadığı için depo devri sırasında kayıp, hasarlı ürünler olup olmadığını tespit etmenin mümkün olmadığı, C/H hesap incelemesinde … Lojistik A.Ş.’nin en son 30/08/2018 Haziran ayında hizmet bedeli fatura ettiği, dava dosyasında deponun tam olarak ne zaman boşaltıldığı belirtilmemiş olmasına rağmen karşılıklı olarak gönderilen ihtarnamelerin tarihleri baz alındığında Haziran ayında depolama hizmeti verildiği kanaatinin oluştuğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
09/11/2020 tarihli bilirkişi raporu ile 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
HMK. 219. maddesine göre taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a maddesinin 1.fıkrasında “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.” aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” denilerek zorunlu arabuluculuğa tabi davalarda bu şartın gerçekleşmemesi halinde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası, 09/11/2020 tarihli ve 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında Depolama Hizmet Sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı karşı davalı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı karşı davacı hakkında icra takibine girişildiği, davalı karşı davacı tarafça borca, faiz ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli asıl davanın açıldığı, asıl davanın görülmesi sırasında davalı tarafça cevap-karşı dava dilekçesi ile karşı dava olarak alacak davası açıldığı ve karşı dava harcının yatırıldığı, Asıl ve Karşı davanın taraflarının her ikisi de ticaret şirketi ve tacir olup, aralarındaki davanın da ticari dava niteliğinde olduğu, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 09/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda, Sürat Lojistik A.Ş. ile ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş. Firmaları arasında 01/11/2017 ile 31/12/2018 tarihlerini kapsayan “Depolama Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, davalı şirketin iddia ettiği ürün kayıplarının dava dosyasına sunulan belge ve bilgilerle tespit edilemeyeceği, davacı karşı davalının 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı karşı davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle …. hesabına göre 60.272,06-TL ve … hesabına göre 15.930,00-TL olmak üzere toplamda davalı karşı davacıdan 76.202,06-TL alacaklı olduğu, davalı karşı davacının 2017 yılı ticari defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı karşı davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacı karşı davalıdan 38.591,29-TL alacaklı olduğu, özetle, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının (76.202,06-TL + 38.591,29-TL ) 114.793,35-TL olduğu, davacı karşı davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı karşı davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler toplamının 10.363,35-TL olduğu, mezkur faturanın ise dayanak evraklarının dosya içerisinde bulunmadığından hesaplama dışı bırakılmasının gerekeceği, bu itibarla toplamda 10.363,35-TL tutarlı faturaların davacı ispatına muhtaç bırakılması gerekeceği, davalı karşı davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı karşı davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan işlemler toplamının 104.430,00-TL olduğu ve yapılan teknik inceleme neticesinde ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş.’nin iddia ettiği ürün kayıplarının dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerle ispat edilemeyeceği yönünde görüş bildirildiğinden mezkur faturaların davalı karşı davacı ispatına muhtaç bırakılarak hesaplama dışı bırakılması gerekeceği, bu itibarla davacı alacağından hesaplama dışı bırakılan 10.363,35-TL mahsubu neticesinde davacı karşı davalının davalı karşı davacıdan (76.202,06-10.363,35-TL) 65.838,71-TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği, 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda ise dava dosyasında ürün teslim alma işleminde tutulmuş herhangi bir kayıt veya tutanak bulunmadığı, devir esnasında her iki tarafça tutanak altına alınmış bir devir teslim belgesi veya ….. Ev Gereçleri ve Dış Tic. A.Ş.’nin noter gözetiminde ürünlerini teslim aldığına dair resmi bir belge olmadığı için depo devri sırasında kayıp, hasarlı ürünler olup olmadığını tespit etmenin mümkün olmadığı, C/H hesap incelemesinde …. Lojistik A.Ş.’nin en son 30/08/2018 Haziran ayında hizmet bedeli fatura ettiği, dava dosyasında deponun tam olarak ne zaman boşaltıldığı belirtilmemiş olmasına rağmen karşılıklı olarak gönderilen ihtarnamelerin tarihleri baz alındığında Haziran ayında depolama hizmeti verildiği kanaatinin oluştuğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; 31/10/2017 tarih 1.582,38-TL, 31/10/2017 tarih 8.673,00-TL ve 31/12/2017 tarih ve 107,97-TL bedelli faturalar yönünden ticari ilişkinin ancak açıkça dava dilekçesinde veya delil listesinde dayanılmış olması şartı ile yemin delili ile ispatlaması lazım geldiği kabul edilerek, davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davalı şirkete gerekli uyarıyı da içerecek şekilde yemin metni tebliğ edilerek, yeminin ifası istenilmiş, davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı ile 31/10/2017 tarih 1.582,38-TL, 31/10/2017 tarih 8.673,00-TL ve 31/12/2017 tarih ve 107,97-TL bedelli faturalar yönünden borcu kabul etmediği görülerek, dosya kapsamında yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporları ile dosyaya ibraz edilmiş olan faturalar, taraf şirketlerin ticari defterlerindeki kayıtlarla hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alınarak davacı karşı davalının vermiş olduğu depolama hizmetlerinden dolayı davalı karşı davacıdan 65.838,71-TL alacaklı olduğu yönünde mahkememizde kanaat oluşmakla, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile, takibin 65.838,71-TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle alacağın likit ve bilinebilir olduğu dikkate alınarak hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karşı davanın ise karşı dava dilekçesinde arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı, 02/02/2022 tarihli celsede davalı karşı davacı vekiline arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini Mahkememize sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, davalı karşı davacı vekilinin 10/02/2022 tarihli duruşmadaki beyanı ile; “…Biz, duruşmadan sonra arabuluculuğa başvurduk. Davacı tarafın talebi ile toplantı ertelendi. Bu nedenle tutanak ibraz edemedik” denilmek suretiyle, karşı dava öncesinde zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığının belirtilmiş olduğu, 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup, karşı dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmayacağına dair bir hukuki düzenleme de bulunmadığı, bu nedenle, karşı davanın TTK’nın 5/A maddesindeki arabuluculuk müessesesinin istisnası olduğunun da söylenemeyeceği, karşı davacının karşı davasını açmadan önce anılan kanun hükümleri gereğince zorunlu arabuluculuğa başvurarak, 6325 sayılı HUAK’ın 18/a maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağını dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunması gerektiğinden karşı davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Asıl dava yönünden;
DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 65.838,71-TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile; takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren takipteki koşullar üzerinden faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 4.497,44-TL karar ve ilam harcından icra dosyasına yatırılan 381,01-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.116,43-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.135,20-TL’sinin davalıdan, 184,80-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,
Davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 381,01-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 116,60-TL posta gideri ve 650,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 766,60-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 662,34-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 84,00-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.359,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
2-Karşı dava yönünden;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(2) ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 5.977,12-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan 5.896,42-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2022
Katip ….
¸

Hakim …
¸