Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/807 E. 2020/198 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/807 Esas
KARAR NO : 2020/198

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine K.çekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı tarafından ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkili ile davalı firma arasında 51.000 adet kuyruk kanadı imalatı ile ilgili imalat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği davalı firma tarafından teslim edilen malzemeden 20.000 adet ürünün imalatı yapılarak davalıya teslim edildiğini, davalıya çekilen ihtarname ile işçilik malzemesi olan 11.250 TL, iptal edilen 31.000 adet ürünün bedeli olan 34.875-TL ve 2.025-TL’sinin toplamı olan 48.150-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını belirterek davalının itirazın iptali ile davalı tarafından icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 20/07/2018 tarihinde davacı firma ile davalı arasında imalat sözleşmesi imzalandığını, davacı firmanın 16 haftalık süre boyunca toplam 40 bin adet ürün teslim etmesi gerekirken toplam 16bin ürün teslim edebildiğini, … kalıbın da bilgisi dahilinde üretimi 2.bir firmayı ekleyerek devam ettiğini, hatta davacı firmanın ilgili firmaya ürün üretilmesi ile ilgili bilgi verip yardımcı olduğunu, …. kalıbın hatasını şifahen kabul edip herhangi bir itiraz ve ihtarda bulunmadığını, ilk teslim tarihi olan 12.06.2018 tarihindeki teslimat firmalarının sorumluluğunda olduğu için herhangi bir hak talebinde bulunmadıklarını, ancak bundan sonraki gecikmeler ve firmalarına kesilen cezaların davacı firmaya ait olduğunu, firmalarına …. tarafından kesilen 65.617,40 TL lik gecikme ceza faturası firmalarının kurumdaki alacaklarından tahsil edilerek peşinen ödendiğini, bu gecikme ceza faturalarının yaklaşık yüzde 90 ı davacı firmanın malzemeyi teknik şartname ve teknik resime göre üretemediğinı ve bu yüzden geciktirdiği teslimatlardan kaynaklanan cezalar olduğunu, başka bir firma ile anlaşma olduğundan maliyet artışı olduğunu, toplamda teslim edilen ürünün 16.000 Adet olduğunu, davalı firma olarak sözleşme şartlarındaki edimlerini yerine getirdiklerini, ancak davacı firmadan kaynaklı gecikmelerin firmalarına sirayet ettiğini ve buna karşılık zarar ettiklerini, …. tarafından firmalarına kesilen gecikme ceza faturalarını ve davalı ile davacı arasında imzalanan 20/07/2018 tarihinde imalat sözleşmesinin 3. Maddesi de ki gecikme bedelini , inkar tazminatı talep etmiştir.
Tüm dosya muhteviyâtı küllîyen tetkîk edildiğinde;
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevlidir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek davacının açtığı dava neticesinde mahkememizce yargılama sırasında yapılan yazışmalar ile davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklanması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması ve mutlak ticari dava olarak sayılan hususlardan da olmaması karşısında uyuşmazlığın esasını çözmede görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 24/02/2020

Katip …
E-imzalıdır ¸

Hakim …
E-imzalıdır ¸