Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/801 E. 2019/1396 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/801 Esas
KARAR NO : 2019/1396

DAVA : Yargılamanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 30/06/2011
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2020

Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2013 tarih … esas … karar sayılı kararı Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 11/12/2014 tarih …. Esas, … Karar sayılı ilamı ile ONANDIĞI, davacı tarafça karar düzeltme yoluna başvurulduğu, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince reddine karar verildiği, kararın 12/01/2016 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin 25/10/2019 tarihli dilekçesi ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, bu talep üzerine Bakırköy …. .Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dava dosyasında yargılamanın yenilenmesi talebinin esastan incelendiği, eksik harcın tamamlandığı, mahkemenin … Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafın yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın yenilenmesini talep eden-davacı dilekçesinde özetle;Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı kararının onandığını ve kesinleştiğini, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine müracaat edildiğini, bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm ekli E. … tarihli kararıyla “Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine dair iddiamızın kabul edilebilir olduğuna” karar verdiğini, müvekkilinin saklama koşulu 6 (-/+2) derece olan … adlı ilacın, Almanya’dan ithali İçin davalıyla 10.12.2010 tarihli “Frigo Araç Taşıma Sözleşmesi” imzaladığını, taşıma öncesi saklama koşulu navlun belgesine yazıldığını, her bir palet üzerine basıldığını, 27.12.2010 Almanya’dan yüklenen ilacın, 15 saat + 2 derece altında taşındığı ve bozulduğu 03.01.2011 günü İstanbul’da ısıölçer kayıtlarından nlaşılmıştır. Bunun üzerine müvekkilim, tamamı bozulan ilaç zararının tazminini istediğini, yargılama sürecinin başladığını, müvekkilinin tazminat talebine Sözleşme veya CMR hükümlerini uygulamak HMK 33’e göre Mahkemenin görevi iken “sınırsız; sorumluluk için’ talepte bulunulmadı” gerekçesiyle “sınırlı sorumluluk” hükmü kurulması, adil yargılama ödevinin ihlali olduğunu, zira sözleşmeye aykırı taşıma sebebiyle davalının tüm zarardan sorumlu tutulması, “sınırsız sorumluluk” talebinin tam kendisi olduğunu, hukuki güvenliğin ihlal edildiğini, 18.06.2012 tarihli ilk raporda davalının “sınırsız sorumlu” olduğu; 31.05.2013 tarihli 2. raporda “sınırlı sorumlu” olduğu sonucuna varıldığı halde Mahkeme iki zıt rapor arasındaki çelişkiyi gidermek için HMK. 282/3’e göre 3. Bilirkişiye başvurmadığını, davalı lehine olan 2. raporu karara dayanak aldığını, mahkemenin taraflara eşit mesafede durmayarak taşıma sektörünün korunmasına dair gerekçe oluşturduğunu, saklama koşulunun sözleşme, navlun belgesi ve her palet üzerinde yazılı olduğunu, sürücü beyanına göre frigonun (+5) dereceye ayarlanması, teknik olarak ısının her yerde aym olmasını sağalamadığı gibi bu dahi yol boyunca hiçbir iklimlendirme yapılmadığını gösterdiğini, karar gerekçesindeki 41 frigo cihazının arızalı olmadığı ve halta araç stop elliği halde çalışmaya devam ettiği” gerekçesi yanlış ve davalıyı destekleyen ön yargı olduğunu, zira söz konusu tespit, hasardan çok sonra sıcak hava koşullarında dizelin kimyasal yapısına uygun bir ortamda yapıldığını, mahkeme, “sürücü molaları esnasında hasarın oluşmadığı” kanaat ve sonucuna varan bilirkişi raporunu sorgulaması/ karara dayanak aldığını, mahkemenin “olayda taşıyıcının söz konusu zarar ihtimalini fiilen ve gerçekten bildiği iddia ve ispat edilmemiştir’ gerekçe ve tespiti maddi vakıadan uzak; tarafsızlık ve hukuki güvenlik ilkesini ihlal eden ön yargı olduğunu, Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm ekli H. … tarihli kararıyla “Mülkiyet hakkinin İhta! edildiğine dair iddiamızın kabul edilebilir olduğuna” karar verdiğini belirterek AMKYUHK m, 50/2 fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararında açıklanan ihlâli ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapı imasına, dava konusu dosyamızın bir bütün halinde değerlendirilmesini ve ilk yargılamadaki hatalı tespitler ile bunu belgeleyen ve kabul gören Anayasa Mahkemesi’nde ileri sürdüğü iddia ve somut deliller de dikkate alınarak hak ihlalinin giderilmesi yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasına, hak ihlâlini giderecek şekilde yeniden karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında; 25/12/2019 tarihli ek beyan dilekçesini aynen tekrar ettiğini, Anayasa Mahkemesi’nin müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmettiğini, aynı zamanda AYM kararında da bahsedildiği gibi mahkemenin kanun hükmünü yorumlayarak taşıyıcının hakkına üstünlük tanıyarak müvekkili şirket aleyhine ölçüsüz bir külfet yüklediği ifade edildiğini, bu sebeplerle önceki mahkeme kararının kaldırılarak mülkiyet hakkının ihlal edildiği gözetilerek yeniden yargılama yapılmasını talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında: 25/12/2019 tarihli beyan dilekçeziri aynen tekrar ettiğini, mahkemenin kararının kesinleştiğini, AYM kararında iddianın incelenmesi bakımından kabul edilebilir olduğu belirterek mülkiyet hakkının ihlal edilmediği oy birliğiyle karar verdiğini, HMK ve 6216 sayılı Yasa uyarınca yargılamanın yenilenmesi için bir sebep bulunmadığını, HMK 379.maddesi uyarınca esasa girilmeden ön inceleme aşamasında talebin reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava; 6100 Sayılı HMK.nun 374 ve devamı maddelerine dayalı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın yenilenmesi talebinin kanuni süre içinde yapıldığı, kaldırılması istenilen hükmün usulüne uygun olarak kesinleşmiş olduğu, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olduğu, talebin ön koşullarının oluştuğu nedeniyle yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin esastan incelenmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 375’nci maddesinde;
“(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:…
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması…
Buna göre yargılamanın iadesi sebepleri tek tek ve sınırlı olarak sayılmıştır.
Mahkeme,yargılamanın iadesi talebi üzerine,tarafları belirlediği duruşmaya davet edip dinledikten sonra;iade talebinin mesmu olup olmadığını araştırır.Mahkeme,burada genel dava şartlarından başka yargılamanın iadesi davacısının davayı süresi (m.377) içinde açıp açmadığını,yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenilen hükmün kesin veya kesinleşmiş olup olmadığını ve kanunda yazılı (m.375) bir yargılamanın iadesi sebebine dayanıp dayanmadığını kendiliğinden inceler.Mahkeme,bu şartlardan birinin mevcut olmadığı kanısına varırsa,yargılamanın iadesi davasını mesmu olmadığından dolayı(esasa girmeden) reddeder.(m.379)(Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz,Medenî Usul Hukuku ,23.Baskı,Ankara 2012 S:701)
Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası işbu dosya arasına konulmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda; davacının HMK.nun 375 ve devamı maddelerine dayalı olarak yargılamanın iadesini istediği dikkate alınığından söz konusu maddede sayılan koşulların diğer bentler bakımından gerçekleşmediği görülmüş olup davacı taraf esas olarak talebini kesinleşen mahkememiz kararına karşı bireysel başvuru sonunda Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm ekli H. 2010/4887 03.07.2019 tarihli kararıyla “Mülkiyet hakkinin İhta! edildiğine dair iddiamızın kabul edilebilir olduğuna” karar verdiğini belirterek AMKYUHK m, 50/2 fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararında açıklanan ihlâli ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde yeniden yargılama yapı imasına dayanarak eldeki talebini yapmış olup söz konusu AYM kararı incelendiğinde, Davacı vekilinin talebini dayandırdığı anayasa mahkemesi kararında, hak ihlali olduğuna ilişkin bir tespit bulunmayıp aksine hükmün 2. fıkrasında “ANAYASA’NIN 35. MADDESİNDE GÜVENCE ALTINA ALINAN MÜLKİYET HAKKININ İHLAL EDİLMEDİĞİNE” dair karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararında geçmekte olan “Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna” dair cümle esas açısından yapılan inceleme sonucu verilmiş bir hak ihlali tespitine dayanmamakta olup usul açısından yapılan inceleme sonucunda iddianın esasının incelenmesine geçilmesine ilişkindir. Bu nedenle, Davacı Şirket vekilinin, işbu kararı yargılamanın yenilenmesi talebine esas olarak göstermesi mümkün olmadığından bu hususa dayanarak yargılamanın iadesi talep edemeyeceği anlaşılmış olup ayrıca mahkememizin …. Esas …. Karar sayılı dosyasında verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen hükmün iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı tarafından yargılamanın iadesi sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin hiçbirinin yukarıda anılan Kanunun 375’nci maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı ve verilen kararın da Yargıtay …Hukuk Dairesince onandığı, mahkemenin kanuna uygun teşekkül ettiği ve AYM tarafından da mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine dair karar verdiği de anlaşılmakla; davacının yargılamanın iadesi talebinin, HMK.nun 379/2’nci maddesi uyarınca esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 375.madde ve devamı uyarınca Koşulları oluşmayan yargılamanın iadesi isteminin REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından yatırılan 27.725,75 TL harçtan mahsubuna, artan 27.681,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/12/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸